Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/813 E. 2019/1364 K. 24.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/813
KARAR NO : 2019/1364

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 03/09/2018
KARAR TARİHİ : 24/12/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin plastik imalatı ile iştikal ettiğini, davalının ise büyük işletmelere içme suyu temin ettiğini, bu nedenle taraflar arasında ticari ilişki doğduğunu, müvekkilinin fabrikası için davalıdan su temin ettiğini, davalı tarafından satışı yapılan damacana su karşılığında fiş kesildiğini, daha sonra bu fişlere istinaden fatura düzenlendiğini, müvekkili tarafından ilgili ay sonunda ödeme yapıldığını, ancak müvekkilinin son zamanlarda ödenen faturaların kabarık olduğunu fark ettiğini, müvekkili tarafından yapılan incelemede davalı tarafından çifte faturalandırma ve çifte tahsilat yapıldığının tespit edildiğini, bu şekilde müvekkilinin toplam 9.487,79 TL fazla ödeme yaptığını, davalı şirket muhasebesi ile görüştüklerinde hatanın başta kabul edildiğini, ancak ilerleyen aşamada kabul etmediklerini, bunun üzerine müvekkil tarafından 13/12/2017 tarihli fatura düzenlenerek davalıya tebliğ edildiğini, davalının faturayı iade ettiğini, bu nedenle davalı hakkında Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptali ile %20 oranında tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iddia ettiği şekilde çifte faturalandırma söz konusu olmadığını, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin ürün tesliminde mobil cihaza okutarak fatura kestiğini ve alıcıya faturayı ibraz ederek tahsilat yaptığını, ancak mobil cihazların arızalı olduğu dönemde ürün tesliminde fiş kesilmek ve alıcının imzasını almak suretiyle fatura düzenlendiğini, davacı tarafından tebliğ edilen faturanın müvekkili tarafından 22/12/2017 tarihli ihtarname ile iade edildiği, ayrıca davacının faturadaki tutarı ile takip çıkışının çelişkili olduğunu, iade faturasının esas itibari ile bir fatura niteliğinde olmadığını, bu nedenle davacının icra takibinin dayanağının bulunmadığını belirterek davanın reddi ile %20 oranında tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı … Plastik tarafından borçlu …. Gıda hakkında 9.487,79 TL asıl alacak ile 324,40 TL işlemiş faizin tahsili istemiyle ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Taraflarca bildirilen deliller toplandıktan sonra dosya ve tarafların ticari defter kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi tarafından düzenlenen 25/03/2019 tarihli raporda; davacının ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davalıdan 9.487,79 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre, davalının davacıdan 899,65 TL alacaklı olduğu, taraflar arasındaki hesap farkı 10.387,44 TL olup bu farkın davacının kesmiş olduğu iade faturasından kaynaklandığı, davacı tarafından davalıya düzenlenmiş olan iade faturasına dayanak edilen mükerrer fatura iddiasının davacının ispatına muhtaç olduğu belirtilmiştir.
Davacı tarafın bilirkişi raporuna yönelik itirazları ve mükerrer fatura iddiasına ilişkin olarak sunulan kayıtların değerlendirilmesi bakımından bilirkişiden ek rapor alınmış, bilirkişi tarafından düzenlenen 07/10/2019 tarihli ek raporda; davalının davacıya düzenlemiş olduğu faturalar ekinde bulunan teslim fişlerinin mükerrer kesilmiş olduğu tespit edilmekle birlikte davacının dosyaya sunmuş olduğu fatura asıllarının ekinde evrakı olmayan faturanın davacı ispatına muhtaç olduğu, bu şekilde davalının davacıya düzenlediği 1959 adede ilişkin faturanın mükerrer düzenlenmiş olduğu, bu miktar suyun tutarı olan 5.485,20 TL’nin davacının alacağından mahsubunun gerektiği, dolayısıyla davacının kesmiş olduğu iade faturasının 5.485,20 TL’lik kısmının mükerrer olduğunun kanıtlandığı, ancak davacının iade faturası öncesinde davalıya 899,70 TL cari hesap borcu bulunduğundan bu tutarın mahsubu sonucunda davacının davalıdan 4.585,50 TL alacağının kaldığı belirtilmiştir.
Dava, ticari satıma dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafından ticari ilişki kapsamında davacıya damacana su satışı yapıldığı, davacı tarafından davalının çifte faturalandırma ve çifte tahsilat yaptığı iddiasıyla fazladan ödenmiş olan tutarın tahsili istemiyle davalı hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığı, dava konusu uyuşmazlığın davacının çifte faturalandırma iddiasına dayalı olarak düzenlemiş olduğu 13/12/2017 tarih ve 10.387,44 TL tutarlı iade faturasından kaynaklandığı, tarafların ticari defter kayıtları ile bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere davacı davalının düzenlemiş olduğu tüm faturaları kabul ederek ticari defterlerine işlemiş ve fatura tutarlarını 899,70 TL haricinde ödemiştir. Ancak davacının dönem içerisinde kısmi ödemeleri bulunduğu gibi davalının mükerrer olduğu iddia edilen faturalara dayanak teslim fişleri de sunulmuştur. Bu durumda davalı tarafından davacıya satışı yapılan fatura konusu suların davacıya teslim edildiğinin kanıtlandığı anlaşılmaktadır. Davacının 3 farklı yerde iş yerinin bulunması ve anlık siparişler nedeniyle aynı gün içerisinde birden fazla fatura düzenlenmesinin hayatın olağan akışına uygun olduğu kabul edilmelidir. Dolayısıyla davalı tarafından satışı yapılan ürünlerin davacıya teslim edildiği ve faturaların davacı tarafından kabul edilip ticari defterlerine işlendiği hususları da dikkate alındığında, davacı tarafından sonradan düzenlenen ve dayanağı bulunmayan iade faturasına dayalı olarak davalıdan alacak talep edilmesi mümkün değildir. Bu itibarla kanıtlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş; davacı takipte haksız olsa da kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından davalının tazminat isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Koşulları oluşmadığından davalının tazminat isteminin REDDİNE,
3-Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcının peşin yatırılan 162,03 TL harçtan mahsubu ile bakiye 117,63-TL harcın karar kesinleştiğinde isteği halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret tarifesi gereğince 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı karar verildi. 24/12/2019

KATİP …
¸e-imza

HAKİM …
¸e-imza