Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/940 E. 2021/52 K. 20.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/940 Esas
KARAR NO : 2021/52

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/10/2018
KARAR TARİHİ : 20/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıya karşı icra takibine başlanıldığını, borca itiraz ettiğini, yetki itirazının usule uygun olmadığını, TBK 89 md göre para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir düzenlemesinin bulunduğunu, müvekkilin yerleşim yerinin …. …. olduğunu, bu nedenle Bakırköy mahkemelerinin görevli olduğunu, davalının sipariş etiği ürünlerin süresinde teslim edildiğini, davalının itirazlarının tamamiyle haksız olduğunu, bilirkişi incelemesi talep ettiklerini, davalıya teslim edilen rulo çimde toprak kurdu, yavrusu ve pupası bulunduğu iddiasının gerçekten uzak olduğunu, rulonun çimdeki kurtlanmasının serimden sonra ortaya çıkmasının mümkün olmadığını, çim serildikten sonra 4 gün içinde böyle bir kurtlanmanın oluşmasının mümkün olmadığını, davalıya ilaçlama yoluyla bu durumun ortadan kaldırılabileceğinin bildirildiğini ancak davalının ilaç önerisine olumlu bir cevap vermediğini, bu nedenlerle borçlunun vaki itirazının iptaliyle takibin devamına, kötüniyetli itiraz olması nedeniyle alacağın da likit olması nedeniyle %20 den az olmamak üzere borçlu aleyhine icra inkar taminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil hakkında yapılan icra takibi ile açılan davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu, icra takibinin yetkisiz icra müdürlüğünde açıldığını, yetkili icra dairesinin ve mahkemenin Antalya İcra Daireleri ve Mahkemeleri olduğunu, davacı şirketin adresinin …. adresi olduğunu, müvekkilin davacıya herhangi bir borcu olmadığını, davacının farklı tarihlerde davalıya canlı çim saha sattığının doğru olduğunu, bunlardan ilkinde herhangi bir sorun yaşanmadığını, davacıdan satın alınan rulo çimlerin serilmesinden bir müddet sonra ortaya çıkan bir durum olduğunu, teslim edilen ürünlerin ayılı olduğunu, malın teslim alındığı gün ayıp ihbarının yapıldığını, bu sebeplerle sözde alacak için icra takibine geçen davacının haksız ve kötü niyetli olup davacının işbu takip nedeniyle takipte istenen alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere yasal tazminata hükmedilmesine, haksız ve yersiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı her ne kadar faturaya dayalı itirazın iptali talebinde bulunmuş ise de taraflar arasında rulo çim satımı ile bu satımdan kaynaklı rulo çim uygulamasına dönük eser sözleşmesi yapıldığı anlaşılmaktadır.
TTK’nun 4.maddesinde ticari davalar tanımlanmakla; bu açıdan anılan maddenin 1.fıkrasında “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu kanunda sayılan davaların ticari dava olduğu öngörülmüştür.
Somut olayda bakıldığında ise; görev yönünden yapılan re’sen inceleme ile, davanın taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklandığı, tarafların tacir olup ihtilafın her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili olduğu anlaşılmaktadır. Bu doğrultuda, taraflar arasında görülen davada görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşılmıştır.
Yetki hususu mahkemelerce ön inceleme aşamasında değerlendirilir. Davalı vekilince icra takibinde usulüne uygun yetki itirazında bulunmuştur.
Yerleşik Yargıtay uygulaması gereği itirazın iptali davasında, mahkememiz, icra dairesinin yetkisine karşı yapılan itirazı tetkik merci yerine geçerek çözümlemek durumundadır. Bu nedenle öncelikle icra dairesinin yetkili olup olmadığı hususu değerlendirilmelidir. (Yargıtay 19. HD. 01/10/1998 T. -1998/4665 E. 1998/50704 K. ) Nitekim Mahkememizce Bakırköy İcra Hukuk Mahkemesinin adeta yerine geçerek ve Yargıtay uygulamasına da uygun olarak icra dairesinin yetki durumu ele alınmıştır.
O halde mahkemece açıklandığı üzere öncelikle bu itiraz hakkında karar verilmesi gerekmektedir. Zira borca yönelik itirazın iptâli davasının incelenebilmesi için evvela ortada yetkili bir icra dairesinde yapılmış bir icra takibinin varlığı şarttır. İİK’nın 50. maddesi hükmüne göre para veya teminat borcu için takip hususunda HMK (eski HUMK.) daki yetkiye dair hükümler kıyas yoluyla tatbik olunur.
Eser sözleşmesinden kaynaklanan davalar HMK’nun 6 maddesine göre davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde (genel yetkili mahkeme) açılabileceği gibi HMK’nun 10 maddesi uyarınca sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de (özel yetkili mahkemede) açılabilir. Taraflar arasında geçerli olarak yapılmış yetki sözleşmesi varsa ve bu mahkemede de açılabileceğine dair aksine bir düzenleme yoksa, dava yalnızca sözleşmede kararlaştırılan yer mahkemesinde açılabilir (HMK md 17)
Somut olayda davalının yerleşim yerinin Antalya sözleşmenin ifa yerinin de …/…. olduğu tartışmasızdır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için gerekli şartlardan birisi de yetkili icra dairesinde yapılmış bir icra takibi bulunmasıdır. Oysaki takip tarihi itibari ile yetkili icra dairesinde yapılmış bir takibin bulunmadığı anlaşılmak olup davalının itirazı yerindedir.
Yapılan açıklamalar karşısında, Bakırköy İcra Dairesinin takip tarihi itibari ile icra dairesinin yetkisizliği nedeni ile davacının davasının HMK’nun 114/2 .maddesi uyarınca özel dava şartı yokluğundan reddine, davanın reddi nedeni ile davacının tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın İcra Dairesinin yetkisizliği nedeniyle özel dava şartı yokluğundan REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 208,45 TL harçtan mahsubuna, artan 149,15 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin ve takdir olunan 4.080,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/01/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza