Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/448 E. 2019/414 K. 28.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BAKIRKÖY
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/448 Esas
KARAR NO : 2019/414

DAVA : İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/05/2018
KARAR TARİHİ : 28/03/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı … tarafından davalılar aleyhine Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …. Es sayılı dosyası ile ….Bankası …Şubesine ait 22.04.2008 tarihli, 750.000,00 YTL miktarlı ve …. nolu düzmece çeke bağlı alacak için 05.05.2008 günü haciz yolu ile başlatılan icra takibine davalılarca itiraz edilmesi nedeniyle, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
Davalılar cevap dilekçesinde Uyuşmazlık konusu alacak hakkında daha önce kesinleşmiş mahkeme kararı bulunduğundan HMK 303 ve 114. maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan davanın reddedilmesi, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin….Es. …K. sayılı ilamının davacı aleyhine kesin delil olması nedeniyle davanın reddedilmesi, dava 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmadığından reddedilmesi, dava konusu alacak zamanaşımına uğramış olduğundan reddedilmesi, dava dilekçesindeki eksiklikler ve kanıtların bildirilmemiş olması nedeniyle davanın reddedilmesi, davanın esastan görüşülmesine karar verilecek olursa, temel ilişki iddiası gizlenen, kambiyo vasfı taşımayan ve sadece yazılı delil başlangıcı niteliğinde olan evraka dayanılarak objektif iyiniyet ve dürüstlük kurallarına aykırı olarak açılan davanın reddine karar verilmesi, Feri taleplerin, takibe dayalı faiz taleplerinin ve % 20 tazminat taleplerinin reddedilmesi, Haksız ve mesnetsiz şekilde açılan davanın reddi ile davacı aleyhine % 40 tazminata hükmedilmesi talep etmişlerdir.
DELİLLER VE YARGILAMANIN ÖZETİ;
Dava; İİk 67.madde kapsamında çeke dayalı ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosyaya delil olarak;Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin….Es. …. K. Sayılı dosyası, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının …. soruşturma numaralı dosya örneği
Küçükçekmece…….İcra Müdürlüğünün …..Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, incelenmesinde; …..Es sayılı dosyası ile ….Bankası …Şubesine ait 22.04.2008 tarihli, 750.000,00 YTL miktarlı ve …. nolu düzmece çeke bağlı alacak için 05.05.2008 günü haciz yolu ile başlatılan icra takibine davalılarca itiraz edilmesi tarihinde borcun tamamına ve tüm fer’ilerine itiraz ettiği, itiraz üzerine işbu itirazın iptali davasının açılmış olduğu görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama ve dosyaya sunulan delillere göre davacı ….Bankası …Şubesine ait 22.04.2008 tarihli, 750.000,00 YTL miktarlı ve …. nolu düzmece çeke bağlı alacak için 05.05.2008 günü haciz yolu ile başlatılan icra takibine müvekkillerce itiraz edilmesi nedeniyle, itirazın iptali amacıyla açıldığı anlaşılmış olup kural olarak itirazın iptali davası, borçlu tarafından icra takibine yapılan itirazın alacaklıya veya alacaklının vekiline tebliğinden itibaren 1 yıl içinde açılmalıdır. Bu bir yıllık süre İİK 67. madde gereğince hak düşürücü süre olup, tebliğden maksat itirazın öğrenilmesidir. Dava dilekçesinde her ne kadar, ödeme emrine itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği belirtilmişse de; Davacı, Mahkememizin….Esas sayılı dosyasının dava dilekçesinde; “…, …’in güvenini kazanmak ve olaylara müdahalesini engellemek amacıyla …’e imzalı bir çek vermiştir. Bu çekte tarafımızca icraya konulmuş ise de herhangi bir borçlarının olmadığı nedeni ile çeke itiraz etmişlerdir.” şeklinde beyanda bulunduğu dosyadaki dilekçenin incelenmesinden anlaşılmıştır. Davacı vekili, ayrıca mahkememizin….Esas sayılı dosyası ile 09.10.2008 tarihinde yapılan 1 nolu duruşmada; “dava dilekçesindeki talebimiz şirketten alacağımıza ilişkin kar payına ilişkindir kar payına karşılık olarak daha önce 750.000 YTL lik çek verilmişti ancak bu çek ödenmedi bu nedenle dava açtık” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davacı Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesinin….Es. sayılı dosyası ile aynı konuyla ilgili olarak alacak davası ikame etmiş, çek bedeli olan 750.000,00 TL kadar alacağı olduğundan bahisle 650.000,00 TL’lik hakları saklı kalmak kaydıyla 100.000,00 TL talep etmiş olup , davanın sebebi kar payı alacağı gösterilmişse de davanın temel dayanağı olarak, miktar kısmı davacı tarafından kötüniyetli biçimde doldurulan çek olarak bildirilmiş yapılan yargılama sonunda, adli tıp kurumunun 17/12/2008 tarihli yazısından ….bankasının keşidecisi …-….olan 750.000,00 tl bedelli 22/04/2008 keşide tarihli çek üzerinde tahrifat yapılmadığı yönünde rapor verildiği, K.çekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 08/01/2009 tarihli …. soruşturma nolu kararı ile adı geçen çek nedeniyle davacı hakkında davalılarca yapılan şikayet konusunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, davacı tarafından 14/08/2000 tarihinde ….bankası kozyatağı şubesi vasıtasıyla …a 40.000 İsviçre frankı ödendiği, davalı şirketin G.osmanpaşa …noterliğinin … yevmiye no ile taksitli 05.01.1989 tarihli ortaklar pay defterinde davacı … ….in kaydı bulunmadığı ….Ltd Ştinin G.osmanpaşa …noterliğinin 05/01/1989 tarih …yevmiye nosu ile tasdik edilen karar defteri ile yer alan 16/12/1997 tarih 8 nolu karardan sonraki sayfaların boş olduğu daha sonrasında 22/06/2005 tarih ve takip eden kararlarda hisse devirleri ve ortak durumuna ilişkin hususların yer aldığı davacının ortaklığının söz konusu olmadığı son karar tarihinin 01/08/2008 tarihi olduğu, dosyadaki belgelerden davacının 14/08/2000 tarihinde havale ettiği 40.000 İsviçre frankı parayı davalı şirket ortaklarından …ın teslim aldığı, Beyoğlu …..noterliğinin 22/12/2000 tarihli limited şirket hisse devir senedi ile …ın davalı şirketteki 100.000.000,00 tl sermaye hak ve hissesini davacıya devrettiği ancak davalı şirketin karar defteri ortaklar pay defterinde hisse devir işlemlerinin yer almadığı davacının davalı şirket adına faaliyette bulunduğu, davacının davalı şirketin 100.000.000,00 tl tutarında ki hissesini devralmasının aynı bedel karşılığında gerçekleştiği, 22/12/2000 tarihli hisse devir senedinde de belirtildiği TTK 519.maddede düzenlendiği şekilde limited şirketi pay defteri tutulmasının zorunlu olduğu ancak TTK 66 madde anlamında ticari defter olmadığı pay defterinin mevcut ortakları sermaye payını, selefleri teşhise yarayan ancak kayıtların aksi ispatlanabilen bir defter olduğu ve kamu güvenliğine sahip bir sicil olmadığı, pay devrinin şirkete karşı geçerli olabilmesi için pay defterine kaydedilmesi ve ortakların ağırlaştırılmış çoğunlukla devre muvafakatının gerektiği, ortaklar tarafından devrin reddi halinde payın devrinin geçersiz sayılacağı, noter tarafından onaylı pay devri sözleşmesi dosyada mevcut ise de bahse konu devrin davalı şirket ortaklar kuruluna sunulduğuna dair herhangi bir belge bulunmadığı ayrıca pay defterine de kayıt olmadığı bu şekliylede geçerli bir pay devri işleminin mevcut olmadığı davacıya hisse devri yapan … ile davalı şirketin diğer ortağı ….tarafından 02/04/2008 tarihinde keşide edilen çekin hisse devrine istinaden davacı alacağına karşılık verilmiş olmak durumunun takdirinin mahkemeye ait olduğu belirtilmiş olup alınan bilirkişi raporu dosya kapsamına ve yasal düzenleme ile Yargıtay uygulamalarına paralel olduğundan mahkememizce geçerli ve inandırıcı bulunmuştur. Yapılan yargılama neticesinde tüm deliller değerlendirildiğinde … diğer davalılar yönünden ise davacının hisse devri ile davalı şirkete ortak olduğu ve şirkette kar payı bulunduğunu incelenen ortaklık pay defteri ve şirket karar defteri kayıtlarına göre ispatlayamadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Şeklindeki gerekçeyle verilen karar Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği dikkate alındığında davacı taraf aynı çekle ilgili daha önce dava açtığı dikkate alındığında söz konusu kesinleşen dosya bu dosya için güçlü delil olarak esas alınmış davacı zaman aşımına uğrayan çekten dolayı temel ilişkinden kaynaklanan alacağını ispat edemediği gibi ortada kesinleşen mahkeme kararına göre bu husus sabit olmuştur. Bir an kesinleşen mahkeme kararı esas alınmasa dahi davacı taraf ödeme emrine itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği belirtilmişse de; icra takibinin ve takibe konu çekin dayanak yapıldığı Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin….Esas sayılı dosyasında bu konu tartışılmış, davacı taraf yapılan itirazı kendi beyanlarında belirtmiştir, Bu nedenle, davacı tarafın, itirazın tebliğ edilmediği yönündeki talebi yerinde görülmemiş olup davacının geçen uzun süreye rağmen itirazı bilmemesi savcılık dosyasındaki ve kesinleşen dosyadaki beyanlarına göre itirazı öğrendiği kanaatine ulaşılmış ve bir yıllık hak düşürücü süre esasen 2008 yılında sona erdiğinden davanın hak düşürücü 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığı anlaşılmıştır
Tüm bu nedenlerle; davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilerek hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40-TL maktu karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 12.808,13-TL harçtan mahsubuna, artan 12.763,73 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalılar yararına tayin ve takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
6-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/03/2019

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸