Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/462 E. 2020/840 K. 28.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/462 Esas
KARAR NO : 2020/840

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/05/2018
KARAR TARİHİ : 28/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 09/05/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ticari faaliyeti olarak tekstil şirketlerinin kıyafet, elbise vesair ürünlerin ” etiket” basımları yapmakta olup, anılan etiket basım işlerini tekstil sektörünün önde gelen, yerli ve yabancı uyruklu büyük çaplı şirketleri için yaptığını, davalı şirketin müvekkili şirketin tedarikçi şirketi olup, müvekkili şirketin üretmiş olduğu etiketler üzerine yapıştırılan fiyat stickerlarının üretimini ve tedarikini sağlayan firma olduğunu, müvekkili şirketin davalı şirketten satın almış olduğu fiyat stickerlarının müvekkilinin müşterisi olan dava dışı ……. Tekstil San ve Dış Tic. Ltd Şti’ne müvekkili tarafından satıldığını, müvekkili şirketin söz konusu fiyat stickerlara dair birçok müşterisinden şikayetler gelmesi üzerinde davalı şirkete fiyat sticker hatasının düzeltilmesi adına gerekli çalışmaların derhal yapılması gerektiğini ve bu konuda detaylı bir kontrol eki kurmaları gerektiğinin bildirildiğini, müvekkilinin müşterisi olan dava dışı …… Tekstilin, müvekkili şirketten almış olduğu fiyat stickerları ile ilgili müvekkili şirkete şikayet maili gönderildiğini ve ürünler ile ilgili sticker hatasının yarattığı maliyeti bildirerek 11.000,00 TL tutarında reklamasyon faturası kesileceğinin bildirildiğini, müvekkil şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkiye istinaden davalı borçlu şirkete ürün hatasına dayalı olarak düzenlenmiş olan 21/03/2018 tarihli, ……. numaralı, 11.000 TL bedelli faturadan kaynaklanan bakiye 11.000,00 TL’lik fatura alacağının ödenmemesi üzerine davalı borçlu şirkete karşı fatura alacağından kaynaklanan alacak için itirazın iptali davası açıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının itirazında haksız olduğunu bildirerek, davalı borçlunun Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı dosyasına ilişkin yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, asıla alacağa temerrüt tarihinden itibaren Merkez Bankasının kısa vadeli kredilere uyguladığı en yüksek avans faizinin uygulanmasına, haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle davalının takip tutarı olan 11.000,00 TL’nin %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve beyanlarında, müvekkili şirketin davacı şirketin tedarikçisi olup, davacı şirketin üretmiş olduğu etiketler üzerine yapıştırılan fiyat stickerlarının üretimini sağladığını, müvekkili şirketin davacı şirkete göndermiş olduğu ürünlerde herhangi bir ayıp bulunmadığını, davacı şirketin müvekkili şirket dışında birçok şirket ile çalışmakta olup, aynı stickerların başka şirketlerden de temin edilebileceğini, müvekkili şirketin gönderdiği ürünlerin tam ve eksiksiz olup, davacı tarafından süresinde yapılan bir ayıp ihbarının da söz konusu olduğunu, stickerların müvekkili şirkete ait olduğuna dair hiçbir delilin de dosyada mevcut olmadığını, herhangi bir tespit yaptırılmadan, ayıbın müvekkili şirket tarafından kaynaklandığı belirlenmeden yapılan icra takibinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, öncelikle ayıbın olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin yerinde olmayıp, reklamasyon faturası adı altında hazırlanan faturanın aslında belirlendiği ve likit bir bedel olmadığını bildirerek haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, dava konusu miktarın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak müvekkiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkinden kaynaklı reklamasyon faturasının tahsili için girişilen icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklı (davacı) ……. Tekstil İnş. Matbaa Dek. San Tic. Ltd Şti vekili vasıtası ile 12/04/2018 tarihinde borçlu (davalı) ……. İnş Matbaa ve Etiket San. A.Ş aleyhine Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı dosyası ile fatura alacağını dayanak göstererek 11.000,00 TL asıl alacak, 54,26 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.054,26 alacağın, takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek %9 oranında yasal faiz, icra masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte tahsili amacıyla takibe geçildiği, davlı borçlu tarafın 19/04/2018 tarihli itiraz dilekçesinde; müvekkilinin takip konusu alacağa ilişkin olarak hiçbir borcunun bulunmadığı, bu nedenle borcun aslına ve faizine itirazı neticesinde takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Usulünce duruşma açılmış, tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar arasındaki sticker imalat sözleşmesi kapsamında dava konusu ürünlerin ayıplı olup olmadığının tespiti için numuneler üzerinde inceleme yapılmış, taraf ticari defter ve kayıtlarının incelenmesine karar verilmiştir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde HMK 222.maddesi uyarınca bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi ……. tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda; davacının 2018 yılı defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davacının ticari defterlerine göre, takip tarihi (12/04/2018) itibariyle davacının davalıdan 10.988,50 TL alacaklı olduğunu, davalının 2018 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davalının ticari defterlerine göre takip tarihi (12/04/2018) itibariyle davalının davacıdan 11,50 TL alacaklı olduğunu, takip konusu reklamasyon faturasının davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı ve celp edilen davalıya ait BA-BS formlarından da mezkur faturaya rastlanılmamış olduğu bildirilmiştir.
Tekstil mühendisi bilirkişi …… ve Doç Dr. ……. tarafından mallar ve numuneler incelenmek suretiyle düzenlenen bilirkişi raporunda; davacının etiket basımı alanında çalışmakta olup, davalının da davacı şirketin tedarikçiliğini yaptığını, bu nedenle satışa konu etiketlerin her iki tarafından da kendi faaliyet alanı içinde olduğunu, taraflarca sunulan numunelere göre, etiket analizinde davaya konu olan …… Tekstil İnş Mat Dek. San Tic. Litd Şti’nin yüklendiği, ayıplı ürünün Zara fiyat etiketi olarak iddia edildiği fakat numune örneğinin temin edilemediğini, ……. İnş. Matbaa ve Etiket San Tic A.Ş tarafından kargo ile iletilen örneklerin ise davaya konu olan etiket ile uyuşmadığını, firmanın gönderdiği etiket numunesinde “…….” iz bırakmayan etiketin kotan kısmının ithal olarak …… tarafından temin edildiğini, sadece yapışkan kısmında destek oldukları ve kendilerinden başka değişik firmalardan temin ettiklerini kendilerine ait olmadığını iddia etmiş olup beyanda bulundukları, örnek numune sunamadıkları için iki tarafın da iddiasının geçerliliğinin mümkün görülmediğini bildirmişlerdir.
İncelenen tüm dosya kapsamına,tarafların iddia ve savunmalarına,bilirkişi raporu içeriğine göre;
Borçlar Kanunu ve Tiraret Kanunundaki satım sözleşmesi ile ilgili hükümlerden alıcının satılan malım muayene yükümlülüğü olduğu ve bu malım muayene sırasında ortaya çıkıp çıkmayacağına göre farklı nitelendirildiği anlaşılmaktadır. Açık ayıp teslim anında çıplak gözle görülebilen ayıp iken , çıplak gözle varlığı saptanamamakla birlikte işin niteliğine göre yapılması normal olan kontrolde tespit edilebilen ayıplar ise muayene ile ortaya çıkan ayıp olarak nitelendirmek gerekir. Gizli ayıp ise teslim alında bulunan bir sebep nedeni ile çıplak gözle veya işin niteliğine göre normal bir muayene ile varlığı saptanamayan ayıptır. (Prof Dr. Saibe Oktay Özdemir, Yargıtay Kararları Işığında Ticari Satış Sözleşmesinde Ayıp Kavramı ve Ayıba Bağlı Hakları Kullanmak İçin Uyulması Gereken Külfetler İsimli Makale Prof Dr. Hüseyin Ülgen Armağan Kitabı 1 Cilt Sayfa 44 İstanbul) Somut olay açısından satım sözleşmesine konu olan ürünün gizli ayıplı olmadığı mahallinde yapılan inceleme ile ortaya çıkmıştır. Esasen savunulan ayıbın özelliği de gözetildiğinde en azından davacının teslim olunan ürünleri sekiz gün içinde gözden geçirmesi, bu noktada basit ve olağan muayeneyi yapması mümkün olduğu halde davacı alıcı kanunun kendisine yüklediği gerekli gözden geçirme yükümlülüğünü ve buna bağlı olarak ayıp ihbar yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. Bu noktada davacı alıcının kanunun öngördüğü süre içerisinde ayıp ihbarı yaptığına ilişkin belge sunamadığı ve numune sunmayarak somut olayın özelliği de gözetildiğinde bu hususu ispatlayamadığı ve ispatlayamayacağı açıktır.
Davacı doğabilecek zararına ispat yükü altında olmakla beraber BK uyarınca akit iki tarafın karşılıklı rızası ile tamam olur, bu rıza açık olabileceği gibi zımni de olabilir, davacı zımni olarak rıza göstermiş kabul edilse bile bu durumun usuli sonuçlarına katlanmak zorundadır.
Ticari şirketi olan davacı, 6102 sayılı TTK’nın 18/2 maddesine göre ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmek zorundadır. Davacının dava konusu olayda basiretli bir iş adamı gibi hareket etmediği, satın aldığı ürünlerin gizli ayıbı olup olmadığını satın alma tarihinden itibaren 8 gün içinde inceleyip satıcıya bildirmesi gerekirken bunu yapmadığı bu itibarla oluştuğunu öne sürdüğü zararının tazminini davalıdan talep etme koşullarının oluşmadığı anlaşılmaktadır.
Tüm dosya kapsamına göre; mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda alınan bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere davacı tarafından siparişi verilen sticker ürünleri hususunda davacı süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunmadığı da dikkate alınarak sunmuş olduğu delillerle zararını ispat edemediği kanaatine varılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş; aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 187,86 TL harçtan mahsubuna, artan 133,46 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,

5-Davalı tarafından yapılan 750,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 28/10/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza