Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/587 E. 2019/1220 K. 28.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/587 Esas
KARAR NO : 2019/1220

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/06/2018
KARAR TARİHİ : 28/11/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya muhtelif kumaşlar sattığını, buna ilişkin fatura ve sevk irsaliyelerini dava dilekçesi ekinde sunduklarını, taraflar arasındaki ticaretin resmi ve faturalı olup Ba-Bs formlarına yansıdığını, davalının 2016 yılının şubat ayından beri müvekkilinden mal aldığını, cari hesap usulüyle çalışıldığını, düzenli olmayan aralıklarla ödeme yaptığını, en son 30/11/2017 tarihinde ödeme yaptığını, bu tarihten sonra yine mal almaya devam ettiğini, 31/12/2017 tarihli cari hesap ektresine göre davalının müvekkiline 351.493,98-TL borcu olduğunu, müvekkilinin 27/12/2017 tarihindeki satıştan sonra davalıya hiçbir şekilde ulaşamadığını, borcun ödenmemesi üzerine Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının borcunun bulunmadığına dair takibe itiraz ettiğini, itirazın haksız ve dayanaksız olduğunu, öncelikle davalı adeta kayıplara karıştığından ve telefonlara cevap vermediğinden mal kaçırma ihtimali de yüksek olduğundan İİK.nun 257 maddesi uyarınca takibe konu 351.493,98-TL alacak için davalının borca yeter miktardaki taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına, yargılama sonucunda davanın kabulüne, icra dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptaline %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; İİK 67.madde uyarınca ticari satım ilişkisinde cari hesap alacağının tahsili için girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; taraflar arasındaki ticari ilişkinden açık hesaba dayalı olarak icra dosyasında faturalardan kaynaklanan alacağının bulunup bulunmadığı, var ise miktarının tespiti, itirazın iptali koşullarının oluşup oluşmadığından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Bakırköy …İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhinde 340.170,50-TL cari hesap alacağı, 11.323,48-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 351.493,98-TL alacağın tahsili için 28/05/2018 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 01/06/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 04/06/2018 tarihinde borcun tamamına ve tüm fer’ilerine itiraz ettiği, itirazın yasal 7 günlük süre içerisinde yapıldığı, işbu itirazın iptali davasının yasal 1 yıllık süre içerisinde açılmış olduğu görülmüştür.
17/01/2019 tarihli duruşmada davacının iddiası, davalının savunması, icra dosyası ve tüm dosya kapsamına göre Bakırköy …icra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına göre faturalardan kaynaklı olarak fatura konusu mal veya hdavacının iddiası, davalının savunması, icra dosyası ve tüm dosya kapsamına göre ,bakırköy …..icra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına göre faturalardan kaynaklı olarak fatura konus mal veya hizmet teslimini ispat edip edemediği gelen irsaliye ve BA -BS kayıtları da incelenerek davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhinde cari hesap asıl alacağı, işlemiş faiz talep edip edemeyeceği talep edebilecekse işlemiş faizin başlangıç tarihi ve miktarı davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne miktarda alacaklı olduğunun tespiti, işlemiş faizin faiz miktarının da tespiti için tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 13/02/2019 günü, saat 13:35 ‘de mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş,Konun çözümü mali verilerin incelenmesi hususu HMK 266.maddesi kapsamında özel ve teknik bilgiliyi gerektirtiğinden rapor alınmasına karar verilmiş ve 10/08/2019 tarihli raporda özetle; davacının 2016-2017-2018 yılı defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresinde yapıldığı(20l6 yılı envanter de İteri hariç). mahkemenin “inceleme gün ve saatinde mahkememizde hazır bulundurmaları, aksi halde defter ihrazından kaçınmış sayılacaklarını ve hu sonuca göre aleyhlerine karar oluşturulabileceğinin” kararına rağmen davalının inceleme günü defter ve belgelerini ibraz etmekten imtina ettiği, davacının incelenen defler kayıtları ve bu kayıtların dayanağı belğelere göre davalıdan cari hesap bakiyesi 340.170,50 TL kadar alacaklı olduğu, davalı, icra yaptığı itirazda, davacıya borçlu olmadığını beyan etmekle, davalı, bu iddiasını usulüne uygun tutulmuş 2016-2017-2018 yılı yevmiye-kebir vc envanter defterlerini ihraz ederek, icradaki itirazında haklı olduğunu teyit etmesi imkan dahilinde iken, tacir olarak tuttuğu defterlerini ibraz etmekten imtina etmesi, davacının mal sevkiyalnıa ilişkin taşıma belgeleri ve davalının yapmış olduğu kısmı ödemeler dikkate alındığında, davalının davaciiyu borçlu olduğu sonucuna ulaşıldığı, davacının takip öncesi alacağına ilişkin davalıyı temerrüde düşürmediğinden işlemiş faiz talep hakkının doğmadığı tespit edilmiştir.
Sivas Vergi Dairesi Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap verildiği, verilen cevaplar mahkememizce davanın esası bakımından yeterli bulunduğundan önceki alınan bilirkişi raporu da dikkate alınarak talimat yazılması ara kararından rücu edilmesine oy birliğiyle karar verilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, icra dosyası, faturalar, BA formları, benimsenen bilirkişi raporu ile tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde; davanın, davacı ile davalı arasındaki kumaş alım-satım ilişkisinden doğan -31/12/2017 tarihi itibariyle- bakiye 351.493,98-TL cari hesap alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali isteminden ibaret olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan “inceleme gün ve saatinde mahkememizde hazır bulundurmaları, aksi halde defter ihrazından kaçınmış sayılacaklarını ve hu sonuca göre aleyhlerine karar oluşturulabileceğinin” ihtarına rağmen rağmen davalı inceleme günü defter ve belgelerini ibraz etmekten imtina etmiş ancak davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Ticari defter ve belgelerin sahibi lehine delil teşkil etmesi, tacirin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerin kendisi lehine kanıt teşkil etmesi, her iki tarafın da defter tutma yükümlüsü olmasına , uyuşmazlığın her iki tarafında defterlerine kaydetmesi gereken ticari bir işle ilgili olmasına , tutulması gereken tüm defterlerin tutulmuş olmasına, defterlerin usulüne uygun tutulmasına ve onaya tabii defterlerin onaylatılmış olmasına, defterlerdeki kayıtların birbirini teyit etmesine, defterlere dayanarak ispat edilmek istenen iddianın da karşı taraf delillerince çürütülememiş olmasına, defterlerine dayanan tarafın yemin etmiş olmasına bağlıdır.(BAHTİYAR, M., Ticari Defterlerin Hukuki Önemi ve Sahibi Lehine Mahkemede Delil Olma Şartları, Makaleler II, s. 71 vd; ARKAN, s. 330 vd.).
Öte yandan davacı usule uygun şekilde tutulan ve onaylanan kendi defter ve kayıtlarına göre davalıdan takip konusu miktar kadar alacaklı gözükmektedir. Ancak davalı tacir olduğundan davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarına da dayanmıştır.
HMK. 219. maddesine (HUMK. 326) göre her iki taraf kendi ellerindeki vesikaları (belgeleri) mahkemeye ibraz etmek zorundadır. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, eş söyleyişle, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar HMK. 219. ve ardından gelen maddelerindeki konuya ilişkin genel düzenlemelere tabidir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun kararlarında da açıklandığı üzere HMK. 220. maddesi, bir tarafın, mahkemece kendisine verilen süre içerisinde ilgili belgeyi ibraz etmemesi halinde, mahkemenin, o tarafın maksadını gözeterek, diğer tarafın o belgeye ilişkin açıklamasını kabul edebileceğini öngörmektedir. Önemle vurgulanmalıdır ki HMK. 220. (HUMK. 330, 331, 332 ) maddesindeki bu hüküm, taraflardan birinin delillerini salt karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde, ticari defterlerin mahkemeye sunulması bakımından da uygulanır. Eş söyleyişle, belirtilen bu durumda ticari defterlerde HMK. 219. ve sonraki maddeleri anlamında “belge” niteliğindedir.
Davacının davalıya satmış olduğu mallar için düzenlediği faturalara karşılık, davalı tarafından yapılan ödemeler sonucu oluşan 2016-2017 yıllarına ilişkin cari hesap dökümü bilirkişi marifetiyle incelenmiş, taraflar arasında Nisan 2016 yılı tarihinde başlayan kumaş alım satım ilişkisine istinaden davacının davalıya toplam 337.190,46 TL kumaş sattığı, Davalının kumaş bedellerine istinaden toplam 116.296,25 TL ödeme yaptığı, bu ödemenin 5.334, 25 TL’lik kısmı için davacı adına iade kumaş faturası düzenlendiği, kalan 110.962,00 TL için davacıya 16 adet çek ciro ettiği, 2017 yılı kayıtlarına göre, 2016 yılından devreden 220.894,21 TL’lik kısımla birlikte takip tarihi itibariyle 340.170,50 TL alacaklı olduğu tespit edilmiş, bu tutarın takip talebi ile aynı miktarda olduğu görülmüştür. Öte yandan, Sivas Vergi Dairesi’ne yazılan müzekkereye cevaben gönderilen BA formlarının incelenmesinde, takibe dayanak kumaş alımına ilişkin siparişlerin davalı tarafından vergi dairesine BA beyannamesi ile bildirildiği görülmüş, BA-BS formlarının karşılaştırmasında davacının alacağının tarafların BA ve BS formları ile de doğrulandığı anlaşılmıştır.
Somut olayda, davacı tarafın açıkça delil olarak dayanmasına ve mahkememizce de o yönde ara kararı verilip, gereği yerine getirilmesine rağmen, davalı taraf, davaya cevap vermemiş defter kayıt sunmamış dolayısıyla, bilirkişi incelemesi dosya kapsamındaki deliller ve davacı tarafın ticari defterleri ile sınırlı olarak yapılmıştır. Bu durumda HMK. 220. maddesi uyarınca, davacı tarafın davalıya ait ticari deferlere ilişkin açıklamasının, yani icra takibinin dayanağının oluşturan cari hesaba dayalı faturalara konu malların davalıya teslim edildiğinin takipteki asıl alacağının kaldığının davalı defterleri içeriğinden ve gelen davalı BA formlarından anlaşılacağı yönündeki davacı iddiasının doğru bulunduğunun kabulü gerekir.
Dosya kapsamında davalının dosyaya herhangi bir cevap ya da ödeme belgesi ibraz etmediği, böylece davacı tarafından davalıya muhtelif kumaş satışı yapıldığı, davalının ticari defterlerini ibraz etmemiş olmasının aleyhine delil teşkil ettiği kanaatine varılmakla, davanın kabulüne, icra dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptaline,818 sayılı BK’nun 101. maddesinde “Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla mütemerrit olur” hükmü getirilmiştir. 6098 sayılı Borçlar Kanunun 117. maddesinde bu hüküm ”Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer” şeklinde düzenlenmiştir. Temerrüt, ya bir ihtar ile ya da dava açılması vs. suretiyle gerçekleşir. Alacaklı takip tarihinden evvel davalıları temerrüde düşürecek bir ihtarda bulunmadan icra takibi yaptığından dolayı davacının işlemiş faizi davalı takip tarihi öncesinde temerrüde düşürülmediğinden ancak takip tarihinden itibaren işlemiş faiz talep edilebileceği sonucuna varılarak asıl alacak tutarı yönünden istemin kabulü ile işlemiş faiz isteminin reddine karar vermek gerekmiş, alacak faturalara dayalı olup likit bulunduğundan haksız itiraz nedeniyle hükmolunan miktarın takdiren %20’si tutarı davacı yararına icra inkar tazminatına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Kısmen KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Bakırköy ….. İcra Dairesinin ……. Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 340.170,50 TL asıl alacak yönünden aynen devamına,
2-Hüküm altına alınan asıl alacağa (340.170,50 TL) takip tarihinden başlamak üzere talebi aşmamak üzere yasal faiz yürütülmek suretiyle devamına,
3-Alacak faturaya dayalı olup likit bulunduğundan haksız itiraz nedeniyle hükmolunan miktarın takdiren %20’si tutar oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının fazlaya ilişkin işlemiş faiz talebinin reddine,
5-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 23.237,05 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 6.002,64 TL harç, icrada yatırılıp mahsup edilen 1.757,47 TL harcın mahsubuna, bakiye 15.476,94 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 6.002,64 TL peşin harç, icrada yatırılıp mahsup edilen 1.757,47 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davanın kabul edilen miktarı dikkate alınarak davacı yararına tayin ve takdir olunan 26.360,23 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından sarfedilen 345,70 TL tebligat ve müzekkere gideri, 700,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.045,70 TL yargılama giderinin davanın kabul oranı dikkate alınarak takdiren 1.012,01-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/11/2019

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸