Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/705 Esas
KARAR NO : 2020/923
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/07/2018
KARAR TARİHİ : 18/11/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalıyla aralarında ticari ilişki nedeniyle 4 adet fatura tanzim edildiği, faturalardan kalan 2.310,00 USD bakiye olduğu, bakiyenin tahsil edilememesi üzerine borçlu hakkında Bakırköy … İcra müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığı, borçlunun haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini, söz konusu itirazın kaldırılması ile takibin devamına engel olmak için kötüniyetle icra takibine itirazda bulunan borçlunun itirazının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafından cevap verilmemiş duruşmalara katılılmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava cari hesap alacağından kaynaklanan İİK’nin 67.maddesi gereğince açılan itirazın iptali davasıdır.
Dava konusu Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; ticari alışverişten doğan alacağına dayalı olarak 2.310,00 USD asıl alacak 41.48 USD işlemiş olduğu faiz olmak üzere toplam 2.351,84 USD alacağın takip tarihinden itibaren avans faiziyle tahsili talep edilmiştir. Davalıya ödeme emri tebliğ edilmiş, davalı borçlu süresinde 26/06/2018 tarihli itirazında borcun tamamına, faize ve ferilerine itiraz ettiğini belirtmiştir.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, davalının ticari defterlerini ibraz etmemesi üzerine sadece davacı şirketin ticari defterlerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş davacının ticari defter ve belgeleri yönünden SMMM …’tan alınan bilirkişi kök ve ek raporunda özetle; davacının 2018 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, taraflar arasında mal alışverişine dayandığı ticari bir ilişki bulunduğu ve ilişkinin cari hesap şeklinde işlediği davalının davacıyla arasındaki ilişkinin mal alışverişinden kaynaklandığı ve takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 2.310,00 USD (10.773,15 TL) alacaklı olduğunu belirtmiştir.
Taraflar arasında yazılı bir akit olmadığı sözlü olarak ticari ilişkiye girdikleri anlaşılmıştır. Davalı yan ise davacının faturaya konu malları kendisine teslim etmediğini belirtmiştir. Kendisi lehine bir olaydan hak çıkaran taraf ispat külfeti altındadır.Davacı yanın tek taraflı olarak tanzim ettiği fatura davalı yanca kabul edilmemiştir.
Yemin, taraflardan birinin davanın çözümlenmesine etkili olan bir vakıanın doğru olup olmadığı hakkında kanunun belirlediği şekilde mahkeme (hakim) önünde beyanda bulunmasıdır. Yemin eden taraf bu beyanın doğruluğunu namus, şeref ve kutsal saydığı bütün inanç ve değerleri ile teyit etmektedir. Medeni Usul Hukukumuzda yemin delili kesin delil niteliğindedir.
6100 sayılı HMK.nun 229’ncu maddesinin birinci fıkrasında,”Yemin için davet edilen kimse, tayin edilen gün ve saatte mahkemede geçerli bir özrü olmaksızın bizzat hazır bulunmaz yahut hazır bulunup da yemini iade etmez ya da yemini eda etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılır.” şeklinde olup yemin etmemenin sonuçları düzenlenmiştir.
Dava konusu 6/02/2018 tarih .. nolu, … VE … nolu faturalar yönünden davacı vekili yemine dayanmış olduğundan davalı şirket vekili isticvap edilmesine karşın davalı tayin edilen gün ve saatte yemin için mahkemede hazır olmadığı gibi geçerli bir mazerette ileri sürmediğinden, davalı yemin konusu vakıaları yani teslim olgusunu ve davacıya borçlu olduğunu ikrar etmiş sayıldığından davanın kısmen kabulü ile davalının itirazın iptali ile takibin devamına karar vermek gerekmiş, 6098 sayılı Borçlar Kanunun Borçlunun Temerrütü başlıklı 117 maddesine uyun olarak takip tarihinden önce davalıya bir ödeme ihtarının bulunmadığı, taraflar arasında yazılı bir sözleşme ve belirli bir vade de olmadığından takip tarihi itibariyle davacının işlemiş faiz alacağının bulunmadığından işlemiş faize ilişkin itirazın iptali talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, Bakırköy … İcra Müdürlüğüünn …. Esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 2.310,00 USD asıl alacağı takip tarihinden itibaren alacaklının talebi aşılmamak koşuluyla değişik oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına,
2-Asıl alacağın ( 10.773,15 TL) %20’si üzerinden hesap edilen 2.154,6 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 735,91 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından başlangıçta yatırılan 194,35 -TL peşin harç ve icra dosyasına yatırılan 54,84 TL harcın mahsubu ile bakiye 486,72 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 3.400,00-TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından ödenen 35,90-TL başvurma harcı, 194,35 TL peşin harç, 96,20 TL tebligat ve 650,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 976,45 TL yargılama giderinden red ve kabule göre hesaplanıp takdir olunan 924,35 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
7-5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.. 18/11/2020
Katip …
¸e-imza
Hakim …
¸ e-imza