Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/502 E. 2018/374 K. 22.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/502
KARAR NO : 2018/374

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 15/05/2018
KARAR TARİHİ : 22/05/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan ticari şirket (genel kurul kararının iptali istemli) davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin yaklaşık %25 hissesine sahip ortağı olduğunu, şirket yönetim kurulu tarafından müvekkiline gönderilen davet sonrası 28/03/2018 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısına katıldığını, bu toplantıda alınan kararlara muhalif kaldığını, gündemin 7.maddesi ile alınan kâr dağıtılmamasına ilişkin kararın iptali gerektiğini, zira şirketin on yıldır kâr dağıtmadığını, kârın yedek akçelere aktarıldığını, sermayeye eklendiğini, sadece belli ortaklara huzur hakları ve ikramiye ödeyerek bir ortağın kasten parasız bırakılmasının hukuka aykırı olduğunu, uzun yıllar kâr ödenmemesinin iyi niyete de aykırı olduğunu, gündemin 8.maddesinde sermayenin 8.542.000,00-TL’den 15.000.000,00-TL’ye çıkarılmasına karar verildiğini, sermaye artırım kararının da hukuka aykırı olduğunu, müvekkili ile diğer ortaklar arasında çok sayıda dava bulunduğunu, iyi niyetli olmayan sadece müvekkilinin payını küçültmeyi hedefleyen nakdi sermaye artırımı kararının iptalinin gerektiğini, gündemin 9.maddesi ile yönetim kurulu üyelerine ayrı ayrı aylık net 10.000,00-TL huzur hakkı ödenmesine karar verildiğini, şirketin üç yönetim kurulu üyesi bulunduğunu, vergisiyle birlikte huzur hakkı ödemelerinin şirkete yıllık maliyetinin 450.000,00-TL’ye ulaştığını, şirketin çok sayıda çalışanı bulunduğunu, tüm işlerin profesyonel çalışanlar tarafından yapıldığını, bu nedenle üç yöneticiye huzur hakkı ve prim ödemelerinin bazı ortaklara kâr transferi yapıldığını gösterdiğini ileri sürerek davalı şirketin 28/03/2018 tarihinde yapılan 2017 olağan genel kurul toplantısında gündemin 7, 8 ve 9.maddeleri ile alınan kârın dağıtılmayarak olağanüstü yedeklere ayrılmasına ilişkin kararın esas sözleşmenin 7 nolu maddesinin değiştirilmesi 6.458.000,00-TL nakdi sermaye artırımı yapılmasına ilişkin kararın her bir yönetim kurulu üyesine aylık net 10.000,00-TL huzur hakkı ödenmesine ilişkin kararın iptaline, dava sonuna kadar iptali talep edilen kararların icrasının tedbiren geri bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava; davalı şirketin 28/03/2018 tarihli genel kurulunda gündemin 7, 8 ve 9.maddeleriyle alınan kararların iptali istemine ilişkindir.
Öncelikle dava şartları açısından mahkememizce inceleme yapılmıştır.
TTK 445.maddesinde; “446.maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler. “
6100 sayılı HMK.nun 14/2.maddesinde “Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. “düzenlemeleri yer almaktadır.
Yukarıda belirtilen maddeler uyarınca genel kurul kararının iptali davasının şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinde açılacağı, bu yetki düzenlemesinin kesin yetki olduğu anlaşılmaktadır. Kesin yetki ise 6100 sayılı HMK.nun 114/1-ç maddesinde dava şartları içerisinde sayılmıştır. HMK 115.maddesine göre mahkeme , dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmalıdır. Somut olayda, gerek dava dilekçesinde gösterilen şirket adresi gerekse İTO internet sitesinden alınan sicil kaydına göre davalı …nin sicilde kayıtlı merkez adresinin … Mahallesi…Sokak No:…Sarıyer/İSTANBUL olduğu görülmüştür. Sarıyer ilçesi İstanbul Çağlayan adliyesi yargı sınırları içinde kalmaktadır. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun 23.10.2008 tarih ve 360 sayılı kararında Bakırköy Ticaret Mahkemelerinin yargı çevresinin Eyüp ve Gaziosmapaşa (Bayrampaşa) adliyelerinin yargı alanı hariç olmak üzere, Bakırköy ve Silivri Ağır Ceza Mahkemesi (Marmaraereğlisi yargı çevresi hariç olmak üzere) yargı çevresi ile aynı olarak belirlendiği, buna göre davalı şirketin sicildeki kayıtlı merkez adresi İstanbul (Çağlayan) Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetki alanında kaldığından mahkememizin yetkisizliği nedeniyle kesin yetkiye dair dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, HMK.nun 320/1 maddesi hükmü de dikkate alınarak dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı şirketin sicilde kayıtlı merkez adresi itibariyle mahkememiz yetkili olmadığından , TTK.nun 445, HMK.nun 14/2, 114/1-ç, 115/2 maddeleri uyarınca kesin yetkiye ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2-Yetkili mahkemenin İstanbul (Çağlayan) Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna,
3-Dosyanın karar kesinleştiğinde ve kesinleşme tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde talep halinde görevli ve yetkili İstanbul (Çağlayan) Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacı yanın iptali talep edilen kararların icrasının geri bırakılmasına ilişkin tedbir talebi ile harç ve yargı giderinin HMK nun 331/2 maddesi uyarınca yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
5-Süresinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği taktirde ve talep halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
5235 Sayılı Kanunun geçici 2.maddesine göre Bölge Adliye Mahkemelerinin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 ve 29525 sayılı Resmi Gazetede ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda tensiben oybirliğiyle karar verildi. 22/05/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …