Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/623 E. 2020/726 K. 14.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/623 Esas
KARAR NO : 2020/726

DAVA : Haksız Rekabet
DAVA TARİHİ : 28/06/2018
KARAR TARİHİ : 13/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde;müvekkili şirketin hukuken hiç bir sorumluluğu olmadığı halde yaklaşık 1,5 yıldır davalıların baskısına, tehdidine ve tacizine maruz kaldığını, davalıların da müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğu olmadığını bildiklerini, bu sebeple müvekkiline karşı açılan bir tane dava bulunmadığını, davalıların eski …… çalışanlarının kıdem tazminat alacaklarından müvekkil şirketin sorumlu olduğunu iddia ettiğini, bu nedenle bir buçuk yıldır artık şiddet boyutuna varan eylemleriyle müvekkili şirkete ve çalışanlarına zarar verdiğini, mağaza önünde eylem yapıldığı, müşterilerin girişinin engellendiği, sloganlar atıldığını, müvekkilinin eski …… çalışanlarına karşı hiçbir sorumluluğunun olmadığını, buna rağmen davalıların her hafta müvekkilinin mağazalarında eylem yaptıklarını, eylemlerin çalışanlara ve müşterilere zarar verme ihtimali bulunduğunu, müvekkiline ise zarar verdiğini belirtmiş olup, bu davranışların haksız rekabet teşkil ettiğini, bu sebeplerle davalılar tarafından gerçekleştirilen eylemlerin haksız rekabet oluşturduğunun tespiti ile haksız rekabet teşkil eden eylemlerin önlenmesine ve …’ nin en yüksek tirajlı en az 3 gazetesinde ilan ettirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili 05/11/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde; görevli mahkemenin İş Mahkemesi olduğunu, davalıların tek amaçlarının ödenmeyen kıdem tazminatlarınnı ödenmesi olduğnu, davalıların tacir olmadıklarını, davanın haksız rekamet etmelerinin koşulları olmadığı gibi bir menfaatlerinin de olmadığını, zaten ortada haksız rekabetin de olmadığını, davalıların eylemlerinin TTK 54.maddesi ve 55.maddede tanımlanan eylemlerden hiçbirine uymadığını, davalı müvekkillerinin davacı firmanın kıdem tazminatlarından 2014 yılına kadar sorumlu olduğu işçiler olduğunu, davalıların davacının da dahil olduğu …… Grub’un tüm hisselerine sahip olduğu işletmelerinden …… Hipermarketler Zinciri A.Ş.’nin muhtelif mağazalarında 2014 yılına kadar işçi olarak çalıştıklarını, 11/07/2014 tarihinde …… Grubu’nun …… Hipermarketlerin tamamını ……’e sattıklarını, devirden sonra da davalıların …… yanında aynı mağazalarda aynı pozisyonlarda çalışmaya devam ettiklerini, 27/07/2017 tarihinde İstanbul Anadolu …… İflas müdürlüğü’nün şirketn iflasına ilişkin kararı gerekçe gösterilerek davalıların ihbar ev kıdem tazminatları ödenmeden iş akitlerinin feshedildiğini, daha sonra İstanbul Anadolu ….. Asliye ticaret Mahkemesinin……. Esas sayılı dosyasında verilen iflas kararının İstanbul Bam …. Hukuk dairesinin …… esas – …….karar sayılı ve 28/02/2018 tarihli kararı ile kaldırıldığını, davalıların bir çoğunun davacının işletmelirendin olan …… Hipermarketlerinde 10-15 hatta 17 yıla varan kıdemlerinin olduğunu, davacının tazminat talepine dayanak yaptığı davalıların eylemleri ödenmeyen kıdem tazminatarının ödenmesi amacıyla yapılan uluslararası sözleşmelerin, anayasanın, yasaların, doktrinin ve yargı kararların meşru hak arama eylemleri olarak değerlendirileceğini, görevli mahkemenin İş Mahkemesi olduğunu, aynı davacının aynı davalılar hakkında aynı olaylarla ilgili olarak Bakırköy …… Asliye Hukuk Mahkemesinde ……. Esas sayılı dosyasında maddi manevitazminat davası açtığını ve dosyanın halen derdest olduğunu, derdestlik nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, davalıların tek amacının hileli iflaslar gerekçe gösterilerek ödenmeyen tazminatların ödenmesi olduğunu, sonuç olarak öncelikle dosyanın görev yönünden İş Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, esas yönünden kötü niyetli açılan davanın ve tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 10/03/2020 tarihli duruşmasında davacı tanıkları dinlenmiş olup davacı tanıkları;
DAVACI TANIĞI ….. beyanında; Davacı şirkette 1995 senesinden beri güvenlik müdürü olarak çalışmaktığını, …… şirketinde çalışanların 2017 yılı içerisinde işten çıkarıldığını, bu firmayı ise kendisinin çalıştığı davacı ile aynı çatı altında bulunan başka bir firmanın devraldığını, bundan dolayı davalıların haftanın belli günlerinde mağaza önlerinde eylem yapmaktıklarını, eylem sırasında slogan attıklarını ve bazen mağazadan içeri girmeye çalıştıklarını, eylemler nedeniyle bazı müşterilerin içeri girmeyerek geri dönüp gittiklerini, davacıya yönelik sosyal medya paylaşımları yapmaktıklarını, ayrıca broşür dağıttıklarını, bu broşürlerde metrodan alışveriş yapılmaması yönünde içerik bulunduğunu, …… firmasını 2014 yılından sonra …… firmasının aldığını, …… firmasının ise …… ile bir bağlantısının olmadığını belirtmiştir.
DAVACI TANIĞI ……. beyanında; kendisinin 2000 yılından beri davacı şirkette çalıştığını, şuanda …. mağazaları güvenlik müdürü olarak görev yaptığını, 2017 yılı Ağustos ayından itibaren davalıların eyleminin başladığını, 3 yıldır devam ettiğini, davalılar bu süreç içerisinde bazen slogan attıklarını, bazen mağaza otopark giriş kapısını kapatarak trafiği engellediklerini, bazen broşür dağıttıklarını, broşürlerde metrodan alışveriş yapılmaması yönünde ibareler bulunduğunu, giren müşterilere mağazaya girmemeleri yönünde beyanda bulunduklarını, davalıların eylemleri nedeniyle müşterilerin bunların paralarının ödenip ödenmediğini, onlarla çalışıp çalışmadığı hususlarında sorular sorduklarını, hatta bir defasında davalıların dışında başka bir grubun eyleme destek amacıyla mağazının içinde eylem yaptığını, benim anlattığım bu eylemler görev yaptığım … mağazalarda yapılan eylemlerdir, ayrıca sosyal medyada grupları mevcut olup, orada eylemler yayınlandığını, bunlara ilişkin yorumlar yapıldığını, davalıların ne gibi bir zülme uğradıklarını bilmediğini belirtmiştir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf – tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, 6102 sayılı TTK’nun 54 ve devamı maddelerine dayanılarak açılan haksız rekabetin men’i istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK ‘nın 54 mad.dayanak yapılarak açılmış haksız rekabetin önlenmesi, maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. TTK 54 mad.de aldatıcı ve dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ile ticari uygulamaların haksız ve hukuka aykırı olduğu belirtilerek 55.mad de başlıca haksız rekabet hallerine yer verilmiş olup 56.mad de ise hukuki sorumluluk ve haksız rekabet halinde açılabilecek dava ve taleplere yer verilmiştir.
İfade özgürlüğü; haber ve bilgilere, başkalarının fikirlerine serbestçe ulaşabilme, düşünce, tavır ve kanaatlerinden dolayı kınanmama ve bunları tek başına veya başkalarıyla birlikte çeşitli yollarla serbestçe ifade edebilme, anlatabilme, savunabilme, başkalarına aktarabilme ve yayabilme imkânlarına sahip olma anlamlarına gelir.
İfade özgürlüğü; aynı zamanda demokratik toplumun temelini oluşturan, toplumun ilerlemesi ve bireyin gelişmesi için gerekli temel unsurlardan olup bu özgürlük, sadece toplum tarafından kabul gören, zararsız veya ilgisiz kabul edilen bilgi ve fikirler için değil; incitici, şoke edici ya da endişelendirici bilgi ve düşünceler için de geçerlidir. İfade özgürlüğü; yokluğu hâlinde demokratik bir toplumdan söz edemeyeceğimiz çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin bir gereğidir. (İstanbul BAM 13. Hukuk Dairesinin, 2019/378 E. – 2020/1317 K. Sayılı ilamı)
Yine Anayasa’ nın Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlenme hakkının düzenlendiği 34. Maddesi “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.” şeklindedir.
Yargıtay …… Hukuk Dairesinini ……. Esas, ……. sayılı ilamı” Haksız rekabetin önlenmesindeki amaç, serbest piyasa düzeninde herkesin dürüstlük kuralları içerisinde hareket etmek suretiyle rekabet etmek suretiyle rekabet kurallarına uygun olarak piyasada faaliyet göstermesi ve sonuçta mal ve hizmetlerin nihai tüketicilerinin aldatılmasına izin verilmeksizin kaliteli mal ve hizmetlerin piyasa kurallarına göre oluşan en uygun fiyatla satışa sunulmasıdır.” şeklindedir.
Somut olayda; davalıların tacir olmadıkları, davacı ile aynı iştigal konusunda herhangi bir ticaret yapmadıkları, davalıların ifade, gösteri ve yürüyüş haklarının bulunduğu, bu haklarını kullanırkenki eylem ve söylemlerinin hakkın özünü, amacını aşar ve karşı tarafa zarar verir nitelikte olduğunun tespit edilmesi halinde ise bunun haksız rekabet eylemini oluşturmayacağı, oluşacak zararlar sebebiyle maddi ve manevi tazminat davasına konu olabileceği, buna ilişkin de Bakırköy ……. Asliye Hukuk Mahkemesinde …… Esas – …… Karar sayılı dosyasında yargılamanın var olduğu görülerek, yasal şartları taşımayan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2- Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40 TL harcın davacı tarafça peşin yatırılan 35,90 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3- Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
– Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
4- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
– Davalı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın yatıran davalı tarafa İADESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalılar vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/10/2020

Katip …….
¸e-imza

Hakim ,…….
¸e-imza