Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/520 E. 2020/550 K. 10.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/520 Esas
KARAR NO : 2020/550

DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
ASIL DAVA TARİHİ : 25/05/2018

BİRLEŞEN BAKIRKÖY 5.ATM’Nin 2019/818 ESAS, 2019/1173 KARAR SAYILI DOSYASI

BİRLEŞEN DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 25/10/2019

BİRLEŞEN BAKIRKÖY 4.ATM’Nin 2019/863 ESAS, 2020/74 KARAR SAYILI DOSYASI

BİRLEŞEN DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 13/11/2019
KARAR TARİHİ : 10/09/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan asıl ve birleşen davalarda yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalıların İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil nosunda kayıtlı … Matbaacılık Yayıncılık San.ve Tic.A.Ş.nin ortakları olduğunu, şirket ortaklarının uzun yıllar birlikte çalıştıklarını, müvekkilinin Ağustos 2016 tarihine kadar yönetim kurulu başkanlığı görevinde bulunduğunu, 2016 yılı Ağustos ayında istifa ederek yönetim kurulu başkanlığından ayrıldığını, ortakların ortaklığı tasfiye ederek tasfiye kararı aldıklarını, müvekkili ile diğer ortak …’ın ABD’de matbaacılık faaliyeti için yeni bir şirket kurduklarını, daha sonra …’in bu şirketten payını alarak 2017 tarihinde ayrıldığını, sonrasında şirkette diğer ortakların müvekkilinin yokluğunda karar almak suretiyle tasfiye kararını kaldırdıklarını, 17/04/2017 tarihinde ise şirket ile aynı adreste …. Matbaacılık San.ve Tic.A.Ş.ünvanlı yeni bir şirket kurduklarını, kurulan bu şirketin davalı şirket ile aynı faaliyette bulunduğunu, davalı … …’nin bu şirketin de yönetim kurulu başkanı olduğunu, davalı şirketin tüm personel ve işletmesini yeni şirkete aktardıklarını, şirketi pasif hale getirdiklerini, davalı şirketin sadece makine parkurunun yaklaşık 15 milyon USD değerinde olduğunu, örtülü sermaye aktarımı yapıldığını, davalı şirket tasfiye halinde iken 2016 yılı sonunda stok affından faydalanmak suretiyle şirketin içinden 10 milyon TL hakim hissedarlar adına sermaye dağılımı yapıldığını, 8 milyon TL’sinin davalı … adına kalan 2 milyon TL’sinin davalı … adına çıkarıldığını, bu sermaye aktarımı yapıldıktan sonra tasfiyeden vazgeçildiğini ve davalıların yeni şirket kurduklarını, davalıların TTK 395-396 maddeleri gereğince işlem yapmak üzere kendilerine yetki vermek için genel kurul kararı aldıkarını, hatta müvekkilinin ortaklıktan çıkarılması hususunun görüşülmesi için gündem hazırladıklarını, müvekkilinin ayrıca şirketin feshi için dava açtığını, şirketin tasfiye sürecinde olduğu dönemde tasfiye memurunun yaptığı işlemlerin mahkemeye bildirilmesi gerektiğini, davalıların ortak oldukları şirket ile aynı adreste açtıkları ve şirketin tüm aktiflerini yeni şirkete fiilen devretmiş olmaları sebebiyle yapılan sözleşmelerin piyasa şartlarında olup olmadığı, şirketin makina parkurunun yeni kurulan şirkete devredilmesiyle oluşan kâr kaybının hesaplanması gerektiğini, TTK.nun 553 maddesi uyarınca davalıların yönetim kurulu üyeleri olarak kusurlu davranışları ile şirketi tamamen pasif hale getirerek kendi adlarına kurdukları başka bir şirketin örtülü olarak devretmek suretiyle şirkete verdikleri zarardan sorumlu olduklarını, yönetim kurulunun sermayeyi ve kârlılığı korumakla mükellef olduğunu ileri sürerek öncelikle davalıların şirketi zarara uğratıcı eylem ve işlemlerine engel olunması için belli hukuki işlemlerin yapılmasının yasaklanması, şirket mal varlığının muhafazası için aktiflerinin ve demirbaşlarının satışının, şirketi borçlandırıcı hukuki işlemlerin yapılmasının yasaklanması, pay devir yasağı ve temsil yetkisinin geçici olarak alınarak şirketin aktiflerinin korunması amacı ile şirkete yönetim kayyımı atanması hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yapılacak yargılama sonucunda fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere HMK 107 maddesi kapsamında tespit edilecek kâr kaybının ve zararının şimdilik 10.000,00-TL’lik kısmının zarar tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faiziyle birlikte şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen …. ATM dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili şirkete verdiği zarar nedeniyle 500.000,00-TL alacağının tahsiline ve açılan davanın Bakırköy … ATM …. esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen … ATM dosyasında davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı sebebi ile reddini talep ettiklerini, tasfiye kararı alınmış bir şirketin kar ve zararı’nın ileri sürülmesi doğru olmadığını, birleşen dava davacısı … Matbaacılık Yayıncılık San ve Tic. AŞ adına verilen dava dilekçesinde müvekkilin …. Özel Eğitim tesisleri İşletme ve Tic. AŞ’nin ortağı ve yöneticisi olması sebebi ile soruşturma ve kovuşturmaya uğradığını bu sebeple de şirketi zarara uğrattığı ana temeline dayandırdığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Bakırköy ….ATM dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu … Matbaacılık San ve Tic AŞ.de müvekkilinin Ağustos 2016 tarihine kadar Yönetim Kurulu Başkanlığı görevinde bulunduğunu, Ağustos 2016 tarihinde istifa ederek Yönetim Kurulu Başkanlığından ayrıldığını, ortakların ortaklığı tasfiye ederek herkesin kendi işi ile ilerlemesi kararına vardıklarını ve tasfiye kararı alındığını, 23.08.2016 tarihinde tasfiye memuru olarak davalı … ‘in atanmış olduğunu, fakat daha sonra davalı şirketin bu ortakla birlikte hâkim hisselerine sahip olan ve müvekkilinin yokluğunda karar almaya muktedir olan diğer ortakların müvekkili ile birlikte aldıkları tasfiye kararını 25.07.2017 tarihinde tek başlarına kaldırdıklarını, davalı … ‘in tasfiye memurluğu devam ederken 17 Nisan 2017 tarihinde şirket ile aynı adreste diğer ortak … ile birlikte …. Matbaacılık San. Ve Tic. AŞ ünvanlı yeni bir şirket kurduklarını, bu şirketin 150.000 TL sermayeli olarak kurulduğunu, Sicil Bilgileri ve Kuruluş Gazetesi incelendiğinde bu şirketin … … şirketi ile aynı adreste ve aynı faaliyet konusunda kurulduğu net olarak görüldüğünü, davalının tasfiye memurluğu devam ederken ve şirket tasfiye hainde iken 01.05.2017 tarihinde tüm demirbaş ve makinaları …. AŞ’ye kiralandığını, kira kontratını davalı tasfiye memurunun imzalamış olduğunu, kiralayanın ise yine kendi şirketi olduğunu, kira bedelinin ise 30.000 TL gibi trajikomik bir rakam olduğunu, şirketin diğer ortaklarına karşı Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. E. sayısına kayıtlı olarak sorumluluk davası açıldığını ve davanın derdest olduğunu, bu dosyada verilen bilirkişi raporu ile işbu davada davalı olarak görülen tasfiye memurunun usulsüz işlemlerinin ortaya çıkmış ve tasfiye memuru olduğu sırada şirketi temsilen kira kontratı imzalayarak … Matbaacılığın tüm makinaları ile işletmesini kül halinde kendi adına kurduğu şirkete kiraya verdiğinin ortaya çıktığını, 30.000 TL kira bedeli karşılığında, 30 milyon Sermayeli 14m. USD makine parkuruna sahip bir şirket 150.000 TL sermayeli bir şirkete peşkeş çekildiğini ve çekilmeye devam edilmekte olduğunu, şirketin zarara uğratıldığını, şirket tasfiye halindeyken ve davalının sorumluluğu döneminde 2016 sonunda stok affından faydalanmak sureti ile şirketin içinden 10.000.000 TL hâkim hissedarlar adına sermaye dağıtımı yapıldığını, bu sermayenin büyük bir kısmının 8.000.000 TL’si Yönetim Kurulu Başkanı …. adına diğer kalan 2.000.000 TL’si Yönetim Kurulu üyesi … adına çıkarıldığını, fakat diğer ortak müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, diğer ortaklar yalan beyan ile olmayan kayıt dışı kağıt stoku varmış gibi göstererek ve bu stoğu kendilerinin temin ettiklerini belirterek şirketi 10.000.000 TL zarara soktuklarını ve bu durumun tasfiye memurunun görevi sırasında gerçekleştirildiğini, bu nedenlerle sayın mahkemenin resen nazarı dikkate alacağı davalının tasfiye memuru olarak görev yaptığı dönem içerisinde haksız fiilleri sebebi ile şirketin uğradığı zararların tespitine, tespit edilecek kar kaybının ve zararın şimdilik 10.000 TL’lik kısmının -fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere HMK 107 kapsamında belirsiz olan alacağın- zarar tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faiz ile birlikte müvekkili şirkete ödenmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy … ATM dosyasında davalı vekili cevap dilekçesinde; davacınında ortak olduğu … matbaacılık San. ve Tic. A.Ş.’de, … , ……’in ortaklıklarının mevcut olup, bu üç ortak arasında Bakırköy … Asl. Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı , Bakırköy …. Asl. Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı, Bakırköy … Asl. Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı, Bakırköy … Asl. Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyalarla ilgili davalarının sürmekte olduğunu, Bakırköy … Asl. Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası davacı tarafından … ve … …. aleyhine zarara uğratma nedeni ile tazmini davası olup, Bakırköy … Asl. Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası ise … Matbaacılık Yay. San. ve Tic. A.Ş. tarafından …. aleyhine açılan zarar ziyan nedeniyle açılan dava olduğunu, bu iki dava birleşmiş ve yargılamasının Bakırköy … Asl. Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası üzerinden yürütülmekte olduğunu, bu dosyanın da Bakırköy … Asl. Ticaret mahkemesinin …. E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ettiği, davacı tarafın her ne kadar tasfiye memurunun şirketi ve kendisini zarara uğrattığını iddia etmiş ise de tam aksine davalı müvekkilinin tasfiye kararı alınmış, makine parkuru satışa çıkarılmış, yok pahasına fiyat verilmesi nedeni ile makine parkuru satışı yapılamamış bir şirketin tüm mal varlığını koruduğunu, şirketin tasfiyeye girmesinin ve marka değerinin bitmesinin, tüm müşterilerini kaybetmesinin temel sebebinin davacının Fetö yasadışı örgütü üyesi olması sebebi ile yurt dışına kaçmasından kaynaklandığını, şirketin işlerinin 15 Temmuz darbe girişiminden sonra deyim yerinde ise durduğunu, davacı tarafın yurt dışına kaçması, sektörün şirketle çalışmayı bırakması nedeniyle davacı ve diğer ortakların tasfiye kararı aldıklarını ve müvekkilini tasfiye memuru olarak tayin ettiklerini, ortakların kararı ile alınan bu tasfiye memurluğu neticesinde müvekkilinin ortaklar tarafından alınan kararları yerine getirdiğini, bu kararlardan en önemlisi davacının yurt dışına kaçması nedeniyle makinelerin satışı ve satış bedelinin ortaklara dağıtılması, çalışan personelin maaş ve tazminatlarının ödenmesi, tasfiye süresince kira ve vergilerin ödenmesi, banka kredilerinin ödenmesi olduğunu, taraflar tasfiye kararını almış olmasına rağmen makinelerin satışı için çabaların sonuç vermediğini, makinelerin satışı için alıcılar yok pahasına fiyat teklif ettiklerini, bu fiyatlara yapılacak satışa ortaklardan …. ve … .. ‘in razı olmadıklarını, ancak davacı tarafın her halükarda makinelerin satışının yapılması ve parasının kendisine ödenmesi için ısrarcı olduğunu, davacı taraf için şirkete gelen yazı ile davacı hakkında Bursa … Ağır Ceza Mahkemesinin …. E. Sayılı dosyası ile fetö terör örgütü üyesi olması sebebi ile Kamu davası açıldığını, davacının tüm malvarlığı ve şirket hisseleri üzerinde 3. Kişilere devrinin önlenmesi için tedbir kararın olduğunun öğrenildiğini, şirketin makinelerinin satışının yapılamaması ve tedbir nedeni ile tasfiye fiilen imkansız hale geldiğini, şirket ortaklarından …. ‘nin şirketin mal varlığını korumak, müşterileri ile tekrar çalışmak, çalışan personelin maaşlarını ödemek, siparişlerin iptali nedeniyle iş akitleri fesh edilen işçilerin tazminatlarını ödemek, kira borçlarını ve makinelerin bakımlarını yapmak, vergi ve kredi borçlarını ödemek için yeni bir şirket kurmak ve iptal edilen işleri tekrar geri kazanmak için şirkette pazarlama müdürü olan ve tasfiye memuru olarak atanan müvekkili ile …. Matbaacılık San. ve Tic. A.Ş.’ni kurmuş olduklarını, bu şirketin kuruluş amacının yukarda belirtildiği üzere davacının Fetö terör örgütü üyeliğinden dolayı hakkında dava açılması sebebiyle iptal edilen siparişler ve müşterilerin tekrar geri kazanılması olduğunu, … A.Ş. ortakları … ve … tarafından tasfiyeden dönülme kararı alınması yönünde bir kanaat oluşması nedeniyle şirkete yeniden hedefler konulduğunu bu çerçevede şirketin güçlendirilmesi çabasına gidildiğini, her ne kadar tasfiyeden çıkma kararlarının alınması, işlemlere başlanması ve sonuçlandırılması stok affından sonra yapılmış olsa bile şirket yönetimi tasfiyeden çıkma, şirketi güçlendirme ve faaliyete geçirmek için irade ortaya koyduğunu ve bu stok artırımını yaptığını, bu amaçla piyasadan … A.Ş. ye kağıt tedarik edilmeye çalışılmışsa da davacının FETÖ üyeliği nedeniyle yüklü kağıt alımı yapılamayacağını ve doğrudan tedarik sorunu yaşanacağı anlaşıldığından ortaklar … ve … tarafından kendi imkanlarıyla temin edilen stokların … A.Ş. ne konulmuş olduğunu, o tarihte yürürlükte olan af kanunu kapsamında da söz konusu stokların resmileştirilmesinin sağlandığını, … A.Ş. tarafından bu amaçla toplam KDV dahil söz konusu kağıt stoklarının 10.406.264,97 TL tutarında olarak Maliye İdaresine af kanunu kapsamında beyan edildiğini, müvekkilinin şirketi ve davacıyı zarara sokacak bir işlem yapmamış olup yapılan işlemlerin … matbaacılık ve davacı yararına olduğunu, kusurlu bir davranış sergilemediği için sorumluluğunun da olmadığını, bu nedenlerle haksız olan davanın reddine, davalı tarafından müvekkili şirketin ortakları aleyhine zarara uğratma sebebi ile açılan Bakırköy … Asl. Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası ile huzurda açılan davanın birleştirilmesine, masraf ve ücreti vakaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Asıl dava; yöneticilerin sorumluğundan kaynaklanan tazminat davası, birleşen Bakırköy … ATM dosyasında dava, şirket tasfiye memurunun sorumluluğu davası, birleşen Bakırköy … ATM dosyasında dava, alacak davasıdır.
Taraf vekillerinin celse arasında asıl ve birleşen dosyalardan feragat ettiklerini bildirir karşılıklı dilekçeler ibraz etmişler, vekaletnamelerin incelenmesinden feragat yetkilerinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere, HMK’nın 307. maddesine göre davadan feragat “Davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.” Yine aynı kanunun 311. maddesine göre “Feragat, kesin hükmün sonuçlarını doğurur.”
Feragat, tek taraflı ve davayı sona erdiren kesin bir hükmün hukuki sonuçlarını doğuran işlem olup, feragatın hüküm ifade etmesi mahkemenin ve karşı tarafın kabulüne bağlı değildir. Dava, tarafların serbestçe tasarruf edebileceği davalardandır. Davacı asıl ve birleşen davalardan usulüne uygun feragat ettiğinden davacının asıl ve birleşen davalarının feragat nedeniyle reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-ASIL VE BİRLEŞEN (BAKIRKÖY … .ATM’NİN …. ESAS, BİRLEŞEN …. ATM’NİN …. ESAS SAYILI) DAVALARIN FERAGAT YÖNÜNDEN AYRI AYRI REDDİNE,
2-ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
-Feragat yargılamanın ilk celsesinden sonra vuku bulduğundan Harçlar Kanunun 22. maddesi gereğince 54,40-TL karar ve ilam harcının 2/3’üne tekabül eden 36,26-TL’nin peşin yatırılan 170,78-TL peşin harçtan mahsubuna, artan 134,52-TL’nin talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
BİRLEŞEN (BAKIRKÖY … ATM’NİN DOSYASI YÖNÜNDEN)
-Feragat yargılamanın ilk celsesinden sonra vuku bulduğundan Harçlar Kanunun 22. maddesi gereğince 54,40-TL karar ve ilam harcının 2/3’üne tekabül eden 36,26-TL’nin peşin yatırılan 8.538,75-TL peşin harçtan mahsubuna, artan 8.502,49-TL’nin talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
BİRLEŞEN (BAKIRKÖY … ATM’NİN DOSYASI YÖNÜNDEN)
-Feragat yargılamanın ilk celsesinden önce vuku bulduğundan Harçlar Kanunun 22. maddesi gereğince 54,40-TL karar ve ilam harcının 1/3’üne tekabül eden 18,14-TL’nin peşin yatırılan 170,78-TL peşin harçtan mahsubuna, artan 152,64-TL’nin talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
3-Talep edilmediğinden vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmemesine,
4-Her üç dosyada da kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/09/2020

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye … ¸
Katip …
¸