Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/577 E. 2019/1249 K. 04.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/577
KARAR NO : 2019/1249

DAVA : KAYIT KABUL
DAVA TARİHİ : 28/05/2018
KARAR TARİHİ : 04/12/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Kayıt Kabul davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bakırköy … İflas Müdürlüğü … İflas numaralı dosyaya yaptıkları 49 nolu alacak kaydı müracaatının reddedildiğini, red kararının isabetli olmadığını, alacak kayıtlarının yapılması gerekirken aksi yöndeki kararın kaldırılması ve iptali için müracaat zaruretinin doğduğunu ileri sürerek, Bakırköy …. İflas Müdürlüğü … İflas numaralı dosyaya yaptıkları 49 nolu alacak kaydı müracaatın reddine dair kararın kaldırılmasına ve iptal edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Taraflar arasındaki dava İİK. 235 ve devamından kaynaklanan kayıt kabul davasıdır .
Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. E. sayılı dosyasında hakkında iflas kararı verilen dosyamız davalısı bulunan şirket hakkında, iflas kararının 14/03/2019 tarihi itibari ile bozulduğu, akabinde dosyanın yeni numarasının 2019/218 Esası aldığı, adı geçen dosyada 18/06/2019 tarihi itibari ile davacı vekilinin feragat ettiği mahkemesince aynı gün feragat nedeniyle ret kararı verildiği ve kararın 04/07/2019 tarihinde kesinleştiği bu suretle bozma ilamının kesinleştiği açıktır.
Somut olayda dava bir alacak ya da tazminat davası olmayıp masaya kayıt davasıdır. Bilindiği gibi kayıt kabul davası bir para alacağının tahsili amacını gütmez; bu dava ile o alacağın o iflas tasfiyesinden pay alıp almayacağı hususu belirlenir.
Nitekim doktrinde de sıra cetveline itiraz davasının, iflas idaresi tarafından düzenlenen sıra cetveline karşı tanınmış bir kanun yolu olduğu ve yalnızca sıra cetvelinin düzeltilmesi amacını taşıdığı; bu dava ile alacaklının, iflas idaresinin bir alacağı kabulü veya reddi, miktarı ve sırası ile sınırlı bir ayni hakkın mevcudiyeti ve mahiyeti hakkında vermiş olduğu kararın doğru olmadığını ileri sürerek, iflas alacaklılarından birinin maddi hukuka uygun bir şekilde garameye dahil edilip edilmemesini talep ettiği kabul edilmektedir. Bu dava ile güdülen amaç, alacak hakkında kesin hüküm oluşturacak bir karar verilmesi olmayıp, sadece ortak borçlunun (müflisin) aktiflerinin paraya çevrilmesi sonucu elde edilen paranın dağıtımında alacaklının hangi ölçüde dikkate alınacağıdır. Davanın kabul edilmesi belirli bir para alacağının tahsilini değil sadece sıra cetvelinin düzeltilmesi sonucunu doğurur(bkz., Hunkeler/Sprecher: Kurzkommentar, 2.Bası, Basel 2014 m.250 kn.1)
Mahkememizce dava dosyasının görülmeye devam ettiği aşamada iflas ortadan kalktığı için mahkememizde açılan kayıt kabul davasının konusu da kalmamıştır. Zira kayıt kabul davasının mahkememizde görülebilmesi için şirket hakkında iflas kararı verilmesi ve akabinde oluşacak iflas masasının ise masaya alacak kaydını kabul etmemesi gerekir.
Açıklanan nedenlerle dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın konusuz kaldığından esas hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40-TL maktu ilam ve karar harcından peşin alınan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50-TL harcın davacıdan alınarak hazineye GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinden davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve … sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 04/12/2019

Katip …
¸e-imza

Hakim ….
¸e-imza