Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/51 E. 2020/112 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/51 Esas
KARAR NO : 2020/112

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/01/2018
KARAR TARİHİ : 30/01/2020
GEREKÇE YAZIM TARİHİ : 18/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında bayilik sözleşmesi gereğince ticari ilişki bulunduğunu, davalı şirketin aynı bayilik sözleşmesi ile bağlı olarak müvekkilinden ürün/akaryakıt alıp sattığını, ticari ilişkinin cari hesap üzerinden sürdürüldüğünü, davalının müvekkilinden temin ettiği akaryakıta ilişkin düzenlenmiş faturaları haksız olarak almaktan imtina ettiğini, davalıya Kadıköy …. Noterliğinin 25/01/2016 tarih …. yevmiye numaralı ihtarname gönderdiklerini, ödenmeyen faturalar ve cari hesaptan kaynaklanan alacağın ihtarnamenin çekildiği 25/01/2016 tarihinde 881.830,95-TL olduğunu, ihtarname ile borcun muaccel hale gelerek temerrüdün oluştuğunu, davalının ihtarnameye rağmen borcunu ödememesi üzerine alacağın tahsili için önce Bursa …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattıklarını, davalının icra dairesinin yetkisine itirazının taraflarınca kabulü ile dosyanın Büyükçekmece ….İcra Müdürlüğünün … Esas numarasını aldığını, bu dosyadan davalıya ödeme emri gönderildiğini, davalının vekili vasıtasıyla borcun tamamına, faiz ve fer’ilerine itiraz ettiğini, itiraz nedeniyle takibin durduğunu, itirazın haksız ve dayanaksız olduğunu, TTK 21/2 maddesine göre borcun davalı tarafından kabul edildiği aşikar olup yine takip konusu borcun mevcut olduğunun taraflar arasındaki lisans sözleşmeleri, EPDK kayıtları, otomasyon kayıtları ile sabit olduğunu, alacağın likit ve belirlenebilir nitelikte bulunduğunu ileri sürerek davalının icra dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış ise de davaya ilişkin herhangi bir cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; İİK 67.madde uyarınca ticari satım ilişkisinde cari hesap alacağının tahsili için girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacının davalıdan bayilik sözleşmesi ve cari hesaptan dolayı alacağı bulunup bulunmadığı, alacağı var ise takip tarihi itibariyle asıl alacak ve işlemiş faiz miktarının ne kadar olduğu, itirazın iptali koşullarının oluşup oluşmadığından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Petrol Piyasası Daire Başkanlığı’na, SGK İl Müdürlüğüne, Üsküdar …. Noterliğine yazılan müzekkerelere cevap verilmiştir.
Davacı vekili 31/05/2018 tarihli dilekçesi ekinde 23/04/2015 tarihli bayilik sözleşmesi, …. ve …. nolu ihtarname asılları ibraz etmiş, evrak asılları mahkememiz kasasına alınarak … sayılı kasaya kaydedilmiş, 24/05/2018 tarihli ara karar gereği davalıya bayilik sözleşmesi sureti eklenerek usulüne uygun ihtarlı isticvap davetiyesi tebliğ edilmiştir.
Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, incelenmesinde; davacı-alacaklı tarafından önce Bursa …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından davalı-borçlu aleyhine 29/02/2016 tarihinde 881.830,95 TL asıl alacak, 99.695,22 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 981.526,17 TL cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı-borçluya 01/03/2016 tarihinde tebliğ edildiği, 3.şahıslara 89/1 birinci haciz ihbarnamelerinin gönderildiği, borçlunun vekili aracılığıyla 14/03/2016 tarihinde yaptığı itirazında takibe konu borçtan bankaya gönderilen İİK 89/1 haciz ihbarı neticesinde 11/03/2016 tarihinde haberdar olduklarını, bu nedenle bu tarihin ıttıla tarihi olarak kabulü ile takibe konu borcun tamamına, faiz ve fer’ilerine itirazlarının kabulünü talep ettiği, icra müdürlüğünün 14/03/2016 tarihli kararı ile süresinde olmayan borçlu itirazının reddine karar verildiği, borçlu vekilinin Bursa …. İcra Hukuk Mahkemesinin ….. Esas sayılı dosyası ile açtığı şikayet davasında mahkemenin 14/03/2016 tarih …. sayılı kararı ile davanın kabulüne, Bursa …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden davacıya çıkartılan ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin tespitiyle ödeme emri tebliğ tarihinin TK 32 maddesi gereğince 11/03/2016 olarak düzeltilmesine karar verildiği, mahkeme ilamı gereğince borçlu vekilinin 15/03/2016 tarihli dilekçesi ile konulan hacizlerin fekkine ve takibin durdurulmasına karar verildiği, davalı-borçlu vekilinin ayrıca icra müdürlüğüne Uyap üzerinden gönderdiği 15/03/2016 tarihli dilekçesiyle icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiği, alacaklı vekilinin 31/03/2016 tarihli dilekçesiyle yetki itirazını kabul ederek dosyanın yetkili Büyükçekmece İcra Müdürlüğüne gönderilmesini talep ettiği, Büyükçekmece İcra Tevzi Bürosuna gönderilen dosyanın burada Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün …. Esas numarasını aldığı, bu dosyadan gönderilen ödeme emrinin davalı-borçluya 03/08/2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun vekili aracılığıyla 10/08/2017 tarihinde borcun tamamına itiraz ettiği, takibin durduğu, her iki itirazın yasal 7 günlük sürede yapıldığı, işbu itirazın iptali davasının da 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bursa … icra Hukuk Mahkemesinin … Esas …. karar sayılı kararına karşı alacaklı tarafça temyiz yoluna başvurulduğu, Yargıtay … Hukuk Dairesinin 28/03/2017 tarih, …. esas, …. karar sayılı ilamı ile yerel mahkeme kararının onandığı, onama ilamına karşı yine alacaklı tarafça karar düzeltme talebinde bulunulduğu, Yargıtay … Hukuk Dairesinin …. esas … karar sayılı ilamı ile karar düzeltme talebinin 25/12/2017 tarihinde reddine karar verildiği, böylece icra hukuk mahkemesi kararının kesinleşmiş olduğu görülmüştür.
Taraflar arasında bayilik sözleşmesi gereğince davalı şirketin aynı bayilik sözleşmesi ile bağlı olarak davacıdan ürün/akaryakıt alıp sattığını, iddia ettiği ticari ilişkinin cari hesap üzerinden sürdürülüp sürdürülmediği davalının akaryakıt alıp almadığı akaryakıta ilişkin düzenlenmiş faturaları haksız olarak almaktan imtina dip etmediği davalıya Kadıköy …. Noterliğinin 25/01/2016 tarih …. yevmiye numaralı ihtarnamelere göre davacı tarafça düzenlenen faturalar ve cari hesaptan kaynaklanan alacağın Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı takip dosyası kapsamında miktarının tespitinin yanında ihtarnamelerin tebliğ tarihi itibariyle davalının temerrüde düşüp düşmediği ve davacının işlemiş faiz talep edip edemeyeceği var işlemiş faiz miktarının da tespiti hususlarında rapor alınmasına karar verilmiş, 11/04/2019 tarihli raporda; dava konusunun, davacının, davalı ile olan uyuşmazlığının, taraflar arasında ticari satımdan kaynaklandığı, cari hesap alacağının tahsili amacı ile yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali ve takibin devamı ile birlikte alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı talebinden ibaret olduğu, dosya kapsamında, taraflar arasında Akaryakıt Bayilik Sözleşmesinin düzenlendiği, sözleşmenin Madde.10 Ödeme” bölümünde faturanın ödeme gün ve vadesinin açıkça belirtilmediği ve taraflar arasında düzenlenen cari hesap sözleşmesinin düzenlenmediği, davacının ticari defterlerine göre; 2015 yılına ait yevmiye, defler i kebir ve envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, 2015 yılına ait Yevmiye Defterlerinin kapanış tasdikinin yasal süresi içerisinde yapılmış olduğu, 2016 yılında E-Defter sistemine tabi olduğu, E-Defter sisteminde sadece Envanter Defterinin Noter Tasdikine tabi olduğu, 2016 yılı Envanter defteri açılış tasdikinin yasal süresi içerisinde yaptın İmiş olduğu, bu itibarla davacının 2015-2016 yıllarına ait ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre: 2015 yılına ait yevmiye, defter-i kebir ve envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, 2015 yılına ait Yevmiye Defterlerinin kapanış tasdikinin yasal süresi içerisinde yapılmış olduğu, 2016 yılında E-Defter sistemine tabi olduğu, E-Defter sisteminde sadece Envanter Defterinin Noter Tasdikine tabi olduğu, 2016 yılı Envanter defteri açılış tasdikinin yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, bu itibarla davalının 2015-2016 yıllarına ait ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin mevcut olduğunun her iki tarafında kabulünde olduğu, davacı yasal defter kayıtlan incelendiğinde, davacının davalıdan 558.420,93 TL asıl alacağının olduğu, davacının takip tarihinden itibaren %10,50 Reeskont Avans Faizi talep edebileceği, davalının yasal defter kayıtları incelendiğinde; davalının davacıdan 8.454,14 TL alacaklı olduğu, davalı yasal defter kayıtları incelendiğinde; dava konusu alacak dayanağı 566.875,07 TL tutarındaki irsaliyeli faturaların davalının yasal defterlerinde kayıtlı olmadığı ancak; icra takip dosyasında bulunan irsaliyeli faturalar üzerinde örneklemelerde de tespit edilen aynı teslim şekli ile teslim edildiği, davalı yasal defter kayıtları incelendiğinde; davalı tarafça davacı aleyhine kayıtlanan icra takip dosyasında bulunan irsaliyeli faturalar ite ilgili olarak davalı tarafça incelemeye ve dosyaya herhangi bir kanıtlayıcı bilgi ve belgenin sunulmadığı, davalı taraf, davacı taraf ile akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalandığını, bu sözlesme uyarınca dağıtıcı firmadan akaryakıt alımı yapıldığını, davacı tarafından dava dosyasına sunulan akaryakıt alımına ilişkin fatura ve sevk irsaliyelerinin kabulünün mümkün olmadığını, böyle bir akarkyakıt alımının hiç olmadığını, gerçek durumu göstermeyen faturalar ile teslime dair belge niteliği taşımayan imzasız sevk irsaliyelerinin incelenmesi neticesinde tamamının tarihinin 29.12.2015 ve 30.12.2015 tarihine ilişkin olduğunu, davalı şirketin 2 gün içerisinde bu miktarda akaryakıtın almasını kendi işyerinde bulunan tanklara depo edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu sebeplerle böyle bir mal tesliminin mümkün olmayacağını beyan etmesine rağmen yapılan incelemeler esnasında 14.05.2015 462.352,44 TL, 10.07.2015-1.103.048,52 TL, 13.07.2015 1.088.412,42 TL, 14.07.2015 556.296,37 TL, 15.07.2015 534.288,10 TL, 07.12.2015 594.314,38 TL, 30.12.2015 470.755,85 TL, 29.12.2015 340.087,37 TL tutarında her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtıl ve kabulünde olan mal alım satımı yapıldığı tespit edildiğinden bu durum neticesinde davalının beyanı ile çelişki oluşturduğu, davacı tarafça davalıya kesilen takip konusu alacak dayanağı irsaliyeli faturaların muhteviyatlarıyla birlikte örneklemelerle de mevcut imzalarla teslim edildiği anlaşılmış olup takdiri mahkemeye ait olmak üzere davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle talep edebileceği Asıl Alacak tutarının 558.420,93 TL olarak hesaplandığı, davaya konu 7 adet irsaliyeli faturalarda bir vade belirtilmemiş olduğu, irsaliyeli faturaların tarihlerinin 29/12/2015 ve 30/12/2015 olduğu, takıp talebinin ise 29/02/2016 tarihinde yapıldığı, davalı tarafa; Bursa …. İcra Müdürlüğümün …. E. sayılı dosyası üzerinden davacıya çıkartılan ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin tespiti ile ödeme emri tebliğ tarihinin TK 32 Maddesi gereğince 11/03/2016 olarak düzeltilmesine karar verildiği, TTK 21/2 maddesinde; “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır” ifadesi yer aldığı ve davalının bu konuda TTK 21/23 maddesi gereği yasal 8 günlük süre içerisinde Büyükçekmece …Noterliğinin 28.01.2016 tarih ve …. yevmiye numaralı ihtarname ile itiraz edilerek söz konusu faturaların iade olarak gönderildiği,(iade faturasının düzenlenmediği), osya kapsamında; Akaryakıt Bayilik Sözleşmesinin dışında faturaların ne zaman ödeneceğine dair bir anlaşma ve/veya cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı, ve bunlarla birlikte Türk Ticaret Kanununun 1530. Maddesinin ilgili bentlerinin bu hususta değerlendirilmesi ile taraflar arasında TTK 89.maddesinde yer alan cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı sadece açık hesap ilişkisi bulunduğu göz önüne alınması ile, son aşamada; davacının borcun muaccel olduğu, temerrüte düşüp düşmediği iddiasının değerlendirilmesinin mahkemenin takdirinde olduğu kanaati bildirilmiştir.
30/12/2019 tarihli ek raporda kök raporundaki görüş ve kanaatinde herhangi bir değişiklik oluşmadığı, 15/01/2020 tarihli ek raporda netice olarak davacı tarafça davalıya kesilen takip konusu alacak dayanağı irsaliyeli faturaların muhteviyatlarıyla birlikte örneklemelerle de mevcut itirazlarla teslim edildiği anlaşılmış olup takidi mahkemeye ait olmak üzere davacının davalıdan icra takip tarihi itibari ile talep edebileceği asıl alacak tutarının 558.420,93 TL olarak hesaplandığı, davacının 29/01/2016 tebliğ tarihli ihtarnamesinden 29/07/2017 icra takip tarihine kadar talep edebileceği faiz alacağının 85.300,71 TL olarak hesaplandığı kanaati bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, alınan bilirkişi raporu, toplanan ve sunulan deliller birlikte değerlendirildiğinde; Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacının davalıdan bayilik sözleşmesi ve cari hesaptan dolayı alacağı bulunup bulunmadığı davacının iddia ettiği akar yakıt satışının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında olup taraflar defter ve belgelerini mahkememize sunmaları üzerine defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Ticari defter ve belgelerin sahibi lehine delil teşkil etmesi, tacirin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerin kendisi lehine kanıt teşkil etmesi, her iki tarafın da defter tutma yükümlüsü olmasına , uyuşmazlığın her iki tarafında defterlerine kaydetmesi gereken ticari bir işle ilgili olmasına , tutulması gereken tüm defterlerin tutulmuş olmasına, defterlerin usulüne uygun tutulmasına ve onaya tabii defterlerin onaylatılmış olmasına, defterlerdeki kayıtların birbirini teyit etmesine, defterlere dayanarak ispat edilmek istenen iddianın da karşı taraf delillerince çürütülememiş olmasına, defterlerine dayanan tarafın yemin etmiş olmasına bağlıdır.(BAHTİYAR, M., Ticari Defterlerin Hukuki Önemi ve Sahibi Lehine Mahkemede Delil Olma Şartları, Makaleler II, s. 71 vd; ARKAN, s. 330 vd.)
Davacı taraf fatura içeriğine konu akaryakıtı davalıya teslim ettiğini ispat yükü altında olup davacının defterlerine göre 558.420,93 TL alacağının olduğu tespit edilmiş olup takipteki bakiye fazla miktarı davacı kendi defterleri dahi ispat edememiş olup davalının yasal defter kayıtları incelendiğinde; davalının davacıdan 8.454,14 TL alacaklı olduğu, görülmüş ve davalı yasal defter kayıtları incelendiğinde; dava konusu alacak dayanağı 566.875,07 TL tutarındaki irsaliyeli faturaların davalının yasal defterlerinde kayıtlı olmadığı ancak icra takip dosyasında bulunan irsaliyeli faturalar üzerinde örneklemelerde de tespit edilen aynı teslim şekli ile teslim edildiği gibi Taraflar arasında bayilik sözleşmesi gereğince davalı şirketin aynı bayilik sözleşmesi ile bağlı olarak davacıdan ürün/akaryakıt alıp sattığını, iddia ettiği ticari ilişkinin cari hesap üzerinden sürdürülüp sürdürülmediği davalının akaryakıt alıp almadığı noktasında Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından müzekkereye gelen cevabî yazının Ek2 bölümünde huzurdaki davada uyuşmazlığa konu 7 adet toplamda 566.874,64 TL (ularındaki davalının akaryakıt alımına ilişkin otomasyon kayıtlarına göre de Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından gönderilen otomasyon kayırlarında uyuşmazlığa konu 7 adet toplamda 566.874,64 TL tutarındaki fatura tespit edilmiş olup gelen EPDK otomasyon kayıtları davacının fatura ve irsaliyeleri defter kayıtları uyumlu olup davacı tarafça davalıya akaryakıtın taraflar arasındaki önceki teslim şekliyle teslim edildiği davacının alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır. Davacının defter kayıt ve otomasyon kayıtlarıyla ispat ettiği kısım dikkate alınarak icra dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptaline,818 sayılı BK’nun 101. maddesinde “Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla mütemerrit olur” hükmü getirilmiştir. 6098 sayılı Borçlar Kanunun 117. maddesinde bu hüküm ”Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer” şeklinde düzenlenmiştir. Temerrüt, ya bir ihtar ile ya da dava açılması vs. suretiyle gerçekleşir. Alacaklı takip tarihinden evvel davalıları temerrüde düşürecek bir ihtarda bulunmadan icra takibi yaptığından dolayı davacının işlemiş faizi davalı takip tarihi öncesinde temerrüde düşürüldüğü gelen noter ihtarnamesinden anlaşılmış olup tebliğden sonraki süreden tarihinden itibaren işlemiş faiz talep edilebileceği sonucuna varılarak işlemiş faiz tutarı yönünden istemin kısmen kabulügerekmştir.
Tüm bu nedenlerle; davanın kısmen kabulü ile, davalının Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın iptali ile; takibin asıl alacak (558.420,93 TL) ile 85.300, 71 TL işlemiş faiz yönünden aynen devamına, hüküm altına alınan asıl alacağa (558.420,93 TL) takip tarihinden itibaren alacaklının talebi aşılmamak koşuluyla değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, alacağın faturaya dayalı olması dikkate alınarak likit alacak oluşu nedeniyle de hüküm altına alınan asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 111.684,18 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
Davalının Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın iptali ile; takibin asıl alacak (558.420,93 TL) ile 85.300, 71 TL işlemiş faiz yönünden aynen DEVAMINA,
2-Hüküm altına alınan asıl alacağa (558.420,93 TL) takip tarihinden itibaren alacaklının talebi aşılmamak koşuluyla değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
3-Hüküm altına alınan asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 111.684,18 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacının fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,
5-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 43.972,57 -TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 16.762,02 TL harç ile icra aşamasında yatırılan 4.907,63 TL harcın mahsubuna, bakiye 22.302,92 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 16.762,02 TL harç ile icra aşamasında yatırılan 4.907,63 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davanın kabul edilen miktarı dikkate alınarak davacı yararına tayin ve takdir olunan 49.236,05 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davanın reddedilen miktarı dikkate alınarak davalı yararına tayin ve takdir olunan 32.096,37 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından sarfedilen 326,80 TL tebligat ve müzekkere gideri, 750,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.076,80 TL yargılama giderinin davanın kabul oranı dikkate alınarak takdiren 706,20 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
11-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine davalı tarafın yokluğunda oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/01/2020
Başkan …
¸
Üye … ¸
Üye …
¸
Katip …
¸