Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/876 E. 2019/44 K. 16.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/876
KARAR NO : 2019/44

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/09/2018
KARAR TARİHİ : 16/01/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/01/2019

Bakırköy ….Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/04/2018 tarih. …. Esas, …. Karar sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize tevzi olan ve mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı … aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü…. E. Dosyasından 25/05/2017 tarihinde 2.843,49 TL üzerinden icra takibi başlattığını, icra dosyasına sunmuş olduğu faturadan ve borçlu tarafından gönderilen …. yev. Sayılı ihtarname içeriği ile müvekkili şirketin alacağı sabit olduğu beyan ile, Bakırköy …. Müdürlüğü …. E. Sayılı dosyasında yapılan itirazın iptaline, alacağın tahsili için takibin devamına, haksız ve mesnetsiz itiraz sebebi ile %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu, müvekkilinin davacı şirket ile hizmet akdine dayalı olarak maaş+prim şeklinde pazarlama müdürü olarak çalıştığını, müvekkilinin işçilik hakları ile sosyal güvenlik hakları ödenmediğinden dolayı İstanbul …. Noterliğinin 20/01/2017 tarih …. yev. Nolu ihtarnamesi ile davacı şirketteki iş akdini haklı nedenle fesih ettiğini, bu sebeple davacı aleyhine davalı müvekkilinin işçi alacaklarını almak için 31/03/2017 tarihinde Bakırköy … İş Mahkemesinin …. E. Sayılı dosyası ile dava açtıklarını, davacının da müvekkilinin açmış olduğu haklı iş davasına karşılık olarak kötü niyetli ve haksız bir şekilde davalı aleyhine 25/05/2017 tarihinde Bakırköy …. Müdürlüğü …. E. Sayılı icra dosyasını başlattığını, davacı şirketin 10/04/2017 – 04/05/2017 tarihleri arasında delil yaratmak ve müvekkilini zor duruma düşürmek amacı ile 28/04/2017 tarihli ve …. numaralı 4.859,00 TL bedelli sahte faturayı müvekkilinin eşi ….’a imzalattığını, İş Mahkemesinde açılan davaya da bu imzadan sonra 04/05/2017 tarihinde davacı şirketin vekili tarafından cevap verildiği ve bahsettikleri sahte faturayı dosyaya delil olarak sunduklarını, davalı müvekkilinin bunun üzerine davacı şirkete ihtar gönderdiği, davacı şirketin bu faturayı muhasebe kayıtlarında hata olduğunu beyan ederek iptal ettiklerini, ancak 12/05/2017 tarihli 2.843,79 TL tutarında yeni fatura düzenleyerek davalıyı borçlu gibi göstermeye çalıştığını beyan ile, görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde davanın esastan reddine, davacı tarafın %20 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dosya Bakırköy …Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/04/2018 tarih. … Esas, …. Karar sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize tevzi olmuştur.
Dava, davalının evinde kullanmak üzere aldığı mobilyadan kaynaklı davacı tarafından düzenlenen fatura nedeniyle alacaktan doğan itirazın iptali davasıdır.
Öncelikle mahkememizin görevli olup olmadığı incelenmelidir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda hangi mahkemenin görevli olduğunun belirlenmesi için öncelikle taraflar arasındaki ilişkiyi saptamak gerekli olup, davacı fatura alacağından kaynaklı bedel için itirazın iptali ile icra inkar tazminatı talep etmiştir. Davanın niteliğine göre mutlak ticari davalardan değildir. Nispi ticari dava sayılabilmesi için ise her iki tarafın da tacir olması gerekmektedir. Davacı ticari şirket olup tacir ise de, davalı davacı şirkette pazarlama müdür olarak çalışmış olup TTK.nun 16/2 maddesi uyarınca tacir değildir. Bu sebeple somut dava nispi ticari dava olarak kabul edilemeyecektir.
6502 sayılı Kanuna göre, davacı satıcı veya sağlayıcı vasfındadır. Davalı ise kanunun 3.maddesinin (k) bendinde sayılan tüketici vasfındadır. Aynı maddenin (1) bendine göre her türlü sözleşme ve hukuki işlem kapsamında sağlayıcı sayılan davacı ile tüketici sayılan davalı arasındaki alım satım sözleşmesi olup tüketici işlemi sayılmaktadır.
Tüm dosya kapsamından; somut uyuşmazlık 6502 sayılı Kanunun 3.maddesine göre tüketici işlemi veya tüketiciye yönelik uygulamalardan doğmuş olup, aynı kanunun 73.maddesi gereği davaya bakmak görevi tüketici mahkemesine aittir. Davanın açıldığı tarih itibarı ile 6502 sayılı Kanun yürürlüğe girmiştir. Bu kanun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca görev dava şartıdır ve aynı kanunun 115.maddesine göre mahkemeler dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Bu durumda davaya bakmaya Tüketici Mahkemesinin görevli olması nedeniyle mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla;açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Tüketici Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 16/01/2019

KATİP …
¸e-imza

HAKİM …
¸e-imza