Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/952 E. 2019/123 K. 01.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

BAKIRKÖY (1) NO’LU ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2018/952
KARAR NO : 2019/123

DAVA : TAZMİNAT (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/10/2018
KARAR TARİHİ : 01/02/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait…. marka 2016 model aracın 09/01/2018 tarihinde …. nolu kasko sigorta poliçesi ile davalı … şirketince sigortalandığını, 27/04/2018 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucunda hasar aldığını, kazanın akabinde kazaya karışan araç ve sürücüler tarafından kaza raporlarının düzenlendiğini, bahse konu kazadan sonra davalı …Ş’ye ihbar edildiğini, müvekkilinin aracının zararını oyalayarak ödemediklerini, davalı …’ya mail yoluyla bilgi istendiğini, ödememe nedeninin sorulduğunu, fakat kendilerine hiç bir bilginin verilmediğini, bu sebeplerle kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan 39.004,44-TL hasarın davalı şirketçe temerrüt tarihinden itibaren reeskont oranında faiziyle birlikte karşılanmasını sağlamak üzere dava açma zorunluluğunun doğduğunu ileri sürerek, müvekkiline ait…. marka 2016 model aracın 27/04/2018 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucunda hasara uğraması nedeniyle meydana gelen zararı bedeli olan 39.004,44-TL’nin davalı … Şirketince ve acentesi… Sigorta Aracılık Hizmetleri A.Ş’ye temerrüt tarihinden itibaren uygulanacak reeskont faizi ile tazmin edilmesine, bir kısım hakları saklı tutmak kaydı ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklandığını, davacı … adına kayıtlı …. plakalı aracın müvekkili nezdinde 09/01/2018-09/01/2019 tarihleri arasında sigortalandığını, dava dışı ….Kiralama A.Ş ….., yani rehinli alacaklı konumunda olduğunu, sigortadan tazminat talep hakkının öncelikli olarak rehinli alacaklıya ait olması sebebi ile sigorta poliçesinden kaynaklı olarak dava açma hakkının da öncelikle rehinli alacaklıya ait olduğunu, bu nedenle dava dışı ….Kiralama A.Ş’ye müzekkere yazılarak, davacı tarafından ikame edilen işbu davaya muvafakatlerinin olup olmadığının sorulmasına, rehinli alacaklı tarafından davaya muvafakat edilmemesi durumunda davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesini, davacının TTK 1147 maddede düzenlenen bilgi verme ve araştırma yapılmasına izin verme yükümlülüğü ile kasko sigortası poliçesi genel şartlarının B1.4-6-7 de düzenlenen ihbar yükümlülüğüne aykırı davrandığını, davacı tarafın kazanın sigorta teminatı kapsamına giren bir olay sonucunda gerçekleşmiş olduğunu kanıtlamakla yükümlü olduğunu ileri sürerek, dava dışı rehinli alacaklı, üçüncü şahıs ….Kiralama A.Ş’den davaya muvafakatlerinin bulunup bulunmadığının sorulmasına, rehinli alacaklı tarafından davaya muvafakat edilmemesi durumunda, davanın aktif husumet yokluğu sebebi ile reddine, davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacının üzerinden bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasında sigorta ilişkisi kapsamında sözleşmesel bir ilişki vardır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda; davacıya ait hususi aracın yaptığı kazada uğradığı hasar bedelinin, kasko sigorta poliçesini düzenleyen davalı … ve acentesinden tahsilinin istendiği görülmektedir. Yukarıda açıklanan yasa maddeleri ve düzenlemeler ışığında, somut uyuşmazlıkta davacı sigortalı gerçek kişi tüketici konumunda olup, davalı … ile aralarında akdedilen sigorta sözleşmesi bir tüketici işlemidir. O halde, tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi tarafından görülmesi gerekir.
6502 sayılı Kanuna göre, davalı … satıcı veya sağlayıcı vasfındadır. Sigorta poliçesine konu sigortacılık hizmeti ise, kanunun tanımladığı hizmet vasfındadır. Davacı ise kanunun 3.maddesinin (k) bendinde sayılan tüketici vasfındadır.
Aynı maddenin (1) bendine göre sağlayıcı sayılan davacı ile tüketici sayılan davalılar arasındaki sigortaya ilişkin her türlü sözleşme ve hukuki işlem kapsamında kalan tüketici işlemi ise bu davanın konusunu oluşturmaktadır.
Tüm dosya kapsamından; somut uyuşmazlık 6502 sayılı Kanunun 3.maddesine göre tüketici işlemi veya tüketiciye yönelik uygulamalardan doğmuş olup, aynı kanunun 73.maddesi gereği davaya bakmak görevi tüketici mahkemesine aittir. Davanın açıldığı tarih itibarı ile 6502 sayılı Kanun yürürlüğe girmiştir. Bu kanun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir .(İstanbul …..BAM ….. Esas, ….. Karar ilamı da bu doğrultudadır.)
HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca görev dava şartıdır ve aynı kanunun 115.maddesine göre mahkemeler dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Bu durumda davaya bakmaya Tüketici Mahkemesinin görevli olması nedeniyle mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla;açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Tüketici Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı … vekilinin yüzüne karşı… Sigorta vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 01/02/2019

KATİP …
¸e-imza

HAKİM …
¸e-imza