Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/966 E. 2020/505 K. 02.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/966
KARAR NO : 2020/505

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/10/2018
KARAR TARİHİ : 02/09/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin aralarındaki ticari satım sözleşmesinden doğan alacağının tahsili amacıyla davalı hakkında Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 28/12/2017 tarihinde ilamsız ic8ra takibi başlatıldığını, davalının süresi içinde takip dosyası ile yollanan ödeme emrine karşı borca itiraz ettiğini, takibin durmasına sebebiyet verdiğini, davalının icra takibine ve borcun tamamına ilişkin itirazının haksız, kötüniyetli ve zaman kazanmak için olduğunu, bu sebeple itirazın iptali davası açtıklarını, takibin devamına karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek, davalının yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 2.043,22 USD olarak aynen devamına, davalının %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; harca esas değere itiraz ettiklerini, davacı tarafın icra takibine konu kur farkına ilişkin düzenlenmiş ve müvekkiline tebliğ edilmiş bir faturanın mevcut olmadığını, davacı tarafın düzenlemiş olduğu hizmet al5ım faturalarının yabancı para ile değil Türk Lirası üzerinden düzenlendiğini, taraflar arasında kur farkı ödeneceğine dair yazılı ya da sözlü herhangi bir sözleşmenin olmadığını, faturaya 8 gün içinde itiraz edilmemesi faturadaki bedelin dövizle ödeneceğinin kabulü anlamına gelmediğini, davacı tarafın tercih hakkını Türk Lirası üzerinden kullandığını, talep edilen tutarın fahiş olduğunu, alacağın likit olmadığını ileri sürerek, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Takibe konu icra dosyası, faturalar ve ticari defter kayıtları dosyamız içerisine alınmıştır.
Usulünce duruşma açılmış, ön inceleme aşamasında uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Davacı … tarafından 18/12/2017 tarihinde Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davalı …. Teksil’e ödeme emri göderilmiş, 17 adet faturadan kaynaklı kur farkı alacağına dayalı olarak 2.043,22 USD’nin 17.764,24 TL nin dövizli alacaklara kamu bankalarına fiili olarak uygulanan yıllık %4,50 faiz oranı ile tahsili için icra takibi başlatılmış, TBK 100. Mad. Gereği ödemelerin öncelikle faiz ve ferilerine mahsulu talep edilmiştir.
Davalı ödeme emrini 11/01/2018 tarihinde tebliğ almış davalı vekilinin 16/01/2018 tarihinde, takip konusu borca ve tüm ferilerine itirazı neticesinde takip durmuştur.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
SMMM … tarafından düzenlenen raporda, taraf defterlerinin lehlerine delil niteliklerinin bulunduğu, davacı tarafından ibraz edilen ticari defterlerden davacı kayıtlarında 120.32 hes kodu ile müşteriler hesabında takip edilen davalı …. Tekstil’e ilişkin işlemler sonucu davacı ve davalı ticari defterlerinde icra takip tarihinde davacının davalıdan 0,54 krş. Alacaklı olduğu ve yıl sonunda krş. Bakiyesinin sıfırlandığı görüldüğü, faturaların üzerinde her ne kadar döviz kuru yazmakta ise de faturanın bedelinin döviz olarak tahsil edileceğine ilişkin herhangi bir şerh yazmadığı, 11/07/2016 tarihinden sonra düzenlenen faturalar üzerinde Fatura Bedeli KDV dahil .. Usd olup dövizli olarak tahsil edilecektir şerhi bulunduğu, 11/07/2016 tarihinden önce davacının davalıdan 2.330,30 TL alacağı bulunduğu, davalının bu tarihden sonra ilk alacaklı olduğu bedelden 2.330,30 TL mahsup edilerek, kalan kısım dövize çevrilmiş olduğu, davacının kestiği faturaların üzerindeki USD tutarları dikkate alındığı, netice olarak 11/07/2016 tarihinden sonra yanlar arasındaki Borç/Alacak işlemlerinin USD’ye çevrilmesi neticesinde davacının davalıdan 1.955,10 USD alacağı kaldığı hesaplanmıştır. Bu dövizli alacak KDV’li olduğundan ve davacı kur farkı faturası kesmediğinden %8 KDV oranı mahsup edildiğinde 1.955,10 / 1,08 = 1.810,28 USD davacının davalıdan alacağı bulunmaktadır, şeklinde bildirmiştir.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen tüm faturalar taraf defterlerinde kayıtlı olup 11/07/2016 yılı öncesi ve sonrası için davacının 11/07/2016 yılına dek TL olarak düzenlediği, bu tarihten sonraki faturaları ise ” TL olarak düzenleyip Bedelli USD olup dövizli tahsil edilecektir şerhinin bulunduğu, ancak Türk Vergi Kanunları gereğince faturaların düzenlendiği tarih itibariyle USD kuru üzerinden Türk Lirasına çevrilerek muhasebe kayıtlarına aktarıldığı, davalı defterlerinde sadece Türk Lirası bazında fatura ve tediye kayıtlarının yer aldığı, davacı şirket ticari defter kayıtlarına esas cari hesap ekstrelerinde ise USD ve TL olarak ayrı ayrı takip edildiği anlaşılmakla davacının davalıdan takip ve dava tarihi itibariyle oluşan 1.810,28 USD alacağı olduğu kanaatinin mahkememizde oluştuğu, her ne kadar davalının taraflar arasında kur farkının uygulanacağına dair herhangi bir sözleşmenin bulunmadığı, taraflar arasında kur farkına yönelik anlaşma olduğuna dair bir belgenin dosyaya sunulmadığı, vade farkının uygulanabilmesi için de taraflar arasında bir sözleşme bulunması ve taraflar arasında vade farkı uygulanacağına dair teamülün olması gerektiğine ilişkin itirazı var ise de; davacı şirket tarafından USD olarak düzenlenen işbu faturalarda Fatura bedeli KDV dahil … USD olup dövizli tahsil edilecektir. ” ibaresine yer verildiği, dosyaya konu faturaların bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere bedellerinin öncelikle yabancı para cinsinden gösterildiği ve Vergi Usul Kanunundaki zorunluluk nedeniyle Türk Lirası üzerinden düzenlendiği, yabancı para alacağına ilişkin kurla ilgili şerhin bulunduğu, davalı tarafın bu faturalara itiraz etmediği, bu durumda bedeli yabancı para olarak gösterilen faturalar yönünden akdi ilişkinin yabancı para cinsinden kurulduğu görülmekle davacının davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Y.19.HD’nin 2018/1227 Esas, 2019/1611 Karar sayılı kararı da bu yöndedir.)
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davalının yapmış olduğu itirazın 1.810,28 USD asıl alacak yönünden iptali ile takibin devamına, takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faiz ile birlikte fiili ödeme tarihindeki Merkezi Bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirası olarak davalıdan tahsiline,
2-Kabul edilen bedelin takip tarihindeki TL karşılığı olan 6.924,04 TL üzerinden %20’si oranındaki 1.384,80 TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 472,98 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 132,60 TL harcın mahsubuna, bakiye 340,38 TL harcın davalıdan alınarak hazineye GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından peşin yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ile 132,60 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davanın kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davanın ret miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 840,20 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.122,40TL yargılama giderinden davanın kabul miktarı dikkate alınarak 1.000,94 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
8-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalı vekilinin yüzüne verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 02/09/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza