Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/533 E. 2018/690 K. 02.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/533
KARAR NO : 2018/690

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/05/2018
KARAR TARİHİ : 02/11/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirkete ait …. plakalı aracın 03/06/2017 tarihli kira sözleşmesi ile davalıya kiralandığını, kiralanan aracın kiralama dönemi içerisinde 13/06/2017 tarihinde arıza meydana geldiğini ve bu arızanın davalının kullanımından kaynaklı olduğunun yapılan servis incelemesi neticesinde aracın motorunda yağ bölümüne su konulduğunun tespit edildiğini, davalının araç kira sözleşmesine aykırı davrandığını, bu kapsamda aracın arızasının kullanımından kaynaklandığı için sigortanın hasar bedelini karşılamadığını, davalı hakkında Bakırköy … İcra müdürlüğü …. esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve davalının kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini, bu nedenle davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalının %20’ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve davalı adına bulunan araç ve taşınmazlara tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; görevli mahkemenin Ticaret Mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin kendi aracının kaza yapması sonucunda kasko şirketinin yönlendirmesi ile müvekkilinin talebi üzerine dava konusu aracın müvekkiline geçici olarak verildiğini, müvekkilinin davacı şirketin aracına hiçbir zarar vermediğini, davaya konu arızaya ilişkin müvekkiline hiçbir şekilde açıklama yapılmadığı ve bu konuda bir ihtar çekilmediğini, müvekkilinin Bakırköy … İcra müdürlüğünden gelen ödeme emri ile karşı karşıya kaldığını, icraya dayanak faturada içerik ve borcun neden kaynaklandığının bilinmediğini, aracın motorunun yağ bölümüne su konulmasından kaynaklanan arızanın müvekkilinden kaynaklandığına dair somut bir delil olmadığını, kasko aracılığıyla geçici olarak alınmış bu aracın teslimi sırasında müvekkili tarafından detaylı bir inceleme yapılmasının mümkün olmadığını, müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinin haksız olduğunu, bu nedenle davanın reddini, davalının kötü niyet tazminatına mahkumiyetini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne, Başakşehir Vergi Dairesi Müdürlüğüne ve Bakırköy …İcra Dairesine yazılan yazılara cevap geldiği görülmüştür.
Dava; davalının icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Dosya Bakırköy …Sulh Hukuk Mahkemesinin 22/03/2018 tarih…. Esas … Karar sayılı dosyasından verilen görevsizlik kararı üzerine mahkememize tevzi olmuştur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda hangi mahkemenin görevli olduğunun belirlenmesi için öncelikle taraflar arasındaki ilişkiyi saptamak gerekli olup, taraflar arasında davalıya tahsis edilen ikame araca verilen zarardan kaynaklanan alacağa ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Buna göre davanın, TTK’nun 4.maddesinde sayılan diğer anlatımla bu maddede 6098 sayılı TBK’na atıf yapan sözleşmelere ilişkin olmadığından mutlak ticari davalardan olmadığı ve İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden ve dosya kapsamındaki belgelere göre davalının tacir sıfatının bulunmadığı, taraflar arasında sigorta şirketinin bulunmadığı da dikkate alınarak uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Ticari olmayan davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda re’sen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla;açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 02/11/2018

KATİP …
¸e-imza

HAKİM …
¸e-imza