Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/969 E. 2019/311 K. 07.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/969 Esas
KARAR NO : 2019/311

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 12/10/2018
KARAR TARİHİ : 07/03/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03.04.2019
Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …….’nın inşaat taahhüt işleri ile ticari hayatına başladığını ve zemin çini karosu ile de inşaat malzemeleri üretimine geçtiğini, müvekkili şirket …….’in 1990 lı yılların başında kurulan Karo döküm işinin devamı niteliğinde olarak 1999 tarihinde ……. tarafından kurulduğunu, şirket ünvanının açılımının ……. olduğunu, ardından ……. ünvanı ile diğer müvekkili şirketin yine ……. tarafından kurulduğunu, kurulduğunda 3-5 çalışan ile başlayan imalat süreci zaman içinde satış, üretim, ve idari personelleriyle sayıca 60 ı geçkin ekibe ve 400 ü aşkın bayi ve satış noktasına ulaştığını, 90 lı yıllardan sonra Türk sanayisi banka destekli olarak sürekli büyüme eğilimi gösterdiğini, özellikle vadeli hammadde alım imkanını kullanmak isteyen sanayicinin çek defteri kullanması ile başlayan süreç sonrasında kredili mevduat hesapları, borçlu cari sistemi ile çalışan kredi hesapları, demirbaş alım ve leasing kredileri, çalışan hesapları gibi ürünler ile genişlediğini, bu süreçten geçen sanayici, yaptığı tüm tahsilatları çek senet veya nakit olması fark etmeksizin bankalara verdiğini ve sürekli kredi kullanır hale geldiğini, 2016 yılında, Türkiye’de bazı bombalama ve terör olaylarının yaşanması ardından turizm doğrudan inşaat sektörü ise dolayı olarak etkilenmeye başladığını, bankacılar özellikle kobilerin bu krizden kötü etkileneceğini ön görerek, mevcut kredi risklerini yavaş yavaş azaltma çabasına girdiklerini, Bunu yeni limit açmayarak, marjları arttırarak veya ek teminatlar isteyerek gerçekleştirdiklerini, sonuçta 2016 yılına nispeten kredi imkanı azalan her işletme nakit akış sıkıntısı çektiğini ve maddi sıkıntıya girdiğini, 2016 yılı Ocak ayında müvekkili şirketin toplam kredi limiti 15.000.000TL ve borcu 11.000.000 TL iken, bankaların daraltması sonucu iki yıl içinde banka borcunun toplam %90 kısmını ödediğini ve giderek küçülmeye başladığını, dava tarihi itibariyle müvekkili şirketin kredi borcunun ise 1.000.000 TL olduğunu, bu arada artan faiz oranları müvekkilinin finans maliyetini de arttırdığını, nakit darlığı ve faiz artışları ile doğal olarak başlayan talep düşmesi de piyasada rekabeti arttırınca bu kez de karlılıklar düştüğünü, ayrıca benzeri sıkıntıları çeken çoğu müşteri ile tahsilat problemleri başladığını, sonuç olarak müvekkili şirketin bu ahvalde başladığı 2018 yılı ilk yarısında özellikle ortaklardan borçlar alarak ayakta durduğunu, şirket faaliyetleri ile sıkıntıyı aşmaya çaba gösterdiğini, ancak 2018 yılının ikinci yarısından itibaren oluşan ani ve fahiş döviz artışları ile artık direnemez hale geldiğini, maliyeti düşürmek veya karlılığı azaltarak rekabet şansını yükseltmek ya da sabit masrafları azaltmak gibi bilinen çözümler artık hiçbir işe yaramadığını, belli bir rutin ve masraf ile dönmekte olan sistem de ani bir duruş ile çöktüğünü ve müvekkilinin çeklerini ödeyemez taahhütlerini yerine getirmez hale geldiğini, müvekkili şirket ……. ise, ……..Adlı gaz tüketim ruhsatına sahip sayısı sınırlı üreticilerinden biri olarak yalıtım levhası üretimi amacıyla kurulduğunu, söz konusu levha, plastik hammaddenin ……..gaz ile birlikte işlenmesi ile üretildiği ve gaz kullanım ruhsatı ozon tabakasına zarar verici etkisi nedeniyle, sayıca sınırlı üreticilere verildiği için başlangıçta tatminkar karlar sağladığını, ancak gaz kullanımına getirilen yasal kısıtlama ve gaz kullanımı olmadan üretim yapma tekniklerinin geliştirilmesi üzerine üretici sayısının artmasıyla sektör karsız hale geldiğini ve milyonluk makineler işlevsiz kaldığını, bu olumsuz gelişmeden sonra üretmek yerine ürün alıp satarak ticari boyuta geçiş yapan şirket aynı zamanda hammadde üretimi ve satışı işine de girdiğini ve geçmişte yaşadığı söz konusu kayıpların etkisini silmeye çalıştığını, müvekkili şirketlerin halen Kayabaşı Küçükçekmece’de 7.000m2 alan üzerine kurulu olan modern tesisinde faaliyette olduklarını, mevcut makineleri ile günde 300 ton toz yapı kimyasalı ve yine günde 50 ton sıvı yapı kimyasalı üretme kapasitesine sahip olduklarını, kadro küçülmeleri sonucunda çalışan sayısı 23 kişiye düştüğünü ve sabit masrafının azaltıldığını, müvekkil şirketin Türkiye sınırları dahilin de 400 bayi ve satış noktası bulunduğunu, son iki yılı küçülerek ve borç azaltarak geçiren ……. ve ……. hali hazırda aciz halde olduklarını, şirket ve ona kefil olan diğer davacı müvekkillerin yani ortakları aleyhine icra dosyaları açıldığını ve hacizler yapıldığını, bu durumda şirketin eski faaliyetine devam etmesi, karlı ürünler üretmesi ve satması kazançları ile borçlarını ödemesi pek mümkün olmadığını, bu sebeple şirketin kendini toparlaması ve tüm alacaklıların alacaklarını alabilmesi için Konkordato önlemine başvurmaları gerektiğini belirterek, öncelikle tüm müvekkiller yönünden İ.İ.K madde 287 gereğince Geçici Mühlet kararı verilmesine, ardından İ.İ.K. madde 288 gereğince konkordato talebimizin kabulüne ve kesin mühlet verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER ve YARGILAMANIN ÖZETİ
Dava, İİK 285.madde ve devamı uyarınca adi konkordato talebine ilişkindir.
Birleşen Mahkememizin …….. Esas sayılı dosyasına ibraz edilen geçici komiserlerin raporlarında;
Geçici Komiser heyeti tarafından ibraz edilen 28/11/2018 havale tarihli raporda özetle; davacı …….’nın konkordato ön projesinin uygulanması imkanının, etkin ortağı bulunduğu davacı şirketlerin konkordato ön projelerinin uygulanma imkanıyla paralel olduğu, davacı borçlunun bu aşamada bireysel olarak İİK’nun 297/2 maddesine aykırı bir eylemine rastlanmadığı gibi, kötü niyetini çağrıştıracak tutum, davranış ve eylemine de rastlanmadığını, öte yandan, davacının taşınmazlarıyla ilgili rayiç kıymet takdiri raporunun kendilerine ulaşmasından sonra, varlıklarının borçlar karşısındaki durumu yönünden yeni bir değerlendirmeye de ihtiyaç duyulabileceği kanaatine vardıklarını beyan etmişlerdir.
Geçici Komiser heyeti tarafından ibraz edilen 09/01/2019 havale tarihli raporda özetle; davacı …….’nın durumundaki gelişmeler pozitif ve umut verici olduğunu, mahkememizce iki aylık ilave geçici süre verilmesi halinde, durumundaki gelişme ve değişmelerin daha da somutlaştırılabileceğinin değerlendirildiği kanaatine vardıklarını beyan etmişlerdir.

Birleşen Mahkememizin …… Esas sayılı dosyasına ibraz edilen geçici komiserlerin raporlarında;
Geçici Komiser heyeti tarafından ibraz edilen 28/11/2018 havale tarihli raporda özetle; davacı ……’nın konkordato ön projesinin uygulanması imkanının, yetkilisi ya da ortağı bulunduğu davacı diğer gerçek kişi ve şirketlerin konkordato ön projelerinin uygulanma imkanıyla paralel olduğunu, hal böyle olmakla birlikte davacı borçlunun bu aşamada bireysel olarak İİK’nun 297/2 maddesine aykırı bir eylemine tesadüf edilmediği gibi, kötü niyetini çağrıştıracak tutum, davranış ve eylemine de rastlanmadığı kanaatine vardıklarını beyan etmişlerdir.
Geçici Komiser heyeti tarafından ibraz edilen 09/01/2019 havale tarihli raporda özetle; davacı ……’nın durumundaki gelişmeler pozitif ve umut verici olduğunu, mahkememizce iki aylık ilave geçici süre verilmesi halinde, durumundaki gelişme ve değişmelerin daha da somutlaştırabileceğinin değerlendirildiği kanaatine vardıklarını beyan etmişlerdir.
Birleşen Mahkememizin ……. Esas sayılı dosyasına ibraz edilen geçici komiserlerin raporlarında;
Geçici Komiser heyeti tarafından ibraz edilen 03/12/2018 havale tarihli raporda özetle; Şirket hakkında yapılan ilk incelemelerde, Konkordato geçici komiser heyeti olarak, borçlu şirketin çalışma kabiliyetini kaybetmediği; demirbaş, tesis makine cihazları ile mevcut çalışma düzenini koruduğunu, faaliyetlerine devam ettiğini, borçlu şirket defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu ayrıca borçlu şirketin 2016 yılından itibaren e-defter uygulaması çerçevesinde kayıt ve defler tuttuğunu, şirketin 31.10.2018 tarihi itibariyle 7.424.620,51,- TL, stokları, 862,230,32.- TL maddi duran varlıklarının bulunduğunu (tesis makine cihaz, taşıt, demirbaş vb.), şirketin 31.10.2018 tarihi itibariyle 3.120.860,80,- TL zararının bulunduğunu, şirketin kayıtlı bilançosunda stokların değerlenmesinin bilirkişi raporu sonrasında tespit edileceğini, geçici mühlet içinde ortaya çıkabilecek (alacak tahsili v.s,) gelişmeler ve şirket mal varlıklarının rayiç değerlerinin tespiti beklenilerek kesin bir değerlendirme yapılabileceği beyan etmişlerdir
Geçici Komiser heyeti tarafından ibraz edilen 09/01/2019 havale tarihli raporda özetle; şirket hakkında 3 aylık Geçici Mühlet içinde yapılan İncelemelerde, Konkordato geçici komiser heyeti olarak; borçlu şirketin çalışma kabiliyetini kaybetmediğini, demirbaş, tesis makine cihazları İle mevcut çalışma düzenini koruduğunu, faaliyetlerine devam ettiğini, şirketin 31.10.2018 tarihi itibariyle 7.424,620,51,- TL, stokları, 862,230,32.- TL maddi duran varlıklarının bulunduğunu (tesis makine cihaz, taşıt, demirbaş vb.), geçici mühlet içinde ortaya çıkabilecek (alacak tahsili v,s.) gelişmeler ve şirket mal varlıklarının rayiç değerlerinin tespiti beklenilerek kesin bir değerlendirme yapılabileceğini, şirketin 31.10.2018 tarihi itibariyle 3.120.860,80,- TL zararının bulunduğu, VUK madde 324’e göre sulh yoluyla alınmasından vazgeçildiğinden Ocak ayı itibariyle vazgeçilen 1.288,140.-TL alacak gelir kalemi olarak kanuna uygun kaydedilmiş ve geçmiş yıl zararından mahsup edildiğini, bu şekilde zararın azalması hususu şirket toplam borcunun azalmasına ve neticede alacaklıların lehine bir durum oluştuğunu, şirketin proje kapsamında taahhüt etmiş olduğu tasarruf tedbirleri kapsamında; raporun B bölümü 2 numaralı maddesinde belirtilen ve Ocak/2019 içinde gerçekleştirileceği söylenen kiralama hususunun gerçekleşîp gerçekleşmediğinin takibinin yapılması gerektiğini, şirketin mali tabloları, Aralık /2018 dönemine işlemlerin muhasebe kayıtları yasal süreler bitmediğinden tamamlanmadığından bilanço ve gelir tablosu gibi temel mali tablolar hazırlanmadığını, sonuç olarak mali tablolar üzerinden değerlendirmelerin şirketin dönem sonu işlemleri tamamlandıktan sonra yapılabileceğini, bu nedenlerle şirket hakkındaki geçici mühlet süresinin uzatılmasının mali durumunun iyileşmesi açısından uygun olacağını beyan etmişlerdir.
Mahkememizin …….. Esas sayılı dosyasına ibraz edilen geçici komiserlerin raporlarında;
Geçici Komiser heyeti tarafından ibraz edilen 07/12/2018 tarihli raporda özetle; borçlu şirketin çalışma kabiliyetini kaybetmediğini, demirbaşları ile mevcut çalışma düzenini koruduğunun tespit edildiğini, şirketin aktif olarak faaliyetlerine devam ettiğini, borçlarını ödeme ile alakalı olarak hazırlanan Konkordato ön projesindeki beyanlarına uygun davrandığını ve özellikle şirketin faaliyetlerini aksatmadan sürdürmekte olduğunu, konkordato ön projesinde belirtilen teklifinin gerçekleşmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu beyan etmişlerdir.
Geçici Komiser heyeti tarafından ibraz edilen 09/01/2019 havale tarihli raporda özetle; borçlu şirketin konkordato geçici süresi içerisinde çalışma kabiliyetini kaybetmediği; personel, demirbaş, tesis makine cihazları ile mevcut çalışma düzenini koruduğunu, faaliyetine devam ettiğini, kaydi değerler esas alınarak hazırlanan gerek 31.08.2018 tarihli gerekse 15.11.2018 tarihli bilançoya göre şirketin borca batık durumda olmadığını, borçlu şirketin Duran Varlıkları ile Stoklarının rayiç değerlerinin tespiti amacıyla görevlendirilen bilirkişi raporlarının mahkemeye ibraz edildiği, yapılan Rayiç Değerlemede Şirketin borca batık olmadığımın tespit edildiğini, borçlu şirketin 31.08.2018 ve 15.11.2018 tarihleri itibariyle zararda olduğunu, ancak 31.8.2018 tarihi itibariyle 207.739,35 TL tutarındaki zararın 28.952,88 TL’ye düştüğünü, 31.12.2018 geçici değerlerine göre de net kar tutarının 85.010,37 TL’ye yükseleceği Şirket kayıtlarından görüldüğünü, buna göre, 31.08.2018 tarihinden sonraki faaliyetlerde Şirket kazancının arttığı , zarardan kara döndüğü , mevcut kazancın yaşanan süreçler ve inşaat sektöründe yaşanan darboğaz nedeniyle göreceli olarak düşük kaldığı buna rağmen öngörülerin tutabildiği ve bu durumun makul olarak görülebileceğini, şirketin yıl sonu verilerinin henüz kesin olarak oluşmadığını, geçici olarak oluşan verilerin kontrolü ve hesap mutabakatlarının yapılmasına müteakip değerlendirme yapılmasının daha uygun olacağını, şirket vekilleri tarafından mahkemeye verilen dilekçe ile geçici mühlet süresinin iki (2) ay süre ile uzatılmasının talep edildiğinden hareketle; davacı şirket yönetiminin, satış faaliyetlerine aynen devam etmesi , yönetimin alacaklılarla görüşmeler yaparak konkordato projesi hakkında bilgilendirmeler yapması. Şirketin sahibi bulunduğu ve İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından düzenlenen 72265 sayılı , 24.07.2022 yılına kadar geçerli , Katı Atık Bertaraf lisansı ( Hava emisyon, Ambalaj atığı geri kazanım. Tehlikesiz atık geri kazanım) ile alakalı faaliyetlerine hız vererek , mevcut makine parkına ilave ettiği , KDV dahjl 99.000,- TL bedelli Konik Granül makinası ile üretim ve satış kabiliyetini arttıracağı ve bu yolla şirket gelirlerinin arttırılacağı, makinanm montaj İşlemlerinin bitirildiği, faaliyet giderlerinin ödendiği, Şirketin likidite sorunu olmadığı gözlenmekte olup Şirketin, gurup ana firması ……. LTD.ŞTİ’nin kredilerinde zincirleme/müşterek borçlu kefil olduğu , ana firmanın borçlarını yapılandırması ile , kendisinin de bu sonuçtan doğrudan faydalanacağı , borçlarını ödeme ile alakalı olarak hazırlamış olduğu Konkordato ön projesindeki beyanlarına uygun davrandığı ve özellikle şirketin faaliyetlerini aksatmadan sürdürmekte olduğundan hareketle , incelenen mali verilerin makro düzeyde 15.11.2018 tarihi itibariyle olduğu”, daha doğru değerlendirmelerin ise 31.12.2018 tarihi İtibariyle yapılmasının daha doğru olacağı ve gerekli mali mukayeselerin yapılabileceği, bu nedenle Borçlu vekili tarafından talep edilen 2 ay süre ile Geçici Konkordato Mühletinin uzatılmasının uygun olacağını, konkordato ön projesinde belirtilen teklifin kuvvetle muhtemel olduğunu beyan etmişlerdir.
Geçici konkordato komiser heyetinin 05/03/2019 havale tarihli nihai raporunda özetle; davacı şirketin elinde mevcut, tesisat ve demirbaş olduğu, 31.01.2019 tarihi itibariyle 1 adet sigortalı çalışanının olduğunu, kendilerine sunulan mali veriler dayanak teşkil etmek üzere hazırlanan 31.08.2019 tarihli kaydi değer bilançosuna göre özkaynağın (+)294,293,75 TL olarak hesaplandığını ve bu durumda şirketin kaydi olarak borca batık durumda olmadığını, ancak bilirkişi raporları ile stok ve maddi duran varlıkların rayiç değerlerine göre özvarlığm_(-) 342.342,72 TL olup, rayiç değerlere göre borca batık olacağını, şirketin ticari alacaklarının %92’sine tekabül eden 1.823.802-TL.lik kısmının şirket ortağı …….’nın ortağı olduğu ……..Tic. A.Ş.’de olduğunu, ancak 31.08.2018-31.01.2019 tarihleri arasında ……. Tİc. A.Ş. ’den herhangi bir tahsilat yapılamadığını, şirketin, önemli bir kısmı değer düşüklüğü, fire ve zayiat nedeniyle nakde dönüşme imkânın kaybetmiş olan stokları dönen varlıklardan düştükten sonra, kalan dönen KVYK’yi ödeme gücünün sürekli azaldığını, şirketin kısa vadede nakit sıkışıklığı içinde olduğunu ve kısa vadede borç ödeme yeteneğinin olmadığını, aktiflerin azalış trendi gösterdiğini ve alıcılar hesabındaki azalmaya rağmen nakit girişinin olmaması, Şüpheli Ticari Alacaklar Hesabının önemli bir tutara ulaşması, bunlar için eksik karşılık ayrılmasını, net satışlardaki trendin projede öngörülen projeksiyonu karşılamaktan çok uzak oluşu, bahse konu şirket için kesîn konkordato süresi verilmesinin uygun olmayacağı yönünde kanaatlerinin oluştuğunu beyan etmişler, …….- …… şahsi konkordato talep eden ……., davacı şirketler ……. …Ltd.Şti. Ve ……. .Ltd.Ştî.nin ortağı olduğunu, …… ise, ……. Ltd. Şti.nde sorumlu müdür, ……. …Etd.Şti.nin ortağı olduğunu, şirketin borcu için verilen çeklere ……. ve …… aval olup, ayrıca sözleşmelerde kefil olması nedeniyle şirketle birlikte borçlu olduklarını, bu durumda, ……. ve ……’nın durumu şirket tüzel kişiliğiyle yakından ilgili olduklarını, şirketin borcu sona erdiğinde ……. ve ……’nın da borcu sona erdiğini, ……. Ltd.Şti.nin konkordato projesine kesin süre verilmesinin uygun olmayacağı görüşü belirtildiğinden, bu durumun ……. ve …… içinde geçerli olduğu kanaatinde olduklarını beyan etmişlerdir.
Davacılar …………. ŞİRKETİ, ……. ve …… yönünden yapılan yargılama değerlendirme sonucunda;
Dava, adi konkordato istemli olarak açılmış olup, İİK’nun 285.maddesine göre borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek suretiyle veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir.
İİK’nun 287.maddesinde borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimali “konkordatonun başarı şansı” olarak nitelendirilmiştir.
Mahkemenin kesin mühlet kararını verebilmesi için konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olması gerekmektedir.
İİK’nun 289/1 maddesinde mahkemenin kesin mühlet hakkındaki kararını geçici mühlet içinde vereceği düzenlenmiştir.
İİK’nun 288/1 maddesinde geçici mühletin kesin mühletin sonuçlarını doğuracağı, İİK’nun 292.maddesinde ise iflasa tabi borçlu bakımından kesin mühletin verilmesinden sonra gerçekleşecek durumlarda mahkemenin kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflasına resen karar vereceği düzenlenmiştir. Konkordatonun başarıya ulaşamayacağının anlaşılması hali aynı maddenin b bendinde hüküm altına alınmıştır. Yani, konkordatonun başarıya ulaşmayacağının anlaşılması kesin mühletin kaldırılmasını gerektiren hallerdendir. Mühlet içinde, iyileşmenin ya da alacaklıların konkordatoyu kabulünün mümkün olmayacağının anlaşılması ya da konkordatoyu tasdik etmeyeceğinin açık olması, tasdik şartlarının mevcut olmadığının önceden anlaşılması halinde de konkordato mühleti kaldırılarak talep reddedilecek ve şartlar yerine gelmişse borçlunun iflasına karar verilebilecektir.
İİK’nun 297.maddesinde, borçlunun komiserin nezareti altında işlerine devam edeceği, borçlunun 297. Madde hükümlerine aykırı davranması halinde borçlunun malları üzerinde tasarruf yetkisini kaldıracağı veya 292.madde çerçevesinde karar vereceği, 292.maddede ise borçlunun malvarlığının korunması için iflasın açılması gerekiyorsa, konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa, borçlu 297.maddeye aykırı davranır ya da komiserin talimatlarına uymazsa komiserin yazılı raporu üzerine kesin mühletin kaldırılarak borçlunun iflasına karar verileceği düzenlenmiştir.
İİK’nun 287.maddesinde borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimali “konkordatonun başarı şansı” olarak nitelendirilmiş olup, kesin mühlet kararı verilebilmesi için konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olması gerekmektedir. Dosya kapsamı ve geçici komiser heyeti raporu nazara alındığında irketin, önemli bir kısmı değer düşüklüğü, fire ve zayiat nedeniyle nakde dönüşme imkânın kaybetmiş olan stokları dönen varlıklardan düştükten sonra, kalan dönen KVYK’yi ödeme gücünün sürekli azaldığını, şirketin kısa vadede nakit sıkışıklığı içinde olduğunu ve kısa vadede borç ödeme yeteneğinin olmadığını, aktiflerin azalış trendi gösterdiğini ve alıcılar hesabındaki azalmaya rağmen nakit girişinin olmaması, Şüpheli Ticari Alacaklar Hesabının önemli bir tutara ulaşması, bunlar için eksik karşılık ayrılmasını, net satışlardaki trendin projede öngörülen projeksiyonu karşılamaktan çok uzak oluşu, bahse konu şirket için kesîn konkordato süresi verilmesinin uygun olmayacağı yönünde kanaatlerinin oluştuğunu beyan etmişler, …….- …… şahsi konkordato talep eden ……., davacı şirketler ……. …Ltd.Şti. Ve…..Ştî.nin ortağı olduğunu, …… ise, ……. Ltd. Şti.nde sorumlu müdür…… …Etd.Şti.nin ortağı olduğunu, şirketin borcu için verilen çeklere ……. ve …… aval olup, ayrıca sözleşmelerde kefil olması nedeniyle şirketle birlikte borçlu olduklarını, bu durumda, ……. ve ……’nın durumu şirket tüzel kişiliğiyle yakından ilgili olduklarını, şirketin borcu sona erdiğinde ……. ve ……’nın da borcu sona erdiğini, ……. Ltd.Şti.nin konkordato projesine kesin süre verilmesinin uygun olmayacağı görüşü belirtildiğinden, bu durumun ……. ve …… içinde geçerli olduğu dikkate alındığında mevcut haliyle anılan gerekçelerle konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olmadığı anlaşılmış olmakla davacılar yönünden davanın reddine ve geçici mühletin kaldırılmasına karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
Davacı ……. TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ yönünden yapılan yargılama sonunda deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Dava, adi konkordato istemli olarak açılmış olup İİK’nun 287.maddesinde borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimali “konkordatonun başarı şansı” olarak nitelendirilmiştir.
İİK’nun 289/1 maddesinde mahkemenin kesin mühlet hakkındaki kararını geçici mühlet içinde vereceği düzenlenmiştir.
İİK’nun 288/1 maddesinde geçici mühletin kesin mühletin sonuçlarını doğuracağı, İİK’nun 292.maddesinde ise iflasa tabi borçlu bakımından kesin mühletin verilmesinden sonra gerçekleşecek durumlarda mahkemenin kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflasına resen karar vereceği düzenlenmiştir. Konkordatonun başarıya ulaşamayacağının anlaşılması hali aynı maddenin b bendinde hüküm altına alınmıştır. Yani, konkordatonun başarıya ulaşmayacağının anlaşılması kesin mühletin kaldırılmasını gerektiren hallerdendir. “Mühlet içinde, iyileşmenin ya da alacaklıların konkordatoyu kabulünün mümkün olmayacağının anlaşılması ya da konkordatoyu tasdik etmeyeceğinin açık olması, tasdik şartlarının mevcut olmadığının önceden anlaşılması halinde de konkordato mühleti kaldırılarak talep reddedilecek ve şartlar yerine gelmişse borçlunun iflasına karar verilebilecektir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde;
Davacı şirketin aktiflerinin kaydi değerlerinin esas alınması sureti ile düzenlenen 31.08.2018 tarihli bilanço ve mizana göre özvarlığı +294.293,75 TL ancak şirketin aktiflerinin rayiç değerlerinin esas alınması sureti ile düzenlenen (-)342.342,72 TL olup rayiç değerlere göre davacı şirket borca batık durumdadır.
Davacı şirketin ticari alacaklarını 850.000,-TL olarak gösterdiğini, ancak 31.08.2018 tarihli mizanda ticari alacakları kayden ve rayiç olarak 877.314,-TL olarak belirtmiş olmasına rağmen, söz konusu tabloda ticari alacaklarını 27.000,-TL azalışla 850.000.-TL gösterdiğini, stoklar hesabı (ilk madde-malzeme-yarı mamul + mamul+ ticari mallar=) 31.08.2018 tarihinde kayden ve rayicen 1.417.002,-TL. olarak gösterdiğini, ancak, davacının stokları, Finansal Analiz Raporunda ise 217.000.-TL eksik ile 1.200.000 TL gösterdiğini, şirketin 31.08.2018 itibariyle 8 aylık süre sonunda 202.000,-TL zararla, 31.12,2018 tarihinde ise 19.760.-TL dönem zararı ile kapattığını, şirket ise, 31.12.2018 sonu itibariyle 20,000-TL kar öngörüsünde bulunduğunu, 31.08.2018 ile 31,12.2018 arasında 2,000-TL.lik net satış tahmini (aylık 500,000.-TL) öngördüğünü, projede öngörülenlerin aksine 6 aylık sürede fiilen gerçekleşen mali verilerin şirket aleyhine olduğunun anlaşıldığını, 4 aylık dönem içinde öngörülen net satış 2.000,000.-TL. iken, gerçekleşen 1.594.000.-TL oldunu, 2019 yılı Ocak ayında öngörülen aylık satış 500.000,-TL olması gerekirken, satış işlemi olmadığını, 4 aylık dönem içinde öngörülen net kar 20.000.-TL olması gerekirken, net zarar (-) 20,000. -TL. olarak gerçekleştiğini, bu durumda, davacının 31.08.2018 tarihinden itibaren faaliyet karı elde edemediği gibi, yeni finansman kaynağı mevcut olmadığından (ortak ve sermayeyi artırma) nakit girişi sağlamaması sonucunda teknik iflas halinde olacağı, netice de konkordato projesinin onaylanmasının mümkün olmadığı kanaatine varıldığını, davacının, nakit tahsilatını…….Tİc. A.Ş/den yapamadığına göre, kısa ve uzun vadeli borç toplamı 2.774.269,-TL’lık ödemeyi yapması mümkün görünmediğini, davacının elinde bulunan stokların rayiç değerinin kayıtlı değerinin yarısı olarak kabul edildiği dikkate alındığında, stokların satış değerinin kısa vadeli borçların ancak %15’ini ödeyebileceğini, bu durumda, şirketin mevcut hazır değeri yeterli olmadığından, şirketin ticari faaliyetine devam etmesinin mümkün olamayacağını, şu halde, konkordato projesinin uygulanması mevcut koşullarda mümkün olmayacağı sonucuna varıldığını, Konkordato geçici komiser heyeti olarak 31.08.2018, 31.12.2018 ve 31.01.2019 tarihli mali verilerin ve şirket faaliyetlerinin gözlemlenmesi neticesinde; davacı şirketin elinde mevcut, tesisat ve demirbaş olduğu, 31.01.2019 tarihi itibariyle 1 adet sigortalı çalışanının olduğunu, kendilerine sunulan mali veriler dayanak teşkil etmek üzere hazırlanan 31.08.2019 tarihli kaydi değer bilançosuna göre özkaynağın (+)294,293,75 TL olarak hesaplandığı ve bu durumda şirketin kaydi olarak borca batık durumda olmadığı, ancak bilirkişi raporları ile stok ve maddi duran varlıkların rayiç değerlerine göre özvarlığın_(-) 342.342,72 TL olup, rayiç değerlere göre borca batık olacağını, şirketin ticari alacaklarının %92’sine tekabül eden 1.823.802-TL.lik kısmının şirket ortağı …….’nın ortağı olduğu ……. Tic. A.Ş.’de olduğunu, ancak 31.08.2018-31.01.2019 tarihleri arasında ……. Tİc. A.Ş. ’de n herhangi bir tahsilat yapılamadığını, şirketin, önemli bir kısmı değer düşüklüğü, fire ve zayiat nedeniyle nakde dönüşme imkânım kaybetmiş olan stokları dönen varlıklardan düştükten sonra, kalan dönen KVYK’yi ödeme gücünün sürekli azaldığını, şirketin kısa vadede nakit sıkışıklığı içinde olduğunu ve kısa vadede borç ödeme yeteneğinin olmadığını, aktiflerin azalış trendi gösterdiği ve Alıcılar Hesabındaki azalmaya rağmen nakit girişinin olmaması, Şüpheli Ticari Alacaklar Hesabının önemli bir tutara ulaşması, bunlar için eksik karşılık ayrılması, net satışlardaki trendin projede öngörülen projeksiyonu karşılamaktan çok uzak oluşu tespitleri dikkate alındığında, sonuç olarak borçlunun kesin mühlet alabilmesi, mali durumunu iyileştirebileceği veya konkordatonun tasdik edileceğinin inandırıcı şekilde ispat edilmesine bağlıdır. Dosya kapsamı, sunulan mali tablolar ve geçici komiser raporları birlikte somut olarak değerlendirildiğinde konkordatonun başarıya ulaşması ihtimalinin bulunduğunun inandırıcı şekilde ispatlanamadığı, sürecin devam ettirilmesinin davacı ya da alacaklıların menfaatine olmayacağı anlaşılmıştır. Zira davacının paraya çevrilebilir menkul ve gayrimenkul malın tamamının satılması halinde dahi maliyeti karşılanamayacak tamamen durmuş bir projenin, başkaca finansman kaynağı gösterilmediği halde tamamlanarak satımı halinde elde edilecek kar ile konkordatonun başarıya ulaşmasını beklemek gerçekçi değildir.
İİK’nun 288/1 maddesinde geçici mühletin kesin mühletin sonuçlarını doğuracağı, 292.maddede ise konkordatonun başarıya ulaşmayacağının anlaşılması halinde konkordato talebinin reddi ile borca batıklığı nedeniyle de iflasına karar verileceği düzenlenmiş olup, geçici mühlet kaldırılarak konkordata talebinin reddine, davacı şirketin iflasına karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle
ASIL VE BİRLEŞEN DOSYA DAVALARI YÖNÜNDEN;
A- İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün ……. sicil nolu borçlu ……….. VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ, ……. …… yönünden KONKORDATO TALEPLERİNİN AYRI AYRI REDDİNE,
1-Bu davacılar/borçlular yönünden 10/01/2019 tarihli duruşma ara kararlarında verilen tüm ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasına, bu hususta ilgili kurumlara müzekkere yazılmasına,
2-Bu davacılar/borçlular yönünden konkordato talebinin reddi kararının Ticaret Sicili Gazetesinde ve Basın-ilân Kurumunun resmî ilân portalında ilân olunmasına,
B) İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün ……. sicil nosunda kayıtlı davacı/borçlu ……. LİMİTED ŞİRKETİ ‘ nin KONKORDATO TALEBİNİN REDDİ İLE BORCA BATIK OLMASI SEBEBİYLE İFLASINA,
1-İflasın 07/03/2019 günü saat 14:58 İtibariyle açılmasına,
2-İflas avansının ve gider avansını karar kesinleştiğinde iflas müdürlüğüne aktarılmasına,
3-İflas ile ilgili olarak Bakırköy Nöbetçi iflas Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına,
4-İflas ile ilgili olarak İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirimde bulunulmasına,
5-İflasın iflas Müdürlüğü tarafından İİK.nun 166.maddesinde yazılı usullere göre ilanına,
6-Komiser heyetinin görevine son verilmesine,
7-Hüküm ile birlikte mahkememiz tarafından verilen tüm tedbirlerin kaldırılmasına,
8-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
9-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40 TL maktu karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,5 TL harcın davacılardan alınarak hazineye irat kaydına,
10-Birleşen …….. Esas sayılı dosyasında; Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40 TL maktu karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,5 TL harcın davacılardan alınarak hazineye irat kaydına ,
11-Birleşen ……. Esas sayılı dosyasında; Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40 TL maktu karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,5 TL harcın davacılardan alınarak hazineye irat kaydına ,
12-Birleşen …..Esas sayılı dosyasında; Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40 TL maktu karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,5 TL harcın davacılardan alınarak hazineye irat kaydına ,
13-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40 TL maktu karar ve ilam harcının müdahale talep edenler/müdahille…….A.Ş., ……. Şti., S……. A.Ş.’nden ayrı ayrı tahsili ile hazineye irad kaydına,
14-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere tarafların yüzlerine karşı oybirliğiyle karar verildi. 07/03/2019

Başkan ……
E-imzalıdır ¸
Üye ……
E-imzalıdır ¸
Üye …….
E-imzalıdır ¸
Katip ……
E-imzalıdır ¸