Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/797 E. 2021/211 K. 24.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/797 Esas
KARAR NO : 2021/211

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/08/2018
KARAR TARİHİ : 24/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01.03.2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Mahkemenin işbu davaya bakmaya yetkili mahkeme olduğunu, davalı tarafından icra takibine konu edilen senedin sahte olduğunu ve üzerindeki hiçbir ibarenin müvekkilin eli ürünü olmadığını, müvekkilin imzasının taklit edildiğini, müvekkilin saygın bir iş adamı olduğunu ve hissedarı olduğu şirketlerle önemli ticari faaliyetler yürüttüğünü, söz konusu faaliyetleri sayesinde gerek basında gerekse sosyal medya üzerinde tanınan bir kişiliğe sahip olduğunu, müvekkilin davalı … ile arasında herhangi bir ticari ilişkisi bulunmadığını, davalıdan herhangi bir borç almadığını ve borcunun bulunmadığını, imzanın sahteliğinin imza incelemesi sonucunda ortaya çıkacağının, davalıların sahte senet düzenleyerek resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık işlediğini ve haklarında suç duyurusunda bulunulacağını, menfi tespit davasında kural olarak hukuki ilişkinin varlığını ispat yükünün davalı alacaklıda ve alacaklının hukuki ilişkinin varlığını kanıtlamak durumunda olduğunu, bu sebeplerle senet üzerinde imza incelemesi yapılarak senetteki imzanın müvekkile ait olmadığının, senedin sahte olduğunun tespitine ve senedin iptaline, dava konusu senedin icra dosyasına konu edildiğinden müvekkilin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve icra takibinin iptaline, senedin müvekkile teslimine, müvekkilin icra tehdidi ile icra dosyasına ödeme yapması halinde söz konusu paraların davalıya ödenmemesine, ödenmesi halinde ödenen tüm paraların yasal faiziyle birlikte istirdatına, icra takibinin teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına, dosyaya yatan veya yatacak olan herhangi bir bedelin davalıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, senedin sahteliği ve davalının kötü niyetinin sabit hale geleceğinden %20 den az olmamak üzere davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça ileri sürülen taraflar arasında hiçbir hukuki ilişki bulunmadığı ve imzanın … eli ürünü olmadığının iddiasının kesinlikle doğru olmadığını, taraflar arasında hem hukuki hem ticari irtibatın var olduğunu ve senedin de bizzat şahitler huzurunda bizzat davacı tarafından imzalandığını, yapılan anlaşma gereğince müvekkil şirketin edimleri ifa etmeye başladığını, binanın ikinci bodrum katına ait kalıp, demir ve betonlarını döktüğünü ancak ücretinin bir kısmını Alt İşveren olan ……. Yapı San ve Tic.A.Ş.’den alamadığını, bu aşamada ……. A.Ş. İle mal sahibi …… ve aynı kişilere ait asıl yüklenici gözüken ……. Turizm İnş. San. Ve Tic. A.Ş. Arasında anlaşmazlıklar meydana geldiğini ve …….’nin bu inşaattaki işine son verildiğini, …….’nin inşaattan çekilmesinden sonra Müvekkil …’in sorumlu müdürü olduğu ……. şirketi ile işleri devam ettiren ……’nın yapılan işlerin bir kısmına ait ödemeleri yaptığını, ancak yapılan işlerin bir kısmının ödemesini Yurt Dışından para beklendiği gerekçesiyle devamlı ertelediğini, müvekkilin kule vinç dahil çalıştırdığı işçilerin parasını ödemek için arabasını sattığını, davacının para ödemeye yanaşmadığını, müvekkilin ısrarları üzerine senet vermeyi kabul ettiğini ve takibe konu senedi bizzat şahitler huzurunda imzaladığını ve müvekkile verdiğini, günü geldiğinde bunu da ödemediğini, bunun üzerine girişimlerin sonuçsuz kalması üzerine icra takibine başlanıldığını, davacı tarafın borcunu ödemek yerine olmadık bahanelerle dava açıp takibi sürüncemede kırakmaya çalışması asıl kendilerinin iyi niyetli olmadığının açık bir göstergesi olduğunu, tüm bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine, takibin devamına, davacı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit davası istemine ilişkindir.
Usulünce duruşma açılmış, tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkememiz 05/07/2019 tarihli Ara kararı ile İİK ‘nun 72/3 maddesine göre icra dosyasındaki alacağın takdiren % 15’i tutarında teminat gösterilmesi durumunda, DAVANIN TARAFLARI İLE SINIRLI OLMAK ÜZERE icra veznesine yatan ve/veya yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmiş davacı tarafından dosyamıza teminat mektubu ibraz edilmiştir.
Bakırköy …… ‘nci İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı takip dosyasından bono aslı celp edilmiştir. Ve dava konusu bono üzerindeki imzanın davacı şirket yetkilisi/yetkililerine ait olup olmadığı, mukayeseye elverişli imzaları alınarak bono üzerinde inceleme yaptırılmış ve ATK Fizik İhtisas Dairesi’nin 4/01/2021 tarihli …… sayılı raporunda özetle; dava konusu bonodaki imzanın davacı ile davacı adına imzaları arasında aynı elden çıktıklarını gösterir yeterlilik ve nitelikte bulgu saptanmakla davacıya ait olduğunu bildirildiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, takibe konu bono imzanın davacıya ait olup olmadığı, davacının takibe konu borçtan dolayı borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacı dayanak bonodaki imzanın sahteliğini ileri sürmekte olup dava İİK. 72 maddesinden kaynaklanmaktadır.
6100 sayılı HMK. çerçevesinde imzaya itiraz olunması durumunda, öncelikle inkar eden tarafın dinlenmesi, kanaat oluşmamış ise kişiye örnek imzaların attırılması sureti ile elde edilen belge ve delillerin değerlendirilmesi esastır. Dava dosyası kapsamındaki davacıya ait alınan imza örnekleri, dava dilekçesi ile dayanak bonodaki davacıya atfedilen imzaların davacıya ait olduğu ortaya çıkmıştır. Rapor davacı vekiline tebliğine rağmen itiraz edilmediği gibi yeni rapor alınması talebi de bulunmamaktadır. Davacı vekili istifa etmesine karşın istifa dilekçesi davacıya tebliğ edilemediğinden sorumluluğu devam etmektedir.
T.T.K. nun 677. maddesi uyarınca bir senet üzerinde bulunan imzanın sahte olması halinde imza sahibinin bu senet ile bağlı olamayacağı sonucuna varmak gerekir. Elbette bu durum diğer imzaların sıhhatini etkilemediği halde kendisine imza atfedilen şahsın sorumlu olmasını ise engeller .
Tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafından davacı hakkında takip ve dava konusu bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığı, takibin kesinleşmiş olduğu, davacı tarafından takibe ve davaya konu bonodaki keşideci imzasının kendisine ait olmadığı iddiasıyla imzanın inkar edildiği, mahkememizce yaptırılan imza incelemesi sonucunda takip dayanağı bonodaki keşideci imzasının davacının eli ürünü olduğunun tespit edildiği anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Toplanan deliller ve yapılan açıklamalar gözetildiğinde ; davacının istemi üzerine mahkememizce ihtiyati tedbir kararı verilmiş olup davacının attığı imzayı bilebilecek konumda bulunması ve kötü niyetli olarak kabulü karşısında dava konusu senet bedelinin %20’sine isabet eden kötü niyet tazminatına karar verilerek yargılamaya son verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2- Davacının bonoda imzasının kendine ait bulunması karşısında mahkememizce kötü niyetli olarak kabulü nedeni ile dava konusu 173.000,00 TL’nin talep gereği %20’sine isabet eden 34.600,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL harcın davacı tarafça peşin yatırılan 2.954,41 TL harçtan mahsubu ile kalan 2.895,11 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan 64,30 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret tarifesi gereğince 20.385,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştiğinde talep halinde kalan gider avansının ve teminatın iadesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/02/2021
Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza