Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/571 E. 2019/413 K. 28.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/571
KARAR NO : 2019/413

DAVA : Şirketin İhyası (6102 sayılı TTK’nın geçici 7.maddesine göre)
DAVA TARİHİ : 11/06/2018
KARAR TARİHİ : 28/03/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;…. Ltd. Şirketi’nin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 708511 sicil numarasında kayıtlı bir şirket olduğunu, TTK.nun geçici 7.maddesi uyarınca 09/10/2015 tarihinde sicilden re’sen terkin edildiğini, davacı sıfatıyla açtıkları Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı tespit davası nedeniyl eve şirkette tebilgat da yapılamadığından 6100 sayılı HMK.nın 52 ve 54.maddeleri hükümünün yerine getirilmesine gerek kalmaksının adı geçen şirketin tüzel kişiliğini ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili kurumun TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, re’sen terkin işleminin 6102 sayılı Kanunun geçici 7.maddesi ve 30/12/2012 tarihli 28513 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ” kapsamında yapıldığını, şirketin adresi ve durumu tespit edilemediğinden re’sen terkin edildiğini, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından 09/10/2015 tarihinde sicil kaydının re’sen terkin edildiğini, müvekkili kurum tarafından söz konusu şirkete yasada belirlenen süre içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldıran işlemlerin yerine getirildiğinin ispatlayıcı belgelerle birlikte bildirilmemesi, ayrıca davacı ya da davalı sıfatıyla sürmekte olan davasının bulunması halinde buna ilişkin yazılı beyanını sunmaması ya da tasfiye memurunun bildirilmemesi halinde söz konusu şirketin ünvanının ticaret sicilinden silineceği, şirkete ait mal varlığının kaydın silinme tarihinden itibaren on yıl sonra hazineye intikal edeceği ve bunun kesin olduğu ihtarında bulunulduğunu, ancak bu ihtara rağmen söz konusu şirketin anılan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkilinin mahkeme hükmü olmaksızın şirketi tekrar sicile tescil yükümlülüğünün bulunmadığını, Tebliğin 16/2 maddesi hükmü uyarınca bu hususta mahkemeye başvurularak karar alınması gerektiğini, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, zira tüm işlemlerin mevzuata uygun olarak yapıldığını, bu nedenle yargılama gideri ve vekalet ücretinden müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını belirterek haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava; 6102 sayılı TTK.nun geçici 7.maddesi uyarınca sicilden re’sen terkin olunan limited şirketin ihyası istemine ilişkindir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap verildiği, gönderilen belgelere göre; …. sicil nolu …. Ltd. Şirketi’nin adresinin tespit edilememesi nedeniyle TTK.nun geçici 7.maddesine göre re’sen terkin kapsamına alındığı, şirkete ihtarname keşide edildiği, sicil gazetesinde ihtarın ilan edildiği ve sonunda şirketin 09/10/2015 tarihinde sicil kaydının re’sen terkin edildiğinin bildirildiği görüldü.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın ….sicil nolu …. Ltd. Şirketi’nin TTK.nun geçici 7.maddesi uyarınca ihyası şartlarının oluşup oluşmadığından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
01.07.2012 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na 30.06.2012 tarihli ve 28339 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 26.06.2012 tarihli ve 6335 sayılı Kanun’un 38’inci maddesi ile “geçici madde 7” eklenmiş olup, söz konusu madde ile münfesih olmasına veya sayılmasına karşın tasfiye edilmeyerek ticaret sicili kayıtlarından terkin edilmeyen anonim ve limited şirketler (AŞ ve LŞ) ile kooperatiflerin tasfiyelerine ve sicilden terkinine ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Bu kapsama alınan anonim ve limited şirketler ile kooperaitiflerin sicil kayıtları ticaret sicili müdürlüklerince gerekli ihtar ve ilanlar yapılmak suretiyle terkin edilmiştir.
Yargıtay yerleşik kararlarında da açıklandığı üzere; “6102 Sayılı TTK’nun yürürlük tarihinden önce veya 01/07/2015 tarihine kadar şirketlerin veya kooperatiflerin münfesih olmaları, aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılamaması, 6103 sayılı kanunun 20/1 ve tebliğin 7.maddesi kapsamında 14/02/2014 tarihine kadar sermayesini asgari tutara yükseltmeyerek münfesih duruma düşülmesi, TTK’nun yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle şirketler veya kooperatifler re’sen terkin edilebilirler. Ticaret sicil müdürlüklerince kapsam dahilindeki şirketlere veya kooperatiflere bir ihtar gönderilir. Bu şirketler veya kooperatifler tasfiye memuru bildirdikleri takdirde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirmeyen şirketlerin veya kooperatiflerin unvanı ise ticaret sicilinden re’sen silinir. Ancak, devam eden davası bulunan şirketler veya kooperatifler için bu madde hükmü uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket veya kooperatif alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar diğer haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak, şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilirler.
Somut uyuşmazlıkta; davacı kurumun ihyası istenilen şirketin, Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesinin ….Esas sayılı tespit davası nedeniyle açıldığı, şirkete tebligat yapılamadığından sicil müdürlüğünce ticaret sicilden re’sen 09/10/2015 tarihinde TTK.nun geçici 7.maddesi uyarınca terkin işleminin yapıldığı, şirketin ihya edilmesinde davacının hukuki yararının bulunduğu kabul edilmiştir.
Tüm bu nedenlerle; davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde …. sicil numarası ile kayıtlı iken 6102 sayılı TTK.nun geçici 7. maddesi uyarınca sicilden re’sen terkin olunan …. LİMİTED ŞİRKETİ’nin tüzel kişiliğinin İHYASINA, karar kesinleştiğinde keyfiyetin ticaret sicilde tescil ve ilanına, ilan ve müzekkere masraflarının davacı tarafça karşılanmasına, davalı … Sicil Müdürlüğü davada yasal hasım olduğundan ayrıca şirketin terkini iş mahkemesine dava açılmadan önce yapıldığından davalı kurumun yargılama gideri ile vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davanın kabulüne,
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde … sicil numarası ile kayıtlı iken 6102 sayılı TTK.nun geçici 7. maddesi uyarınca sicilden re’sen terkin olunan ….LİMİTED ŞİRKETİ’nin tüzel kişiliğinin İHYASINA,
2-Karar kesinleştiğinde keyfiyetin ticaret sicilde tescil ve ilanına, ilan ve müzekkere masraflarının davacı tarafça karşılanmasına,
3-Davalı … Sicil Müdürlüğü davada yasal hasım olduğundan ayrıca şirketin terkini iş mahkemesine dava açılmadan önce yapıldığından davalı kurumun yargılama gideri ile vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 44,40 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 35,90-TL harçtan mahsubuna, bakiye 8,50- TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
6-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/03/2019
Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸