Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/522 E. 2020/426 K. 08.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/522
KARAR NO : 2020/426

DAVA : Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti
DAVA TARİHİ : 25/05/2018
KARAR TARİHİ : 08/07/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin …. Konut Yapı Kooperatifi’nin anasözleşme yapımı ve teslimi planlanan taşınmazın devri için kooperatife üye olduğunu, sözleşmedeki taşınmazın tamamlanması sonucunda müvekkilinin payıona düşen taşınmazın müvekkile devrinin yapıldığını, akabinde müvekkilin 3.bir kişiye taşınmazın satışını ve devrini gerçekleştirdiğini, taşınmazın devrini yapan müvekkilinin kooperatife tüm borçları ödediğini ve kooperatiften ayrılldığını davalıya bildirdiğini, kooperatifin müvekkilinin ayrılma talebini mesnetsiz nedenlerden dolayı reddettiğini, müvekkilini zorla kooperatif üyeliğinde tuttuğunu, yönetim kurulunun reddi üzerine müvekkilinin noterden ihtarname çekerek kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini ve bu tarihten sonra borç ve aidatlarından sorumlu olmayacağını davalıya ihtar ettiğini, kooperatifin ihtarname tebliğinden sonra da müvekkilinin istifa talebini yok saymaya devam ettiğini, istifa talebinin karşı tarafın kabulüne bağlı bir beyan olmadığını, ayrılma talebinden sonraki aidat ve tasfiye giderlerinden sorumlu olmayacağının tespitine, yargılama gider ive ücreti bekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; her ortağın hesap senesi sonundan en az bir ay önce yönetim kurulna yazı ile başvurarak ortaklıktan çıkabileceğini, yönetim kurulunun bu hükme uygun olara yapılacak isteğe rağmen yazılı başvurunun kooperatif kayıtlarına girişinden itibaren bir ay içinde kabulden kaçınması halinde ortak çıkma dileğini noter aracılığı ile yönetim kuruluna bildirildiğini, bildiri tarihinden itibaren çıkışın gerçekleştiğini, davacı tarafın taşınmazını 2007 yılında satmış olmasına rağmen kooperatif ortaklığından ayrıldığına ilişkin yazılı bildirimde bulunmadığını, çıkma isteğini noter aracılığı ile yönetime bildirmediğini, talep bulunsaydı davacı hakkında karar defterinde bu yönde alınmış bir karar örneğinin olması gerektiğini, müvekkil kooperatifin tasfiye halinde olduğunu, tasfiye sürecinin yürütülmesi ile sağlıklı sonlandırılması için her üyeden 4300 TL ek ödeme planı doğrultusunda toplanması yönünde karar alındığını, davacının daha sonra posta ile tarafına üyelikten çıkma talebine ilişkin yazı gönderdiğini, yönetim kurulu kooperatifin eski yöneticilerinin 6 yıldır genel kurul yapmadığını, yöneticilik sıfatı ile görevlerini yerine getirmediklerini, bilanço gelir ve gider sağlıklı tutmadıkları kooperatife karşı açılan dava ve icra takiplerini takip etmedikleri, kooperatifin geçmişten kalan alacaklarının tahsili ve halen devam eden dava ve icra takiplerini sonuçlandırılıncaya kdar istifa talebinin kooperatif mevcudunu tehlikeye düşüreceğinden ve kooperatif üyeleri arasında eşitsizliğe neden olacağındna oy birliği ile reddine karar verildiğini ve bu kararın davacıya posta ile bildirildiğini, tasfiye kurulu üyelerinin huzur haklarının ödenmesi ve gerekli işlerin yapılması ve sağlıklı sonuclandırılması için her üyeden 12 x 250 TL ek ödeme planı doprultusunda toplanması yönünde karar alındığını, davacının bu karar doğrultusunda ödeme yapmamış olduğunu ve hali hazırda davalı tarafa borcu bulunmadığını bu nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı tarafa halimi yönünde hüküm kurulmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Davanın niteliğine göre; taraflarca ibraz edilen ihtarnameler, ana sözleşme dosyasına konulmuş, tapu kaydı celp edilmiş, kooperatif kayıtları incelenerek bilirkişi görüşü alınmış ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilmiştir.
Bilirkişi raporunu dosyasına ibraz etmiştir. Bu raporda davacının istenen tasfiye giderlerini ödediği, gönderdiği noter ihtarnamelerinden kooperatifçe tebliğ alınan hangi ihtarname ise o tarihten itibaren üye olmadığının tespiti gerektiği bildirilmiştir.
Mahkememizce dosyada mevcut bilgi ve belgelere uygun düşen bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurmaya elverişli görülmüştür.
Dava; tasfiye borcu bulunmadığı ve kooperatif üyesi olmadığını tespiti talebinden ibarettir.
Davacının davalı kooperatif üyesi iken ferdileşme sonucu 30/10/2007 tarihinde adına tapuya tescil edilen taşınmazın 6 kez el değiştirdiği aidat ve üyelikten istifa için önce adi posta ile yazı yolladığı bunun reddolduğu, daha sonra önce Beyoğlu …. Noterliğince sonra da Beşiktaş …. Noterliğinden ihtarname gönderildiği, Beyoğlu …. Noterliği ihtarnamesinin tebliğ edilemediği, Beşiktaş … noterliği ihtarnamesinin 30/04/2018 tarihinde ulaştığı, 05/03/2017 tarihli genel kurulun 7 nolu kararı ile tasfiye borçları için her üyeden 4.300,00 TL ek ödeme kararı alındığı, davacının bu bedeli de ödediği hususları noterlik aracılığıyla davalı kooperatife ihtarname gönderilip tebliğ edildiği hususları tartışmasızdır.
Taraflar arasındaki niza; davacının kooperatif üyesi olarak tasfiye giderlerinden sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Tasfiye sürecine girmiş bir kooperatifin üyeliğinden istifa eden ortak, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 81/2 ve ana sözleşmenin 85/son madde hükümleri uyarınca, konutunu istifa nedeniyle geri verme yükümlülüğünde değil ise de, daha sonra oluşabilecek tasfiye masraflarından sorumlu olduğu gibi, esasen istifadan önce doğan tasfiye giderlerinden de zaten sorumludur. Davacı tarafça bu ödemeler yapılmıştır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 13.maddesinde ortağı ana sözleşmeye uygun olarak istifa etmesine rağmen kooperatifin istifayı kabulden kaçınması halinde ortağın çıkma dileğini noter aracılığı ile kooperatife bildirmesi halinde çıkmanın gerçekleşeceği düzenlenmiştir. Ortağın istifa bildirimi yenilik doğurucu nitelikte olup, kooperatife ulaştığı anda sonuç doğurur. Yukarıda anılan 13.maddenin yazılış biçimi ortağın istifasının kooperatifçe kabulünü gerekli kıldığı izlenimi yaratmakla beraber noter aracılığı ile yapılan bildirime özel önem verilmek suretiyle noter aracılığı ile yapılan bildirimin kabulünün gerekli bulunmadığı vurgulanmıştır. Bu durumda ortağın yenilik doğurucu nitelikteki istifa iradesini ilk olarak noter vasıtasıyla kooperatife tebliğ etmesi ortaklıktan çıkmanın gerçekleşmesi için yeterlidir.
Somut olayda, davalı kooperatifçe dava öncesi keşide edilen ihtarnamelerde istifanın kabul edilmediğinin bildirildiğinden davacının üye olmadığının tespitini istemekte hukuki yararı bulunmaktadır. Davacının gönderdiği Beşiktaş … Noterliğinin yevmiye nolu ihtarnamenin 30/04/2018 tarihinde davalıya ulaştığı anlaşılmakla hesaplardaki açık kapı ilkesi de gözetilerek davacının bu tarih itibariyle üye olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir. (Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 2015/6781 Esas, 2015/6671 Karar sayılı ilamı ile İstanbul 17. Bölge Adliye Mahkemesinin 2017/1371 Esas ve 2018/61 Karar sayılı ilamları da bu yöndedir.)
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
A) davacının davalının 30/04/2018 tarihi itibari ile kooperatif üyesi olmadığının tespitine,
B) Davacının tasfiye ve aidat borcunun 30/04/2018 tarihi itibari ile olmadığının tespitine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 54,40TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 3.400,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından ödenen 35,90 TL başvurma harcı, 35,90 TL peşin harç, 798,50TL yargılama gideri olmak üzere toplam 870,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 08/07/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza