Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/511 E. 2020/911 K. 18.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/511 Esas
KARAR NO : 2020/911

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/06/2014
KARAR TARİHİ : 18/11/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı-karşı davalı vekili Büyükçekmece .. Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davacı ile davalı firma arasında 30/11/2011tarihinde imzalanan iş ortaklığı sözleşmesi ile taraflar davalı firmanın İstanbul ….Noterliğinin 04/10/2011 tarih ve … yevmiye nolu “Düzenleme şeklinde fayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi” ne konu inşaat işi dolayısıyla ortak olmayı kararlaştırdıkları, davalı firma İstanbul … Noterliğinin 04/10/2011 tarih ve … yevmiye nolu “Düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi” ile …. İli, … İlçesi, … Mah., … aoa … parselde kayıtlı taşınmaz üzerine kat karşılığı inşaat yapmak üzere toprak sahibi … ile sözleşme imzalandığı, müvekikili davacı, davalı firma ile arasındaki 30/11/2011 iş ortaklığı sözleşmesi uyarınca üzerine düşen, giderlere katılma yükümlülüğünü yerine getirmiş olmasına rağmen davalı firmanın kendi hissesine isabet eden bağımsız bölümleri satmasına rağmen, satışı yapılan bağımsız bölümlerin satış değerinin %25’lik kısmını müvekkiline ödemediğini, davalı firma ile müvekkili arasındaki iş ortalığı sözleşmesine uygun olarak müvekkili ile ortaklaşa yaptığı inşaatın, İstanbul … Noterliğinin 04/10/2011 tarih ve .. yevmiye nolu KKS ye göre kendi hissesine isabet eden bağımsız bölümlerin büyük çoğunluğunu sattığı elde edilen kazancı iş ortaklığı sözleşmesi uyarınca müvekkili ile paylaşmadığını, bu nedenle dava konusu alacağının davalı tarafından satışı gerçekleştirilen bağımsız bölümlerin satış değerlerinin %25’i oranının tespiti ile fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla ile şimdilik dava konusu miktar kadar olan kısmının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine yüklenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekilinin cevap dilekçesi ve dava dilekçesinde özetle; davalı ile davalılar arasında iki ayrı inşaat ile ilgili ortaklık sözleşmesi kurulduğunu, davacı ile davalılar arasında ortaklığa konu bir değil 2 adet inşaat olduğunu, her iki inşaatta da davacının hissesinin %25 olduğunu, ortaklık sözleşmelerinin kurulmasından başlayarak ortaklığın bittiği ana kadar her iki inşaatla ilgili ticari defter ve harcama kayıtlarını davacının tuttuğunu, ve bu evrakların kendisinde saklandığını, davaya konu edilen inşaat sebebiyle müvekili şirketin arsa sahipleri ile yaptığı kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile alması icab eden 26 daire ve 5 dükkan olduğunu, yani toplam 31 bağımsız bölümün olduğunu, bu 31 adet bağımsız bölümden 17 tanesini müvekkili şirket inşaat tamamlanmadan sattığı ve bedelinin bir kısmını kendisi bir kısmını da davacının aldığını, iki dairenin ise davacı tarafından satıldığı ve bedelinin kendisinin aldığını, arsa sahipleri inşaatın süresinde bitmediğini gerekçe göstererek müvekkili şirket ile yaptıkları sözleşmeyi feshettiklerini, davacının her iki inşaat sebebiyle müvekkiline ödediği toplam para 519,025 TL, esasen her iki inşaat sebebiyle 1/4 ortaklığa kabul edilmesine karşılık müvekkiline ödemesi gereken para 2.000,000 TL dir ancak sadece 519.025 TL sini ödediğini, her iki inşaat ile ilgili olup ve satılan dairelerden tahsil edilen paralar ile yapılan ödemeler olduğunu, bu ödemeler davacının ortaklığa yatırdığı paralar dışında ödemediğini, veya ek olarak ortaklığa konulan bir para olmadığını, kabul etmediğini bu nedenle iddialarının subuta ermesi ile de müvekkilinin konsorsiyum sözleşmeleri sebebiyle davacıdan alacaklı olduklarının anlaşılacağı, bu sebeple fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik davacının satılan dairelerden hakkı olmadığı halde uhdesine geçirdiği paralar ile teminat olarak verilen daireler için 5.000,00 TL ortalığa ödemesi gereken katkı payından dolayı da 5.000,00 TL olmak üzere şimdilik 10.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine yüklenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Mahkemece 22/01/2018 tarihinde görevsizlik kararı verilmiş, dosya bu şekilde mahkememize intikal etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRLİMESİ VE GEREKÇE:
Dava, adi ortaklığın tasfiyesi ile tasfiyesi sonucu belirlenen alacağın tahsili için açılan alacak davasıdır.
Büyükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesi …. esas ve … karar sayılı ilamıyla görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememize tevzi edilmiştir.
Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.)
Adi ortaklık ilişkisi, TBK’nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer.Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar.Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir.
Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Diğer bir anlatımla tasfiye memuru tarafından yapılacak bir arıtma işlemi olup; hesap ve işlemlerin incelenip, bir bilanço düzenlenerek, ortaklığın aktif ve pasifi arasındaki farkı ortaya koymaktır.
Bir ortak tarafından adi ortaklığa ilişkin olan sermaye payının istenmesi, ortaklığın faaliyetlerinden dolayı uğradığı zararın veya kar payının talep edilmesi, aynı zamanda ortaklığın feshini ve tasfiyeyi de kapsar. Uyuşmazlık, bu bağlamda değerlendirilip, çözüme kavuşturulmalıdır.
Bu durumda, mahkemece; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı, Türk Borçlar Kanununun 642.madde ve devamı hükümlerine göre tasfiye işlemi gerçekleştirilmelidir.Zira, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 1.maddesine göre; Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Ancak, Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir.
Tasfiye usulünü düzenleyen Türk Borçlar Kanununun 644.maddesine göre; “Ortaklığın sona ermesi hâlinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklar da dâhil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır. Ancak, ortaklık sözleşmesinde, ortaklardan biri tarafından kendi adına ve ortaklık hesabına belirli bazı işlemlerin yapılması öngörülmüşse, bu ortak, ortaklığın sona ermesinden sonra da o işlemleri tek başına yapmak ve diğerlerine hesap vermekle yükümlüdür.
Ortaklar, tasfiye işlerini yürütmek üzere tasfiye görevlisi atayabilirler. Bu konuda anlaşamamaları hâlinde, ortaklardan her biri, tasfiye görevlisinin hâkim tarafından atanması isteminde bulunabilir.
Tasfiye görevlisine ödenecek ücret, sözleşmede buna ilişkin bir hüküm veya ortaklarca oybirliğiyle verilmiş bir karar yoksa tasfiyenin gerektirdiği emek ile ortaklık malvarlığının geliri göz önünde tutularak hâkim tarafından belirlenir ve ortaklık malvarlığından, buna imkân bulunamazsa, ortaklardan müteselsilen karşılanır.
Mahkememiz 30/5/2018 tarihli tensip tutanağı ile 2 ve 3 maddeleri gereği adi şirketin pay durumunun belirlenmesi için tasfiye memurları tayin edilmiştir. Taraflara mahkememizin 26/2/2020 tarihli duruşmasında tasfiye memuru ücretlerinin yatırılması için kesin süre verilmiştir. Davacının yüzüne karşı davalıya meşruhatlı davetiye ile 3/3/2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Taraflara bu konuda kesin süre tanınmış olup verilen kesin süreye rağmen tasfiye memuru ücretleri yatırılmamıştır.
Dosya içindeki delillerle ispatlanamayan davanın reddi yoluna gidilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
İspatlanamayan davanın REDDİNE,
Asıl dava yönünden;
1-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından başlangıçta yatırılan 1.707,75 TL harçtan mahsubuna, artan 1.653,35 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
4-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Karşı dava yönünden;
1-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından başlangıçta yatırılan 170,80 TL peşin harç ve 27,70 TL yenileme harcından mahsubuna, artan 144,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
4-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/11/2020

Katip ….
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza