Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/607 E. 2021/604 K. 08.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/607 Esas
KARAR NO : 2021/604

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 22/06/2018
KARAR TARİHİ : 08/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı taraf ile aralarında fason işlemlerin yapılması, işlenmesi konusunda sözlü olarak anlaşma yapıldığını, taraflar arasında öncesinde de ilişki olduğunu, bu anlaşma doğrultusunda kumaşların davalı tarafa teslim edildiğini, davalı tarafın anlaşmaya göre yapması gereken işlemleri tamamlamadığını, noter kanalıyla ihtar yollanarak tüm malların iadesinin talep edildiğini, davalı tarafın noter kanalıyla yolladığı ihtarnamede elinde ürün olmadığını beyan ettiğini, Büyükçekmece …. Sulh Hukuk Mahkemesine müracaat edildiğini ve malların davalı tarafın elinde olduğuna ve değer tespitine yönelik talepte bulunduklarını, mahkeme tarafından hukuki yararının bulunmadığı, dava açılması gerektiği belirtilerek delil tespiti taleplerinin reddine karar verildiği, davalı tarafa dava konusu malların bulunup bulunmadığı, hali hazırda durumları ve dava tarihi itibariyle piyasa değerinin tespitine, malların iadesine, iade edilmemesi halinde malların değerinin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalı taraf alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı taraf ile aralarında herhangi bir sözleşme olmadığını, dava konusu malların hiçbirine davalı tarafta rastlanılmadığını, davalı tarafta bulunan malların tamamının kendine ait olduğunu, davacının iddialarının dayanaktan yoksun olduğunu, bu nedenlerle davanın usul ve esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 02/07/2019 tarihli duruşmasında davacı tanığı dinlenilmiş olup;
DAVACI TANIĞI … BEYANINDA:Ben kumaş üretim ve ticaretini yapan …. Tekstil firmasında depo sorumlusuyum, hatırladığım kadarıyla 2018 yılı Ocak veya Şubat ayları civarında davacı ile birlikte iş yaptıkları, bizim ortak diye bildiğimiz … bize gelerek 2 ton civarında kumaş sipariş ettiler, biz kumaşları hazırladık, ödemesi davacı tarafından yapıldı, daha sonra kendilerine sevkiyat adresini sorduk, bize …’e ait … Tekstil ünvanlı işyerinin … bulunan adresine sevkiyat yapılacağı söylendi, bunun üzerine … Nakliyat ile anlaşarak bu kumaşı bildirilen adrese teslim ettik, hatta teslimatı yapan şoför imzalı irsaliyeyi bize getirdi, normalde irsaliyeye sevk adresinin yazılması gerekmektedir, ancak o dönem içeriden bize …’taki adresin davacı hanifi beyin yeri olduğu belirtilerek sevk adresine gerek olmadığı söylendi, bu nedenle irsaliyeye sevk adresi yazılmadı, alan firma kumaşlarla ilgili işlemi başka bir firmaya fason olarak yaptırıyorsa irsaliyenin alt kısmına bu fason firmanın adresi yazılmaktadır, sevk irsaliyelerinde benim adım altında atılmış olan imzalar bana aittir, teslimatın kime yapıldığını isim olarak hatırlamıyorum ancak irsaliyelerde geçmektedir, dedi.
Mahkememizin 28/01/2020 tarihli duruşmasında davacı tanıkları dinlenilmiş olup;
DAVACI TANIĞI … BEYANINDA: Ben nakliyecilik yapmaktayım, … Örme şirketine bağlı olarak çalışmaktayım, olay tarihinde …. tarafından bana teslim edilen kumaşları …’a teslim etmem istendi, ben kumaşları yükleyerek …’ın … ta bulunan hatta düğün salonunun üst katındaki iş yerine teslim ettim, irsaliyeyi orada çalışan birisi imzaladı, şu an adını hatırlamıyorum, götürdüğüm kumaşın miktarını ve niteliğini hatırlamıyorum, bunun dışında bilgim yoktur, taraflar arasındaki ilişkiyi de bilmiyorum, bu şekilde kumaş naklini kendi kamyonumla iki defa yaptım, hatırladığım kadarıyla 1 yıldan fazla oldu, hatta … bize teslim edeceğimiz kişinin telefonunu veriyordu, biz telefon açıp adresi alarak oraya teslimatı yapıyorduk, dava konusu olan bu teslimi bu şekilde yaptım, irsaliyede benim adım yazan kısım depo müdürünün yazısıdır, ancak benim imzam yoktur, yanda bulunan imza ise teslim alanın imzasıdır, sevk irsaliyesi doğrudur, dedi.
DAVACI TANIĞI … BEYANINDA:Ben … firmasında nakliyecilik yapmaktayım, hatırlamadığım tarihte … firması tarafından teslim etmem istenen kumaşları …ta düğün salonunun üzerindeki iş yerinde …’ın adına teslim ettim, firma bize kumaşları verirken teslim edeceğimiz işyeri adresini vererek teslim etmemizi istiyordu, biz de telefonla arayıp iş yerini öğrenerek kumaşların teslimini yapmaktayız, hatırladığım kadarıyla iki sefer bu şekilde teslimat yaptım, ancak teslimat yaptığım kumaşların miktarını hatırlamıyorum, şirket bize teslim belgesini bu şekilde düzenleyerek vermektedir, biz imza atmıyoruz, teslim ettiğimizde teslim alan kişinin imzasını alıyoruz, gösterilmiş olan tutanak içeriği doğrudur, teslimat yaptığımız aracın plakası … dür dedi.
Mahkememizin 29/12/2020 tarihli duruşmasında Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler ve her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile davacının icra takibi tarihi itibariyle asıl alacak ve faiz alacağı yönünden alacaklı olup olmadığı, alacağının varlığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen17/02/2021 havale tarihli raporda; davacı tarafın 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ait ticari defter ve kayıtlarının incelendiği, davalı tarafın 2018 ve 2019 yıllarına ait ticari defter ve kayıtlarının incelendiği, tarafların ticari defter ve kayıtlarında birbirleriyle herhangi bir cari hesap hareketinin borç veya alacak hesap ilişkisinin ya da bakiyesinin birbirlerine düzenledikleri herhangi bir faturanın olmadığı, davalının emtiaları içerisinde ürünlerin etiketleri dahilinde kendilerine ait olduğu, davacı tarafa ait ürün varlığı ispatlanamadığı, davacının sunduğu sevk irsaliyelerinde teslim alınan kısımda isim ve imza bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, gelen müzekkere cevapları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, alacak isteminden ibarettir.
Dava konusu, taraflar arasında fason üretim hususunda sözleşme bulunup bulunmadığı, bu kapsamda davacı adına davalıya teslim edilen mal bulunup bulunmadığı, mevcutsa malların davacıya iadesi koşullarının oluşup oluşmadığı istemine ilişkin olduğu görüldü.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Davacının ve davalının defter ve belgelerinin incelenmesinde;
– Taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı fatura ve defter kayıtlardan anlaşılamamıştır. Yine davacının kendi defter ve belgelerinde de davalı ile herhangi bir ticari ilişkide tespit edilememiştir.
– Davacı vekiline yemin teklifinde bulunmak üzere süre verilmiş olmasına rağmen 08/06/2021 tarihli durşumadaki beyanında yemin teklifinde bulunmayacağını beyan ettiği anlaşılmıştır.
Bu haliyle artık davacı tarafın iddiasını ispat edemediği anlaşılmış olup, açılan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının sübut bulmadığından REDDİNE,
2- Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL harcın davacı tarafça peşin yatırılan 853,88 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 794,58 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacı tarafa İADESİNE,
3- Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
– Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
4- Davanın red miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 7.300,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/06/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza