Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/769 E. 2021/84 K. 27.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/769 Esas
KARAR NO : 2021/84

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/08/2018
KARAR TARİHİ : 27/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01.02.2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin her türlü motor, tarım makinesi kapsamında traktör, hasat makineleri ilaçlama makineleri vb ekipmanların AR-GE çalışmalarını üretimini pazarlamasını ve ihracatını yaptığını, halka açık anonim bir şirket olduğunu, ülkede kullanılan ürünü bulunan tek yerli motor üreticisi olduklarını, davalının en son …. Proje Mühendisi olarak çalışırken 08/03/2017 tarihinde istifa ederek iş akdini sonlandırdığını, bu projenin savunma müsteşarlığı’nın ….’na motor geliştirilmesi için önem arz eden bir proje olduğunu, kazanımların çok önemli olduğunu, müvekkil şirket ile davalı arasında rekabet yasağı ve sır saklama sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmeyle göre 2 yıl içinde marmara bölgesinde iş tanımına uyan işlerde ve aynı alanda hiçbir şirkette faaliyet gösteremeyeceğini, ortak olamayacağını ve menfaat ilişkisine giremeyeceğini kabul etmiş olduğunu, aksi halde işverenin doğan tüm zararını ödemekle yükümlü olduğunu, davalının …. şirketinde benzer görevle işe başladığını ve rekabet yasağını ihlal ettiğini, bu hususta noterlikçe gönderilen ihtarnameyi kabul etmediğini, bu nedenlerle davanın kabulüne, 30.000,00 TL cezai şart bedelinin davalının rekabet yasağı ve sır saklama sözleşmesini ihlal ettiği tarihten itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin eklerinin taraflarına tebliğ edilmediğini ve bu eklere ilişkin beyanda bulunma haklarını saklı tuttuklarını, talep edilen cezai şart bedelinin tam olarak belirlenebilir nitelikte olduğunu, davacının hukuki yararının bulunmadığını, bu sebeple davanın esasa girilmeden usulden reddedilmesi gerektiğini, davacının iddialarını kabul etmemekle birlikte davacının son brüt maaşının 12 katı tutarında tazminat talebinin müvekkilden son brüt maaşının 12 katı olan 94.584,96 TL tazminat bedeli ödemesini talep ettiğini, dolayısıyla davacının dava değerini tam olarak belirleyebildiğinin açıkça ortada olduğunu, rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olduğunu hükmedilebilmesi için ispat yükünün işverene ait olduğunu, davacı şirketin savunma sanayi müsteşarlığı ile sözleşme imzalanmasının ardından bu projeyi gerçekleştirmek adına alanında uzman personeller istihdam ettiğini, davacı şirketin daha önce bu alanda yürütmüş olduğu bir proje ya da yürüttüğü bir faaliyet olmadığını, bu alanda bir bilgi birikimi olmadığını, alınan personellerin zaten uzman olduğunu sonradan bir kazanım elde edinme şeklinde durumun olmadığını, müşteri tanıma bakımından davacı işverenin müşterilerini tanımak veya işlerin esrarına nüfuz etmek gibi Borçlar Kanununun 348.maddesinde belirtilen bir konumunun bulunup bulunmadığının dosya içerisinden anlaşılamadığını, bu sebeple işveren davacı şirketin rekabet yasağına ilişkin sözleşmenin kurulmasından korunmaya değer bir menfaatinin bulunmadığını, süre bakımından ise müvekkilin iş özgürlüğünün 1 yıl sınırlanmak istendiğini, bu sebeple müvekkilin ekonomik geleceğinin riske girmesi nedeniyle bunun geçersiz olduğunu, bu sebeplerle davanın usulden reddine, davanın esastan reddine, mahkeme aksi kanaatte ise cezai şart miktarının tenkisine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, TBK’nın 444’üncü maddesi uyarınca işçi ile işveren arasında düzenlenen işçinin rekabet yasağı sözleşmesine aykırılık iddiasından kaynaklanan cezai şart istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları saptanarak tahkikat aşamasına geçilmiş, tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmıştır.
Mahkememizce öncelikle davalı tanıkları dinlenmiştir.
Davalı tanığı … beyanında;Ben davalı … beyi …. den tanırım. Her ikimizde … nin raylı sistemler bölümünde çalışmaktayız . … bey bu bölümde proje geliştirme lideridir. Ben ise satın alma grup lideriyim. Bu bölüm yeni bir bölümdür . Henüz hiç iş almadık temmuz 2018 den itibaren davalıyla çalışmaktayım. Yerimiz … plaza t….dir. Davalı farklı araç ihalelerini takip edip sadece Türkiye bazında değil, metro hızlı tren gibi projeleri takip eder. Alt bünyesinde kimse çalışmamakta olulp kendisi bir direktöre bağlıdır. Direktörde genel müdür yardımcısına bağlıdır. Bizim yaptığımız işin savunma sanayisi ile herhangi bir ilgisi yoktur. Kendisi ile görüşmelerimizde … da bir müddet savunma sanayi kısmında çalıştı. Daha sonra oradada raylı sistemlerde çalıştığını kendisi bana söylemişti. demiştir.
Davalı tanığı … beyanında; Ben davalıyla … birlikte çalışmaktayım. Temmuz 2018 yıldan bu yana birlikte çalışıyoruz. Ben mekanik tasarım konusunda çalışıyorum. … bey ise proje mühendisidir. Çalıştığımız bölüm raylı sistemlerdir. Daha öncedende İstanbul ulaşım (… ….) .. bey ile yerli tramvay projesinde 2010-2014 arasında beraber çalıştık. 2013 yılında … Bey askerlik sebebiyle ayrıldı. …. dada raylı sistemler üzerinde çalıştığını biliyorum. Çok kısa bir süre de motor geliştirme projesinde çalıştığından bilgim var. Bizim sektörümüzle ilgisi olmadığı için çokta … da yaptığı işlerden bilgi sahibi değiliz. Şuan mevcut çıkması beklenen projelerle alakalı çalışmaktayız. … beyi de başka bir proje için … çağırmış değildir. … bey in savunma sanayi güç geliştirme konusunda çalışmadığını biliyorum demiştir.
Mahkememize davacının eylemlerinin sözleşmeye ve haksız rekabet hükümlerine aykırılık teşkil edip etmediği, sözleşmede yazılı cezai şart koşullarının oluşup oluşmadığı konusunda bilirkişiler mali müşavir …zan ve makine mühendisi ….’dan rapor alınmıştır. Alınan rapora mali yönden davalıya 2014 kasım ayında 2017 yılından mart ayına kadar maaş ödemeleriyle ilgili 154.088,62 TL, konaklama yol vb giderleriyle ilgili toplam 7.368,25 TL ödeme yapıldığı, teknik yönden altay tankı projesine ilişkin henüz herhangi bir üretim faaliyeti aşamasına geçilmediği, motor ve güç grubu imalatına başlanmadan bu imalat çalışmalarında henüz yer almadan teklif verme sürecinde davalının işten ayrıldığı, aynı iadeye teklif veren başka bir firmada işe başlamasına karşın bu başka firmanın başka bir departmanında raylı sistemler üzerinde çalıştığının anlaşıldığı, bu çalışmanın taraflar arasındaki rekabet yasağıyla sır saklama yükümlülüğüne aykırılık teşkil edecek nitelikte olmadığının, ayrıca bu durumun projenin yürütülmesi aşamasında davacı firmaya zarar verdiğine ilişkin dosya içerisinden herhangi bir tespit yapılamadığının bildirildiği görülmüştür.
Dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında 10/11/2014 tarihli rekabet yasağı ve sır saklama sözleşmesi imzalanmış olup sözleşmenin 2.2 maddesinde; davalı 2(iki) yıl süre ile işverenin açık yazılı izni olmaksızın Marmara bölgesinde iş tanımına uyan işlerde ve motor geliştirme alanlarındaki tüm işlerde hiçbir şirket yahut şahıs işletmesinde faaliyet gösteremez, çalışamaz, danışmanlık vb çalışmalar yapamaz… Aksi halde; işverenin doğan tüm zararını tanzim etmekle yükümlüdür, bu maddeye aykırı olarak davranılması halinde işçi son brüt maaşının 12 aylık tutarı kadar tazminat ödemeyi taahhüt eder hükmünü ihtiva etmektedir.. ” Maddesi uyarınca rekabet yasağı sözlemesi imzalamış olduğunu, rekabet yasağı yükümlülüğüne aykırılık halinde ise hizmet akdinin son bulduğu aydaki aylık brüt ücretinin 12 katı tutarında caza-i şart bedeli ödeneceği öngörülmüş ve davacı taraf iş bu sözleşme hükmüne dayalı olarak davalının rekabet yasağına aykırı davranması nedeniyle iş bu davaya açtığı anlaşılmıştır.
Bu kapsamda taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı arasında imzalanan rekabet yasağını öngören sözleşme hükmünün geçerli olup olmadığı ve davalının çalışma ilişkisinin sona ermesinden sonraki döneme ilişkin rekabet yasağını ihlal edip etmediği noktasında toplanmaktadır.
Rekabet etmeme borcu, iş akdinin sonuçlarından olan; işçinin işverene sadakat borcunun olumsuz yönünü ifade eder. TBK madde 444’de düzenlenen rekabet yasağı asli yükümlülük doğuran bir sözleşme değildir, iş akdine bağlı olarak fer’i nitelikte bir yükümlülük doğurmaktadır. Bu yasak taraflar arasındaki hizmet ilişkisi sona erdikten sonra hükümlerini doğuran bir borçtur.İş ilişkilerinden doğan rekabet yasağının düzenlenmesinin dayanağı iş ilişkisidir. Rekabet yasağı sözleşmesi, işçinin iş sözleşmesi davam ederken işverenin müşterilerini tanıması ya da iş sırlarını öğrenmesi sebebiyle, iş ilişkisi sona erdikten sonra belirli bir faaliyet alanında, belirli bir coğrafya alanda ve belirli bir zaman diliminde işverenle rekabet teşkil edebilecek herhangi bir faaliyette bulunmaması hususunu içeren sözleşmedir. TBK m 44/1’e göre” fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir” TBK m 444/2 ‘ye göre “rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkanı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.
Bu kanuni düzenlemeler uyarınca; rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, bir iş sözleşmesinin bulunması, işçinin fiil ehliyetine sahip olması, iş sahibinin menfaatinin bulunması, yasağın sınırlı olması, sözleşmenin yazılı olması ve rekabet yasağının zaman, YER ve konu bakımından sınırlandırılması gerekir. Tüm bu koşulların hepsinin gerçekleşmiş olması şarttın ve bu koşullar emredici nitelikte olduklarından bu koşullardan herhangi birisinin bulunmaması halinde sözleşme batıl olacaktır.
Bu açıklamalar ışığında somut olayda taraflar arasında imzalanan rekabet yasağına ilişkin taahhütnamenin YER sınırlaması bakımından irdelenmesi gerekmektedir. TBK m 445/1 hükmüne göre, rekabet yasağının yer yer bakımından başka bir deyişle coğrafi alan bakımından işçinin iktisadi menfaatini hakkaniyete aykırı tehlikeye sokmayacak şekilde olması gerekir. Bu çerçevede işverenin haklı bir menfaatinden söz edilemeyeceği şeklinde bir yasak geçerli olmayacaktır. Başka bir deyişle yasak kapsamındaki coğrafi alan, işverenin faaliyet gösterdiği yer ve müşteri çevresi ile ilgili olmalıdır. Yargıtay uygulamasına göre, Türkiye sınırları içinde rekabet etmemem yönünden öngörülen düzenlemelere geçerlilik tanınmamıştır.
Davaya konu rekabet yasağı hükmü incelendiğinde sadece bir il yada bölgesel olarak sınırlı olarak değil davanın çalışma hürriyetini ortadan kaldıracak şekilde davalının iş bu imkanının yoğun olduğu tüm Marmara bölgesini kapsar şekilde rekabet yasağı kapsamına alınmıştır. Bu çerçevede daaya konu rekabet yasağı hükmünün TBK 445/1 hükmü gereğince sözleşmenin yer bakımından geçersiz olduğu takdir ve sonucuna varılmıştır.
6098 sayılı yeni Türk Borçlar Kanunu (BK) bu noktada, özellikle süre konusunda açık bir hüküm içermektedir. Yeni BK m.445 hükmüne göre, ” Rekabet yasağı, (…) suresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamaz.” Her ne kadar huzurdaki ihtilafa uygulanacak olan 818 sayılı eBK’da süre konusunda açık bir hüküm yoksa da, gerek öğreti gerekse yargı uygulaması, bu sürenin işçinin ekonomik geleceğini tehlikeye atacak boyutta olmaması gerektiğini belirtmektedir. Esasen rekabet yasağına aykırılığın tespitinde davalının davacı müşterilerini ele geçirip geçirmediği ya da maddi olarak zarara uğratıp uğratmadığı önemli değildir. Burada rekabet yasağına aykırı olarak davacıya zarar verebilecek şekilde aynı iştigal konusu bir başka rakip şirkette çalışmaya başlamak yeterlidir. Alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, davalının davacıya zarar verme ve sırlara vakıf olma potansiyelinin yüksek olduğunun belirlenemediği gibi davacının sunduğu delillerle davalının zarara uğradığı davacının müşterilerine ulaşıp iş yaptığına ilişkin delil bulunmamaktadır. Yeni iş yerinde davalı başka bir departmanda çalışmıştır.
Bilirkişi tespitleri ve dosya içerisindeki delilerle davalının işten ayrılması sonrası davacının zarara uğradığına ve haksız rekabet yaratacak bilgi ya da sırların nakline imkan tanıdığına yönelik iddiaların da ispata muhtaç kaldığı ve rekabet yasağının yer bakımından kapsamının işçi aleyhine hakkaniyete aykırı görülmekle davanın reddine karar verilmesi kanaati oluşmuştur.
Açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Gerekçesi ekli kararda açıklanacağı üzere;
Davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 512,33 TL harçtan mahsubuna, artan 453,03 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin ve takdir olunan 4.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
Davalı tarafça yatırılan 21,00 TL posta giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/01/2021 10:03:38

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza