Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/459 E. 2018/576 K. 24.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/459
KARAR NO : 2018/576

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 03/11/2009
KARAR TARİHİ : 24/09/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/09/2018

Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasının mahkemenin 1/2 müstemir yetkili hakimi …’in uhdesindeki işler yönünden Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde yetkilendirilmesi ve mahkemenin faaliyete geçmesi nedeniyle yapılan aktarım sonucunda Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas numarasını aldığı, anılan mahkemenin 30/12/2013 tarih …. Esas …. Karar sayılı hükmünün Yargıtay …Hukuk Dairesi’nin 05/04/2016 tarih …. Esas … Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verildiği, Yargıtay ilamına karşı davacı vekili tarafından süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulduğu, Yargıtay …Hukuk Dairesi’nin 27/03/2018 tarih …. Esas …. Karar sayılı ilamı ile davacı vekilinin karar düzeltme isteminin reddine karar verildiği, ticaret mahkemelerinin heyet halinde çalışmaya başlaması üzerine yapılan aktarım sonucunda dosyanın bozmadan sonra Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esasına kaydının yapıldığı anlaşılmakla, bozmadan sonra mahkememizde yapılan yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının eşinin müvekkili şirket ortaklarının yeğeni olduğunu, akrabalık ilişkisinin verdiği güven ve davalının Kazakistan vatandaşı olması evlenme ile Türk vatandaşlığını kazanması nedenleri ile davalı adına Kazakistan’da işyeri açıldığını ve ticari ilişki kurulduğunu, yapılan anlaşmaya göre müvekkili şirketin Türkiye’den her türlü inşaat malzemesi tedarik ederek Kazakistan’a ihraç edeceğini, davalı tarafın ise malları Kazakistan’da ithal ederek satacağını, masraflar çıkıldıktan sonra elde edilecek karın yarı yarıya paylaşılacağını, taraflar arasındaki anlaşmaya istinaden müvekkili şirketin 2006 yılında mal göndermeye başladığını, yaklaşık olarak 2.102.134,89 USD bedelli malları Kazakistan’a gönderdiğini, ayrıca müvekkili şirket yetkilisi ….tarafından davalıya 61.300,00-USD nakit ödünç para gönderildiğini, davalının malları alarak sattığını, buna karşılık sadece 1.522.077,00-USD ödeme yaptığını, davalının sırf satılan malların maliyetinden olan borcunun 500.000,00-USD’nin üstünde olduğunu, karın paylaşılması düşünüldüğünde müvekkili şirketin davalı taraftan 2.000.000,- TL yi aşan bir alacağının bulunduğunu, davalının Kazakistan’a giden malları yüksek karla sattığını, alacaklarının tahsili için davalı aleyhine Küçükçekmece …İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, ancak davalının itirazı ile takibin durduğun ileri sürerek müvekkilinin alacağının imkansız hale gelmemesi için davalı adına kayıtlı …. ili, …. ilçesi …. mevkii …. pafta, …. parselde kayıtlı taşınmazda davalı adına kayıtlı bulunan bağımsız bölümlerin devir ve temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 200.000,00-TL alacağın davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; delil listesinin (2) nolu tutanak altındaki imzalar arasında davalının imzasının bulunmadığını, ayrıca davacı şirketin de imzasının bulunmadığını, bu nedenle davada tarafların aktif ve pasif husumet ehliyetlerinin bulunmadığından husumet yokluğundan davanın reddinin gerektiğini, gümrük beyannamelerinde davalının adresinin …-Kazakistan olduğunu, taraflar arasında yetkiye dair bir sözleşme bulunmadığından davanın Kazakistan’da açılması gerektiğini, esasa ilişkin olarak ise davacının davalı ile ortak olduğuna dair bir delil ibraz edilmediğini, davacı delilleri arasında bulunan davalıya gönderildiği belirtilen gümrük beyannameleri ile gönderilen mallara dayanak faturaların tamamının kapalı fatura olduğunu, fatura bedelleri ödenmiş olduğundan ihracat mal mukabili olarak yapıldığını, 2007 yılında yapılan ihracat bedelinin 3 yıl bekletilmiş olmasının da ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının davalıya gönderdiği 61.300,00-USD nakit paranın dava dışı …. tarafından gönderildiğinin davacı tarafından ikrar edildiğini, bu nedenle bu paranın davacı tarafından talep edilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
BİRLEŞEN DAVA
Davacı vekili birleşen Bakırköy …ATM’nin ….esas sayılı dosyasındaki dava dilekçesinde; Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…. esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine 200.000,00-TL bedelli alacak davası açıldığını, ancak açılan davada dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinin sehven talep edilmediğini, talep ettiği alacağın dava tarihinden itibaren işlemiş olan faizinin 40.000,00-TL tuttuğunu belirterek, bugüne kadar işlemiş olan 40.000,00-TL ticari faiz ile asıl davada tayin edilecek asıl alacağa bu davanın açıldığı tarihten itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davanın Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesinin …. esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA CEVAP
Davalı vekili birleşen davada cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının soyut ve mesnetsiz olduğunu, iddiaların yazılı delil ile ispatı gerektiğini, kesilen faturalar kapalı fatura olup bedelinin peşinen ödenmiş olduğuna karine teşkil ettiğini, ayrıca gümrük beyannamelerinin kapatılmış olmasının da bedellerinin ödendiğini ispatladığını, süresi içinde asıl davada talep edilmeyen faiz talebinin zaman aşımına uğradığını ileri sürerek haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Asıl dava; davalıya satılan mallara ilişkin faturalara dayalı alacak istemine ilişkindir.
Birleşen dava ise; asıl davada unutulan işlemiş ve işleyecek ticari faiz alacağı istemine ilişkindir.
ÖNCEKİ HÜKÜM
Bakırköy kapatılan …Asliye Ticaret Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda …. esas …. karar sayılı 30/12/2013 tarihli karar ile, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davacının adi ortaklık iddiasını yazılı delille ispatlayamadığı, davacının ticari defterlerinde 190.444,11-TL alacaklı göründüğü, davalının davacıya olan borcuna davacının talimatı doğrultusunda 3.kişilere olan borcunu ödeyerek sonlandırdığı yolundaki savunmasını kanıtlayamadığı, taleple bağlılık kuralı gereğince davacının talebi dikkate alınarak asıl davanın kısmen kabulüne, 190.444,11-TL’nin davalıdan tahsiline, birleşen davanın kabulü ile 40.000,00-TL’nin davalıdan tahsiline, asıl davada kabul edilen 190.444,11-TL’ye birleşen dava tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
YARGITAY BOZMA İLAMI
Önceki hükmün davalı vekilince temyizi üzerine Yargıtay …Hukuk Dairesi’nin 05/04/2016 tarih …. Esas…. Karar sayılı ilamı ile;
“Davacı, davalıya satılan mallara ilişkin faturalara dayalı alacak ve faiz isteminde bulunmuştur. Davalı ödeme savunmasında bulunarak faturaların kapalı fatura olduğunu ileri sürmüştür. Dosyanın yapılan incelemesinde davacı tarafından davalı adına düzenlenen faturaların kapalı fatura olduğu görülmüştür. Kapalı fatura, fatura bedellerinin ödenmiş olduğuna karine teşkil eder. Bu karinenin aksini yani fatura bedellerinin ödenmediğini davacının ispatlaması gerekir. Mahkemece, bu hususlar dikkate alınarak inceleme yapılması gerekirken sadece davacı defterlerine göre karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir”gerekçesiyle önceki hükmün davalı lehine BOZULMASINA karar verilmiştir.
Bozmadan sonra yapılan yargılamada davacı vekili önceki kararda direnilmesini, davalı vekili ise Yargıtay bozma ilamına uyulmasını istemiştir.
Mahkememizce usül ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
BOZMADAN SONRA YAPILAN YARGILAMA
Uyulmasına karar verilen Yargıtay bozma ilamında ifade edildiği üzere, davacı tarafından davalı adına düzenlenen faturaların kapalı fatura olduğu, ödendiğine karine teşkil ettiği, bu nedenle ispat külfetinin yani fatura bedellerinin ödenmediğinin ispat yükünün davacıda olduğu, asıl davanın açıldığı tarih dikkate alındığında dava dilekçesinde “ve sair her türlü delil” denilmekle davacı vekiline bu hususta davalıya yemin teklif edip etmeyecekleri hususunda beyanda bulunması için iki haftalık kesin süre verilmiş olup davacı vekili verilen kesin süre içerisinde davalıya yemin teklif ettiklerine dair dilekçesini sunmuştur.Bu dilekçe üzerine davalı …’e usulüne uygun yemin davetiyesi tebliğ edilmiştir. Davalı duruşmaya katılarak yemin teklifini kabul ettiğini yemin edeceğini beyan edip usulüne uygun şekilde yemini eda etmiş, dava konusu fatura bedellerini davacıya kuruşu kuruşuna ödediğini, faturalardan dolayı davacıya hiçbir borcunun kalmadığını beyan etmiştir.
Davacı taraf, davalıya satılan mallara ilişkin faturalara dayalı alacak ve faiz isteminde bulunmuştur. Davalı ise faturaların kapalı fatura olduğunu ileri sürüp ödendiğini savunmuştur. Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafından davalı adına düzenlenen faturaların KAPALI FATURA olduğu görülmüştür. Kapalı fatura, fatura bedellerinin ödendiğine karine teşkil etmektedir. Bu karinenin aksini diğer bir ifadeyle fatura bedellerinin ödenmediğini davacının ispatlaması gerekmektedir. Davacı … yönde yazılı, kesin ve inandırıcı delil sunamadığından ve dava dilekçesinde (davanın açıldığı tarih dikkate alınarak 1086 sayılı HUMK hükümleri uyarınca ) “ve sair her türlü delil” denilmekle davacı vekiline bu hususta davalıya yemin teklif edip etmeyecekleri sorulmuş, davacı vekili verilen kesin sürede ibraz ettiği dilekçesiyle davalıya yemin teklif ettiklerini bildirmiştir.Davalıya mahkememizce yemin davetiyesi tebliğ edilmiştir. Davalı, yemine icabet edip duruşmaya katılmış ve huzurda usulüne uygun şekilde yemini eda etmiştir. Yemin kesin delildir. İspat yükü kendisinde olan davacı taraf alacağına dayanak gösterdiği faturaların kapalı fatura olması nedeniyle fatura bedellerinin ödenmediğini yazılı delillerle kanıtlayamamıştır. Son ispat vasıtası olarak yemin deliline dayanmıştır.Davalı yemin teklifini kabul ederek fatura bedellerinin ödendiğine ilişkin yemini usulüne uygun eda etmiştir. Bu durumda; davacı, kapalı fatura bedellerinin ödenmediğini kanıtlayamadığından alacak istemine ilişkin asıl davanın, asıl davada unutulan işlemiş ve işleyecek faiz istemine ilişkin birleşen davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın REDDİNE,
Asıl davada; alınması gereken 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 2.700,00-TL harçtan mahsubuna, artan 2.664,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına tayin ve takdir olunan 17.950,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
Davalı … tarafından yapılan posta ve müzekkere giderinden oluşan 211,20 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
2-Birleşen davanın REDDİNE,
Birleşen davada; alınması gereken 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 594,00-TL harçtan mahsubuna, artan 558,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına tayin ve takdir olunan 4.750,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
Avanslardan artan kısım olur ise karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere davacı vekili, davalı …, davalı vekili ile ihbar olunan …vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/09/2018

Katip …

Hakim …