Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/898 E. 2020/997 K. 02.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/898 Esas
KARAR NO : 2020/997

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/09/2018
KARAR TARİHİ : 02/12/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin uzun yıllardır meşrubat sektörü alanında faaliyet gösterdiğini, dava konusu olayda müvekkil ile davalı arasında cari hesap ilişkisinden kaynaklanan ticari ilişki bulunsa da davalı şirketin ödeme yapmadığını, bunun üzerine icra takibine geçildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ve itirazın kötüniyetli olduğunu, dosyaya sunulan cari hesap ekstresi, faturalar ve ticari defter incelemesinde alacaklarının sabit olduğunun görüleceğini, bu sebeplerle haksız itirazın iptali ile takibin devamına, alacak likit olduğundan %20 den aşağı olmamak şartı ile icra inkar tazminatına çarptırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın başlatmış olduğu icra takibinde gönderilen ödeme emrinin 27/07/2018 tarihinde müvekkile tebliğ edildiğini, müvekkilin herhangi bir borcu buluınmadığından borcun tamamına, imzaya ve asıl alacağa, borca işlemiş faize ve tüm fer’ilere itiraz ederek takibi durdurduğunu, davacıyla iddia edildiği gibi bir ticari ilişki bulunmadığını, davacının dayanak olarak sunduğu cari hesap ekstresinin tek başına borcu kanıtlamaya yeterli olmadığını, sözleşmeden kaynaklanan alacakların ödeme şeklini gösteren bir kayıttan ibaret olduğunu, ticari defter incelemesi taleplerinin olduğunu, her tacirin ticari defter tutma zorunluluğu bulunduğunu ve borç alacak ilişkilerini her hesap dönemi için kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorunda olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine, takibin iptaline, kötüniyetle açılan takip nedeniyle %20 den az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cari hesap sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Takibe konu icra dosyası, faturalar ve ticari defter kayıtları dosyamız içerisine alınmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhine 15.552,57-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu vekilinin süresinde, borca itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Davalı ibraz etmediğinden sadece davacı defter ve kayıtları incelenmiştir.
Tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde HMK 222.maddesi uyarınca bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi … tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda; davacı şirkete ait 2015,2016, 2017 ve 2018 yılı ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin kanuni süre içerisinde yaptırıldığı, ancak davacı şirketin yıl sonunda yaptırılması gereken yevmiye defteri kapanış tasdikini yasal süresinde TTK hükümlerine göre usulüne uygun yaptırmadığı, davalı şirkete ait 2015,2016, 2017 ve 2018 yılı ticari defter ve belgelerinin Elektronik Defter Genel Tebliği usul ve esaslarına göre tutulduğu, Elektronik Defterler ile Envanter Defterinin yasal süresinde onaylandığı ve davalı şirketin ticari defterlerinin TTK hükümlerine göre usulüne uygun yaptırılmış olduğu, davacı yanın icra takip tarihi olan 24/07/2018 tarihi itibariyle faturalardan kaynaklı davalı yandan 10.946,12-TL bedelinde cari hesap alacağının bulunduğu bildirilmiştir.
Ticari defter ve belgelerin sahibi lehine delil teşkil etmesi, tacirin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerin kendisi lehine kanıt teşkil etmesi, her iki tarafın da defter tutma yükümlüsü olmasına, uyuşmazlığın her iki tarafından defterlerine kaydetmesi gereken ticari bir işle ilgili olmasına, tutulması gereken tüm defterlerin tutulmuş olmasına, defterlerin usulüne uygun tutulmasına ve onaya tabii defterlerin onaylatılmış olmasına, defterlerdeki kayıtların birbirini teyit etmesine, defterlere dayanarak ispat edilmek istenen iddianın da karşı taraf delillerince çürütülememiş olmasına, defterlerine dayanan tarafın yemin etmiş olmasına bağlıdır.
Fatura ticari ilişkilerde ispat vasıtalarından birisidir. Bir faturanın borç doğurabilmesi için öncelikle faturanın karşı tarafa tebliğ ve teslim edilmesinin ispatı gereklidir.
Davacı dayanak faturalar açık fatura olmakla miktar itibariyle 5.000 TL üstü faturalar yönünden davalının BA formlarının celbine karar verilmiş ; miktar itibariyle 5.000 TL altı faturalar yönünden davacı delilleri arasında yemin delili yer almakla bu hakkı hatırlatılmıştır.
Yemin, taraflardan birinin davanın çözümlenmesine etkili olan bir vakıanın doğru olup olmadığı hakkında kanunun belirlediği şekilde mahkeme (hakim) önünde beyanda bulunmasıdır. Yemin eden taraf bu beyanın doğruluğunu namus, şeref ve kutsal saydığı bütün inanç ve değerleri ile teyit etmektedir. Medeni Usul Hukukumuzda yemin delili kesin delil niteliğindedir.
6100 sayılı HMK.nun 229’ncu maddesinin birinci fıkrasında,”Yemin için davet edilen kimse, tayin edilen gün ve saatte mahkemede geçerli bir özrü olmaksızın bizzat hazır bulunmaz yahut hazır bulunup da yemini iade etmez ya da yemini eda etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılır.” şeklinde olup yemin etmemenin sonuçları düzenlenmiştir.
Dava konusu faturalar yönünden davacı vekili yemine dayanmış olduğundan davalı şirket yetkililleri isticvap edilmesine karşın davalılar tayin edilen gün ve saatte yemin için mahkemede hazır olmadığı gibi geçerli bir mazerette ileri sürmediğinden, davalılar yemin konusu vakıaları yani teslim olgusunu ve davacıya borçlu olduğunu ikrar etmiş sayıldığından davanın kısmen kabulü ile davalının itirazın iptali ile takibin devamına karar vermek gerekmiş, 6098 sayılı Borçlar Kanunun Borçlunun Temerrütü başlıklı 117 maddesine uyun olarak takip tarihinden önce davalıya bir ödeme ihtarının bulunmadığı, taraflar arasında yazılı bir sözleşme ve belirli bir vade de olmadığından takip tarihi itibariyle davacının işlemiş faiz alacağının bulunmadığından işlemiş faize ilişkin itirazın iptali talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın 10.946,12 TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin asıl alacak üzerinden devamına,
2-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek değişik oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Davacının işlemiş faiz talebinin reddine,
4-Davalının %20 (2.189,20-TL) icra inkar tazminatına mahkumiyeti ile bu bedelin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 747,72 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 265,60 TL harç ile 77,76 TL icra dosyasına yatan peşin harcın mahsubu ile bakiye 404,36 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
6-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 4.080,00 -TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 4.080,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından ödenen 265,60 TL peşin harç, 35,90 TL başvurma harcı, 906,20 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 1.207,70 TL yargılama giderinden red ve kabule göre hesaplanıp takdir olunan 849,99 TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı 02/12/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza