Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/415 E. 2019/52 K. 17.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/415
KARAR NO : 2019/52

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/04/2018
KARAR TARİHİ : 17/01/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali (ticari satımdan kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; …. Grubu’nun; a)…. A.Ş., b)… A.Ş. ve c) A.Ş. ünvanlı kuruluşları 29.12.2017 tarihi itibariyle, Türk Ticaret Kanunu’nun 136, 155/1-b. ile 158. maddeleri ve Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 18 – 20 ‘inci maddeleri çerçevesinde, tüm aktif ve pasiflerinin bir bütün (kül) halinde “…” (eski ünvanı ile … A.Ş.) unvanlı kuruluşa devrolma yoluyla kolaylaştırılmış usulle birleşmişlerdir. Birleşme kararı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından 29.12.2017 tarihinde tescil edildiğini, birleşme işlemi icra takibi sırasında gerçekleştiğinden ilgili bildirimlerin icra müdürlüğü dosyasına da yapıldığını, müvekkili şirket ile davalı arasındaki satım ilişkisine dayanan ticari faaliyet sonucu davalı şirketin müvekkile bakiye 403.227,47 TL asıl borcu oluştuğunu, müvekkili tarafından satım ilişkisine istinaden düzenlenen faturalar davalının bilgisi dâhilinde olup; hiçbir şekilde bu faturalara bir itirazı olmadığını, davalının cari hesap borcunu ödememesi üzerine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü …. Esas sayılı dosyası ile 403.227,47 TL asıl alacağın faizi, icra ve avukatlık giderleriyle birlikte tahsili maksadıyla 27.12.2017 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, müvekkili tarafından davalıya gerçekleştirilen satışlara ilişkin bedellerin ödenmediği dilekçemiz ekinde sunulan 30.10.2017 tarihli mutabakat mektubu, cari hesap ekstresi ve tarafların ticari defterleri incelendiğinde görüleceğini, davalı tarafın icra takibine itiraz etmesi tamamıyla haksız ve mesnetsiz olup İİK. Madde 67/2 uyarınca davalı aleyhine 403.227,47 TL’nin %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek davalının takip konusu borca, faize ve tüm fer’ilerine olan tüm itirazları alacağın tahsilini geciktirme maksatlı olup, kötü niyetli olduğunu, bu nedenle davalının takip konusu borca, faize ve tüm fer’ilerine olan tüm haksız itirazlarının iptal edilerek takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; takip dosyasına yaptıkları tüm itirazlarını aynen tekrar ettiklerini, zira, yargılama safahatında ve bilirkişi incelemesinde de ortaya çıkacağı üzere; davacı şirketin müvekkil şirket aleyhine ikame ettiği takipteki asıl alacaklar, faizler, faiz oranları, işlemiş faizler ve bunlara dönük talepler, abartılı, fahiş ve haksız olduğunun anlaşılacağını belirterek haksız davanın reddine, takibin iptaline, ayrıca likit olmayan alacak için talep edilen icra inkar tazminatının her halükarda reddine karar verilmesini istemiştir.
YARGILAMANIN ÖZETİ ve DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava Fatura ve ticari ilişkiden kaynaklı davalı aleyhine başlatılan icra takibine konu alacağın ödenmemesi sebebiyle alacağın ve ferilerine yönelik İİK 67.madde uyarınca açılmış itirazın iptali talebine ilişkindir.
Taraf vekilleri delil listeleri ile bir kısım yazılı delillerini ibraz etmişler, diğer deliller mahkememizce toplanmıştır.Takibe konu İcra dosyası, Vergi dairesi BA formu kayıtları, cari hesap eksteri Faturalar ve Ticari defter kayıtları dosya arasına alınmış ve iddia savunma kapsamında davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı hususunda HMK 222. Maddesi uyarınca defter incelemesi yapılmıştr.
Bakırköy …İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosya aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı-alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 403.227,47 TL alacağın tahsili için 27/12/2017 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı-borçluya 09/02/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin Uyap üzerinden e-imzalı olarak gönderdiği 11/02/2018 tarihli dilekçesiyle borcun tamamına, faiz ve fer’ilerine itiraz ettiği, itirazın yasal 7 günlük sürede yapıldığı, işbu itirazın iptali davasının da 1 yıllık süre içerisinde açıldığı görülmüştür.HMK 266.madde uyarınca çözümü teknik bilgiyi gerektirmesi sebebiyle mali müşavir bilirkişi ile inceleme yaptırılmış buna göre,
Mali müşavir Nermin Arıcı tarafından tanzim edilen 16/11/2018 tarihli raporda özetle; yanlar arasında davacı tarafından davalıya toptan gıda satışı yapılması şeklinde ticari ilişki kurulduğu, davacı ticari defterlerinde, icra takip tarihinde davacı … A.Ş’nin, davalı ….Ltd. Şti.’den 403.227,47 TL alacaklı olduğu, davacının alacağına dayanak faturalar e-fatura Temel fatura senaryosunda düzenlenmiş olmakla, davalının sistemine online olarak düştüğünden, faturaların davalı tarafından tebliğ alındığının sabit olduğu, yine davacının davalıdan olan alacak bakiyesinde, davalı ile mutabık kalındığında dair 30.10.2017 tarihli mutabakat formunun ibraz edildiği, davacı alacağının kabulü halinde, icra takibinden sonra talep ettiği % 9,75 faiz oranının 3095 sayılı kanun tacirler arasında uygulanan avans faiz oranı olduğu ve dolayısıyla uygun olduğu ve değişen oranlarda uygulanması gerekeceği mütalaa olunmuştur.
Ticari defter ve belgelerin sahibi lehine delil teşkil etmesi, tacirin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerin kendisi lehine kanıt teşkil etmesi, her iki tarafın da defter tutma yükümlüsü olmasına , uyuşmazlığın her iki tarafında defterlerine kaydetmesi gereken ticari bir işle ilgili olmasına , tutulması gereken tüm defterlerin tutulmuş olmasına, defterlerin usulüne uygun tutulmasına ve onaya tabii defterlerin onaylatılmış olmasına, defterlerdeki kayıtların birbirini teyit etmesine, defterlere dayanarak ispat edilmek istenen iddianın da karşı taraf delillerince çürütülememiş olmasına, defterlerine dayanan tarafın yemin etmiş olmasına bağlıdır.(BAHTİYAR, M., Ticari Defterlerin Hukuki Önemi ve Sahibi Lehine Mahkemede Delil Olma Şartları, Makaleler II, s. 71 vd; ARKAN, s. 330 vd.).
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre uyuşmazlık davacının takibe konu fatura içeriğinden dolayı davalıya hizmet verip vermediği alacaklı olup olmadığı yönündedir.
Davalı itiraz edip inkar ettiğinden malları davalıya verdiğini iddia eden davacı ispat yükü altında olup davacı tarafça sunulan fatura yanında ticari defterler de ayrıca ispat vasıtalarından birisidir.
Fatura ticari ilişkilerde ispat vasıtalarından birisidir. Bir faturanın borç doğurabilmesi için öncelikle faturanın karşı tarafa tebliğ ve teslim edilmesinin ispatı gereklidir.
Davalı taraf icra dosyasına borcunun bulunmadığı itiraz beyanında bulunmasına karşın, davacı taraf inceleme gününde ticari defterlerini ibraz edip, davaya konu olan faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu görülmüş olup söz konusu faturaların bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi usulüne uygun tutulan davacı defterlerinin lehlerine delil vasfına haiz oldukları anlaşılmakla dava konusu edilen e-faturalara hiçbir ihtirazi kayıtta bulunmadığı ve 20.12.2017 tarihinde davalıya ait 100.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun paraya çevrilmesine itiraz etmediği dikkate alınmış olup davalının gelen vergi kayıtlarına göre daha sonra bunu BA formunda davalı tarafça vergi dairesine bildirmesi ve dosyaya sunulan delillerden fatura bedelini ödemediği, dava konusu edilen faturalar ile muhteviyatı malları davalı şirkete verildiği anlaşılmıştır.Taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu ve dava konusu alacağın dayanağı olan faturalar ile muhteviyatındaki mal ve hizmetlerin davalı şirkete teslim edildiği anlaşıldığından davanın kabulü ile karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle; Davanın kabulüne, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü …. sayılı takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin 403.227,47 TL asıl alacak üzerinden aynen devamına, hüküm altına alınan asıl alacağa 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi uyarınca takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9,75 oranından başlamak ve talebi aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, alacak faturaya dayalı olup likit bulunduğundan haksız itiraz nedeniyle hükmolunan miktarın takdiren %20’si tutarı 80.645,50 TL oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü …. sayılı takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın İPTALİNE, takibin 403.227,47 TL asıl alacak üzerinden aynen DEVAMINA,
2- Hüküm altına alınan asıl alacağa 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi uyarınca takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9,75 oranından başlamak ve talebi aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
3-Alacak faturaya dayalı olup likit bulunduğundan haksız itiraz nedeniyle hükmolunan miktarın takdiren %20’si tutarı 80.645,50 TL oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 27.544,47-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 4.869,98 TL harç ile icrada yatırılıp mahsup edilen 2.016,14 TL harcın mahsubuna, bakiye 20.658,35-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına tayin ve takdir olunan 30.079,10 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından sarf edilen 35,90-TL başvurma harcı, 4.869,98 TL peşin harç, 2.016,14 TL icrada yatırılıp mahsup edilen harç, 145,35-TL tebligat ve 26,00-TL müzekkere gideri, 1.150,00 -TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 8.243,37-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
8-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne kaarşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/01/2019

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸