Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/436 E. 2019/800 K. 11.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/436 Esas
KARAR NO : 2019/800

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/05/2018
KARAR TARİHİ : 11/07/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan ….’ın araç maliki, davalı …’nın sürücüsü bulunduğu, diğer davalı … Sigorta A.Ş.’ye ….. poliçe no ile sigortalı bulunan … plaka sayılı müvekkilinin içinde bulunduğu aracın 10/12/2017 günü maddi hasarlı ve ölümlü/yaralamalı trafik kazasına karışmış olup kazada davacılardan …’ın yaralandığını, …-…’ın oğlu ….-…’ın kardeşi ….’ın ise vefat ettiğini, meydana gelen kazada araç şoförünün %100 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kazaya ilişkin soruşturmanın Bakırköy C.Başsavcılığının…. soruşturma nosu ile yürütüldüğünü ve yargılamaya Bakırköy ….Ağır Ceza Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyası ile başlanmış olup kati kusur raporu tanzim edilmediğini ileri sürerek … ve … için 10.000,00-‘er TL maddi ve 100.000,00-‘er TL manevi, …, …, … için 50.000,00-‘er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, (sigorta şirketi yönünden maddi tazminata esas olmak üzere poliçe teminat limitleri dahilinde temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile) … plakalı araç üzerine 3.kişilere devir ve satışının önlenmesini teminen ihtiyati tedbir konulmasına, ayrıca Uyap ortamında yapılacak araştırma neticesinde araç sürücüsü … ile araç işleteni …’ın tespit edilecek sair menkul ile gayrimenkulleri üzerine de teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı vazına, TBK 76 maddesi gereği davalı taraflarca mahkemece tayin ve takdir edilecek meblağda geçici ödeme yapılmasına, müvekkillerinin adli yardımdan yararlandırılarak yargılama harç ve giderlerinden muaf tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde; davacının müracatı üzerine tazminat bedeli ödenmiş olup, huzurdaki taleplerin reddi gerektiğini, huzurdaki davadan önce yapılan başvuru üzerine Aktüer tarafından yapılan (TRH 2010 Ölüm Tablosu ile %1.8 teknik faiz ile) hesaplama sonucu … için 86.296,45-TL destek yoksun kalma tazminatı tespit edilmiş, %50 (müterafik kusur ve hatır taşıması) indirimi yapılarak 43.148,00-TL davacı tarafa ödendiğini, davacının talebine konu “destekten yoksun kalma tazminatına” ilişkin tazminat hesabının zms sigortası genel şartları a.5/ç maddesi ve ekinde yer alan esaslara göre yapılması gerektiğini, somut olayda müteveffanın müterafik kusuru bulunduğunu, somut olayda hatır taşımacılığı söz konusu olup, TBK md. 51 gereği uygun bir indirim yapılması gerektiğini, davacının müracaatı üzerine, müvekkil şirket tarafından hesaplanan 43.148,00-TL tazminat tutarı davacı tarafa ödendiğini, ayrıca somut olayda muaccel hale gelmiş bir alacak olmadığı için müvekkil şirket temerrüde düşmediğini, dolayısıyla müvekkil şirketin temerrüde düşmediği dikkate alındığında, müvekkili şirketin yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağının açık olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar …ve …’nın yasal sürede cevap vermemişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; 6098 sayılı TBK 49.madde ve 2918 sayılı KTK uyarınca trafik kazası nedeniyle müteveffanın desteğinden yoksun kalan davacıların araç sürücüleri, araç işletenleri ile araçların zorunlu sigortacıları aleyhinde açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Taraf vekilleri delil listeleriyle yazılı delillerini ibraz etmişler diğer taraf delilleri mahkememizce toplanmıştır. Kazaya karışan araçların trafik kayıtları celp edilmiştir.
Gerçek kişi tarafların ekonomik ve sosyal durumları araştırılmış, gelen yazı cevapları dosyaya konulmuştur. ZMMS sigorta poliçesi ödeme kayıtları ,ceza dosyası ve ekleri SGK cevap yazıları kaza tespit tutanağı ve hastane raporları dosyaya delil olarak alınmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, trafik kazasından kaynaklı maddi manevi tazminat isteminden kaynaklandığı, tarafların anlaşamadıkları hususların kusur oranları ve tazminat miktarından kaynaklı olduğu tespit edilmiştir.
Davacılar vekili 22/05/2018 tarihli beyan dilekçesinde davalılardan … Sigorta A.Ş tarafından 21/05/2018 tarihinde davacı müvekkillerden … adına 23.141,00 TL , … adına 20.007,00 TL olmak üzere ceman 43.108,00 TL geçici ödeme yapıldığını bildirmiştir. Tensip aşamasında davacıların adli yardım taleplerinin reddine karar verildiği, davacılar vekilinin noksan 1.227,84-TL peşin harcı 22/05/2018 tarihinde yatırdığı anlaşılmıştır.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şube Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap verildiği görülmüştür. Bakırköy ….Ağır Ceza Mahkemesine yazılan müzekkereye cevap verilmiş, … Esas sayılı dosyanın Uyap üzerinden örneği gönderilmiştir.
Davalı sigorta şirketi tarafından ödeme dekontu, poliçe ve hasar dosyası evrakları dosyaya sunulmuştur. …. plakalı aracın dava konusu olmadığı, ancak dava konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği nazara alınarak davacının aracın 3.kişilere devrinin önlenmesine yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
…..plakalı araçla ilgili kaza tarihi olan 10/12/2017 tarihini kapsayan trafik sigorta poliçesi kapsamında davacıların söz konusu kaza sebebiyle davacılar vekilinin 22/05/2018 tarihli dilekçesiyle davalı … Sigorta A.Ş.tarafından davacı …’a 23.141,00-TL, davacı …’a 20.007,00-TL geçici ödeme yapıldığının bildirildiği dikkate alınarak söz konusu ödemeler güncellerenerek talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihindeki yürürlükteki ZMMS genel şartlarına göre hesabı için Aktüerya bilirkişi …’a gönderilmesine karar verilmiş, 07/05/2019 tarihli raporda; dava konusu kazanın meydana gelişinde … plakalı aracın sürücüsü davalı ..’nın %100 kusurlu olduğu, davacı …’ın nihai ve gerçek maddi zararının 43.063,02 TL olduğu, davacı …’ın nihai ve gerçek maddi zararının 38.760,26 TL olduğu, davacılara yapılan ödemelerin ödeme tarihindeki verilere göre yapılan hesaplama neticesinde yetersiz olduğunun tespit edildiği, temerrüt başlangıcının davalı sigorta şirketi yönünden 21/05/2018 kısmi ödeme tarihli, davalı sürücü ve işleten yönünden ise 10/12/2017 kaza tarihi ve işleyecek faizin yasal faiz olduğu tespit edilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi ve yerleşik Yargıtay uygulaması uyarınca, hukuk hâkimi, ceza hâkiminin belirlediği kusur oranı ve beraat kararı ile bağlı değil ise de, maddi olgulara ilişkin kararlarıyla bağlıdır. Bu açıdan hukuk hakimi sanığın isnat edilen eylemi işlemediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayalı beraat kararı veya eylemin hukuka aykırılığını ve fâilini belirleyen mahkumiyet kararı ile bağlıdır. Ancak kusur tespitiyle bağlı olmadığından mahkemelerde kusur tespiti yaptırılmış buna göre sürücü davalının meydana gelen kazadan dolayı asli ve tam kusurlu olduğu tespiti hususu mahkememizce de kabul görmüştür.
Mahkememizce Bakırköy …Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası esas sayılı dosyasının celp olunduğu, dosyanın tetkikinde;
Alınan Ceza dosyasında kusur raporunda ve gerekçede ;ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen adli rapora göre; sanık …’ nın kaza sırasında 1,61 promil düzeyinde alkollü olduğu, idaresindeki araçla seyir halinde iken yola gereken dikkatini vermediği, mahaldeki hız limitlerini aştığı, hatalı doğrultu değiştirdiği, sanığın bu şartlar altında araç kullanmakta iken öngördüğü ancak istemediği ölüm ve yaralanma neticelerine sebep olduğu anlaşıldığından kazada sanığın “bilinçli taksirle” hareket ettiği nazara alınarak, sanık hakkında TCK’nın 22/3. maddesinin uygulanması gerekmiştir. Davalı sürücü hakkında taksirle bir kişinin ölümüne ve birden fazla kişinin yaralanmasına sebebiyet vermek suçu nedeniyle verilen mahkumiyet kararı verildiği görülmüştür.
Mahkememizce olayın oluş şekline göre ceza dosyasında alınan raporlar net açık ve denetime elverişli bulunduğundan usül ekonomisi uzuluk basitlik ilkesi kapsamında yeniden kusur raporu alınmasına gerek görülmemiş mevcut haliyle dosya Aktüer bilirkişiye gönderilerek kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ZMMS genel şartlarına göre oluşan maddi zararla ilgili alına
Ceza dosyasında Adli Tıp Kurumu Kimya İhtisas Dairesi’nin 12/12/2017 tarihli sanık …’ nın olay tarihinde 1,61 promil alkollü olduğunu belirten uzmanlık raporu, katılan …’ın şikayet dilekçesi, ATK Trafik İhtisas Dairesi’ nin meydana gelen trafik kazasında sanık …’ nın asli kusurlu olduğunu bildirir 25/12/2018 tarihli uzmanlık raporu mahkememizce olayın oluş şeklinin tek taraflı trafik kazası oluşu ve mütevaffanın araçta yolcu olması nedeniyle mahkememizde yeniden rapor alınmasına gerek görülmemiş ceza dosyasında alınan raporlar kabul görmüştür.
Kural olarak Ceza mahkemesinde, haksız eylemin öğelerinden eylem, nedensellik bağı ve hukuka aykırılık yönleri saptanmış ve bunlar kesinleşmişse, bu üç öğe bakımından ceza mahkemesinin mahkumiyet ya da beraat kararı hukuk hakimini bağlayacaktır.Hukuk hakimi, ceza hakimini mahkumiyet kararına götüren olaylarla bağlıdır. O halde hukuk hakimi, artık olayların başka şekilde gerçekleştiğini benimseyemez ve zararın var olmadığını kabul edemez. (4. HD. 5.10.1987, 4123-7124, YKD.1987/12-1770) T.B.K.’nun 53. maddesi uyarınca ceza mahkemesinin sabit saydığı olaylar üzerine verdiği ve kesinleşen mahkumiyet kararı hukuk hakimini bağlar. (4. HD.4.2.1992, 90/12957-92/959, YKD.1992/5-693)bu ilke ve kurallar dikkate alındığında davalı sürücünün davacıya karşı haksız fiili olduğu sabittir. Böylece olaydaki hukuka aykırı fiil uygun illiyet bağı ve kusur durumu tespit edilerek haksız fiilin davalı sürücü tarafından ceza mahkemesinde alınan raporlarla davalı sürücü …’nın “dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket ederek, aracın hızını ve teknik özelliklerini dikkate almayarak, yolun icap ve şartlarına uygun seyretmeyerek ve üç şeritli yolda seyrederken sağ şeritten sol şeride trafiği tehlikeye sokacak şekilde şerit değiştirerek” araç kullanması nedeniyle kazanın meydana geldiğinin ile tespit edildiği ve davalının belirtilen bu raporda asli kusurlu olduğuna kanaat edildiği, asli kusurlu olarak meydana getirildiği tespit edilmiştir ve bu hususu sabit olmuştur. Bu sebeple Borçlar kanunu uyarınca davacının zararını tazminle araç sürücüsü ve işleten sorumludur. Söz konusu meydana gelen olayda kaza anında araç sürücüsü ve ruhsat sahibi işletenin haksız fiil ve yasa uyarınca meydana gelen zarardan sorumlu oldukları kanaat ve inancı mahkememizde oluştuğundan ruhsat sahibi şirketin sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik kanunun 85.maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa,… motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir.” İşleten ile sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkindir. İşletenin; eşi, usul ve füru, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanlar ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin ölüm ve yararlanmaları halinde bundan kaynaklanan zararların zorunlu sigorta kapsamında olduğu kabul edilmelidir.
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı).
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de: “Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.11.2005 gün ve 2005/4-648 E.-2005/691 K. sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Sonuç olarak davalıların kaza kapsamında meydana gelen destekten yoksun kalma tazminatı alacağından sorumlu oldukları sabit olmuş olup mütevaffanın akollü ve ehliyetsiz arkadaşının aracına binmesi yanında olayda hatır taşıması da söz konusu olduğundan her iki davacıdan da ayrı ayrı olarak hakkaniyet ve Yargıtay uygulamalarına göre %40 oranında yapılan takdiri indirim dikkate alınarak dosya kapsamında usul ve yasaya uygun alınan bilirkişi raporlarına göre tespit edilen ve sigorta şirketinin ödemesi sonrası takdiri indirimlerle oluşan bakiye 49.093,96 TL destekten tazminadan davalı sürücünün kusuru oranında bütün davalıların söz konusu zarar olan davalı sigorta şirketi kazaya karışan aracın ZMMS poliçesi kapsamından TTK’nun 1483. Madde ve devamı hükümlerinde de belirtildiği üzere, sigorta şirketi poliçedeki limitle sınırlı olmak üzere sorumlu olduğu anlaşılmakla dava tarihi ve olay tarihindeki ZMMS genel şartlarının uygulanması sonucunda anne ve babanın müteveffanın desteğinden yoksun kalacakları dikkate alınarak itibariyle için süresine göre yapılan hesaplama ve ceza dosyasına alınan kusur raporu hükme esas alınan aktüerya raporu usul ve yasaya uygun bulunmuş olup davalıların itirazları yerinde görülmemiştir.
Davacı için talep edilen Manevi tazminat yönünden ise olayın oluş şekli anne baba ve kardeşlerin aile bireylerinin genç yaşta kaybı dikkate alındığında kaza sebebiyle oluşan zarar sebebiyle davacı üzerinde olumsuz ağır olumsuz psikolojik etkilere ve elem üzüntü kedere neden olacağı açıktır. Manevi tazminatın amacı kişilerde bir nebze olsun elem ızdırabı gidermeye araç olduğu hususu dikkate alınarak hakkaniyet gereği davacıda zenginleşmeye neden olmayacak ayrıca davalıyı da böyle bir fiilden vazgeçirecek ve tekrarlamayacak şekilde manevi tazminat hükmedilmesi gerekir. Dosya kapsamına göre olayda mütevaffanın müterafik kusuru davalıların sosyal ekonomik durumu dikkate alınmıştır. Ancak hükmedilecek bu manevi tazminatın sembolik bir düzeyde kalmaması da dikkate alınarak davacının acı ve elemini bir nebze giderecek bu fiilin ağırlığı ve gerçekleşme şekli tarafların sosyal ve ekonomik durumları nazara alınarak TMK 4. Maddesi uyarınca davalının maddi durumu da dikkate alınarak haksız fiilden zarar gören davacılar anne abab ve kardeşler yararına takdir edilen hakkaniyet bu yarınca uygun manevi tazminat takdir edilmiştir.
Tüm bu nedenlerle; davanın kısmen kabul kısmen reddine, maddi tazminata ilişkin davanın ıslah edilmiş miktar üzerinden kısmen kabulü ile davacılar … ve … için toplam 49.093,96 TL maddi tazminatın sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle ile birlikte davalılar … ve …Sigorta poliçesindeki limitle sınırlı olmak üzere … Sigorta A.Ş. den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, davacıların fazlaya ilişkin maddi tazminat taleplerinin reddine, manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile davacılar … ve … için 20.000’er -TL manevi, …, …, … için 5.000’er -TL olmak üzere toplam 55.000-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, davacıların fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Açıklaması gerekçeli kararda yazılacağı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE,
Maddi tazminata ilişkin davanın ıslah edilmiş miktar üzerinden kısmen KABULÜ ile Davacılar … ve … için toplam 49.093,96 TL maddi tazminatın sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle ile birlikte davalılar …. ve …Sigorta poliçesindeki limitle sınırlı olmak üzere … SİGORTA A.Ş. den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine
2-Davacıların fazlaya ilişkin maddi tazminat taleplerinin reddine
3-Manevi tazminata ilişkin davanın KISMEN KABULÜ ile Davacılar … ve … için 20.000’er -TL manevi,…., …., … için 5.000’er -TL olmak üzere toplam 55.000-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine
4-Davacıların fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin REDDİNE,

5-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 3.353,61 TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 1.227,84 TL harç ile 1.060,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 1.065,77 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına, (davalılar … ve ….Sigorta poliçesindeki limitle sınırlı olmak üzere)
6-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 35,90 TL peşin harç, 1.227,84 TL peşin harç, 1.060,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.359,64 TL davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,(davalılardan … SİGORTA A.Ş.sigorta poliçesindeki limitle sınırlı olmak üzere)
7-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret tarifesi gereğince takdiren 5.750,34 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine
8-Maddi tazminat talebinin kısmen reddi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 3.927,52 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
-Manevi tazminata ilişkin davanın KISMEN KABULÜ yönünden;
9-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 3.757,05 TL ilam ve karar harcının ilam ve karar harcından davacı tarafından yatırılan 1.227,84 TL harç ile 1.060,00 TL ıslah harcının mahsubuna, bakiye 1.469,21 TL ilam harcının davalılardan … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
10-Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1.maddesi uyarınca 6.400,00-TL vekalet ücretinin davalılardan … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
11-Manevi tazminat talebinin kısmen reddi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2.maddesi uyarınca 6.400,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılar … ve …’a verilmesine,
12-Davacı tarafça sarf edilen 1.200,00 TL bilirkişi ücreti, 523,60 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 1.723,60 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı (%60,24) dikkate alınarak takdiren 415,50 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
13-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
14-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı karar verildi.11/07/2019

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip ….
¸