Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/496 E. 2019/919 K. 19.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/496 Esas
KARAR NO : 2019/919

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 14/05/2018
KARAR TARİHİ : 19/09/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin 27/03/2018 tarihinde yapılan 2017 yılı olağan genel kurulunda oy çokluğu ile hukuka aykırı bir şekilde karara bağlandığından bahisle, gündemin 7. maddesi olan kar/zarar ile ilgili karar alınması-kar dağıtımının görüşülmesi maddesinde oy çokluğu ile alınan kar dağıtılmaması kararının, gündemin 8.maddesi olan esas sözleşmenin 6 nolu “Sermaye ve Hisse Senetlerinin Nevi” maddesinin değiştirilmesi, sermayenin 33.048,00 TL den 70.023.000 TL ye çıkarılması hususunun görüşülmesi maddesinde, oyçokluğu ile sermayenin 23.460.000 TL’si iç kaynaklardan 13.515.000 TL ‘lik kısmının nakdi sermaye artırımı ile sağlanması kararının, gündemin 9. Maddesi olan 2018 yılı Yönetim Kurulu Başkan ve üyelerinin ücret, huzur hakkı ikramiye ve prim gibi haklarının belirlenmesi maddesinde yönetim kurulu üyelerine ayrı ayrı aylık net 20.000 TL huzur hakkı ve her bir yönetim kurulu üyesine ayrı ayrı net 250.000 TL başarı primi ödenmesinin kabulü şeklinde karara bağlanan Genel Kurul kararlarının öncelikle icralarının tedbiren durdurulması ve yargılama sonunda iptalini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; öncelikle davacının müvekkili şirketteki hisse oranının %17 olmadığını, son dönemde bir kısım hisse satışları da gerçekleştirmiş olup bu husus şirketin yönetim kurulunca karar alınıncaya dek askıda olmakla birlikte hisselerinin %17′ den de aşağı düştüğünü, huzur hakkının yönetim kurulunun kanundan doğan bir hakkı olduğunu, huzur hakkı verilmesi için şirketin kâr etmesine dahi gerek olmadığını, huzur baklanın fahiş olduğuna ilişkin iddianın asılsız olduğunu, huzur hakkı ödemesinin müvekkili şirketi zarara uğratacağına ilişkin iddiamın iki yönden mesnetsiz kaldığını, davacı …’nın müvekkili şirketteki hisse oranın %17’ye tekabül etmediğini, ana sözleşmeye aykırı olarak kâr payı dağıtılmadığını ilişkin iddianın da mesnetsiz olduğunu, davacının kötüniyetli olduğunu, TTK 448/3 uyarınca davacının teminat yatırması gerektiğini belirterek öncelikle esasa girıneden davanın usulden reddine, icranın geri bırakılması talebinin reddine, davacınm teminat yatırmasına, haksız ve mesnetsiz davasının reddine, davacının HMK 329 gereği cezalandırılmasına karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER VE YARGILAMANIN ÖZETİ;
Dava, davalı şirketin 27/03/2018 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan 7, 8 ve 9 nolu kararlarının TTK 445.madde ve devamı uyarınca iptali istemine ilişkindir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne, Ticaret İl Müdürlüğüne ve davalı şirkete yazılan müzekkerelere cevap verildiği, şirket merkez adresi itibariyle davaya bakmanın mahkememizin yetkisinde olduğu, davanın yasal hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı şirketin 27/03/2018 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan 7, 8 ve 9 nolu kararlarının yasaya, ana sözleşmeye ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı olup olmadığı, kararların iptali koşulların oluşup oluşmadığından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesine, Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesine, Bakırköy …..Asliye Ticaret Mahkemesine, Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesine,…. A.Ş.’ne, yazılan müzekkerelere cevap verilmiş, istenen bilgi ve belgeler gönderilmiştir.
Tensip ara kararı gereği davalı vekilince davalı şirketin 27/03/2018 tarihinde yapılan olağan genel kuruluna ait toplantı tutanağı, hazirun cetveli, davacıya ait muhalefet şerhi, davete ve gündeme ilişkin belgeler ile diğer tüm belgelerin onaylı örnekleri ibraz edilmiştir.
Davalı vekili 05/10/2018 tarihli dilekçesi ile de yönetim kurulu üyelerinin görüşlerini ibraz etmiştir.
Davalı şirketin yönetim kurulu üyeleri …, … ve … 05/10/2018 tarihli görüşlerine ilişkin ayrı ayrı beyan dilekçelerinde; davalı şirketin huzur hakkı olarak her bir yönetim kurulu üyesine her ay ödenmesi kararlaştırılan 20.000,00 TL’nin şirketin hacmi düşünüldüğünde uygun bir rakam olduğunu, şirketin yönetim kurulu üyelerine 2012 senesinde yapılan olağan genel kurul toplantısında 8.maddede 20.000,00 TL huzur hakkı ve sene sonunda 250.000 TL prim verilmesine karar verildiğini, 2012 yılında oy birliği ile karar altına alınan rakamın 20.000,00 TL olduğunu, keza 2017 yılında da aynı miktarın ödenmesine karar alınmasına rağmen davacının dava açtığını, bu nedenle kötü niyetli olduğunu, açıklanan nedenlerle huzur hakkıyla ilgili taleplerin reddine karar verilmesini talep ettiğini beyan etmişler, dilekçeleri ekinde 22/03/2013 tarihli genel kuruluna ilişkin 02/04/2013 tarihli ticaret sicil gazetesi örneği ve 28/03/2018 tarihli genel kurula ilişkin 09/05/2018 tarihli ticaret sicil gazetesi örneğini sunmuşlardır.
Davacı tarafın tedbir talebi değerlendirilerek ihtiyat tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalı şirket ana sözleşmesi, defter ve kayıtları ile dosya kapsamı üzerinde mali müşavir, finans uzmanı ve şirketler konusunda uzman 3’lü bilirkişi heyetine inceleme yaptırılarak dava konusu davalı şirketin 27/03/2018 tarihinde yapılan genel kurulunda gündemin 7, 8 ve 9. Maddeleriyle ilgili alınan kararların yasaya, ana sözleşmeye ve objektif iyiniyet kurallarına aykırı olup olmadığı, hususlarında rapor alınmasına karar verilmiş, 22/07/2019 tarihli raporda özetle; 7 numaralı genel kurul kararının kanuna ve dürüstlük kuralına aykırılık gerekçesiyle iptal edilebilir olduğu, 8 numaralı genel kurul kararının sadece dış kaynaklardan artırım kısmının dürüstlük kuralına aykırılık nedeniyle (kısmen) iptal edilebilir olduğu, 9 numaralı genel kurul kararının ise, kanuna ve esas sözleşmeye uygun olsa da şirketin uzun bir süredir kâr dağıtmaması gözetilerek pay sahipleri arasında eşitsizliğe yol açacağı ve iptal edilebilir nitelikte olduğu mütalaası olunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan deliller sonucunda;
Kural olarak TTK. m. 445 uyarınca yasaya, esas sözleşmeye veya iyiniyet kuralına aykın kararlara karşı iptal davası açılabilir. Dolayısıyla anılan kararlann iptalinin sağlanabilmesi için bu kararların kanun, anasözlesme veya afaki iyiniyete aykırı olması da gerekir. denmiştir.
Davaya konu davalı şirketin 27/03/2018 tarihli genel kurul toplantısında alınan 7, 8 ve 9 nolu nolu kararların yasaya, ana sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırı olup olmadığı yönünden yapılan yargılama ve toplanan delillere göre Somut uyuşmazlıkta davacı sıfatının (aktif husumet ehliyeti) bulunduğu açıktır. Öte yandan iptal davası, genel kurul kararının alındığı 28.03.2018 tarihinden sonra Uç aylık süre içerisinde görevli mahkeme nezdinde açılmıştır. Davacı iptalim dava konusu haline getirdiği 7, 8 ve 9 numaralı genel kurul kararlan açısından; olumsuz oy kullanarak, muhalefetini usulüne uygun bir şekilde toplantı tutanağına geçirtmiştir. Diğer taraftan, zikredilen kararların gerekli olan nisaplara uygun bir şekilde alındığı anlaşılmaktadır (TK 418, 421). Bu yönüyle dava koşullan tun sağlandığı ve iptal davası açılmasında davacının hukuki menfaati bulunduğu anlaşılmıştır.
(9) sayılı gündem maddeler yönünden;
Anonim ortaklıklarda kâr dağıtımında bulunma zorunluluğu bulunmadığı yönündedir. Bununla birlikte bu durum, kâr dağıtımında bulunulması, devredilemez görev ve yetkisinde bulunan genel kurulun, bu konuda sınırsız bir serbestiye sahip olduğu ve keyfî davranarak kâr üzerinde dilediği şekilde tasarrufta bulunabileceği anlamına gelmemektedir. Şartları mevcutsa kârın dağıtılması gerektiği genel kuraldır. Somut olayda davalı şirket toplantı tutanaklarına göre kâr dağıtımı ya da dağıtmama doğrultusunda herhangi bîr karar alınmadığı, ekseriyetle de yedeklerin sermayeye eklenmek suretiyle iç kaynaklardan artırımda bulunulduğu anlaşılmaktadır.
Genel kurulun hangi şartlar altında yıl içerisinde edinilen kân, yedek akçe olarak ayırabileceği, diğer bir ifadeyle, hangi hâllerde kâr dağıtımında bulunmamaya karar verilebileceği ile ilgili düzenleme, TK 523’de düzenlenmiştir. Buna göre; ”kanuni ve esas sözleşmede öngörülen isteğe bağlı yedek akçeler ayrılmadıkça pay sahiplerine dağıtılacak kâr payı belirlenemez” (TK 523/1), “Genel kurul; a) Aktiflerin yeniden sağlanabilmesi için gerekliyse, b) Bütün pay sahiplerinin menfaatleri dikkate alındığında, şirketin sürekli gelişimi ve olabildiğince kararlı kâr payı dağılımı yönünden haldi görülüyorsa, kanunda ve esas sözleşmede öngörülenlerden başka yedek akçe ayrılmasına da karar verebilir” (TK 523/2), denilerek kâr dağıtmama açısından hangi durumların haklı sebep olarak ele alınabileceğini düzenlemekte aslında hangi hallerde ve ne ölçüde kâr dağıtımına karar verilmeyebileceğini öngörmektedir.
Somut uyuşmazlıkta davalı …..AŞ, kâr payı dağıtımına karar verilmesinin gerekçesini; edinilen kârın yedek akçeye ayrılması ve sonrasında bu tutarın iç kaynaklara eklenmesi suretiyle payın değerini artırmasına dayandırmıştır.
Dosya kapsamındaki delillerden davalı şirketin bir şekilde kâr elde etliği, bununla birlikte, davalı şirketin mali durumu ile ilgili bir sorun ya da borca batıklık durumu olmadığı tam tersi şirketin iktisadi aşıdan değerinin muhafaza edilmesi ve artırılmasının hedeflendi beyan edilmiştir.. Bu yönüyle TK 523/2-a’daki ilk gerekçenin davalı şirket açısından bir kâr dağıtmama gerekçesi teşkil etmeyeceği söylenebilir. Son olarak genel kurul kararının süreklilik arz edecek şekilde pay sahibinin kâr payı alacağına kavuşmasını engellemek tahtında dürüstlük kuralına da aykırı olduğu dikkate alınmış ve bu kapsamda somut olayın şartları, pay oranlan dikkate alındığında 7 numaralı genel kurul karanmn kanuna ve dürüstlük kuralına aykırılık gerekçesiyle iptal edilebilir olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
(8) sayılı gündem maddesi yönünden;
Sermaye artırımında iç ve dış kaynaklardan birlikte sermaye artırımı karan alınmasıdır. Genel kurul toplantı tutanağı İncelendiğinde, davalı ….AŞ’nin mevcut sermayesinin iki katı oranında bir artış öngörüldüğü, bununla birlikte artışın büyük bir çoğunluğunun iç kaynaklardan, geride kalan bölümünün ise dış kaynaklardan yapılmasının planlandığı anlaşılmıştır.
Somut olayda iç kaynaklardan artırılan kısım bakımından sermaye artırımı kararının iptaline karar verilmesini gerektirir bir sebep bulunmamaktadır çünkü davacı pay sahihinin pay oranı bu kısım bakımından değişmemektedir. Bu yolla kendisine, kâr payı yerine, pay sahibi olduğu şirkette yeni pay verilmektedir.
Dış kaynaklardan artırıma ilişkin kısım bakımından ise, davacı, artırımın gerekli olmadığım, sadece şirketteki hissesini küçültme amacı taşıdığım ileri sürmüştür. Yönetim kurulu başkanı ise toplantı tutanağına da geçtiği üzere, şirketin sürekli büyümekte olduğunu, artan hacimleri karşılamak ve piyasada daha fazla söz sahibi olabilmek için mali yapıyı kredi kullanmak yerine ortakların şirkete getirecekleri sermaye ile günlendirmenin daha rekabetçi hale gelmek için gerekli olduğunu belirtmiştir.
Dış kaynaklardan sermeye artırımı şirketin malî kaynak ihtiyaçlarının giderilmesinin bir yoludur. Bu yola başvurulması için şirketin sermaye ihtiyacının somut olarak ortaya konulması, hangi sebeple sermayenin artırılmak istendiğinin izah edilmesi, bu kaynağın başka yollardan (kredi almak gibi) temin edilip edilemeyeceğinin ya da hangi yolun daha elverişli olduğunun ortaya konulması gerekir. Dava konusu sermaye artırımında davalı şirket somut bir neden gösterememiştir. Bu sebeple sermaye artırımı kararının dış kaynaklardan artırıma ilişkin kısmının dürüstlük kuralına aykırılık gerekçesiyle iptal edilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
(7) sayılı gündem maddesi yönünden; Davaya konu olayda yönetim kurulu üyelerine ödenmesi öngörülen huzur hakkı iîe ikramiyeye dairdir. Genel kuru! toplantısında alman 9 numaralı karara göre; yönetim kurulu üyelerine 20.000 TL huzur hakkı ile 250,000 TL başarı karşılığı ikramiye ödenmesine karar verilmiştir.
Kural olarak yönetim kurulu üyelerine, tutan esas sözleşmeyle veya genel kurul kararıyla belirlenmiş olmak şartıyla huzur hakkı, Ücret, ikramiye, prim ve yıllık kârdan pay ödenebilir (TK 394). Yine, yönetim kurulu üyelerinin ücretleri ile huzur hakkı, ikramiye ve prim “gibi” mali haklarının belirlenmesi, genel kurulun devredilemez görev ve yetkileri arasındadır (TK 408/2-b),
Yönetim kurulu üyelerine emeklerinin ve mesailerinin karşılığı olarak ücret veya sair ödeme yapılmasında kanuna veya esas sözleşmeye aykırı bir durum yoktur. Bununla birlikte her bir yönetim kurulu üyesi bakımından 20.000 TL ücret belirlenmiş olması ve YK üyelerine prim ödenmesi hususunun iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil etmemesi gerekmektedir. Şöyle ki davalı şirket yönetim kurulunda yer alan üyelerin büyük bir kısmının gruba dahil diğer şirkederde de yönetim kurulu üyelikleri bulunması ve bunun kendilerine esas sözleşmede öngörülmeyen bir menfaate dönüşüp dönüşmediği, bu yolla yönetim kurulu Üyesi olmayan pay sahipleri ile aralarında bîr eşitsizlik yaratılıp yaratılmadığına dikkat edilmelidir. Özellikle karın dağıtılmamasına karar verilip yönetim kumlu üyelerine ücret ve prim ödenmesi halinde pay sahipleri arasında bir eşitsizlik doğacağı, yönetim kurulu üyesi olan pay sahiplerinin karın dağıtılmaması kararından daha az etkileneceği ve bu kararın onlar açısından bir menfaate dönüşeceği açıktır, İşte bu nedenle ücrete ve prime ilişkin olarak alınan karar kanuna ve esas sözleşmeye uygun olsa da bu yönüyle bazı pay sahipleri arasında eşitsizliğe yol açtığı anlaşıldığından iptaline karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle; davanın kısmen kabulü ile davalı şirketin 27/03/2018 tarihli Genel Kurul Toplantısında alınan 8 nolu kararın kısmen sadece dış kaynaklardan arttırım kısmının iptaline, 7 nolu kararın ve 9.nolu kararın iptallerine, 8.nolu genel kurul kararı yönünden fazlaya ilişkin iptal isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
Davalı şirketin 27/03/2018 tarihli Genel Kurul Toplantısında alınan 8 nolu kararın kısmen sadece dış kaynaklardan arttırım kısmının İPTALİNE, 7 nolu kararın ve 9.nolu kararın İPTALLERİNE,
2- 8.nolu genel kurul kararı yönünden fazlaya ilişkin iptal isteminin REDDİNE,
3-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubuna, bakiye 8,50 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına tayin ve takdir olunan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına tayin ve takdir olunan 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 29,20 TL peşin harç, 285,40 TL tebligat ve müzekkere gideri, 3.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.343,80 TL yargılama giderinin davanın kabul oranı dikkate alınarak takdiren 1.671,90 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
8-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/09/2019

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸