Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/591 E. 2018/556 K. 10.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BAKIRKÖY
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2015/591
KARAR NO : 2018/556

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/07/2014
KARAR TARİHİ : 10/09/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/09/2018

Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin… esas sayılı dosyasının mahkemenin faaliyetinin durdurulması üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu …Dairesinin 08.09.2014 tarih 1945 Sayılı Kararı uyarınca yapılan devir işlemi nedeniyle, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas numarasını aldığı, Mahkememizin 25/04/2016 tarih … Esas 2016/372 Karar sayılı hükmünün Yargıtay …. Hukuk Dairesinin 16/04/2018 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verildiği, bozmadan sonra mahkememizin… Esasına kaydı yapılan dava dosyasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile … Servis Yedek Parça Pazarlama A.Ş. arasında nakliyat emtia sigorta sözleşmesi akdedildiğini, dava dışı sigortalı tarafından Hollanda da … …isimli şirkete 10/04/2014 tarihli fatura kapsamında otomotiv yedek parçası satıldığını, İstanbul/Türkiye’den Veldhoven/Hollanda’ya taşınacak emtianın karayolu ile nakliye işinin davalı şirket tarafından üstlenildiğini, bu taşıma için 5.010,24.-TL navlun bedelinin davalı tarafından tahsil edildiğini, 84 karton koli içine istiflenen yedek parça emtiasının Hollada ya sevk edilmek üzere davalı şirket sorumluluğunda fiili taşıyıcı …. İnş. Oto. Tur. İç ve Dış Tic. Ltd.Şti.’ne ait … plakalı araca yüklendiğini, emtianın 23/04/2014 günü Hollanda/Veldhoven’e ulaştığını, emtianın tahliyesi esnasında yapılan kontrollerde 28 kolinin araç içine devrildiği, ambalajlarının yırtıldığının görüldüğü, bunun üzerine hasarın fotoğraflanıp CMR senedine ” hasarın nakliye sırasında oluştuğuna ” ilişkin şerh düşüldüğünü, müvekkili sigorta şirketine yapılan hasar ihbarı üzerine düzenlenen ekspertiz raporunda hasarın nakliye sırasında meydana gelen sarsıntılar, aracın ani frenlemeleri, sert viraj dönüşleri sırasında karton kolilerin devrilmeleri, sürtünmeleri sonucunda ezilmek, deformasyona uğramak suretiyle hasarlandığının tespit edildiğini, 7.513,74.-TL hasar bedelinin müvekkili tarafından 04/06/2014 tarihinde dava dışı sigortalıya ödendiğini, davalı şirketin CMR 17. maddesi uyarınca taşıyıcı sıfatıyla taşıma sırasında meydana gelen hasar bedelinden sorumlu olduğunu belirterek 7.513,74.-TL nin ödeme tarihi olan 04/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; hasarla ilgili müvekkili şirkete yazılı ihbar yapılmadığını, dava dışı sigortalı şirketin 07/05/2014 tarihli yazısına itiraz ettiklerini, ekspertiz raporunu kabul etmediklerini, 7 günlük ihbar süresine uyulmadığını, somut olayda otomotiv yedek parçası cinsi emtiaların karton kolilere konulmak suretiyle ambalajlanması, taşımaya hazır hale getirilmesi ve akabinde araç içi yükleme – istifleme işlemlerinin satıcı – gönderen dava dışı sigortalı şirket … Servis A.Ş. tarafından ifa edildiğini, CMR m.17/IV (c) madde ve bendi uyarınca taşıyıcının sorumluluktan kurtulduğunu, hasarın ambalajlamanın yetersizliği nedeniyle oluştuğunu, ekspertiz raporunda bu yönden hiç bir inceleme yapılmadığını, CMR m. 23/3’e göre taşıyıcının sınırlı sorumlu olduğunu ileri sürerek müvekkili şirkete kusur yüklenmesi mümkün olmadığından haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava; nakliyat emtia sigorta poliçesi uyarınca dava dışı sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalı taşıyıcıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce, iddia, savunma bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre meydana gelen hasarın yükleme ve istif hatasından kaynaklandığı, sigortalı ile davalı taşıyıcının %50 oranında müterafik kusurunun bulunduğu, gerçek zararın 7.513,74 TL olarak belirlendiği, CMR Konvansiyonunun 23. maddesi uyarınca taşıyıcının sınırlı sorumluluğu gözetildiğinde sorumluluk miktarının 1.615,25 TL ile sınırlandığı, müterafik kusur oranı uygulandığında davacının 807,63 TL isteyebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 807,63 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Anılan kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay ….Hukuk Dairesinin 16/04/2018 tarih … esas, … karar sayılı ilamı ile; Dava, davacı tarafından sigortalısına ödenen hasar bedelinin davalı taşıyıcıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir. Taşımanın Türkiye ile Hollanda arasında ve karayolundan yapılmış olması nedeniyle, uyuşmazlığa CMR hükümlerinin uygulanması gerektiği kuşkusuzdur. Bu durumda, mahkemece, CMR Konvansiyonu’nun 23/2. maddesinde belirtildiği şekilde gerçek hasar (zarar) miktarının saptanması, daha sonra 23/3. maddesinde belirtildiği şekilde taşıyıcının sınırlı sorumluluğu belirlenmesi, gerçek zararın belirlenecek sınırlı sorumluluk miktarının (limit) altında kalması halinde gerçek zarar tutarına, gerçek zararın limitten fazla olması halinde ise belirlenen limit üzerinden hüküm kurulması gerekmekte iken gerçek zarar miktarı 7.513,74 TL olarak, CMR Konvansiyonu uyarınca sorumluluk üst limiti 1.615,25 TL olarak belirlendiği, dolayısıyla sorumluluk limiti gerçek zararın altında kaldığı halde davalı taşıyıcının müterafik kusuru sorumluluk limitine oranlanarak 807,63 TL’nin tahsiline karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu yönden davacı lehine bozulmasını gerektirmiştir. Ayrıca, mahkemece karar tarihindeki SDR kuru dikkate alınmak suretiyle maddi tazminata limiti değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, bilirkişi raporununun düzenlendiği tarihteki SDR kuruna göre hesaplanan maddi tazminata karar verilmiş olması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle de bozulmasına karar vermek gerekmiş olduğu gerekçeleriyle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkememiz hükmünün davacı yararına BOZULMASINA karar verilmiştir.
Bozmadan sonra yapılan yargılamada davacı vekili bozma ilamına uyulmasını, davalı vekili ise önceki kararda direnilmesini istemiştir.
Mahkememizce Yargıtay ….Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Uyulmasına karar verilen Yargıtay bozma ilamı ile tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde; davacı … şirketi ile dava dışı … Servis Yedek Parça Pazarlama A.Ş. arasında nakliyat emtia sigorta poliçesi düzenlendiği, poliçe ile dava dışı sigortalının Türkiye’den Hollanda’ya kamyonla yapılacak otomotiv yedek parça taşıma işinin 10/04/2014 tarihinde sigortalandığı, poliçe kapsamında all risk teminatı verildiği, Türkiye’den Hollanda’ya taşınacak emtianın karayolu ile nakliye işinin davalı … tarafından taahhüt edildiği, davalının navlun faturası düzenleyerek bu faturayı tahsil ettiği, fiili taşıma işini ise kendi sorumluluğundaki … İnş. Oto. Tur. İç ve Dış. Tic. Ltd. Şti. ‘ne yaptırdığı, davalının üst taşıyıcı konumunda bulunduğu, Türkiye’den Hollanda’ya karayolu ile yapılan bir taşıma söz konusu olduğundan uyuşmazlığa CMR Konvansiyonu hükümlerinin uygulanmasının gerektiği belirlenmiştir. Taşıma senedine el yazısıyla ürünlerin taşıma sırasında hasar görmüş olabileceğine ilişkin şerh düşülerek alıcı ile birlikte davalının alt taşıyıcısı … Nakliyat’ın kaşe ve imzaları bulunduğundan yükün alıcıya teslimi sırasında ihtirazi kayıtla alındığı, ayrıca emtianın araçtan indirilmeden çekilmiş dosyadaki fotoğraflarından kısmen araç içerisinde devrilmiş ve ambalajının hasarlanmış olduğunun görüldüğü, bu çerçevede dava konusu hasarın taşıma sürecinde oluştuğu ispatlandığından davalı yanın süresinde ihbar yapılmadığına ilişkin itirazının sonuca etkisi bulunmamaktadır. CMR 17/1 maddesindeki genel prensibe göre; taşıyıcı yükü teslim aldığı andan teslim edinceye kadar yükte oluşacak hasar ve zarardan sorumludur. Bunun istisnası CMR 17/4-b maddesi gereği ambalaj yapılmayan veya hatalı ambalajlamadan meydana gelen zararlarda taşıyıcı sorumluluktan kurtulur. Ancak taşıyıcının bu sorumsuzluk düzenlemesinden yararlanabilmesi için yükü teslim alırken CMR 8. maddesi gereğince nezaret ve kontrollerini yaptıktan sonra CMR 9/2 maddesi gereği yükün teslim alınması sırasında taşıma senedi üzerine açıkça ambalaj kusuru veya yetersizliğini yazması gerekir. Dava konusu taşımada davalı ya da alt nakliyecisi tarafından taşıma senedi üzerine böyle bir şerhin konulmadığı görülmektedir. Diğer yandan davaya konu 84 karton koli içerisinde taşınan ” otomotiv yedek parçası” muhteviyatı yükün ambalajlanma biçimi, çoğu taşımalarda somut olaydaki gibi karton koli şeklinde olmakta ve yükü olağan taşıma sürecinde elleçleme ve taşıma risklerine karşı korumaya yeterli olmaktadır. Bu nedenle davalının ambalaj kusuru yönündeki iddiasının mevcut düzenleme ve fiili durum karşısında ispat edilemediği kanaatine varılmıştır.
Somut olayda yükleme ve istiflemenin gönderen tarafından yapıldığı taraflarca kabul edilmiştir. Ancak yükleme ve istiflemenin gönderen tarafından yapılmış olması taşıyıcının sorumluluğunu nihai anlamda bertaraf etmemekte, taşıyıcının bu halde yükleme ve istiflemeye nezaret etmesi, gördüğü eksiklikleri gönderene bildirip durumu taşıma senedine yazması gerekmektedir. Buna göre taşıyıcı, yükleme ve istiflemenin aracın dengesini bozup bozmadığını, bunun taşıma sırasında fren veya hıza bağlı olarak tehlike yaratıp yaratmadığını kontrol ederek şayet hatalı görülen bir durum var ise bu hususu taşıma senedine kaydetmelidir. Olayda taşıyıcının bu şekilde bir ihtirazi kaydı mevcut değildir. Bilirkişi raporunda isabetli şekilde belirtildiği üzere, dosyadaki fotoğraflardan araca yerleştirilen koli ve paletlerde kırılma ve deformasyon gözlendiği, taşıma sırasında herhangi bir trafik kazası ya da yükü olumsuz yönde etkileyecek başka bir durumun söz konusu olmadığı, ekspertiz raporunda da ifade edildiği gibi emtianın yolda oluşan sarsıntılar, aracın ani frenlemeleri ve sert viraj dönüşleri sırasında karton kolilerin devrilme ve birbirine sürtünmeleri sonucu kırılmak, ezilmek ve deformasyona uğramak suretiyle yani hatalı ve yetersiz istiflenmeden dolayı hasar meydana geldiği sonucuna varılmıştır. Bu açıklamalar çerçevesinde yükün hasara uğramasındaki esas sebebin yükleme istifleme hatası olduğu, bu işlemlerin gönderen tarafından yapılması sebebiyle gönderene kusur atfedileceği, davalı taşıyıcının ise CMR hükümlerine göre yüke nezaret ve kontrol borcu bulunmasına rağmen basiretli bir tacir gibi davranmayarak gereken uyarıları yapmadığı, bu hususta CMR 9. maddesine göre çekince koyma mükellefiyetini yerine getirmediği, bu sebeple müterafik kusurlu olduğu, davalı taşıyıcının % 50, dava dışı gönderenin % 50 oranında kusurlu bulundukları tespit edilmiştir.
Gerek ekspertiz raporunda , gerekse bilirkişilerin ek raporunda gerçek zarar miktarı 7.513,74 TL bulunmuştur. Somut olayın özelliğine göre davalı taşıyıcının sorumluluğu CMR 23/3 maddesi uyarınca sınırlı sorumluluktur. Uyulmasına karar verilen Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere karar tarihindeki SDR kuru dikkate alınmak suretiyle üst limit mahkememizce hesaplanmıştır. Buna göre karar tarihi itibariyle henüz kur açıklanmadığından en yakın olan 07/09/2018 tarihindeki SDR kuru 9,0650 TL dir. Hasarlı yükün brüt ağırlığı 59,36 kg olup, kg başına 8.33 SDR (özel çekme hakkı) ile çarpıldığında bulunan 494,46 SDR üst limite ulaşılmıştır. 494,46 SDR x 9,0650 TL = 4.482,28 TL çıkmaktadır. Gerçek zarar ise 7.513,74 TL dir. Davacı sigortalısının %50 müterafik kusuru bulunduğundan 1/2 indirim yapıldığında 3.756,87 TL ye tekabül etmektedir. Müterafik kusur indirimi yapıldıktan sonra bulunan gerçek zarar miktarı üst limitin altında kaldığından gerçek zarar miktarının hükme esas alınması gerekmiştir.
Yapılan tespit ve değerlendirmeler karşısında; taşıma sırasında meydana gelen hasarın nakliyat emtia sigorta poliçesi teminatında olduğu, davacı … şirketinin dava dışı sigortalısının haklarına halefen talepte bulunabileceği, hasar, yükleme ve istif hatasından kaynaklandığından dava dışı gönderen ile davalı taşıyıcının % 50’şer oranda müterafik kusurlu oldukları, gerçek zararın 7.513,74-TL olarak belirlendiği, davacının sigortalısı gönderenin müterafik kusur indirimi yapıldığında gerçek zararın 3.756,87 TL ye tekabül ettiği, karar tarihindeki SDR kuru (9,0650 TL) esas alındığında sorumluluk üst limitinin 4.482,28 TL olduğu, bu durumda müterafik kusur indirimi yapılmış haldeki gerçek zarar miktarının hükme esas alınması gerektiği, hasar talebinin ve ödemesinin TL üzerinden yapılması ve davalıya ulaşmış bir ödeme ihtarı bulunmaması sebebiyle rücu edilebilecek alacağa dava tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesinin gerektiği sonucuna varılmakla, davanın kısmen kabulüne, 3.756,87 TL rücu tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacının fazla isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklanan Nedenlerle ;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
3.756,87 TL rücu tazminatının dava tarihi olan 23/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Davacının fazlaya ilişkin isteminin REDDİNE,
3-Harçlar Tarifesi uyarınca hesaplanan 256,63-TL nispi ilam ve karar harcından davacı tarafından yatırılan 128,35-TL peşin harcın mahsubuna, bakiye 128,28 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,

4-Davacı tarafından yatırılan 25,10-TL başvurma harcı ile ilam harcına mahsup edilen 55,17-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca davacı yararına tayin ve takdir olunan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca davalı yararına tayin ve takdir olunan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından bozmadan önce yapılan tebligat ve bilirkişi ücretinden oluşan 1.616-TL, karar tebliğ için 2 tebliğ gideri 22,00 TL, temyiz posta gideri 24,30 TL, bozmadan sonra yapılan 4 tebligat gideri 56,00 TL olmak üzere toplam 1.718,30 TL yargılama giderinin davanın kabul oranı dikkate alınarak 859,15-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/09/2018

Katip …

Hakim …