Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/420 E. 2019/195 K. 19.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/420
KARAR NO : 2019/195

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 27/04/2018
KARAR TARİHİ : 19/02/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21.03.2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkili ile davalı arasında 23/08/2004 tarihinde elektrik aboneliği sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme çerçevesinde davalının elektrik kullanmaya başladığını, tesisatın bulunduğu ve elektriğin kullanıldığı mahalin ticarethane olduğunu, elektrik tarifeleri yönetmeliğinin elektrik kullananlara uygulanacak tarife gereğince davalının kullandığı elektrik bedelinin 1.578,30 TL olduğunu, işbu bedelin takip tarihine kadarki gecikme zammının 974,46 TL olduğunu, dava konusu alacağın talebe rağmen ödenmemesi üzerine Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün…. Esas sayılı dosyası ile icra takibinde bulunulduğunu, davalının dosya borcunun tamamına itiraz etmesi ile takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, %20 inkar tazminatı ile mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin kiracı olduğu ticarethaneden 31/01/2015 tarihinde taşındığını ve elektrik tüketimini kendisinin gerçekleştirmediğini, sayacın bağlı olduğu iş yerini Mehmet Dinç isimli kişinin kullandığını ve bu tüketimin bu kişi tarafından gerçekleştiğini, tapu kayıtlarından da buranın mülkiyetinin davalı müvekkiline ait olmadığının açıkça görüleceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yaptırılan araştırmalara göre davacının ticari işletme kaydının bulunmadığı ve esnaf olduğu tespit edilmiştir.
Dava itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ticari davaları mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar ise, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda taraflar arasındaki hukuki ilişkinin, davalının elektrik aboneliği nedeniyle tahakkuk ettirilen tüketim bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davanın TTK.’nın 4. maddesinde sayılan hususlardan sözleşmelerden kaynaklanmadığı, davacının tacir olmadığı gibi taraflar arasındaki ilişki ile alacak miktarına göre de tacir olarak kabulünün mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle ticari olmayan işbu davada görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup, asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK.nn 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları ise dava şartıdır. Bu itibarla davanın dava şartı yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle ;
1-Davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle REDDİNE,
2-Kararın kesinleşme tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde talep halinde dosyanın görevli Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı karar verildi.19/02/2019

Katip …

Hakim …