Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/922 E. 2019/250 K. 26.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/922
KARAR NO : 2019/250

DAVA : MENFİ TESPİT (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/10/2018
KARAR TARİHİ : 26/02/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekili ile davalı arasında Türk Parası ile alım satım ilişkisinin yıllardır devam ettiğini, cari hesap kayıtları Türk parası ile tutulduğunu, tarafların her ikisi de Türkiye’de mukim olduklarını, taraflar arasındaki sözleşme gereği müvekkil tarafından Euro bedelli çekler davalıya evvel keşide edilip verildiğini, davalı cevabi ihtarnamesinde taraflar arasındaki sözleşmenin sona erdiğini, taraflar arasındaki borç nedeni ile çeklerin verilmesi sözleşmenin ifası anlamına gelmediğini, sözleşmenin ifa çeklerin ödenmesi ile gerçekleşmekte olduğunu, …. Bankası A.Ş.’ne ait …. , 05/07/2019 vade tarihli, 3.000-Euro bedelli, 05/09/2019 vade tarihli 3.000-Euro bedelli senet ve diğer çekler hakkında tedbir haklarının saklı tutulmak kaydıyla ödeme yasağı konulmasını ve üçüncü kişilere ciro edilmesinin yasaklanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkkil şirket ile arasında yıllardır devam eden cari hesap ilişkisi olduğunu, cari hesap kapsamında mal alımı yaptığı ve karşılığında çek ve senet keşide ederek teslim ettiğini, bu çek ve senetlerden dolayı borcunun olduğunu kabul ettiği müşahede edilmekte olduğunu, davacı taraf bu çek ve senet bedellerinin tamamından borçlu ve sorumlu olmadığını değil, yalnızca döviz kurundaki dalgalanmalardan dolayı kur artış miktarından sorumlu olmak istemediğini belirttiğini, bu nedenlerle öncelikle verilen tedbir kararının kaldırılmasını, harca esas değerin davacı tarafa tamamlatılmasını, aksi halde davanın usulden reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile ücreti-i vekaletin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davacının 26/02/2019 havale tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini, davalı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin ise 26/02/2019 havale tarihli dilekçesi ile davacının feragati nedeniyle davanın reddine, taraflarına vekalet ücreti hükmedilmesine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
HMK madde 138 uyarınca dava şartları ve ilk itirazlar dosya üzerinden karar verilebileceği dikkate alınarak mahkememizce öncelikle dava şartları incelenmiştir.
Davadan feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Davadan feragat, davacının mahkemeye karşı yapacağı tek taraflı bir irade beyanı olup feragatın geçerliliği için bunun davalı ve mahkeme tarafından kabul edilmesine veya davalının muvafakat etmesine gerek yoktur. Somut olayda, davacı vekilinin feragat beyanı nedeniyle 6100 Sayılı HMK’nun 307-312. maddeleri gereğince, davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın feragat sebebiyle REDDİNE,
2-Feragat yargılamanın ilk celsesinden sonra vuku bulduğundan Harçlar Kanunun 22. maddesi gereğince 44,40-TL karar ve ilam harcının 2/3’üne tekabül eden 29,60-TL’nin peşin yatırılan 853,88-TL peşin harçtan mahsubuna, artan 824,28-TL’nin talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
3-Talepleri nedeniyle tarafların yaptığı yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Talepleri nedeniyle taraflara vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-Avanslardan artan olur ise karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi. 26/02/2019

KATİP …
¸e-imza

HAKİM …
¸e-imza