Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/738 E. 2019/830 K. 18.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/738 Esas
KARAR NO : 2019/830

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 01/08/2018
KARAR TARİHİ : 18/07/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2019
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili 06/11/2018 tarihli dilekçesiyle; işbu davaya paralel, aynı taraflar arasında ve 2016 yılı hesap dönemine ait Genel Kurul kararlarının iptali davasının yine bu mahkemede …. esas sayılı dosyada görülmekte olduğunu, bu dosyada alınan bilirkişi raporu suretini dilekçe ekinde sunduklarını, 07/09/2017 tarihli genel kurul toplantısında işbu davaya konu genel kurul toplantısında olduğu gibi davalı şirket yönetim kurulu üyeleri … ve …’un kendi kendilerine aylık net 15.000-TLhuzur hakkı ödenmesine karar verdiklerini, müvekkillerinin bu ücretin fahiş olduğu gerekçesiyle genel kurul kararlarının iptalini talep ettiklerini, alınan bilirkişi raporunda da ücretin fahiş olduğu yönünde kanaate varıldığını, aynı yönetim kurulu üyelerinin 2017 yılına ait 18/06/2018 tarihli genel kurul toplantısında …’a 20.000-TL, …’a 25.000-TL aylık net ücret ödenmesine karar verdiklerini, bu ücretlerin şirketin karlılık oranı ve piyasa koşullarıyla uyuşmadığını açıklayarak 18/06/2018 tarihli genel kurulda alınan kararların icrasının ve bilhassa bu kararlar çerçevesinde ödeme vs.her türlü işlem yapılmasının dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıların karı koca olup müvekkili şirketin aile şirketi olduğunu, özellikle davacı …’nun bugüne kadar yapılan hiçbir genel kurul toplantısına katılmadığını, şirketin kuruluşundan bu yana yapılacak genel kurul toplantılarının iadeli taahhütlü postayla taraflara tebliğ edildiğini, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan ve tescil edildiğini, davacı … ….nun babasının vefatından sonra kendisine ait hisseleri dava dışı diğer hissedarlara sattığını akabinde anneler….’un vefatından sonra miras yoluyla kendisine geçen hisseler nedeniyle yeniden şirket hissedarı olduğunu, davacı tarafın 18/06/2018 tarihli genel kurul toplantısına müvekkillerinin yokluklarında kendi kendilerine karar verdiklerini, genel kurul kararlarının iptali sebepleri 6102 sayılı TTK m.445’te açıkça düzenlendiğini, kararların iptalini isteyebilecek kişilerin devam eden maddelelerde zikredildiğini, 15/05/2018 tarihli genel kurul toplantısının 18/06/2018 tarihine ertelendiğini, 18/06/2018 tarihli ertelenen genel kurul toplantısında itirazların reddedilerek genel kurul kararların alındığını, toplantıda alınan kararların nisaplarının yasaya uygun olmadığını, her iki toplantıda da şirketin esas sermayesinin 1/4’nün üzerinde oran sağlanmış olup, kararların toplantıya katılanların oy çokluğuyla alındığını, davacıların tüm toplantılara davet edildiklerini, davacının tedbir talebinin dayanaksız olduğunu, şirketin işleyişini engelleme gayesi taşıdığını, müvekkili şirketin ticari itibarı olan saygın bir şirket olduğunu, 18/06/2018 tarihli genel kurulda yönetim kurulu üyelerinden …’a şirketteki fiili çalışmalarının karşılığında 20.000,00-TL …’a ise 25.000,00-TL ücret ödenmesine karar verildiğini, söz konusu ücretlerin huzur hakkı ikamesi olmadığını, davacılar dışındaki yönetim kurlu üyelerinin tüm emek ve mesailerini şirket için harcadığını, başkaca bir işleri bulunmadığını, huzur hakkı bakımından ana sözleşmeye ve kanuna aykırı bir durum söz konusu olmadığını, tedbir talebinin haksız olduğunu belirterek haksız ve yersiz davanın ve tedbir talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket yönetim kurulu üyesi … 30/11/2018 havale tarihli yazılı beyanında; davacıların her iki senenin de genel kurullarından haberdar olduklarını ve kendilerine usulüne uygun şekilde gerek gazete ilanı gerekse iadeli taahhütlü posta yoluyla genel kurul çağrı tutanaklarının tebliğ edildiğini ve genel kurullarda da temsil edildiklerini, genel kurul toplantılarının usule aykırı yapıldığı ve yönetim kurulunun yine usule aykırı seçilmiş olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediğini, genel kurul konulu davaların esas amacının kâr payı dağıtımı veya şirketin bekasını sağlamak dışında olup şirketi işleyemez hale getirdiğini, şirket kârının 2016-2018 yılı döneminde arttığını, şirketin dönem net kârlarının yükselmekle birlikte şirketin halihazırdaki yatırımları, zorunlu ekipman giderleri ile kredi borçları nedeniyle kâr payı dağıtmasının uygun olmadığını, genel kurulda da bu yönde karar alındığını, ilerleyen dönemlerde şirket ortaklarının tümüne kâr payı dağıtılacağını beyan etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; davalı şirketin 15/05/2018 tarihinde ve TTK 420.maddesi uyarınca erteleme ile 18/06/2018 tarihinde yapılan genel kurulunda alınan kararların TTK 445 ve devamı maddeleri uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın;davalı şirketin 15/05/2018 tarihinde ve TTK 420.maddesi uyarınca erteleme ile 18/06/2018 tarihinde yapılan genel kurulunda alınan dava dilekçesinde 1,2,3,4,5,6,7,8 nolu kararların TTK 445 ve devamı maddeleri uyarınca iptali koşullarının oluşup oluşmadığından kaynaklandığı tespit edilmiştir.

Davacıların tedbir talepleri mahkememizce değerlendirilerek 11/12/2018 tarihli heyet ara kararı ile reddedilmiştir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap verilmiş, istenen bilgi ve belgeler gönderilmiş, incelenmesinde; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün …sicil nosunda kayıtlı …Anonim Şirketi’nin sicil adresinin … Mahallesi ….Sokak No:… Esenyurt/İSTANBUL olduğu, sicil kaydının faal olduğu anlaşılmıştır.
Ticaret İl Müdürlüğüne yazılan müzekkereye ise cevap verilmemiştir.
Davalı şirket tarafından her iki genel kurula ilişkin toplantı tutanakları ve ekleri de sunulmuştur.
Davalı şirketin ticari defter, kayıt ve belgeleri ile dosya kapsamı üzerinde iddia ve savunmaların değerlendirilmesi için bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak 15/05/2018 tarihinde ve TTK 420.maddesi uyarınca erteleme ile 18/06/2018 tarihinde yapılan genel kurullarında alınan kararların iptali koşullarının oluşup oluşmadığı, 18/06/2018 tarihli genel kurulda şirket yönetim kurulu üyelerinden her birine aylık 20000 ve 25000.TL huzur hakkı ödenmesine ilişkin karar yönünden şirketin o dönemdeki mali tabloları ve dönem net kârı incelenerek bu miktarın fahiş olup olmadığı ve genel kurulda alınan diğer kararların iptal edilebilirlik koşullarının oluşup oluşmadığı, şirketin genel kurul karar defteri incelenerek uyuşmazlık hususlarında ayrıntılı rapor alınmasına karar verilmiş, 24/05/2019 tarihli raporda; genel kurulda alınan yönetim kurulunun ibrasına ilişkin şirket defterleri ve diğer sair evrak incelendiğinde 5 ortaklı şirketin %82,63 hissesine sahip 2 ortağının ay m zamanda yönetim kurulu üyesi olup oydan yoksun olduğu, diğer 3 ortaktan %17,36 hisseye sahip 2 ortağının olumsuz yönde oy kullandığı, bu gündem maddesi bakımından oy kullanmaya yetkili olup da olumlu yönde oy kullanan ortağın ise yalnızca %0,01 hisseye sahip olduğu anlaşıldığından, kararın alınmasına ilişkin nisabın oluşmadığı, dolayısıyla yokluk söz konusu olacağı ve bu durumun tespitinin gerekeceği, yönetim kurulu üyesi pay sahiplerinin genel kurulda kendi mali haklarının miktarının tespitinde TTK m. 436/1 uyarınca oydan yoksun olduğu görüşünün mahkeme tarafından kabul edilmesi halinde, somut olay bakımından da yönetim kurulu üyelerinin mali haklarından olan huzur hakkı veya ücret hakkına miktarının tespitine İlişkin görüşmeler sırasında oydan yoksun olacaklarından yukarıda da açıklandığı üzere, genel kurulda kararın alınmasına ilişkin nisabın oluşmadığı sonucu doğacak; dolayısıyla yokluk söz konusu olacağı ve bu durumun tespitinin gerekeceği, 18/06/2018 tarihli genel kurulda şirket yönetim kurulu üyelerinden ikisine ödenmesi kararlaştın lan aylık 20.000 ve 25.000 TL ücretin fahiş olup olmadığı noktasında» bu ödemenin toplamda yıllık 540,000 TL ettiği, bu rakamın şirketin o dönemdeki mali tabloları ve dönem net kan incelenerek davalı şirketin 2018 yılı “Dönem Net Karından” fazla olduğu, pay sahiplerinin vazgeçilmez nitelikteki kârdan pay alma haklarını da İhlal etmeyecek şekilde yüksek olduğu ve şirketin faaliyetinde olumsuzluklara neden olabileceği, hakkaniyete uygun olmadığı ve piyasa koşullarıyla da bağdaşmaması bakımından fahiş bir ücret olduğu gerekçeleriyle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararının iptalinin gerekeceği, olağan genel kurul olması itibarıyla, gündemde TTK m. 409’da belirtilen zorunlu asgari gündem maddelerinin yer alması gerektiği halde, kar payı dağıtılmamasına karar alınmış olmakla birlikte oluşan net dönem karının ne şekilde kullanılacağının müzakere edilip karara bağlanmış olmaması bakımından kanuna aykırılık sebebiyle TTK m, 445 vd. hükümlerine göre 4 numaralı madde bakımından kararın iptalinin gerekeceği, kar payı dağıülmaması kararına İlişkin olarak, mevzuatta dağıtıma ilişkin kural olarak bir zorunluluk bulunmamakla birlikte» şirketin fınansal verileri değerlendirildiğinde kar dağıtımına engel bir durumun bulunmadığı, bu bakımdan kar dağıtmama kararının dürüstlük kuralına aykırılık sebebiyle iptalinin söz konusu olabileceği kanaati bildirilmiştir.
Kural olarak TTK. m. 445 uyarınca yasaya, esas sözleşmeye veya iyiniyet kuralına aykın kararlara karşı iptal davası açılabilir. Dolayısıyla anılan kararlann iptalinin sağlanabilmesi için bu kararların kanun, anasözlesme veya afaki iyiniyete aykırı olması da gerekir.denmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, genel kurul toplantı tutanağı ve ekleri, sicil kayıtları, bilirkişi raporu ile tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde; 18/06/2018 tarihinde yapılan genel kurulunda alınan 4,5,6 nolu kararların TTK 445 ve devamı maddeleri uyarınca iptali ve yokuluğu koşullarının oluşan oluşmadığı bakımından yapılan yargılamaya göre öncelikle Davalı şirketin 15.05.2018 tarihinde yapılacak Genel Kurul Toplantısına davet şirket ortaklarından …, …, …, …. vc ….’na 27.04.2018 tarihinde ana sözleşmede öngörüldüğü gibi ve gündemi de ihtiva edecek şekilde iadeli taahhütlü mektupla toplantı gün ve gündeminin bildirilmesi suretiyle süresi içinde yapıldığı tespit edilmiştir.05.05.2018 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısının 3. maddesinde genel kurulun 1 ay ertelenmesine karar verilmiştir.18.06.2018 tarihli Genel Kurul Toplantısındaki 1 vc 2 numaralı kararların oybirliği ile 4,5 ve 6 numaralı kararların ise “24,790 adet olumlu” oya karşılık 5.210 adet olumsuz” oy ile ov çokluğu ile kabul edildiğinin yazıldığı görülmüştür.
Gündemin 5 nolu kararı yönünden; Yönetim Kurulu üyelerinin ibra edilmelerine dair kararın yönetim kurulu üyelerini 24.790 adet olumlu oya karşılık 5.210 adet olumsuz oy ile ayn ayn ibra edildiği görülmüş olup

TTK m. 408’de belirtildiği üzere genel kurulun devredilemez görev ve yetkileri arasında yer alan yönetim kurulunun ibraları hakkında karar verilmesi hususunda, TTK m. 436/2 uyarınca şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişilerin kendilerine ait paylardan doğan oy haklarım kullanamayacakları ifade edilmiştir, Bir diğer söylemle yönetim kurulu üyeleri, genel kurulda kendilerinin ibralarına ilişkin karar alınırken oydan yoksun olacaklardır.
Ayrıca, yönetim kurulu üyelerinin yalnızca kendi ibra oylamalarında değil, diğer YK üyelerinin ibrasında da ovdan yoksun oldukları konusunda görüş birliği mevcuttur.
Oydan yoksunluk ise, belirli bir gündem maddesine ilişkin olup (bkz. TTK. 436, ScrPK. 17/3 ve 29/6), toplantıya katılmayı, yoksunluğa yol açmayan gündem maddelerinde oy ve diğer pay sahipliği haklarını kullanmayı engellemez. Bu nedenle, toplantı nisabında ovdan yoksun navlar dikkate alınır: vani bunlar toplantı nisabından düşülmez: yalnızca, bu kişilere ait olan oylar, yoksunluğa dair gündemin oylanmasında karar nisabından düşülür .
Somut olaydaki gibi şirketteki oy oranlan dikkate alındığında yönetim kumlu üyelerinin gerçeklen kendi ibralarında oy kullanmamalan durumunda bu kararın alınabilmesi için karar nisabının oluşması mümkün değildir. Bu bakımdan oydan yoksun pay sahiplerinin kullandığı oylar doğrudan sonuca etkili olmuştur. Oydan yoksunluk sonucu karar nisabı 5,212 oyun çoğunluğu olan 2607 iken; 5210 adet olumsuz oy bulunduğuna göre bu kararın alınabilmesi de söz konusu değildir.
TTK’da “yokluk” müeyyidesinin hangi hallerde ve neye göre söz konusu olacağına dair hiçbir hüküm yer almamaktadır.TTK 447 maddenin üst başlığında “butlan” olarak ifade edilen genel kurul kararlarının, maddenin sonunda bu terime uygun olarak “batıl”olduğu belirtilmektedir. Ancak “butlan” ve “yokluk” ile malûl GK kararları, sonuçta hukuken aynı anlamı, yani hükümsüzlüğü, geçersizliği ifade eder.
Bir genel kurul kararının yokluğu (Nicht- oder Scheinbeschlüsse), başlangıçtan itibaren bir genel kurul kararının mevcut olmadığını ifade eder. Bir işlemin ve bu arada genel kurul kararının kurucu unsurlarının mevcut olmaması halinde, hukukî işlemin veya genel kurul kararının yokluğu, eski deyimle “keenlemyekûn” veya mutlak butlan ile malûl olduğundan bahsedilmektedir.
Anılan yaptırımlardan en ağırı olan yokluk bakımından, bir hukuki işlemin hukuka uygun olarak doğabilmesi için öngörülen kurucu nitelikteki emredici hükümlere aykırılık, işlemin kurucu unsurlarında eksikliğe yol açmakta ise işlemi yokluk ile sakatlayacaktır. Yok sayılan bir hukuki işlem şeklen dahi meydana gelmemiştir. Yokluğun tespiti her zaman ve herkes tarafından ileri sürülebilir ve yokluk kararı yalnızca açıklayıcı niteliktedir. Bu çerçevede, bir genel kurul kararının varlığından bahsedebilmek için iki unsur gerekir. Bunlardan ilki toplantı yapılması ve ikincisi toplantıda yeterli irade beyanları ile karar alınmasıdır. Bunlardan birisindeki eksiklik halinde hukuki işlem yani genel kurul kararı hiç doğmamış sayılır (Ayrıntılı bilgi için bkz. Erdoğan MOROGLU, Anonim Ortaklıkta Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, İstanbul 2014, s. 25 vd.) Uygulama ve öğretide sayılan ve genel kurul kararının yokluğuna yol açan başlıca örnekler şöyledir; genel kurula davet, yetkili kişi veya organlarca yapılmamış veya TTK’daki istisna dışında davet yapılmaksızın toplantı yapılmış ve karar alınmışsa, ya da oylama yapılmaksızın karar alınmışsa, genel kurul toplantısı yapılmaksızın karar alınmışsa yokluk yaptırımı uygulanır. Hükümet komiserinin bulunmadığı bir toplantıda alınan kararlar, komiserce imzalanmamış bir tutanakta yer alan karar yine yoklukla maluldür. Nisap bakımından aykırılıklar da genel kabule göre yokluğa sebebiyet vermektedir. Mevcut olmayan pay adedince mevcut oy nisap bakımından alınan kararların geçerliliğine etki ediyor ise, diğer bir ifade ile söz konusu oylar mevcut olmadan yeter sayı sağlanamıyorsa bu hâlde kanunda öngörülen yeter sayıda irade beyanı bulunmadığı için işlem yoklukla malul olacaktır.
Somut olayda da, şirket defterleri ve diğer sair evrak incelendiğinde 5 ortaklı şirketin %82,63 hissesine sahip 2 ortağının aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olup oydan yoksun olduğu, diğer 3 ortaktan % 17,36 hisseye sahip 2 ortağının olumsuz yönde oy kullandığı, bu gtlndcm maddesi bakımından oy kullanmaya yetkili olup da olumlu yönde oy kullanan ortağın İse yalnızca %0,01 hisseye sahip olduğu anlaşılmaktadır. Bu bakımdan kararın alınmasına ilişkin nisabın oluşmadığı, dolayısıyla yoklukla malul ollduğu anlaşılmıştır.
Gündemin 4. Maddesi , Kar dağıtımı İle ilgili teklifin reddedilmesine e kar dağıtımının yapılmamasına dair 24. 790 adet olumlu oya karşılık 5.210 adet olumsuz oy ile alınan karar yönünden ise kural olarak her pay sahibi, kanun vc esas sözleşme hükümlerine göre, pay sahiplerine dağıtılması yararlaştırılmış olan net dönem kârına, payı oranında katılma hakkına sahiptir (TTK m, 507/1).TTK. 408/2,d ve 409/1 uyarınca kâr dağıtılıp dağıtılmayacağı ve miktarı konusunda karar etkisi genel kurulda olmakla birlikte, dağıtım yapılması ve miktarı konusunda kanun ve ana iözleşmenin öngördüğü bazı şartlara uymak zorunludur. Kâr dağılabilmesinin temel şartı, ortaklığın net dönem kân veya önceki yıllar kârlarından bu amaçla yedek akçe ayrılmış bulunmasıdır (TTK m. 509/2). Ortaklığın kazanç sağlayıp ağlamadığı, yıllık bilançoya göre saptanır (TTK m. 508/2). Genel kurul tarafından kâr dağıtım yararı verilmeli vc dağıtım miktarı saptanmalıdır (TTK m. 408/2,d).Somut olay bakımından Olağan genel kurul olması itibarıyla, gündemde TTK m. 409’da belirtilen zorunlu asgari gündem maddelerinin yer alması gerektiği halde, kar payı dağıtılmamasına karar alınmış olmakla birlikte oluşan net dönem karının ne şekilde kullanılacağının müzakere edilip karara bağlanmış olmaması ve kar payı dağıülmaması kararına ilişkin olarak, mevzuatta dağıtıma ilişkin kural olarak bir zorunluluk bulunmamakla birlikt şirketin fınansal verileri değerlendirildiğinde kar dağıtımına engel bir durumun bulunmadığı dikkate alındığında bu bakımdan kar dağıtmama kararının dürüstlük kuralına aykırılık sebebiyle iptaline karar vermek gerekmiştir.
Gündemin 6, Maddesine göre Yönetim Kumlu üyelerinin huzur hakkı, prim, ikramiye ve ücretlerinin tespiti” ve gündemin aynı numaralı maddesine ilişkin tutanakta yer alan “Yönetim Kurulu üyelerinden …’a şirketteki fiili çalışmalarının karşılığı olarak aylık net 20.000,00 TL (YİrmibinTürklirası) ve …’a, şirketteki fiili çalışmalarının karşılığı olarak aylık net 25,000,00 TL (YirmiBeşbınTürklİrası) TTK m.408 gereğince ücret ödenmesine oy çokluğuyla karar verilmiş olup TTK m, 394’e göre, Yönetim kurulu üyelerine, tutarı esas sözleşmeyle veya genel kurul kararıyla belirlenmiş olmak şartıyla huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık kârdan pay ödenebileceği düzenlenmiştir.
Mahkememizce yönetim kurulu Üyesi pay sahiplerinin genel kurulda kendi mali haklarının miktarının tespitinde oydan yoksun olmadıkları anlaşıldığından belirlenen ücretin fahiş olup olmadığı, bu anlamda genel kurul kararının bu yönden iptalinin gerekip gerekmediği dikkate alındığında kural olarak verilen ücret huzur hakkına ilişkin olup şirket kar etmese şirketin zarar halinde olması kendilerine huzur hakkı ya da ücret hakkı tanınmasının önüne geçmez. Ne var ki, şirketin karlılık durumu, yöneticilere sağlanacak bu mali hakların miktarının ve bu miktarın fahiş olup olmadığının tespitinde büyük önem arz etmektedir. Yapılan mali incelemeler ve emsal ücretler dikkate alınarak alınan karara göre yönetim kurulu ücretlerinin şirketin finansal gücü açısından olumsuzluk teşkil edeceği kanaati hasıl olmuş olup, yönetim kurulu üyelerine verilmesi karara bağlanan 45.000 TL’nin pay sahiplerinin vazgeçilmez nitelikteki kârdan pay alma haklarını dai ihlal etmeyecek şekilde yüksek olduğu vc şirketin faaliyetinde olumsuzluklara neden olabileceği, hakkaniyete uygun olmadığı, fahiş bir ücret olduğu, örtülü kar dağıtımı tupsammda değerlendirilebileceği. Vergi, TTK. vc diğer mevzuatlarda “örtülü kar lağıtımı” olarak doğrudan bir düzenleme bulunmamakta beraber bu hususun eşitlik lkesine ve dürüstlük kuralına aykırılık oluşturduğu dikkate alınarak iptaline karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle; davanın kabulü ile davalı şirketin ….A.Ş.’nin 18/06/2018 tarihli 2017 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 5 nolu kararın yoklukla malul olduğunun tespitine, davalı şirketin …. A.Ş.’nin 18/06/2018 tarihli 2017 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 4 ve 6 nolu kararların iptaline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davanın KABULÜ ile ;
2-Davalı şirketin … A.Ş.’nin 18/06/2018 tarihli 2017 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 5 nolu kararın yoklukla malul olduğunun tespitine,
3-Davalı şirketin … A.Ş.’nin 18/06/2018 tarihli 2017 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 4 ve 6 nolu kararların iptaline,
4-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubuna, bakiye 8,50 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına tayin ve takdir olunan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından sarf edilen 35,90 TL başvurma harcı, 35,90 TL peşin harç, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 176,00 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 2.247,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
8-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/07/2019

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸