Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/612 E. 2019/263 K. 28.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/612 Esas
KARAR NO : 2019/263

DAVA : Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi)
DAVA TARİHİ : 26/06/2018
KARAR TARİHİ : 28/02/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan ticari şirket (şirkete özel denetçi tayin edilmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğümün … sicil numarasında kayıtlı, gayrimenkul sektöründe faaliyet gösteren bir anonim şirket olduğunu. Şirketin ana sözleşmesinin tadil edilen 6. Maddesine göre, müvekkili …’ın davalı şirketin 300,000,00 TL tutarındaki sermayesini karşılayan toplamda 300.000 adet payın 75.000 adedi ve %25 oranında pay sahibi olduğunu, hali hazırda müvekkilinin pay adedi 60.000 olarak görünse de, hukuken mevcut bir pay devri sözleşmesine dayanmayan ve müvekkilinin imzası bulunmayan bir yönetim kurulu kararıyla değişiklik yarattığı düşünülen bu pay devrinin batıl olduğunun tespiti taiepli davanın Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…. E. dosyasında derdest olduğunu, Davalı şirketin 2017 faaliyet yılına ait olağan genel kurulu toplantısının 17.5.2018 tarihinde gerçekleştirildiğini, Genel kurul müzakereleri esnasında 4. maddenin müzakeresine başlanmadan önce TTK 438. maddesi doğrultusunda özel denetim talebinde bulunulduğunu, ancak oy çokluğuyla reddedildiğini, daha önceden bilgi alma hakkını kullanmak için Büyükçekmecc … Noterliğinden 12 Nisan 2018 tarih ve … yevmiye numarası ile ihtar keşide eden ve bu hakka yeterince ulaşamayan müvekkilinin sorularının genel kurulda cevapsız bırakıldığını, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 439. Maddesine göre tartışmalı olarak % 25, tartışmasız olarak % 20 oranında şirket paylarına sahip olan müvekkilinin özel denetçi tayini talebinin reddedilmesi üzerine azınlık hakkı olarak işbu dava ile özel denetçi tayin edilmesini talep elme zorunluluğu söz konusu olduğunu, genel kurulda gündeme alınan 2017 yılı faaliyet raporunda, TTK. 420′ nci madde gereğince ertelenen ilk genel kurulda yani 02,04.2018 tarihinde sunulan faaliyet raporundan farklı olarak kâr tutarı, sabit kıymet tutarı ve sabit kaynaklar için ayrılan amortisman tutarının değiştirildiğini, incelenen detaylı mizanda 92.815.94 TL temsil ve ağırlama harcaması yapıldığının tespit edildiğini, sunulan İlk faaliyet raporunda, yönetim organı üyeleri ile üst düzey yöneticilere sağlanan mali haklar başlıklı 2. maddede ücret ödemelerinin her bir üye ve yönetici İçin ayrı ayrı belirtilmişken ki toplamda 777.697,59 TL, ertelenen 17.5.2018 tarihli genel kurulda gündeme alınan değiştirilmiş faaliyet raporunda bu rakam düşürülerek yalnızca toplam 481.819,00 TL yazıldığını, Bu durum usul ve yasaya açıkça aykırı olup bu değişikliğin, eksiklik/fazlalığın nedenleri ve sorumlularının yapılacak denetimle ortaya çıkarılması gerektiğini, bilançoda yer verilen avanslar kaleminde yazılı olan ve denetim raporunun da 26. Sayfasında uzun vadeli peşin ödenmiş giderler başlığı altında yer verilen 556.500,00 TL ödemenin kime hangi sebeple yapıldığının belirsiz olduğunu, şirketin yasal yedek oranın nasıl belirlediğinin belli olmadığını, iştigal konusundan farklı olarak dikkate değer bir şekilde taşınmaz ve araç alımına yatırım yapmasının nedenlerinin de genel kurulda geçiştirildiğini, lokanta, restoran, pasta vc şekerleme gibi giderler için yapılan harcamanın da ayrıntısının ortaya çıkarılması gerektiğini, kayda alınmayan bir ihalenin feshi davasının mevcut olduğu ve hu noktada şirketin açmış olduğu davaların Genel kurula açıklanmadığının ortaya çıktığını, davalı şirketin tüm ekonomik ve idari faaliyetlerinin incelenmesi suretiyle, spesifik olarak sıraladıkları tespitlerin yanı sıra, faaliyet raporunda veya finaıısal tablolarında görünmeyen, gizlenen, değiştirilen, anlaşılmasına izin verilmeyen tüm işlemlerinin, kar zarar hesabının ve varlıklarının da saplanması amacıyla Türk Ticaret Kanunu’nun 438 ve devam eden maddeleri doğrultusunda alanında uzman kişi veya kişilerden oluşacak bir özel denetçi tayin edilerek inceleme yapılmasına ve rapor alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın talebinin adeta müvekkil şirket kurulduğu tarihten bu yana olan tüm ekonomik ve idari faaliyetlerinin incelenmesi ve denetlenmesi talebini kabul etmediklerini, öncelikle şirkette sahip olduğu hisse miktarı ile ilgili olarak ikame etmiş olduğu Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. E. sayılı davasından bahsetmiş olsa dahi, bu davanın huzurdaki dava ile bir ilgisi bulunmadığını, müvekkil şirketin faaliyet gösterdiği sektörün önde gelen şirketlerinden biri olup, mevzuatı gereği SPK ve BDDK tarafından sürekli denetim altında olduğunu, davacının yıllar boyunca hem aylık ücretlerinin tamamını hem de kar paylarının tamamını tahsil etmesine rağmen, sadece 2017 yılında kar payı dağıtılamaması sebebiyle huzurdaki davayı ve başkaca davaları kötü niyetli olarak ikame ettiğini, iki rapor arasıdaki farklılıkların hesaplama ve rapor yazım tekniğinden kaynaklandığını, davacı … tarafından, 02.04.23018 tarihli toplantı için hazırlanan faaliyet raprunun uygun olduğuna dair, 07.03.2018 tarihinde alınmış olan yönetim kurulu kararında imzası bulunduğunu, müvekkilinin yapmış olduğu gayrimenkul değerlemelerinde, gerçek değerlere uygun davranılacağını taahhüt ettiğini, … davacının kontrolünde yapılan ve sorumlu değerleme uzmanı olarak imza attığı … Tekstil firmasına ait değerleme raporlarının, gerçek değerleri yansıtmaması sebebiyle ve banka risklerini karşılamaması sebebiyle, müvekkil şirket ile …. Banaksı arasında niza ortaya çıktığını, banka tarafından, müvekkil şirketin düzenlediği raporlara itibar edilerek kredi verildiği için, zararın kapatılması talep edildiğini, bu zararın ödenmemesi halinde …. Bankası, müvekkil şirketle çalışılamayacağını beyan edince, müvekkil şirket en büyük müşterisini kaybetmemek için, bankaya örneklerini delillerimizle sunacağımız 200.000 TL’lik ödemeyi yaptığını, ayrıca batan Delati Tekstil’in değerlemesi yaspılan gayrimenkullerini Gölcük İcra Müdürlüğünde yapılan ihalelerde muhammen bedelden satın aldığını, halen bu ihalelerin feshi çin, Gölcük İcra Mahkemesi’nin….E. sayılı ihalenin feshi davası devam etmekte olup, kesinleşmediğini yasal yedeklerin şirket ana sözleşmesinin 16. maddesi ve TTK’ya uygun olarak ayrılmakta ve dağıtıldığını, şirketin kuruluşundan 2017 yılına kadar her yıl kar dağıtımı yaptığını, 2017 yılında kar dağıtımı yapmama sebebi ise, …’ın hatalı dğerlemeleri sonucu tazmin edilmesi gereken zararların olması, bankaların değerlemeye yönelik talebinin ve işlerin azalması sebebiyle, giderlerin ödenmesi yönünde tedbir alınması, şirketin satın aldığı ve yönetim kurulu başkanı ….’in şahsen kefil olduğu şirket merkezinin bulunduğu …işyerinin ve … Şubesi’nin bulunduğu işyerinin satın alma bedellerinin ve kredilerinin ödenmesi mecburiyetleri olduğunu, şirketin tüm Türkiye’de faaliyet göstermekte ve bir çok eksper ile çalıştığını, şirket merkezi ve …. şubesinin tadilatı, tefrişatı ve mobilya alımları için toplam 436.504,98 TL harcandığını, davacı tarafın bu harcamaları fahiş göstermeye çalışarak, kaos varmış izlenimi yarattığını, 549 sayılı hesapta tutulan fon yenileme fonu olduğunu ve bu fona 2016 yılında 43.977,56 TL, 2017 yılında 140.357,31 TL yatırıldığını, alıcılar hesabında olan 569.382,87 TL ile borçlar hesabında bulunan 750.703,85 TL, şirketin ticari işine dair rakamlar olduğunu, müvekkil şirketin tüm defter ve kayıtlarında, özel denetçi tayinini gerektirecek hiçbir kapalılık ve gizlilik bulunmadığını, davacının kendi hisseleri sebebiyle niza yaşaması akabinde, açtığı bu davalar ile müvekkili yıldırma çabası olduğunu, şirket kayıt ve evrakları üzerinde yapılacak olan bilirkişi incelemesinde, tutulan kayıtların ve muhasebe sisteminin yasaya uygun ve kusursuz olduğu görüleceğini, bu sebeple yasal bir menfaat taşımayan davacının, başka saiklerle ikame ettiği işbu davasının reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava; 6102 sayılı TTK’nun 438.maddesi uyarınca açılmış özel denetçi atanması talebine ilişkindir.
24/12/2018 tarihli raporda özetle; TTK.m.438 hükmünün gerekçesinde yer alan şirketin herhangi bir işi, işlemi, kararı ile şirkete bir kayıp verilmesi niteliğinde olan ve yöneticilerin sorumluluğunu gerektiren işlemler nedeniyle özel denetçi tayin edilebileceği, iddia edilen olayların hiçbirisinin TTK.m.438 hükmündeki şartları taşımadığı sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Özel denetçi atanması kurumu, yeni TTK sisteminde pay sahiplerinin ve azınlığın kontrol haklarına ilişkin üzerinde önemle durulan bir müessesedir. Kanunda bir taraftan pay sahibinin bilgi alma ve inceleme hakkı, diğer taraftan ise özel denetim isteme hakkı genişletilmiş ve güçlendirilmiştir. Bu sayede pay sahibine ve özellikle azınlığa, şirketin işleyişi ile ilgili daha şeffaf ve güvenilir bilgi elde etme imkânı sağlanmıştır. Özel denetim isteme hakkı, pay sahiplerinin, şirketle ilgili belirli konularda bilgi sahibi olarak pay sahipliği haklarını genel kurulda daha etkin ve bilinçli bir şekilde kullanabilmelerine hizmet eder. Böylece bilhassa çoğunlukta bulunmayan, yönetim kuruluna üye belirleme imtiyazına sahip olmayan pay sahiplerinin, şirketle ilgili belirli olayları açıklığa kavuşturmaları sağlanabilmektedir.Özel denetim müessesi 6102 sayılı TTK’nun 438-444 maddeleri arasında düzenlenmiştir. Özel denetimde, özel denetçi tarafından belirli olayların aydınlatılması amacıyla denetim yapılmakta ve sonuç rapor ile açıklanmaktadır. TTK md.438 ile pay sahibinin özel denetçi talebinde bulunması için, pay sahipliği haklarının kullanılması için gereklilik ve bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılmış olması şartları aranmaktadır.Uygulamada özel denetiminin yönetici ve denetçilerin sorumluluğuna hazırlık amacı taşıdığı, şirketin sevk ve idaresi konusunda amaca uygunluk ve yerindelik incelemesi niteliğinde olmadığı, organların takdir yetkilerinin incelenmesini içermediği, kuralsızlıkların açıklanması gerektiği, olayların açıklığa kavuşturulmasının amaçlandığı kabul edilmektedir. Bu doğrultuda, 6102 s. TTK hükümleri çerçevesinde her bir pay sahibi gündemde herhangi bir madde bulunmasına gerek olmaksızın özel denetçi atanmasını genel kuruldan isteyebilir. Pay sahibinin bu talepte bulunabilmesi için kanunun aradığı koşullar TTK. 438/1 ‘e göre;bilgi alma ve inceleme haklarının kullanılmış olması,özel denetimin pay sahipliği haklarını kullanmak için gerekli bulunması,açıklığa kavuşturulması istenen olayların belirli olmasıdır.Genel kurul bu talebi reddettiği takdirde azınlık (sermayenin en az yüzde onunu temsil eden payların sahipleri) veya payların itibari değeri toplamı en az 1 milyon TL olan pay sahipleri şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden üç ay içerisinde şirkete özel denetçi atanmasını talep edebilirler. ( TTK 439/1 md.)
Bilgi alma şartı bakımından; özel denetçinin atanması, pay sahibinin bilgi alma hakkı ile doğrudan ilişkili olduğundan, kanun koyucu, birinci olarak pay sahibinin öncelikle kendisine sunulan ve kapsamı genişletilen bilgi alma ve inceleme hakkını kullanmış olmasını aramaktadır (TTK m. 438/1). Öte yandan, kanun koyucu verilecek bilgilerin niteliğine ilişkin de ayrı bir belirleme yapmıştır. Bu bağlamda, verilecek bilgilerin hesap verme ve dürüstlük ilkeleri bakımından özenli ve gerçeğe uygun olması gerekmektedir (TTK m. 437/1). Kanun koyucu, pay sahiplerine verilecek olan bilgilerin amaca hizmet etmesini, şirketle ilgili konuların şeffaf bir şekilde açıklanmasını, gerçek durum ile verilen bilgilerin örtüşmesini aramaktadır.
Gereklilik koşulu bakımından; ikinci olarak kanun koyucu özel denetim yolunun pay sahipliği haklarından yararlanılabilmesi için gerekli olmasını aramıştır. Bu bağlamda, pay sahibinin oy hakkını kullanarak yönetim kurulunu ibra etmeden veya ilgililer hakkında sorumluluk davası açmadan önce gerekliliğini ispatlayarak özel denetim hakkını kullanması mümkündür.
Belirlilik koşulu bakımından; özel denetim, şirketin genel gidişi hakkında, kâr-zarar durumunun tespiti ile ilgili olarak genel bir biçimde bilgi alma amacıyla kullanılamaz. Şirket ile ilgili belli olayların, örneğin ihalelerin, projelerin, inşaatların yapımı ve akıbeti hakkında pay sahiplerinin bilgi sahibi olabilmeleri için söz konusu müessese düzenlenmiştir.Bundan dolayı, pay sahibinin özel denetime başvurabilmesi, şirketi ilgilendiren belirli olayları zikretmesi ve bunları ortaya koymasına bağlıdır. Pay sahibinin bilgi almak istediği meseleleri somut ve anlaşılabilir şekilde belirtmesi gerekir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olayda özel denetçi atanması şartlarının oluşup oluşmadığı değerlendirildiğinde;
Belirli şartlara başlanmış olan özel denetçi istenmesine dair hakkın kullanılabilmesi için azlık, mahkemeyi ikna edici olay ve olgulara dayanarak ve zararın varlığına dair belirli bazı olayların incelenmesini talep edebilmektedir. Azlığın başvuru talebi için gereken ön koşul ise bilgi alma hakkını kullanmış olmasıdır. Somut olayda özel denetçi atanması talep edilen şirket sermaye şirketi bir anonim ortaklık olarak kurulmuş olsa da, faaliyetlerini sürdürebilmesi için SPK ve BDDK’nın tebliğ ve yönetmeliklerine tabii olduğu dikkate alınmış olup sonuç olarak TTK m. 438 hükmünün gerekçesinde yer alan “şirketin herhangi bir ip, işlemi, karart ile şirkete bir kayıp verilmesi’ niteliğinde olan ve yöneticilerin sorumluluğunu gerektiren işlemler nedeniyle özel denetçi tayin edilebileceği, iddia edilen olayların hiçbirisinin TTK, m. 438 hükmündeki şartları taşımadığı tespitleri nazara alınarak Tüm bu nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan harçtan mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafından sarf edilen 20,00-TL tebligat masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
7-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair; taraf vekilllerinin yüzlerine karşı KESİN olarak oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/02/2019

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸