Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/938 E. 2022/238 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/938 Esas
KARAR NO : 2022/238

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/10/2018
KARAR TARİHİ : 09/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin boya kimya alanında iştigal etmekte olup yapmış olduğu işinde kendi alanında önde gelen firmalardan olduğunu, pazarladığı ürünlerin boya ve kimya piyasasında 1.kalite olup, Güney Koreli firmanın da Türkiye Distribütörlüğünü yapmakta olduğunu, davalı firma ile kuruları ticari ilişki neticesinde müvekkili firmanın anlaşma gereği davalının ihtiyacı olan boyayı her talep etmesinde zamanında kendisine teslim ettiğini, borçlu firmanın cari hesabının yükselmesi üzerine davacı alacaklının mevcut hesabın kapatılmasını veya kısmi ödeme yapmasını borçlu firmadan talep etmesi üzerine, davalı firmanın alışverişi kestiği gibi mevcut borcunu da ödemediğini, bunun üzerine davalı borçlu hakkında Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasından ilamsız icra takibine geçildiğini, davalı borçlunun haksız ve mesnetsiz olarak borca ve yetkiye itiraz ettiğini belirterek ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile davalı borçlunun Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, alacağa takip tarihinden itibaren faiz yürütülmesine, borçlunun haksız ve kötü niyetle yaptıği itiraz nedeniyle takip miktarı üzerinden %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle müvekkili şirket adresinin Kayseri olup T.M.K.’nun 51. ve 106. maddeleri ile H.M.K.’nun 6.maddesi gereğince; ” Tüzel kişilere karşı kendi kuruluş belgelerinde hilafına hüküm bulunmadıkçe işlerinin yönetildiği yer mahkemeleri genel yetkilidir. ” hükmü ile Yargıtay 13.H.D.’nin 2013/17262 E.,2013/22036 K.sayılı kararı gereğince “ H.M.K.’nun 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. ” kuralı sebebiyle bu davada yetkili yerin Kayseri Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacı şirketin her ne kadar sözleşmeden doğan alacaklarda alacaklının ikametgahı ya da sözleşmenin ifa yeri mahkemesinin ve bu sebeple de Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu belirtmişse de taraflar arasında akdedilmiş bir sözleşme olmadığı gibi, var olduğu düşünülse bile ifa yeri Kayseri olacağından yetkili mahkemenin Kayseri Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, bu sebeple öncelikle yetki itirazımızın kabulü ile davanın yetkisizlik sebebi ile reddine ve talep halinde de dosyanın yetkili ve görevli Kayseri Ticaret Mahkemeleri’ne gönderilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, davanın usulden reddine karar verilmeyerek esasına girilmesi halinde de reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin duvar kağıtları imalatı ile iştigal etmekte olup davacı şirketle ticaretinin 30.04.2017 tarihinde başladığını ve o tarihten itibaren davacı şirketten zaman zaman ticari defter kayıtlarıyla da sabit olacağı üzere boya alımları olduğunu, müvekkili şirkete ilk başlarda gönderilen mamullerin Güney Kore imalatı olan ve orijinal ambalajında gönderilen boyalar olduğundan müvekkili şirketin bu boyaları imalatında kullanırken herhangi bir sorun yaşamadığını ve ödemelerini de düzenli olarak yaptığını, ancak müvekkili şirkete gönderilen özellikle son üç parti boya malzemesinin kullanıldığı duvar kağıtlarının renginde solukluklar olduğunu, önceden gönderilen boyalarla çıkan rengi tutturabilmek için eskisinden daha çok boya kullanmaları gerektiğini, gönderilen ambalajların incelendiğini ve ambalajların da orijinal olmadığını önceden gönderilen orijinal ambalajların Kore menşeili olduğu belli iken orijinal olmayan ambalajların Türk menşeili olduğunun görüldüğünü, bunun üzerine davacı şirket yetkililerini aradıklarını, ambalajların orijinal olmadığını, içinden çıkan mamüllerin de ilk gönderilenler gibi orijinal değil, problemli ürünler olduğunun söylendiğini, davacı şirket yetkililerinin de Güney Kore ambalajlarının daha pahalı olması sebebiyle Güney Kore’den getirttikleri boyaları yan sanayi ambalajlarla müvekkili şirkete gönderdiklerini ifade ettiklerini, bu kabul beyanının dahi gönderilen boyaların orijinal Güney Kore ürünü olmadığı ve davacı şirket tarafından Türkiye’de imal edilerek Güney Kore’den gönderilmiş gibi fiyatlandırılmak suretiyle müvekkili şirketin zarara uğratıldığının açık delili olduğunu belirterek davacı şirketin haksız ve mesnetsiz davasının öncelikle usulden reddine, esasa girilmesi halinde esastan reddi ile alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere davacı şirketin tazminata mahkum edilmesine ve yargılama giderleriyle vekalet ücretinin de davacı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki boya alım satımına dayalı ticari ilişkiden kaynaklanan bakiye fatura alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Davacı vekili tarafından 08/01/2019 tarihli dilekçe ekinde; takibe konu faturalar ile davacı firmaya ait kalite belgeleri dosyaya ibraz edilmiştir.
Davalı vekili tarafından delil listesi ekinde; tutanak asılları, satın alınan boya malzemesinin teslimi sırasında çekildiği belirtilen görüntüleri içerir CD, taraf şirket yetkilileri arasındaki yazışmalar ve iade faturaları dosyaya ibraz edilmiştir.
Taraf vekilleri karşılıklı olarak delillerini bildirmişler, bildirdikleri deliller toplanılmıştır.
Uyuşmazlığın, davacının davalıya sattığı boya karşılığında düzenlenen faturalardan kaynaklı davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, davalının savunmasına göre, teslim edilen boyaların (gizli yada açık) ayıplı olmasının söz konusu olup olmadığı, bu nedenle davalının zarara uğrayıp uğramadığı, uğramışsa miktarının ne kadar olduğu, davalının muayene ve ihbar yükümlülüğünü süresinde ve usule uygun yerine getirip getirmediği, sonuç itibariyle davalının davacıya borçlu olup olmadığı hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyası celp edilmiş olmakla incelenmesinde; Alacaklı davacı … San. Tic. Ltd. Şti. tarafından borçlu (davalı) … Duvar Kağıtları İml. Amb. San. Ve Tic. A.Ş. aleyhine faturalar alacağa dayanak gösterilerek toplam 36.738,73 USD-TL alacağın tahsili istemiyle takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 17/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği ve davalı borçlu vekili tarafından aynı tarihli dilekçe ile yetkiye, borca, faize, faiz oranına ve ferilere itiraz edilmesi üzerine 19/09/2018 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği, itirazın alacaklı vekiline tebliğ olunmadığı, iş bu itirazın iptali davasının yasal süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
Kayseri … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilmiş incelenmesinde; talep edenin … Duvar Kağıtları İml. Amb. San. Ve Tic. A.Ş., karşı tarafın …. Boya Tekstil San. Tic. Ltd. Şti. olduğu, tespit isteyen tarafından satın alınan son parti ürünlerinin önceden satın alınan orjinal boyalarla mukayesesi yapılarak fiyat ve kalite farkı bakımından ve tespitini talep ettikleri boyaların orjinal olmaması halinde, orjinal olmayan boya açısından kg bazında mukayeseli farkının hesaplanmasının tespitine yönelik davanın açıldığı, mahkemece yapılan tespit sonrasında bilirkişi tarafından raporun ibraz ve taraflara tebliğ edildiği, tespit talep eden vekilinin bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi sunduğu, 09/10/2018 tarihli kimyager bilirkişi tarafından dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle; “…Satın alınan boyaya ait MSDS (Malzeme Güvenlik Bilgi Formu) ‘nin olmaması ve üretici tarafından herhangi bir standarda uygun olarak üretildiğine dair bir beyanı içeren belgenin bulunmadığı, orijinal olarak gösterilen ilk parti boya ile şikayet edilen boyaların aynı renkte numunesinin taraflarca temin edilemediği, karşılaştırılması istenen boyaların farklı renk numunesinin de orijinal olarak kabul edilemeyeceği, dolayısıyla mevcut boyaların analitik olarak mukayesesi konusunda yeterli delilin oluşturulamaması nedeniyle kıyaslamanın yapılamayacağı” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı görülmüştür.
Esenyurt Vergi Dairesi ile Erciyes Vergi Dairesi Müdürlüklerinden taraf şirketlerin 2018 yılına ait BA/BS formları celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Mahkememiz dosyası davacı tarafın iddiası, davalı tarafın savunması, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler, tespit edilen uyuşmazlık konuları doğrultusunda; davalının ticari defter ve belgeleri ile davalı tarafça sunulacak ürünler üzerinde inceleme yapılmak suretiyle SMMM bilirkişi ile duvar kağıtları/boya konularında uzman bilirkişiden oluşacak bilirkişi heyetine tevdi edilerek rapor düzenlenmek üzere Kayseri … Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yolu ile gönderilmiş, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen rapor mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş, 06/02/2020 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle;”… Davalının davacı şirketten daha önce aldığı ve sorun yaşamadığı boyaların kovalarına bakıldığında, dışarıdan hiçbir müdahalenin yapılamayacağı, ilk defa kullanıcı tarafından açılan kilitli sisteminin olduğu ve kutunun altında yerli üretim olmadığına dair yabancı etiket olduğunun görüldüğü, davalının sorun yaşadığını belirttiği diğer boya kutularının ise ilk defa kullanıcı tarafından açılan kilitli ve güvenli bir ambalajda olmadığı, kapağının izole bant ile kapalı olduğu fakat dışarıdan müdahaleye açık olduğu, kutunun altında … Plastik yazdığının görüldüğü, sorun yaşanılan bu boyaların üretici tarafından gönderilen sorunsuz olan boyalar gibi orijinal kendi ambalajında olmamasından dolayı bu boyaların hatalı olup olmadığının tespitinin yapılmasının doğru kanı oluşturmayacağı, sorun yaşanılan ve iade edilen duvar kağıtlarında kuru bez ile silme işlemi yapılmış olup boya renginin beze çıktığının görüldüğü, ancak silinen duvar kağıdının üzerinde hangi boyanın kullanıldığının bilinmediğini ve ayrıca belirtilmediğini, iddia edilse bile bunun doğruluğu tespit edilemediğinden duvar kağıdı boyalarının gizli veya açık ayıplı olup olmadığının belirlenemediği, ayrıca MD (Bağlayıcı Madde) maddesinin ise hem sorunlu olduğu iddia edilen hem de sorunsuz olanların hiçbirinin davalı Livart firmasında olmaması sebebiyle gizli veya açık ayıplı olup olmadığı üzerine bir kanaat kurulamadığı, davalının 2018 yılına ait defterlerinin açılış ve kapanış noter tasdiklerinin mevcut olduğu, sahibi lehine delil teşkil ettiği, davalı defterlerinde davacı adına açılan hesaba 2018 yılında davacı tarafından davalıya düzenlenen faturaların alacak olarak kayıt edildiği, davalı ödemelerinin bu hesaptan tenzil edilmesi neticesinde davalı defterlerinde takip tarihi itibariyle davacının 167.873,18-TL davalıdan alacaklı olduğu, takip konusu faturaların döviz cinsinden (USD) toplamından davalı cari hesap döviz alacağının tenzili halinde davacının takipten kaynaklı 34.631,73 USD davalıdan alacaklı olduğu” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekillerince bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmuştur.

18/11/2020 tarihli celse ara kararı gereğince dosyanın taraf vekillerinin bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazları doğrultusunda Kayseri …. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş Sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu da değerlendirilmek suretiyle ek rapor düzenlenmesi bakımından kök raporu düzenleyen kimyager bilirkişiye tevdi edilerek rapor düzenlenmek üzere Kayseri …. Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yolu ile gönderilmesine karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen ek rapor mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş, 29/03/2021 tarihli ek bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle; kök rapordaki kanaati değiştirecek herhangi bir hususun bulunmadığı” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
26/02/2020 tarihli celse ara kararı ile davacı şirketin ticari defter, kayıt ve belgeleri ile 06/02/2020 tarihli bilirkişi raporu dikkate alınmak suretiyle, tarafların iddia ve savunmaları, sunulan deliller ve tüm dosya kapsamı üzerinde SMMM bilirkişiye inceleme yaptırılarak; davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacağın miktarı hususlarında rapor alınmasına karar verilmiş, 01/06/2020 tarihli raporda özetle;” …İncelenen davacı şirkete ait 2018 yılı ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde TTK hükümlerine göre usulüne uygun yaptırılmış olduğu ve davacı şirketin 2018 yılı ticari defterlerini TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutmasından dolayı davacı şirketin 2018 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davacı şirketin icra takip tarihi itibariyle düzenlediği yedi adet (7) faturadan kaynaklı olarak davalı şirketten 36.738,73 USD alacağının bulunduğu, davalı şirketin icra takip tarihi olan 12/09/2018 tarihi itibariyle temerrüde düşürüldüğü” değerlendirme ve tespitlerin yapıldığı anlaşılmıştır.
10/11/2021 tarihli celse ara kararı gereğince Kayseri … ATM’nce aldırılan 06/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda takip konusu faturalar öncesinde davalı defterlerinde davacının 10.024.16 TL borcu bulunduğu belirtildiğinden, bu borcun davacı defter kayıtlarında yer alıp almadığı, borcun neden kaynaklı olduğu, taraf ticari defterleri arasındaki 10.024,16 TL’lik farkın neden kaynaklandığı hususunda 2018 yılı itibari ile tarafların ticari defter kayıtlarını tablo halinde karşılaştırmasının da yapılarak ek rapor hazırlanmak üzere dosyanın SMMM bilirkişiye tevdine karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen ek rapor mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş;
12/11/2021 tarihli ek bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle;”… Kayseri … ATM’nce aldırılan 06/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda takip konusu faturalar; öncesinde davalı defterlerinde davacının 10.024,16 TL borcu bulunduğuna dair tespit yapıldığı, ancak davacı yanın ticari defterlerinde böyle bir borcun bulunmadığı, tarafların faturaları ve ödemeleri aynı sırayla muavin hesabında yer almamasından kaynaklı olarak Kayseri … ATM’nce aldırılan 06/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda 10.024,16 TL borcun bulunduğuna dair tespit yapıldığı, tarafların 2018 yılı muavin hesapları bir bütün olarak karşılaştırıldığında icra takip tarihi olan 12/09/2018 tarihi itibariyle tarafların ticari defter ve kayıtlarının birbiriyle örtüştüğü, taraflar arasında borç/alacak yönünden herhangi bir ihtilafın söz konusu olmadığı, davacı şirketin icra takibine konu ettiği faturaların USD para cinsinden düzenlenen faturalar olmasından dolayı davacı yanın icra takip toplamı 36.738,73 USD tutarında olan alacağı üzerinden davalı adına takip başlattığı, davalı tarafça icra ve dava konusu faturaların ticari defterlerinde kayıt altına almasından kaynaklı olarak davacı yana 36.738,73 USD/167.876,18-TL borcunun bulunduğu” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Ek bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi sunulmuştur.

İİK’nun 67. maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’un 67/2.maddesinde “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Yapılan yargılama, iddia, savunma, sunulan ve toplanan deliller, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler, Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, 06/02/2020 tarihli kök ve 29/03/2021 tarihli ek bilirkişi raporları, 01/06/2020 tarihli kök ve 12/11/2021 tarihli ek bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında cari hesap şeklinde işleyen boya alım satımından kaynaklanan ticari bir ilişki bulunduğu, bu ilişki kapsamında davacı tarafça düzenlenen fatura bedellerinin satıma konu boyanın ayıplı olduğu iddiası ile davalı tarafından ödenmediği, taraf defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen bilirkişi raporlarına göre taraf şirketlerin 2018 yılı ticari defterlerinin lehlerine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davalıdan 36.738,73 USD/167.876,18-TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacıya 34.631,73 USD/167.873,18-TL borçlu olduğu, 12/11/2021 tarihli ek bilirkişi raporuna göre; 06/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda takip konusu faturaların düzenlenme tarihinden önce davalı defterlerinde davacının 10.024,16-TL borcu bulunduğuna dair tespit yapıldığı, ancak davacı yanın ticari defterlerinde böyle bir borcun bulunmadığı, tarafların faturaları ve ödemeleri aynı sırayla muavin hesabında yer almamasından kaynaklı olarak Kayseri … ATM’nce aldırılan 06/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda 10.024,16 TL borcun bulunduğuna dair tespit yapıldığı, tarafların 2018 yılı muavin hesapları bir bütün olarak karşılaştırıldığında icra takip tarihi olan 12/09/2018 tarihi itibariyle tarafların ticari defter ve kayıtlarının birbiriyle örtüştüğü, taraflar arasında borç/alacak yönünden herhangi bir ihtilafın söz konusu olmadığı tespitleri ile kimyager bilirkişi tarafından düzenlenen rapor dikkate alınarak davalının ayıp iddiasının ispatlanamadığı anlaşılmakla; denetime uygun ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporları dikkate alınarak davalının ayıp iddiası yerinde görülmeyerek ve davacı şirket tarafından takibe konulan tüm faturaların davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olduğu dikkate alınarak davanın kabulü ile davalının Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazının iptali ile, takibin aynı koşullarda devamına karar vermek gerekmiş, icra takibine konu alacağın davalı tarafından bilinebilir, hesaplanabilir ve likit olduğu anlaşıldığından, asıl alacağın % 20’si oranında, borçlu davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde tüm hususları içerir hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KABULÜ İLE;
Davalının Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile; takibin aynı koşullarda devamına,
İİK.nun 67.maddesi gereğince kabul edilen asıl alacak üzerinden (asıl alacak miktarı olan 36.738,73 USD’nin icra takip tarihi itibariyle geçerli TL karşılığının) %20’si oranında hesap edilecek icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 16.234,74-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.869,26-TL ile icra dosyasından başlangıçta peşin alınan 1.189,43-TL harcın mahsubu ile bakiye 12.176,05-TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
Davacı tarafça sarf edilen 35,90-TL başvurma harcı, 2.869,26-TL peşin harç, 1.189,43-TL icra dosyasına yatırılan peşin harç, 1.400,00 TL talimat masrafı, 750,00 TL bilirkişi ücreti, 166,40-TL posta gideri olmak üzere toplam 6.410,99-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 25.086,40-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,

Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı davalı vekili Av …’ın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/03/2022

Katip … Hakim … ¸ ¸