Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/95 E. 2022/833 K. 23.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/95 Esas
KARAR NO : 2022/833

DAVA : Maddi – Manevi Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/06/2017
KARAR TARİHİ : 23/09/2022
Küçükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27/07/2017 tarih ve … esas ve … karar sayılı görevsizlik kararı ile dosya mahkememize gönderilmiş olmakla yukarıdaki esas numarasını almış olup mahkememizde görülmekte olan Maddi – ManeviTazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 10/02/2014 tarihinde davalı …..’in sevk ve idaresinde olan … plaka numaralı … marka 2004 model ticari minibüs ile üç tekerlekli bisiklet ile seyahat etmekte olan müteveffa …..’e çarparak ölümüne sebep olduğunu, bu kaza ile ilgili olarak Küçükçekmece … Asliye Ceza Mahkemesi’nin ….. Esas sayılı dosyasının karara çıktığını ve kararın kesinleştiğini, her ne kadar ceza dosyasında müteveffa …..’in asli, sürücü …..’in tali kusurlu olduğu kabul edilerek karar verilmiş ise de taraflarınca bilirkişi kusur raporlarına haklı nedenlerle itiraz edildiğini, alınacak yeni kusur raporlarında davalı sürücünün tam kusurlu olduğunun ortaya çıkacağını, trafik kazasında vefat eden davacıların çocukları …..’in henüz 29 yaşında olup, yıllardır çalıştığından düzenli bir iş ve gelir sahibi olduğunu, müteveffanın fiziksel engelli olmasına rağmen fabrikada kalıp makinesi ustası olarak iki yıldan fazla bir süredir çalıştığını, fiziksel engellerinin ve sağlık sorunlarının önüne çıkardığı problemleri azmi ve iradesiyle çözerek herkesin sevgi ve saygısını kazanan, azim ve kararlılıkla yaşama tutunan müteveffanın gençliğinin baharında hayata veda ettiğini, baba ….. ve anne …..’in oğulları ….’ın ölümüyle onun maddi ve manevi desteğinden, kardeşlerinin ise manevi desteğinden yoksun kaldıklarını, maddi tazminat isteklerine yönelik davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, davalı işleten …..’a ait kazaya sebep olan … plakalı aracın kaza tarihinde mevcut olan 11/09/2013 tarihinden başlayıp 11/09/2014 tarihinde biten … numaralı trafik sigorta poliçesini davalı sigorta şirketinin düzenlediğini iddia ederek; trafik kazasında oğullarını kaybeden davacı baba ve anne için 6100 Sayılı Yasa’nın 107. Maddesi uyarınca toplanacak delillere göre, destekten yoksun kalma tazminat tutarlarının belirlenerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere ayrı ayrı 500,00’er TL destekten yoksun kalma tazminatının işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden, sigorta şirketi yönünden sigorta limiti aşılmamak üzere temerrüt tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve yasal avukatlık ücreti ile birlikte ortaklaşa ve zincirleme sorumlu olarak davalılara yükletilmesine, sorumluluğun derecesine ve maddi zararın kapsamına göre fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik anne ve baba için ayrı ayrı 20.000,00’er TL, kardeşler için ise ayrı ayrı 10.000,00’er TL olmak üzere toplam 70.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılar işleten ve sürücüden tahsili ile müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar ….. ve ….. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …..’ın, … Plakalı minibüsün sahibi, ….. ise aracın sürücüsü olduğunu, müteveffa …..’in ise, kazanın meydana geldiği trafiğin yoğun olarak yaşandığı yolda, seyir halinde gerek kendisinin gerekse kullandığı aracın seyrinin yasak olduğu bir konumda üç tekerlekli bisikleti kullanan kişi olduğunu, öncelikle, müteveffanın trafiğin çok yoğun olduğu kazanın meydana geldiği yolda, üç tekerlekli bisikleti kullanma ehliyetine sahip olup olmadığın ve üç tekerlekli bisikletle o yolda hareket etmesinin trafik kurallarına aykırı olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, davalılardan ….. ve …..’in müteveffanın anne babası, diğer davacıların ise kardeşleri olduğunu, öncelikle tartışılması gereken konunun ağır derecede engelli olan müteveffanın can güvenliğinin tehlikede olduğunun açık olmasına rağmen, ona başka ulaşım aracı temin edilmemiş olduğundan üç tekerlekli bisikletle trafiğin yoğun olarak yaşandığı yolda trafiğe çıkmış olması olduğunu, davacı anne ve babanın müteveffayı mevcut haliyle trafiğe çıkarmakla müteveffanın can güvenliğini tehlike attıkları gibi genel trafik güvenliğini de tehlikeye atmış bulunduklarını, davacıların davaya dayanak olarak Küçükçekmece … Asliye Ceza Mahkemesinin ….. Esas, ….. Karar no.lu kesinleşmiş kararını gösterdiklerini, bu dosya incelendiğinde, keşif sırasında bizzat hakim tarafından yapılan gözlemler ve bilirkişi tarafından düzenlenen rapora göre, araç sürücüsü …..’in kusursuz, üç tekerlekli bisikletin sürücüsü …..’in ise yüzde yüz kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kazanın meydana gelmesinde müvekkili …..’in hiçbir kusurunun olmadığını, her ne kadar daha sonraki bilirkişi raporlarında …..’in asli kusurlu, …..’in tali kusurlu olduğu yönünde raporlar verilmiş ise de var olan gerçeklik konusunda, bu raporların hakimi bağlayıcı nitelikte olmadığını, olay sırasında, …..’in normal bir hızla, kendi şeridinde seyir halindeyken, …..’in önünde bulunan başka bir aracı sollamak için aniden müvekkilinin kullandığı aracın bulunduğu şeride girdiğini, bu hususun ceza dosyasında bulunan CD görüntüleri ve görgü Tanığı …..’ın beyanı ile sabit olduğunu, dosyada bulunan CD İzleme ve İnceleme tutanağına göre “…..(Mütevefa) isimli şahsın kullandığı 3 tekerlekli beyaz bisiklet kendisine göre yolun sol tarafında bulunan ara yola girmek üzere girmek anında meydana gelmiştir. CD’ye göre, bisikletin önünde başka bir minibüs olduğu için sanığın maktulü görmesi de mümkün değildir. Kazanın meydana geldiği yerde keşifte, olayın nasıl meydana geldiği mahkeme tarafından da gözlemlenmiştir. Hakim gözleminde, olay yerinin kaza tespit tutanağı ile uyuştuğu, trafiğin yoğun şekilde seyir halinde olduğu mevcut haliyle görüşü ve sürüşü engelleyecek bir unsurun bulunmadığı, yol kusurunun bulunmadığı, trafik levha ve işaretin, ışığın bulunmadığı…” hususlarının tespit edildiğini, müteveffanın davacı anne ve babanın desteği olmadığını, tam tersine müteveffanın onların desteğine muhtaç durumda olduğunu, davacıların ekonomik durumlarının iyi olduğunu, bu nedenle maddi tazminat istemenin koşulları olmadığından dolayı maddi tazminat davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre, davacıların dava açmadan önce Zorunlu mali sorumluluk sigortası hükümleri gereğince sigorta poliçesini düzenleyen davalı ….. Sigorta A.Ş’ye müracaat etmelerinin yasal bir zorunluluk olduğunu, davacıların bu yasal yola başvurmadan doğrudan doğruya dava açtıklarını, maddi tazminat davasının yargılama şartrı yerine getirilmediğinden dolayı maddi tazminat davasının usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, olayda, müteveffanın tam kusurlu, müvekkili …..’in ise kusursuz olması nedeniyle manevi tazminat talep etmenin koşullarının oluşmadığını, bu nedenle manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini savunarak; davanın reddine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı ….. Sigorta A.Ş. (Ünvan değişikliği ile … Sigorta A.Ş.) vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya öncelikle dava şartı yokluğu yönünden itiraz ettiklerini, 14.04.2016 tarihinde Karayolları Trafik Kanun’nun 97. maddesinde yapılan değişiklikle bu tarihten sonra açılan davalar bakımından zarar görenin zararının tazmini için dava açmadan önce sigorta şirketine yazılı başvuruda bulunması şartının dava şartı olarak düzenlendiğini, işbu düzenlemenin dava şartı niteliğinde olup zarar görenin başvuru yapmadan dava açamayacağından başvuru yapmadan açılan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu olayda ise zarar gördüğünü iddia eden davacı tarafın müvekkili şirkete K.T.K.’nun 99. maddesi ile belirtilen şartlara uygun bir şekilde başvuru yapmadığını, müvekkili şirketin talepten dava dilekçesi ile haberdar olduğunu, dava şartı yokluğundan dolayı red taleplerinin kabul görmemesi halinde dava dilekçesine görev yönünden itiraz ettiklerini, uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesinin görev alanına girdiği dikkate alınarak davanın HMK m.114/1-c maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle görev yönünden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından, 11.09.2013-2014 tarihleri arasında, …. numaralı Z.M.M.Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, söz konusu poliçeden doğan sorumluluklarının, sigortalının kusuru oranında olmak üzere, poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, davayı kabul anlamında olmamak üzere yapılacak inceleme sonucunda müvekkili şirketin sorumluluğuna hükmedilmesi durumunda poliçede belirtilen limitin esas alınması gerektiğini, dava dilekçesinde her ne kadar ceza yargılamasında sigortalı araç sürücüsüne tali kusur verildiği, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu iddia edilmişse de bu beyanın taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, bu kapsamda ceza dosyası da dahil olmak üzere kazaya ilişkin tüm belgelerin birlikte değerlendirilmesi ile kazaya karışan araç sürücülerinin kusur oranlarının tespiti gerektiğini ve öncelikle kusur durumunun tespiti için dosyanın ATK Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığına gönderilerek kusur incelemesi yönünden rapor alınmasına karar verilmesini talep ettiklerini, ayrıca her durumda müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun gerçek zarar miktarı ve sigorta poliçesinde yazılı limitlerle sınırlı bulunduğunu, desteğinin yaşının kaza tarihinde dava dilekçesine göre 29 olup davacılardan Baba …..’ın kaza tarihinde yaşının 54; anne …..’ın ise kaza tarihinde yaşının 50 olduğunu, müteveffanın davacılara destek oranının tazminat hesabı uygulamalarına göre her iki davacı için toplamda %15 düzeyinde olduğunu, davacılarca talep edilen destekten yoksun kalma zararının konusunda uzman bilirkişi kurulu tarafından bilimsel ve denetime uygun bir bilirkişi raporu ile tespit edilmesi gerektiğini, Yargıtay kararlarına göre desteğin kazancının sözleşme, ücret bordrosu, hesap pusulası gibi çeşitli ödemeye ilişkin belgelerle kanıtlamasının gerektiğini, söz konusu belgelerden hiçbirinin dosyaya sunulmadığını savunarak; öncelikle davanın K.T.K.’nun 97. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde davanın görev yönünden reddi ile dosyanın görevli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, yapılacak yargılamada, sınırlı sorumluluk ilkesi, gerçek zararın giderilmesi ilkesi, kusur oranında sorumluluk ilkesi gözetilerek kusur ve tazminat miktarının hesaplanmasını, müvekkili şirketin tazminattan sorumlu olduğu varsayımında uygulanması gereken faizin yasal faiz olmasını, bu aşamada haksız ve dayanaktan yoksun davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davacı tarafça davanın Küçükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esasında açılmış olduğu; Küçükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/01/2018 tarihinde kesinleşen 27/07/2017 tarih … E. … K. Sayılı ilamı ile “…Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalı sigorta şirketi açısından sigorta poliçesindeki miktar ile sınırlı olarak ödeme yapılmasına ilişkin olup, zorunlu sigortanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmesi ve aynı kanunun 4. maddesi uyarınca bu kanunda düzenlenen işlerden kaynaklanan hukuk davalarının ticari dava niteliğinde olduğunun kabul edilmesi gerektiğinden mutlak ticari dava niteliğindeki bu uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu” gerekçesiyle görevsizlik nedeniyle dosyanın mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
YARGILAMANIN ÖZETİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Taraf vekilleri karşılıklı olarak delillerini bildirmişler, bildirdikleri deliller toplanılmıştır.
Tarafların sosyal ve ekonomik durumları kolluk vasıtası ile araştırılmıştır.
Tarafların SGK kayıtları, Takbis kayıtları ve Polnet kayıtları UYAP ortamından alınarak dosyaya eklenmiştir.

….. Sigorta A.Ş.’den; … numaralı sigorta poliçesinin bir sureti celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nden; … plakalı araca ait trafik kaydının bir sureti celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Küçükçekmece .. Asliye Ceza Mahkemesi’nin ….. Esas ….. Karar sayılı dosyası celp edilmiş incelenmesinde; katılanların ….. ve ….., sanığın ….. olduğu, Taksirle Ölüme Neden Olma suçundan yapılan yargılama sonucunda mahkemenin 28/12/2016 tarih ….. karar sayılı kararı ile; “sanığın üzerine atılı suçu işlediği sabit görülerek neticeten 1 Yıl 8 Ay Hapis Cezasıyla Cezalandırılmasına ve 5237 Sayılı Yasanın 51. Maddesi uyarınca hapis cezasının Ertelenmesine karar verildiği, kararın sanık müdafii tarafından İstinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Ceza Dairesinin 22/03/2017 tarih … Esas ve … Karar Sayılı İlamı ile istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak karar verildiği anlaşılmış; Mahkemece itibar edilen ve hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesinin 18/11/2015 tarih ve ….. sayılı raporu ile …. Üniversitesi Ulaştırma Anabilim Dalında görevli öğretim görevlilerinden oluşan heyet tarafından hazırlanan 04/11/2016 havale tarihli bilirkişi raporlarında müteveffa sürücünün asli, sanığın tali kusurlu olduğu tespitlerinin yapıldığı görülmüştür.
Davacılar vekili tarafından bildirilen tanıklar Mahkememizce bizzat dinlenilmiştir.
Mahkememizce dinlenen davacı tanığı …. beyanında, “Ben müteveffa …..’in amcasıyım. Yeğenlerimizden ….’ın trafik kazası geçirdiğini, hastaneye gittiğini haber verdi. Hepimiz işten çıkarak apar topar hastaneye koştuk. Doğrudan yoğun bakıma alındığını öğrendik. 15 gün yoğun bakımda kaldı. Ben, kardeşim ve yeğenlerime destek olmak için onlarla birlikteydim. Davacılar berbat durumdalardı. Söyleyeceklerim bundan ibaretttir” demiştir.
Mahkememizce dinlenen davacı tanığı … beyanında, “Yeğenim müteveffa …’ın vefat haberini duyar duymaz hastaneye gittim, gittiğimde zaten yoğun bakımdaydı. 15 gün civarında yoğun bakımda kalmıştır. Davacılar bu nedenle çok üzgün durumdalardı. Yoğun bakımda da vefat etmiştir” demiştir.
Mahkememizin 26/06/2019 tarihli duruşma ara kararı ile; dava konusu trafik kazasında taraf sürücülerin kusur durumları ile kusur oranlarının tespiti bakımından Mahkememiz dosyası İstanbul Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’na gönderilerek rapor düzenlenmesi istenilmiş, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 17/03/2020 tarih … sayılı raporlarında; “…Mevcut verilere göre: Davalı sürücü …..’in, sevk ve idaresindeki minibüsle seyir halinde iken yola gereken dikkatini vermesi, olay mahalli kavşağa yaklaştığını dikkate alarak kavşaktan her an tedbir alacak vaziyette geçiş yapması, karşısından gelerek dönüş yapan elektrikli bisiklete karşı zamanında etkili tedbir alması gerekirken bu hususlara riayet etmediği anlaşılmakla olayda tali kusurlu olduğu, Müteveffa sürücü …..’in, sevk ve idaresindeki elektrikli bisikletle seyir halinde iken olay mahalli kavşakta sola dönüş yapmadan evvel karşı istikametten gelen araçların seyir durumunu kontrol etmesi, yaklaşan araçlara ilk geçiş hakkını vermesi, kavşağın müsaitlik durumuna göre kontrollü bir şekilde dönüş yapması gerekirken bu hususlara riayet etmediği, dönüş yaptığı sırada minibüs ile çarpışmaları sonucu meydana gelen kazada asli kusurlu olduğu, sonuç olarak; Davalı sürücü …..’in %25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olduğu, müteveffa sürücü …..’in %75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğu” yönünde kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
ATK raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davalılar vekilleri tarafından ATK raporuna karşı beyan ve itirazlarını içerir dilekçeler sunulmuştur.
Mahkememiz dosyası 20/01/2021 tarihli duruşma ara kararı ile; davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talepleri ile ilgili olarak aktüerya bilirkişisine tevdi edilmiş, Aktüerya Hesap Bilirkişisi …. tarafından düzenlenen rapor mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş, 27/04/2021 havale tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle; “… 10/02/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında 24/02/2014 tarihinde vefat eden …..’in, sigortalı araç sürücüsünün %25 kusuruna göre PMF-1931 tabloları kullanılarak yapılan hesapta; anne ….. için destek tazminatının 27.007,02-TL, baba ….. için destek tazminatının 20.643,74-TL hesaplandığı, TRH-2010 tabloları kullanılarak yapılan hesapta; anne ….. için destek tazminatının 45.967,28-TL, baba ….. için destek tazminatının 24.108,50-TL hesaplandığı ” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davalılar vekilleri tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını içerir dilekçeler sunulmuştur.

Davacılar vekilinin UYAP Bilişim Sistemi üzerinden göndermiş olduğu 27/04/2021 tarihli bedel artırım dilekçesi ile dava değerini arttırdığı görülmüştür.
Mahkememiz dosyası, 10/11/2021 tarihli duruşma ara kararı ile; 27/04/2021 havale tarihli bilirkişi raporu itibariyle olan veriler esas alınarak, desteğin aktif devresi bilinen son ücreti, pasif devresi için AGİ dahil edilmemiş asgari ücretin esas alınması, muhtemel bakiye yaşam süresinin belirlenmesinde TRH-2010 tablosu kullanılarak ve prograsif rant tekniği uygulanarak tazminat miktarının hesaplanması hususunda aktüerya bilirkişisine tevdi edilmiş, Aktüerya Hesap Bilirkişisi … tarafından düzenlenen rapor mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş, 13/05/2022 havale tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle; “… Davacı …..’in nihai ve gerçek maddi zararının 41.138,96 TL olduğu, Davacı …..’in nihai ve gerçek maddi zararının 23.051,78 TL olduğu, temerrüt başlangıcının davalı sigorta şirketi yönünden 15.06.2017 tarihi; davalı sürücü ve işleten yönünden ise 10.02.2014 tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davalılar vekilleri tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını içerir dilekçeler sunulmuştur.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Kurulunun 17/03/2020 tarih ve …. Sayılı raporu ile 13/05/2022 havale tarihli bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunmuştur.
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani, haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse, TBK’nun 53. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
6098 Sayılı TBK. 49 maddesi gereğince kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
6098 Sayılı TBK un 50/1.fıkrası gereğince zarar gören zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altında olup; aynı Kanunun 56/2. fıkrasında da, ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebileceği hüküm altına alınmıştır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi gereği motorlu araç işleteni de doğan zararlardan sürücü ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Müteselsil sorumluluğun hukuki sonuçları TBK’nun 61, 62, 106, 155, 162, 163, 166, 168. maddelerinde düzenlenmiştir. Müteselsil borçlulardan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumludur.(TBK 162/1). Borç tamamen ifa edilinceye kadar alacaklıya karşı bütün borçluların sorumluluğu devam eder.(TBK 163/2) Alacaklı, borçluların birinden, bir kısmından veya hepsinden alacağını talep etme ve dava açma hakkına sahiptir.(BK163/1)
Yapılan yargılama, tarafların iddia ve savunmaları, sunulan ve toplanan deliller, tanık beyanları, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler, Küçükçekmece …Asliye Ceza Mahkemesi’nin ….. Esas ….. Karar sayılı dosyası, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Kurulunun 17/03/2020 tarih ve … Sayılı raporu ile 13/05/2022 havale tarihli hesap bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişki olduğu; olay tarihinde saat 07:45 sıralarında davalı sürücü …..’in sevk ve idaresindeki … plakalı minibüs ile … Caddesini takiben … Bulvarı yönünden … Mahallesi istikametine seyir halinde iken … Caddesi kavşağına geldiğinde karşı istikametten gelerek sağ tarafındaki Hasan Önal Caddesine dönüş yapmakta olan müteveffa sürücü …..’in sevk ve idaresindeki elektrikli 3 tekerlekli bisiklete çarpması neticesinde ölümlü kazaya sebebiyet verdiği; Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 17/03/2020 tarih … sayılı raporda meydana gelen trafik kazasında sürücü müteveffa …..’in %75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu, davalı sürücü …..’in %25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, aynı yönde davalı sürücünün Küçükçekmece …. Asliye Ceza Mahkemesinin ….. Esas 28/12/2016 tarih ….. karar sayılı kararı ile; sanığın üzerine atılı suçu işlediği sabit görülerek neticeten 1 Yıl 8 Ay Hapis Cezasıyla Cezalandırılmasına karar verildiği, Mahkemece itibar edilen ve hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesinin 18/11/2015 tarih ve ….. sayılı raporu ile … Üniversitesi Ulaştırma Anabilim Dalında görevli öğretim görevlilerinden oluşan heyet tarafından hazırlanan 04/11/2016 havale tarihli bilirkişi raporlarında müteveffa sürücünün asli, sanığın tali kusurlu olduğu tespitlerinin yapıldığı, anlaşılmakla; davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep etmesinin yasal koşullarının oluştuğu, 13/05/2022 havale tarihli hesap bilirkişi raporu ile destekleri konumunda olan murisin ölümü nedeniyle davacı …..’in 41.138,96 TL ve davacı …..’in 23.051,78 TL destekten yoksun kalma tazminatı alacağının olacağı yönünde görüş bildirildiği, alınan hesap bilirkişi raporunun dosya içeriğine uygun ve denetime elverişli olduğu anlaşıldığından; kazaya karışan … plakalı aracın kaza tarihinde geçerli ZMSS poliçesinin davalı ….. Sigorta A.Ş. tarafından tanzim edildiği; aracın maliki olmakla işleten sıfatının kazanıldığı, KTK madde 85’de işletenin sürücünün eylemlerinden kendi kusuru gibi sorumlu olacağının düzenlendiği, KTK madde 86’da düzenlenen sorumluluktan kurtulma halinin somut olayda gerçekleşmediği, bu nedenle işletenin söz konusu olayda sorumlu olduğu, motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına sebep olunması halinde hiç bir ayrım yapılmaksızın işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen sigortacının da sorumlu tutulması gerektiği değerlendirilerek; davalıların, davacının kaza nedeniyle maruz kaldığı maddi zararlardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu anlaşılmakla; 13/05/2022 tarihli hesap bilirkişi raporu doğrultusunda davacı …..’in maddi tazminat davasının bedel artırım dilekçesi kapsamında kısmen KABULÜ ile; 41.138,96-TL tazminatın 10/02/2014 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (davalı sigorta şirketi poliçe teminat limitiyle sınırlı ve hükmolunan tazminata dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek koşuluyla sorumlu tutulmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle adı geçen davacıya verilmesine, Davacı …..’in maddi tazminat davasının bedel artırım dilekçesi kapsamında kısmen KABULÜ ile; 23.051,78-TL tazminatın 10/02/2014 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (davalı sigorta şirketi poliçe teminat limitiyle sınırlı ve hükmolunan tazminata dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek koşuluyla sorumlu tutulmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle adı geçen davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine; Dava konusu olayda, davacıların söz konusu kaza nedeni ile duymuş oldukları elem ve üzüntü ile orantılı olacak şekilde bir nebze telafisi açısından kazanın meydana geldiği tarih, olayın gerçekleşme şekli, yeri, kusur durumu, tarafların, dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, akrabalık dereceleri, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın sebepsiz zenginleşme ve fakirleşme aracı olmaması, hakkaniyet ilkesi ve sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet vermeyecek şekilde davanın kısmen kabulü ile davacı ….. için 15.000,00 TL, davacı ….. için 15.000,00 TL, davacı ….. için 7.500,00 TL, davacı ….. için 7.500,00 TL, davacı ….. için 7.500,00-TL (toplam 52.500,00-TL) manevi tazminatın 10/02/2014 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ….. ve …..’ten müştereken ve müteselsilen tahsiliyle adı geçen davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde tüm hususları içerir hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davacıların davasının KISMEN KABULÜ İLE,
A-Maddi tazminat talepleri yönünden:
1-Davacı …..’in maddi tazminat davasının bedel artırım dilekçesi kapsamında kısmen KABULÜ ile; 41.138,96-TL tazminatın 10/02/2014 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (davalı sigorta şirketi poliçe teminat limitiyle sınırlı ve hükmolunan tazminata dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek koşuluyla sorumlu tutulmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle adı geçen davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Davacı …..’in maddi tazminat davasının bedel artırım dilekçesi kapsamında kısmen KABULÜ ile; 23.051,78-TL tazminatın 10/02/2014 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (davalı sigorta şirketi poliçe teminat limitiyle sınırlı ve hükmolunan tazminata dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek koşuluyla sorumlu tutulmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle adı geçen davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
B)Manevi tazminat talepleri yönünden:
1-Davacı ….. için 15.000,00 TL, davacı ….. için 15.000,00 TL, davacı ….. için 7.500,00 TL, davacı ….. için 7.500,00 TL, davacı ….. için 7.500,00-TL (toplam 52.500,00-TL) manevi tazminatın 10/02/2014 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ….. ve …..’ten müştereken ve müteselsilen tahsiliyle adı geçen davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden alınması gereken 7.971,14-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 242,51-TL harcın mahsubu ile bakiye 7.728,63-TL harcın (davalı … Şirketi bu miktarın 3.541,25-TL’sinden sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 242,51-TL peşin harç, 31,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 273,91-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 323,00-TL adli tıp raporu gideri, 1.400,00-TL bilirkişi ücreti, 357,50-TL posta gideri olmak üzere toplam 2.080,50-TL yargılama giderinden davanın maddi ve manevi tazminat talebi yönünden kısmen kabulü (%83,30) dikkate alınarak 1.733,05-TL yargılama giderinin (davalı …. Şirketi bu miktarın 953,28-TL’sinden sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan, davacı ….. için 9.200,00-TL, davacı ….. için 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,
6-Davalılar davacı ….. tarafından açılan maddi tazminat davasında vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince ret olunan kısım üzerinden hesaplanan 4.828,32-TL vekalet ücretinin davacı …..’den alınarak davalılara verilmesine,
7-Davalılar davacı ….. tarafından açılan maddi tazminat davasında vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince ret olunan kısım üzerinden hesaplanan 1.056,72-TL vekalet ücretinin davacı …..’den alınarak davalılara verilmesine,
8-Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan, davacı ….. için 9.200,00-TL, davacı ….. için 9.200,00-TL, davacı ….. için 7.500,00 TL, davacı ….. için 7.500,00 TL, davacı ….. için 7.500,00-TL vekalet ücretinin davalılar ….. ve …..’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
9-Reddedilen manevi tazminat yönünden davalılar ….. ve ….. vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 5.000,00- TL vekalet ücretinin davacı …..’den tahsili ile, 5.000,00-TL vekalat ücretinin davacı ….. ‘den tahsili ile, 2.500,00-TL vekalet ücretinin davacı …..’den tahsili ile, 2.500,00-TL vekalet ücretinin davacı …..’den tahsili ile, 2.500,00-TL vekalet ücretinin davacı …..’dan tahsili ile davalılar ….. ve …..’e verilmesine
10-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa iadesine,
11-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı sigorta vekilinin yüzüne karşı, bir kısım davalılar vekili Av. …..’in yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/09/2022

Katip ….
¸

Hakim …
¸