Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/722 E. 2019/1304 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/722 Esas
KARAR NO : 2019/1304

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/07/2018
KARAR TARİHİ : 12/12/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilleri ile davalı ….-…. İnşaat arasında imzalanan 13/12/2016 tarihli sözleşme ile … İli, … İlçesi, … Mah, …. Ada, …. ve …. parselde kayıtlı bulunan taşınmazlardaki toplam 5 adet bağımsız bölümün …. Lastik ve Servis Hizmetleri Org.San.ve Tic.A.Ş.tarafından davalı …’den satın alındığını, satın alınan
… Ada, …. Parsel … Bodrum Kat …. nolu bağımsız bölümün 31.01.2017′ de
… Ada, …. Parsel … Bodrum Kat … nolu bağımsız bölümün 31.01.2017′ de
… Ada, …. Parsel …. Bodrum Kat … nolu bağımsız bölümün 27.12.2016′ da
… Ada, .. Parsel …. Bodrum Kat … nolu bağımsız bölümün 27.12.2016′ da
… Ada, … Parsel …. Bodrum Kat … nolu bağımsız bölümün 31.01.2017′ de
devirlerinin yapıldığını, taşınmazlar üzerinde 2 nolu davalı banka lehine olan ipoteklerin sözleşme şartları doğrultusunda 1 nolu davalı tarafından ödemeler miktarınca fek edilmek şartıyla tapudan devirlerinin yapıldığını, akabinde müvekkilleri tarafından çekler ve bonoların süresinde ödenmeye başladığını, halen ödemelerin devam ettiğini, ödemelerin davalının diğer davalı bankada bulunan hesabına çek ve senet açıklaması yapılmak suretiyle yapıldığını ancak davalı şahsın sözleşme şartları gereğince edimlerini yerine getirmediğini, 13.12.2016 tarihli Gayrimenkul Satış Protokolü, 13.12.2016 tarihli Ara Protokol, 14.12.2016 tarihli Araç Teslim ve Tesellüm Belgesi ve Çek ve Senet Teslim Bordrosu şartları gereğince 2 adet bağımsız bölüm üzerindeki ipotekleri fek etmediğini, 1 adet bağımsız bölüm üzerindeki …. Belediyesi’ ne ait 20.000 TL miktarlı haciz şerhini de kaldırmadığını, yine 2 tane bağımsız bölüm üzerindeki ipotek borçlarının 1 nolu davalı …’ in (…. İnşaat) 13.12.2016 tarihi itibariyle mevcut borç bakiyesini aşmayacağına ve başkaca borçlarına teminat teşkil etmeyeceğine dair ….bank A.Ş’ den azalan bakiyeli borç taahhüt yazısının da alınmadığını, bu nedenle davalı tarafa Büyükçekmece … Noterliğinin 30.06.2017 tarihli ve …. sayılı İhtarnamesi keşide edilerek tebliğ edildiğini, davalı …’in Büyükçekmece … Noterliğinin 04.07.2017 tarihli ve … yevmiye nolu cevabi ihtarnamesi ile kaldırılmasını vaad ettiği ipoteklerin kaldırılmasını sağlayacağını taahhüt ettiğini, davalı ….bank A.Ş ise Beşiktaş … Noterliğinin 01.08.2017 tarilhi ve …. yevmiye nolu cevabi ihtarnamesi ile davalı …. ‘ in 24.07.2017 tarihi itibariyle 1.015.791,90 TL kredi riskinin olduğunu ve Bankacılık Kanunu gereğince ancak …’ e borç bilgisinin verilebileceğini bildirdiğini, müvekkilinin halen ödemelerini yapmaya devam ettiğini, şifahi ve yazılı tüm uyarılara rağmen davalı …’in ipotekleri kaldırmak yükümlülüğünü halen ifa etmediğini, bononun haksız olarak protesto edilmesi ve tahsili cihetine gidilmesi halinde müvekkillerinin ticari sicillerinin bozularak mağduriyetinin doğacağını ileri sürerek sıradaki ödenecek olan 31/07/2018 vade tarihli 40.000,00 TL bedelli borçlusu …. olan senedin tahsil için 2 nolu davalı bankada bulunması, ödenmemesi halinde protesto edileceği göz önünde bulundurularak öncelikle İİK md. 72 vd gereğince davalıların elinde bulunan 31.07.2018 vade tarihli, 40.000 TL meblağlı emre muharrer senet hakkında icra takiplerinin durdurulması ve bankaca protesto edilmemesi hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesine, tedbir kararı verilmesi halinde …bank A.Ş’ ye bu hususun müzekkere ile bildirilmesine; TBK md. 97 gereğince karşılıklı olarak sözleşme şartları yerine getirilmediğinden müvekkillerin 31.07.2018 vade tarihli ve 40.000 TL meblağlı bonodan dolayı borçlu olmadıklarının tespitine, bononun iptaline ve iptal edilen bononun müvekkiline iadesine, davanın konusuz kalmasının önüne geçilmesi açısından müvekkillerine ait taşınmazları üzerindeki ipoteklerin risk sınırının 1.015.791,90 TL’ yi aşmayacak şekilde sınırlandırılması yönünde İhtiyati tedbir kararı verilmesine, 24.07.2017 tarihi itibariyle ipotek borç sınırının 1.015.791,90 TL olarak TESPİTİNE, müvekkilleri tarafından davalılara yapılan ve dava süresince yapılacak olan tüm ödemelerin tespiti ile bu bedelin 1.015.7991,90 TL kredi riskinden mahsup edilmesine, ödenen bedel nispetinde ipotek borcunun itfa edilmiş sayılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Banka cevap dilekçesinde;dava konusu olayda davacılar ile diğer davalı … arasındaki hukuki ilişkinin geçersizliği, ya da lehtarın sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirmemesi kambiyo borcunu etkilemediğinden ve müvekkil bankanın taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi bilmesi mümkün olmadığından davacı müvekkil bankaya husumet yöneltemez, müvekkil bankadan herhangi bir talepte bulunamaz. sonuç olarak, yüksek mahkeme kararları ve beyanlarımız doğrultusunda öncelikle husumet itirazımızın değerlendirilmesi suretiyle davanın müvekkil banka yönünden husumet yoksunluğu sebebiyle reddine karar verilmesini dava dilekçesinin “sonuç ve istek” bölümünde çelişkiler mevcuttur. ayrıca 31.07.2018 tarihli 40.000-tl bedelli senet ödenmiş olduğundan dava konusuz kalmış olup davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.x
Davalı …. cevap dilekçesinde;davacıların, … Belediyesi’nin hacizlerinin devam ettiğine dair Mahkemeniz dosyasına sunulan tapu kaydı güncel olmayıp,… mh. … Ada , …. Parsel, … Bodrum Kat…. nolu bağımsız bölümün tapu kayıtları getirtildiğinde, tapuda Belediye Başkanlığı lehine herhangibir ipotek veya haciz şerhi olmadığı görülecektir. Yukarıda arz edildiği gibi, müvekkilim, 13.12.2016 tarihli asıl sözleşme ve bu sözleşmenin eki niteliğindeki 13.12.2016 tarihli ara sözleşmedeki 3 adet ipoteğin kaldırılmasına dair taahhütünü, davacıların ödemeleri tamamlanmadan aynen yerine getirmiş olup,diğer 2 gayrimenkul üzerindeki ipotekler ise, ara sözleşme gereği devam etmektedir. Bu sebeple, davacıların , satışı yapılan gayrimenkullerle ilgili olarak henüz borçları da bitmeden, ipoteklerin kalan borç miktarı kadar sınırlandırılması ile, ipotek borç sınırının 1.015.791,90 olarak tesbitine ilişkin taleplerinin yersiz ve taraflar arasındaki sözleşmelere de aykırı olması sebebiyle reddine karar verilmesini talep ediyoruz. Ayrıca, dava açıldıktan sonra, davacılar tarafından 31.7.2018 tarihli 40.000,00TL lik senet de bankaya ödenmiş olup, işbu senet yönünden talep edilen menfi tesbit ve bononun iptaline ilişkin taleplerinin de konusuz kalması sebebiyle reddine karar verilmesinini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; Menfi tespit ve ipoteğin yapılan ödemelerle sınırlandırılması tespiti istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacının taşınmazlardaki ipoteğin davacının yaptığı ödemelerle sınırlandırılması tespiti hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Beylikdüzü Vergi Dairesi Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap verilmiş, davalı ….’in 11/09/2018 tarih ve … benzersiz kodlu yakalama ile faaliyetine devam etmekte olduğunun görüldüğü ve 2017 yılına ait gelir vergisi beyannamesine göre bilanço esasına göre defter tuttuğu bildirilmiştir.
…. Tapu Müdürlüğü’ne, …bank A.Ş.Genel Müdürlüğüne yazılan müzekkerelere cevap verildiği, istenen bilgi ve belgelerin gönderildiği anlaşılmıştır.
Davanın niteliği, dosyadaki bilgi ve belgeler karşısında bu aşamada yaklaşık ispat koşulu oluşmadığından davacılar vekilinin tüm ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir.
18/04/2019 tarihli duruşmada uyuşmazlık konularında, tarafların iddia ve savunmalarına göre HMK 218 maddeleri uyarında bilirkişi banka kayıtları üzerinde inceleme yetkisi verilerek davacının talep etmiş olduğu 24/07/2017 tarihi itibariyle bakiye ipotek miktarının ne kadar olduğu, davacı tarafından yapılan ödemelerin miktarının tespiti ve bunun kredi riskinden mahsup edilip edilmediği , ipotekle kaldırılmayan taşınmazlar üzerinde banka lehine başka ipotekler kapsamında başka bir kredi tahsis edilip edilmedği, tahsis edilen kredilerin miktarı , yapılan ödemelerle birlikte karşılaştırılarak, ayrınıtı ve gerekçeli bilirkişi raporunun sunulmasının istenilmesine karar verilmiş, 13/09/2019 tarihli raporda özetle; dosya, ödemeye ilişkin sunulan belgeler, mahkemece celp edilen tapu kayıtları, gelen müzekkere cevapları, taraflar arasında yapılan sözleşme ve ara protokol uyarınca; davacının davalı ile akdetmiş olduğu 5 adet gayrimenkul satışına konu protokol tarihinde tapudan gelen resmi senet evrakına göre 4 adet gayrimenkul üzerinde davalı …bank A.Ş.’rıin 3.000,000 TL tutarında ipotek şerhi mevcut olduğu ve yine 1 adet gayrimenkul üzerinde …. Belediyesinin 20.237,00 TL tutarında ipotek şerhi olduğu belirlendiği, taraflar arasında akdedilen satış protokolünde ….bank A.Ş.’ne ait 2 adet kalacak olan ipoteğe ilişkin … Ada …. nolu parselde ….bodrum .. ve … nolu bağımsız bölümelrde davalı ….bank’a ait 3.000.000 TL tutarındaki ipotek şerhinin dava tarihinde devam ettiği, kalacak olan dışındaki 2 adet ….bank ipoteğinin 2016 yılı sonuna kadar borcunun kapatılacağına ilişkin protokolde kararlaştırılan hüküm kapsamında ipoteklerin kaldırıldığı tarih gelen tapu yazı cevabında ve sunulan tapu kayıt örneklerinde yer almamakla birlikte mevcut belgeler kapsamında dava tarihinde bu hususların yerine getirildiği; davacının dava dilekçesi ekindeki kayıtlarında ve 03.09.2018 tarihli tapu cevabında tespit edildiği, ….bank dışındaki …. Belediyesi ipoteğinin ise davacının sunduğu dava tarihindeki tapu kayıt örneklerinde mevcut olduğu, davadan sonra gelen 03.09.2018 tarihli tapu cevabında ise ….Belediyesi ipoteğinin bulunmadığının belirlendiği, davacının davaya konu taleplerinde yer alan ödemelere ilişkin 24.07.2017 tarihi itibariyle 2.060.000 TL satış bedeline ilişkin vermiş olduğu ödeme vadeleri 24.07.2017 tarihine kadar olan araç devri, verilen çek ve senetler topJaını 993.500 TL olarak tespit edilmiş ve kalan 24.07.2017 tarihinden sonraki vadeli ödeme aracı olarak verilen çek senet kalanı 1.060.000 TL olarak hesaben belirlendiği, ….bank tarafından 24.07.2017 tarihi itibariyle cevabi ihtarnamesinde bildirdiği 1.015.791,90 TL ipotek ile teminatlandınlmış geriye dönük borç beyanına ilişkin 18.04.2019 tarihli mahkemenin müzekkeresine gelen 14.05.2019 ve 20.05.2019 havale tarihli 2 adet yazı cevabı ve ekinde sunulan kayıt dökümlerinin davaya konu taşınmazlara ilişkin olmadığı, menfi tespite konu 31.07.2018 tarihli 40.000 TL bedelli senedin satış bedeline ilişkjn verilmiş olması sebebjyle ve tapuda devirlerin yapılmış olması sebebiyle ipotekler ile ilgili hususların kalan 2 ipoteğe ilişkin yerine getirilmesi kesin bir vade ile sınırlandırılmamış olması sebebiyle talebin takdirinin mahkemeye ait olacağı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalılardan …. -… İnşaat arasında imzalanan 13.12.2016 tarihli satış protokolü sonrasında düzenlenen aynı tarihli ara protokolde “Satışı yapılan dükkanlarda satıcının tesbit edeceği 2 bağımsız bölüm üzerine satıcının ….bank’a olan borcundan dolayı ipotek kalacaktır” şeklinde açık hüküm yer aldığı, dava tarihi itibariyle davalının …bank’a halen borçlu bulunduğu, …. mh. … Ada , …. Parsel,….Bodrum Kat. … nolu bağımsız bölüm ile … mh. … Ada , …. Parsel,….Bodrum Kat. … nolu bağımsız bölümler üzerindeki ipotekleri terkin etmemiş olmasının sözleşmeye bağlılık ilkesi (ahde vefa) ilkesi gereği haklı olduğu değerlendirilmiştir. Zira söz konusu protokol gereği, davalının diğer davalı …bank ile arasındaki bağımsız borç ilişkisi sona erene dek taşınmazlardan herhangi ikisi üzerinde ipotek tesis edebileceği ve davacının buna açık rızasının olduğu görülmüştür.
Bunun yanısıra, davacının 24.7.2017 tarihi itibariyle ipotek borç sınırının 1.015.791,90 TL olarak tesbiti ile, davalıya yapılan ve dava süresince yapılacak olan tüm ödemelerin 10.015.791,90 TL kredi riskinden mahsup edilmesine, ödenen bedel nisbetinde ipotek borcunun itfa edilmiş sayılmasına ilişkin taleplerinin de yerinde olmadığına kanaat getirilmiştir zira her şeyden evvel ipoteğe temel teşkil eden borç ilişkisi banka ile davalılardan ….-… İnşaat olup, bu ilişkiye taraf olmayan üçüncü kişinin salt ipotekli taşınmazdaki mülkiyet hakkına dayanarak mahkemeye başvurarak ipotek borcunun ifa edilmiş sayılmasına ilişkin talepte bulunma hakkı yoktur. Davacı …. ile davalı … -… İnşaat arasında imzalanan sözleşme ile taşınmaz üzerinde davalının bankaya olan borcuna istinaden ipotek tesis edileceği kararlaştırıldığına göre davalının bu sözleşmeyi aşan ve sözleşmedeki iradesi ile çelişen talebi haklı görülmemiştir.
Bununla birlikte, davacı tarafından menfi tesbite konu edilen 31.7.2018 tarihli 40.000 TL bedelli senet, davacı tarafından satış bedeline ilişkin verilmiş ve bilirkişi raporu ile davaya konu 40.000,00 TL lik senetle birlikte davacının satış bedeline istinaden dava tarihi itibariyle 280.000,00 TL borcunun olduğu tesbit edilmiştir. Öte yandan, davanın açılmasını müteakiben söz konusu senet bedeli davacı tarafından ödenmiştir. Talep konusu senedin dava esnasında ödenmiş olması sebebiyle, davacının talebinin konusuz kaldığı ve bu itibarla bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. HMK 331.madde uyarınca dava açıldığı tarihteki haklılık durmuna göre menfi tesbite konu edilen 31.7.2018 tarihli 40.000 TL bedelli senetin davacı tarafından satış bedeline ilişkin verilmiş olduğu, dava tarihi itibariyle davacının satış bedeline istinaden davalıya 280.000,00 TL borcunun olduğu tesbit edilmiş olduğundan, yargılama harç ve giderlerinden davacının sorumlu sutulması gerekmiştir.
Her ne kadar davacı davasında …bank A.Ş.’yi de hasım göstermiş ise de, söz konusu banka ile davacı arasında herhangi bir akdi ilişki söz konusu olmayıp, davacının davalı …’e husumet yöneltmesinin dayanağı taraflar arasındaki alım satım sözleşmesidir. Davalı … ile ….bank A.Ş. arasındaki ipotek ilişkisinin davacı ile davalılardan …. arasındaki alım-satım sözleşmesine dayalı ilişkiden bağımsız olduğu izahtan varestedir. Taraflar arasındaki alım satım ilişkisine ve buna ilişkin imzalanan sözleşmeye dayanan bir uyuşmazlıkta davalı bankanın doğrudan taraf olmasının söz konusu olmadığı, zira sözleşmenin nispiliği gereği sözleşmenin ancak taraflar arasında hüküm doğuracağı, bu nedenlerle davalı …bank A.Ş.’nin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Tüm bu nedenlerle; davalı …yönünden davacının talepleri yönünden davanın esastan reddine, davalı ….bank A.Ş.yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, ödenen 40.000,00 TL’lik senet yönünden talebin konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davalı … yönünden davacının talepleri yönünden davanın esastan REDDİNE,
2-Davalı ….bank A.Ş.yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
3-Ödenen 40.000,00 TL’lik senet yönünden talebin konusuz kalması nedeniyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
4-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40-TL maktu karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 683,10-TL harçtan mahsubuna, artan 638,70 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …bank A.Ş.’ne VERİLMESİNE,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına tayin ve takdir olunan 4.750,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
8-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
9-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere huzurda bulunan taraf vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/12/2019

Başkan ….
¸
Üye ….
¸
Üye … ¸
Katip ….
¸