Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/535 E. 2019/322 K. 12.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/535 Esas
KARAR NO : 2019/322

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 28/05/2016
KARAR TARİHİ : 12/03/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davalı şirketlerden elektrik hizmeti satın aldığını, müvekkiline her ay kullanmış olduğu elektrik tüketim miktarına göre davalı firmalar tarafından fatura tahakkuk ettirildiğini, kayıp kaçak bedeli dağıtım sistemine gören enerji ile dağıtım sisteminde abonelere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı gösterdiğini, herhangi bir bedel ödemeden kullanılan elektrik bedeli de kaçak bedeli olarak abonelere yansıtıldığını, abonelerden kayıp kaçak bedeli adı altında alınan ücret EPDK tarafından 11/08/2002 gün ve 24843 sayılı resmi gazetede yayınlanan perakende satış hizmet geliri ile perakende enerji satış fiyatlarının düzenlenmesi hakkında tebliğin yayınlanması ile birlikte tahsil edilmeye başlanmış ve bu zamana kadar da tahsil edildiğini, dava konusu iade bedellerinin 10 yıllık genel zamanaşımı süresi nedeniyle 10 yıl geriye dönük olarak tahsil edilmesi gerektiğini, davalının son 10 yıldır müvekkilinden kayıp kaçak bedeli, perakende satış hizmet bedeli, PSH sayaç okuma bedeli, iletim sistemi kullanım bedeli ve dağıtım bedeli adı altında ne kadar bedel tahsil ettiğinin müvekkilcince tespitinin imkansız olduğunu, müvekkili açısından alacağın miktarının tespiti imkansız olduğundan HMK’nın 107.maddesi uyarınca her bir davalıdan ayrı ayrı olmak üzere 4.000 TL’nin davalılardan tahsilini talep ettiklerini belirterek kayıp kaçak bedeli, perakende satış hizmet, PSH sayaç okuma, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedelleri olmak üzere toplam 4.000,00 TL’nin fatura ödeme tarihlerinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkemenin yetkili olmadığını, elektrik piyasası kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanunun kabul edildiğini, düzenleme gereğince kayıp ve kaçak bedellerinin de yer aldığı faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içeren kurul onaylı tarifelerin hüküm ve şartlarının bu tarifeye tabi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlayıcı nitelikte olduğunu, ilgili kanunun 21.maddesi ile yapılan değişiklik ile açılan davalarda tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisinin bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğunun belirtildiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, davanın muhatabının …. A.Ş. olduğunu, müvekkilinin dağıtım şirketi olmadığını, bu nedenle kayıp, iletim ve dağıtım bedellerinin müvekkilinden talep edilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılamayı yapan İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasında 11/07/2017 tarihli celsede diğer davalılar ile birlikte dava açılan davalı …. Elektrik aleyhine açılan davanın söz konusu dava dosyasından ayrılarak başka bir esasa kaydının yapılmasına karar verildiği, bu doğrultuda davalı ….Elektrik aleyhine açılan davanın mahkemenin … Esasına kaydedildiği, mahkemece yetkisizlik kararı verilerek dosyanın mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Dava; elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp kaçak, dağıtım ve iletim sistemlerini kullanma bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.
17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın 21.maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17.maddesinde yapılan değişiklik ile “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilmiş olup, bu düzenleme ile mahkemelerin bu konulardaki inceleme ve araştırma yetkileri sadece kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK’nın yetkileri genişletilerek söz konusu bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir. Yine aynı yasanın geçici 20.maddesi hükmü uyarınca, anılan düzenlemenin devam etmekte olan davalarda uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmesine karar verilerek bu hususta düzenleme yapılmıştır.
Yukarıda belirtilen yasa değişikliği doğrultusunda dava konusu kayıp kaçak bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim sistemi kullanım bedeli ve dağıtım bedeli gibi maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiş giderler yönünden mahkememizin EPDK tarafından alınmış kararların yerindeliğini denetleme yetkisi kalmamış olup, mahkememizin yetkisi sadece bu bedellerin EPDK’nın düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. Dolayısıyla EPDK kararlarının yanlış uygulandığı, fazla para tahsil edildiği gibi herhangi bir iddianın bulunmadığı davamız açısından davanın söz konusu yasal düzenleme nedeniyle konusuz kaldığı anlaşılmıştır. Öte yandan davanın konusuz kalması hususu dava açıldıktan sonra yasa değişikliği ile gerçekleştiğinden davacının dava açmakta haksız sayılamayacağı gözetilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Konusuz kalan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Peşin harcın mahsubu ile başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan 154,00 TL tebligat ve posta giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan tarife uyarınca 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avasından geriye kalanın karar karar kesinleştiğinde talep eden taraflara iadesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı karar verildi.12/03/2019

Katip …

Hakim …