Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/824 E. 2020/1102 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/824 Esas
KARAR NO : 2020/1102

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2018
KARAR TARİHİ : 30/12/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07.01.2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin davalı şirketten 83.895,15 TL alacağı bulunduğunu, delil olarak sunulan muvavin defter dökümünde müvekkil şirketin alacağının sabit olduğunun açık olduğunu, müvekkilin alacağı için noterden ihtarname çektiğini, ihtarname tebliğ edildikten sonra da hiçbir ödeme alınamadığını, bunun üzerine icra takibi açıldığını, davalının kötüniyetli olarak icra takibine itiraz edip takibi durdurduğunu, huzurdaki davanın bu sebeple açıldığını, bu sebeplerle davalının haksız itirazın iptali ile takibin devamına, borçlunun %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına çarptırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cari hesap sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Takibe konu icra dosyası, faturalar ve ticari defter kayıtları dosyamız içerisine alınmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bakırköy ……. İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhine 82593,45-TL asıl alacak ile 1.301,70 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 83.895,15 TL’ye takip tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu vekilinin süresinde, borca itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Davalı ibraz etmediğinden sadece davacı defter ve kayıtları incelenmiştir.
Tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde HMK 222.maddesi uyarınca bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi …… tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda; davacı şirkete ait 2014, 2015,2016, 2017 ve 2018 yılı ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin kanuni süre içerisinde yaptırıldığı, davacı şirkete ait 2014 2015,2016, 2017 ve 2018 yılı ticari defter ve belgelerinin Elektronik Defter Genel Tebliği usul ve esaslarına göre tutulduğu, Elektronik Defterler ile Envanter Defterinin yasal süresinde onaylandığı davacı yanın icra takip tarihi olan 25/06/2018 tarihi itibariyle faturalardan kaynaklı davalı yandan 82.593,45-TL asıl alacak ile 1.213,44 TL bedelinde cari hesap alacağının bulunduğu bildirilmiştir.
Ticari defter ve belgelerin sahibi lehine delil teşkil etmesi, tacirin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerin kendisi lehine kanıt teşkil etmesi, her iki tarafın da defter tutma yükümlüsü olmasına, uyuşmazlığın her iki tarafından defterlerine kaydetmesi gereken ticari bir işle ilgili olmasına, tutulması gereken tüm defterlerin tutulmuş olmasına, defterlerin usulüne uygun tutulmasına ve onaya tabii defterlerin onaylatılmış olmasına, defterlerdeki kayıtların birbirini teyit etmesine, defterlere dayanarak ispat edilmek istenen iddianın da karşı taraf delillerince çürütülememiş olmasına, defterlerine dayanan tarafın yemin etmiş olmasına bağlıdır.
Fatura ticari ilişkilerde ispat vasıtalarından birisidir. Bir faturanın borç doğurabilmesi için öncelikle faturanın karşı tarafa tebliğ ve teslim edilmesinin ispatı gereklidir.
Davacı dayanak faturalar açık fatura olmakla miktar itibariyle 5.000 TL üstü faturalar yönünden davalının BA formlarının celbine karar verilmiş ; miktar itibariyle 5.000 TL altı faturalar yönünden davacı delilleri arasında yemin delili yer almakla bu hakkı hatırlatılmıştır.
Yemin, taraflardan birinin davanın çözümlenmesine etkili olan bir vakıanın doğru olup olmadığı hakkında kanunun belirlediği şekilde mahkeme (hakim) önünde beyanda bulunmasıdır. Yemin eden taraf bu beyanın doğruluğunu namus, şeref ve kutsal saydığı bütün inanç ve değerleri ile teyit etmektedir. Medeni Usul Hukukumuzda yemin delili kesin delil niteliğindedir.
6100 sayılı HMK.nun 229’ncu maddesinin birinci fıkrasında,”Yemin için davet edilen kimse, tayin edilen gün ve saatte mahkemede geçerli bir özrü olmaksızın bizzat hazır bulunmaz yahut hazır bulunup da yemini iade etmez ya da yemini eda etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılır.” şeklinde olup yemin etmemenin sonuçları düzenlenmiştir.
Dava konusu faturalar yönünden davacı vekili yemine dayanmış olduğundan davalı şirket yetkililleri isticvap edilmesine karşın davalılar tayin edilen gün ve saatte yemin için mahkemede hazır olmadığı gibi geçerli bir mazerette ileri sürmediğinden, davalılar yemin konusu vakıaları yani teslim olgusunu ve davacıya borçlu olduğunu ikrar etmiş sayıldığından davanın kısmen kabulü ile davalının itirazın iptali ile takibin devamına karar vermek gerekmiş, 6098 sayılı Borçlar Kanunun Borçlunun Temerrütü başlıklı 117 maddesine uyun olarak takip tarihinden önce davalıya bir ödeme ihtarının bulunulduğu, davalının 27/04/2018 tarihinde temerrüde düştüğü anlaşılmakla işlemiş faize ilişkin fazlaya ilişkin istemin reddine ve itirazın iptaline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün ……. Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın asıl alacak 82.593,45 TL üzerinden iptali ile takibin devamına,
2-Asıl alacağa davalının temerrüde düşmüş olduğu tarih olan 27/04/2018 tarihinden itibaren değişik oranında avans faizi uygulanmasına,
3-Alacak likit olduğundan haksız itiraz nedeniyle hükmolunan miktarın takdiren %20’si tutarı 16.518,69 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacının fazlaya ilişkin işlemiş faiz talebinin reddine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 5.641,95 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.013,24 TL harç ile 419,48 TL icra dosyasına yatan peşin harcın mahsubu ile bakiye 4.209,23 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
6-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 11.537,00 -TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından ödenen 1.013,24 TL peşin harç, 35,90 TL başvurma harcı, 419,48 TL icra peşin harç, 114,70 TL posta masrafı, 650,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.233,32TL yargılama giderinden red ve kabule göre hesaplanıp takdir olunan 2.198,66 TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı 30/12/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza