Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/555 E. 2020/786 K. 21.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/555 Esas
KARAR NO : 2020/786

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 05/06/2018
KARAR TARİHİ : 20/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında mal alım satımı sebebiyle ticaret mevcut olduğunu, müvekkili tarafından verilen mallara ilişkin hesap bakiyesinin müvekkili lehine 10.500,00 TL olduğunu, bu miktar bakımından davalı ile birçok şifahi görüşme yapıldığını ancak netice alamadıklarını, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, borçlunun hiçbir sebep göstermeksizin ve zaman kazanmak amacıyla borca itiraz ettiğnii ve haksız şekilde takibi durdurduğunu, taraflar arasındaki tüm alışverişin davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, hepsinin ödemelerini banka yolu ile veya makbuz karşılığı yapıldığını, davalı şifahi görüşmelerde borcu kabul etmesine karşın icra takibine itiraz ederek kötü niyetli olarak takibi durdurduğunu beyan ederek borçlunun takibe konu haksız itirazının iptaline, takibin devamına, alacak likit olduğundan haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle davalı borçlunun itiraz ettiği miktarın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davalıdan 10.500,00 TL alacaklı olduğunu talep ettiğini, daha önce icra dosyasına sunmuş bulunan itiraz dilekçesinde müvekkili şirketin davacıya hiçbir borcunun bulunmadığını, taraflar arasında karşılıklı olarak mal alım satımı olduğunu, bu nedenle taraflar arasında bir cari hesap ilişkisi doğduğunu, bu ilişki kapsamında müvekkil tarafından davacıya gerekli ödemeler yapıldığını ve borcun takip öncesinde kapatıldığını, davalı tarafından davacı şirkete 02/03/2018 tarihinde 9.500,00 TL bedelli 20.06.2018 vade tarihli çek ile 24/03/2018 tarihinde 6.750,00 TL bedelli, 05/06/2018 vade tarihli çek ile ve 27/03/2018 tarihinde 309,16 TL nakit olarak ödeme yapıldığını, tahsilat makbuzlarından görüleceği üzere davacı tarafa yapılası gereken ödemelerin yapıldığını, davacının davasının reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacı şirket aleyhine %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler ve her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesine karar verilmiş olup, bilirkişi tarafından düzenlenen 19/03/2019 tarihli raporda; davacı tarafından sunulan defterlerin davacı lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davalı defterlerine göre davacının 09/05/2018 takip tarihi itibari ile alacağının 2.157,02 TL olduğunu, davacı tarafın yerinde inceleme talebine istinaden davacı taraftan evrakların hazır edilmesi için mail gönderildiğini ancak davacının herhangi bir defter ve belge hazır etmediğini, davacı tarafça takibe konu edilen 10.500,00 TL’lik faturaların tamamının davalı yasal defterlerine kayıtlı olduğunu, iş bu takip konusu 10.500,00 TL’lik faturaların 8.342,98 TL’sinin dosyaya sunulu olan (16.559,16 TL’ik) tahsilat makbuzu ve ödeme belgelerine göre deemelerinin yapılmış olduğunu, davalının defterleri ve ödeme belgelerine göre davacının 09/05/2018 takip tarihi itibari ile 2.157,02 TL lik alacağının olduğunu, davacının 09/05/2018 tarihli 10.778,53 TL’lik takibi ile karşılaştırıldığında 8.621,51 TL’lik fazla talebin söz konusu oldğuunu, fazlalığın 278,53 TL kısmının işemiş faiz talebinden kalan 8.342,98 TL lik kısmının ise davalı tarafça ödeme belgesi sunulan tahsilat makuzlarının dikkate alınmamasından kaynaklandığını, davacı tarafça talep edilen %20 oranında icra inkar tazminatını ve davalı tarafça talep edilen %20 oranında icra inkar tazminatınnı mahkememizin takdirinde bulundğunu belirtmiştir.
Davacı tarafça rapora ilişkin itirazlar doğrultusunda davacının ticari defterlerinin incelenmesi bakımından yeniden bilirkişiye tevdi edilerek, davacı defterlerinin incelenmesi suretiyle ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi tarafından düzenlenen 17/07/2019 tarihli ek raproda; davacı defterlerine göre 2017 yılından devir olan 27.904,74 TL’lik davacı alacağının olduğunu, davacının takip tarihi itibari ile davalı taraftan 20.088,30 TL asıl alacaklı olduğunu, davalı ile ilgili defterlerin kök raporda incelemesinin yapıldığını, davalı defterlerinde davacının alacağının 2.157,02 TL olduğu dikkate alındığında hesap farkının 17.931,28 TL olduğunu, farklılığın nedenlerinin 2017 yılından devir olan davacı alacağı farkı 17.527,37 TL ve davacının davalı adına tanzim ettiği 24/01/2018 tarih …. no.lu 403,91 TL’lik faturadan olmak üzere toplam 17.931,28 TL olduğunu, tarafların mutabakatsızlığının 2017 yılı devir alacağı farkından ve 24/01/2018 tarihli faturadan kaynaklandığını, bu fatura ve devir alacağının varlığının dosya kapsamındaki vesaikler ile ispat edilemediğini, davacının devir alacağının kendi kayıtlarında ki gibi 27.904,74 TL olduğunu ispat etmesi ve yine 24/01/2018 tarihli 403,91 TL’lik fatura içeriği mal veya hizmetin teslimi ispat etmesi halinde takipteki asıl alacağı ile ilgili ispat külfetine yerine getirmiş olacağını, davacının ispat külfetini yerine getirmemesi halinde ise kök rapordaki görüş ve kanaatlerin aynen geçerli olması gerektiğini belirtmiştir.
Tarafların bilirkişi ek raporuna itirazları doğrultusunda ve 2017 yılı defterlerinin incelenerek değerledirilmesi bakımından dosya günsüz olarak bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi tarafından düzenlenen 02/12/2019 tarihli ek raporda; hesap ekstrelerine göre davacının 2017 yılında tanzim ettiği faturaların tamamının davalı defterlerinde aynen kayıtlı olduğunu, davacının davalı adına tanzim ettiği 24/01/2018 tarih …. no.lu 403,91 TL’lik faturanın fotokopisiinn sunulu olduğunu ancak söz konusu fatura içeriği ürünlerin davalıya teslim edildiğine dair vesaikin bulunmadığını, “fatura üzerinde mal alçıya müessede teslim edildiğinden irsaliye düzenlenmemiştir ” ifadesi yer almasına karşın fatura üzerinde fatura içeriği ürünlerin teslimine dair ibarenin bulunmadığını, bu raporda yapılan belirlemerle tarafların kendi defterlerine kaydedip karşı tarafın defterlerinde kayıtlı olmayan ve özellikle karşı tarafın aleyhine işlemler ile ilgili ispat külfetinin olduğunu, bu durum itibari ile davalının davacı taraf aleyhine kaydettiği 31/03/2017 tarihinde 28.400,00 TL’lik kaydı ile ilgili ispat külfetini yerine getirmesi durumunda davacının dava ve takip konusu alacağını kök raporda da ifade edildiği üzere 09/05/2018 takip tarihi itibari ile 2.157,02 TL olacağını, davalının söz konusu davacı aleyhine yapılan kaydın içeriğini ispat edememesi halinde ise davacının 09/05/2018 takip tarihi itibari ile talepte bağlılık ilkesi doğrultusunda davalı borcunun 10.500,00 TL’ asıl alacaklı olacağını, davalının takip öncesi temerrüdüne ilişkin herhangi bir vesaikin bulunmadığını, mahkememizin kabul edilecek davacı salı alacağına 09/05/2018 takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4489 sayılı kanun ile değişik 2. Maddesi gereğince T.C. Merkez Bankası tarafından dönemde kısa vadeli avans kredilerine uygulanan faiz oranları üzerinden basit usulde temerrüt faizi tahakkukunun uygun olacağı kanaatine varıldığını belirtmiştir.
Davalı vekilinin rapora yönelik beyan ve itirazları doğrultusunda dosya farklı bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi tarafından düzenlenen 23/09/2020tarihli raporda; davacı şirketin 2016 – 2017 – 2018 yıllarına ait ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davalının 2016-2017-2018 yıllarına ait ticari defterlerini sunmaması sebebiyle üzerinde inceleme yapamadığını, davacı şirketin davalı tarafa düzenlediği takibe konu 9 adet faturanın olduğunu, davacı tarafın yasal defterlerine usulüne uygun olarak işlendiğini, davalı tarafın faturalara itiraz ettiğine dair dosya muhteviyatında herhangi bir ihtarname, evrak yada belgeye rastlanılmadığını, 27.03.2018 tarihinde davacı şirketin davalı şirketten 20.008,30 TL alacaklı olduğu; cari hesap estrelerinde 2016-2017-2018 yıllarının hiçbirinde borç alacak bakiyelerinin birbiriyle mutabakat içinde olmadığını, tarafların 2016 yılı açılış fişindeki borç bakiye ve kayıt taraflarının farklılığı ile başlayan cari hesaplar arası uyuşmazlığın 2017 ve 2018 yılı açılış kapanış kayıtlarında da devam ettiğini, cari hesaplar arası farkların bir tarafın kendi yasal defterlerine kaydettiği işlemin karşı tarafın defterinde olmamasından veya diğer tarafın aleyhine olmasından kaynaklandığını, davalı tarafın davacı taraf aleyhine kayıt ettiği işlemleri ispat etmesi gerektiğini, defterlerini sunmadığını, takibin faturaya dayalı olduğunu, fatura bedellerinin ödendiğinin davalının ispat külfetinde olduğunu, davacı şirketin takip tarihi itibariyle 10.500,00 TL asıl alacak, 278,53 TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 10.778,53 TL alacağının olduğunu belirtmiştir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf beyanları. bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’ nun 67. maddesine dayalı itirazın iptali isteminden ibarettir.
Dava konusu, yapılan alım – satım işleminden kaynaklı faturaya dayalı alacağın tahsili için davacı tarafça davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsili istemine ilişkin olduğu görülmüştür.
Yargılamaya konu Bakırköy … İcra Dairesi’nin …. Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 10.778,53 TL’ nin takip tarihinden itibaren faiziyle tahsili talep edilmiştir. Davalıya ödeme emri tebliğ edilmiş, davalı borçlu vekili itirazında borca itiraz ettiğini belirtmiştir. İtiraz üzerine takibin durduğu ve süresinde iş bu davanın açıldığı görülmüştür.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Davacının incelemeye konu ticari defterlerinin yasal şartları taşıdığı ve davacı lehine delil niteliğinin olduğu dosya kapsamı içeriğinden anlaşılmıştır.
Davalı taraf, hükme esas alınan 23.09.2020 tarihli bilirkişi incelemesi sırasında ticari defterlerini dosya içerisine sunmamıştır.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı fatura ve ticari defter ve ticari kayıtlar içeriğinden anlaşılmaktadır.
Hükme esas alınan 23.09.2020 tarihli bilirkişi raporu kapsamında yapılan incelemede;
– 27.03.2018 tarihinde davacı şirketin davalı şirketten 20.008,30 TL alacaklı olduğu,
– takibe konu faturalara davalı tarafça itiraz edilmediği,
– takibe konu faturalara konu malların teslimi noktasında taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı anlaşılmıştır
Davalı taraf ödeme yaptığını iddia etmişse de; takibin faturaya dayalı olduğu, cari hesap ilişkisine dayalı olmadığı, davalı tarafça defter ve belgelerinin sunulmadığı ve takibe konu faturaların ödendiğini gösterir yazılı kayıtları dosya içerisine sunmadığı görülmüştür.
Bilirkişi …’ ın hazırlamış olduğu 23.09.2020 tarihli rapor içeriğinde de, davacının alacak miktarının icra takibindeki miktardan daha fazla hesap edildiği (icra takibindeki miktar ile sınırlı olarak) görülerek, davacının iddiasını ispat ettiği ve davalının bu ispatı ortadan kaldıracak herhangi bir yazıl delil sunmadığı görülerek, açılan davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yaptırılan bilirkişi incelemesine göre alacağın ticari defterlerde belli olduğu, yani likit olduğu anlaşıldığından, davalının ayrıca icra inkar tazminatına da mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE;
-Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden aynen devamına,
-İcra takibindeki alacak miktarının %20’si olan 2.155,70 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davalının yasal şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
2- Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 736,28 TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 116,89 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 619,39 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
– Davacı tarafça sarf edilen toplam 157,99 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Davacı tarafından sarf edilen bilirkişi, tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 871,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
– Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
– Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4- Davanın kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/10/2020
Katip …

Hakim …