Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/407 E. 2022/557 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/407 Esas
KARAR NO : 2022/557

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/04/2018
KARAR TARİHİ : 31/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …..’ın eşi ….. İle birlikte gittiği tatilin 05/08/2010 gününde ikametinden Milas istikametine, ….. yönetiminde bulunan araçla Bodrum’a seyrederken, ….. tarafından kullanılan ….. adına kayıtlı ….. plakalı araçla çarpıştığını, kazadan sonra yaralanan müvekkilin, ambulansla …..Hastanesine sevk edildiğini, iç kanama tespit edildiğini ve bir iki gün gözetim altında tutulduğunu birkaç gün içinde sona ermemesi nedeniyle müvekkili acilen ameliyata alınmasına karar verildiğini, Tıbbi zorunluluk gereğince Müvekkil …..’ın geçirdiği iç kanama nedeni ile dalak organının ameliyatla alındığını, kaza sonucunda müvekkilin yaralanarak organ kaybı yaşamasına sebep olan ….. aleyhine Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde suç duyurusunda bulunulduğunu, Bodrum …. Asliye Ceza Mahkemesinin ….. esas numarasıyla “taksirle yaralama” suçunun işlenmesi sebebiyle kamu davası açıldığını, mahkeme tarafından yapılan yargılama sonucunda sürücü ….. aleyhine taksirli yaralama suçunun işlenmesi sebebiyle ”6 ay 20 gün hapis cezasına” hükmedildiğini, sonrasında hapis cezası sanığın şahsi halleri gözetilerek adli para cezasına çevrildiğini, kaza sonucunda, müvekkil yaralanmasına sebep olan ….. plakalı aracın kaza târihindeki “zorunlu mali mesuliyet sigortacısı” olan …. Sigorta şirketine organ kaybı sebebiyle maluliyet tazminatı ödenmesi hususunda başvuruda bulunulduğunu, davacı müvekkili “splenektomi” teşhisi ile tüm vücut fonksiyon kaybının toplam %10 oranında olduğu tespit edilmiş olup bu rapor İle belirlenen maluliyet oranı taraflarınca kabul edilmemekle, raporun yetersiz olduğunu, ATK’ dan rapor aldırılması gerektiğini; aracın maliki ….. ve ZMMS’ den davacının bedensel zararları sebebiyle şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat ve organını kaybeden davacı müvekkili psikolojik olarak da bu süreçten etkilendiğini, aylarca kendi çantasını dahil taşıyamadığını, bu sebeple kazaya sebep olan aracın işleteni …..’ten 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ….. Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; ….. plakalı aracın, müvekkili şirket tarafından tanzim edilen, 20.02.2010/2011 vadeli … poliçe no’lu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, Müvekkili şirket tarafından 21.02.2018 tarihli, EFT işlemiyle davacı yana 21.845,64 TL ödeme yapılarak sorumluluğun yerine getirildiğini ve davacı yan tarafından da bu ödemeyi takiben ibraname imza altına alındığını, ek olarak davacının yaralanmasına ilişkin olarak 146,44 TL ödeme 06.12.2010 tarihinde yapıldığını, sorumluluğunu yerine getiren müvekkiline karşı ikame edilen işbu haksız ve mesnetsiz davanın bu nedenle reddine karar verilmesini talep ettiğini, 25.02.2011 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarih 6111 sayılı yasanın 59. Maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun değişen 98. Maddesindeki Trafik kazalarındaki acil sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumundan karşılanacağı hükmü nedeni ile tedavi masraflarından SGK nın sorumlu olduğunu SGK GSS Müdürlüğü Sağlık Hizmetleri Daire Başkanlığı’nın 04.10.2013 gün …. sayılı yazısı ile trafik kazalarından doğan tedavi giderlerinin; refakatçi gideri, yol masrafı, ilaç masrafı, tıbbi malzeme masrafı gibi sair tüm masraflar dahil olmak üzere SGK tarafından karşılanacağının ifade edildiğini, bu gerekçeler ile belirtilen masraflarından müvekkilin sorumlu olmadığını, davanın reddine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı ….. vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dosyası içerisine alınan ATK raporunda …..’ın asli kusurlu, dava dışı …..’ın ise tali kusurlu olduğunun saptandığını, davanın usul ve esas açısından reddedilmesi gerektiğini, …..’ın kazadan ve zarardan sorumlu olduğunu, müvekkili davalı …..’e atfedilecek kusurun söz konusu olmadığını, Müvekkilinin maliki olduğu araç muayenelerinin yapılmış olduğunu, uygun ve yeterli donanıma sahip otomobil olup, sürücünün ise yeterli deneyime sahip, uygun aracı kullanmaya yeterli ehliyete sahip olduğunu, davacının ceza davasının kesinleşmesinden 3 yıl 10 ay 12 gün sonra dava açmasının 2918 sayılı yasa ve BK’daki düzenlemenin amacı olmadığını, davacının davasının zaman aşımına uğradığını, davanın reddine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davacı tanığı …. ; “davacı benim kızım olur, kızım 2010 yılında kazaya uğramıştır, o dönemde kızım …. hukuk bürosunda çalışmaktaydı, kaç yıllık avukat olduğunu hatırlamıyorum, ne kadar ücret aldığını hatırlamıyorum, kaza yaptığı dönemde kızım evli değildi, kaza döneminde kızım benimle birlikte yaşamaktaydı, kaza sonrasında kendisi hastanede kaldı, ben kazayı 15 gün sonra duydum, sonrasında hastaneden çıktıktan sonra kayın validesinin evinde kalmış, kızım deniz ticareti hukuku üzerine staj yapmıştı bu tür davalara bakmaktaydı.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … ; davacı ile üniversiteden beri arkadaşız, ben de avukatım, kaza olduktan sonra 5 dakika sonrasında ben olay yerindeydim, kendisi ben havaalanından çıktıktan sonra beni yoldan almak için gelmekteydi, biz kendisiyle aynı büroda çalışmadık, kaza 2010 yılında olmuştur, o dönemde davacı yönetici avukat olarak bir ofiste çalıştı, ofisteki patronu …. hanımı bilmekteyim, …. hanımla birlikte çalışıyordu, davacı çoğunlukla deniz ticareti hukuku alanında çalışmaktaydı, diğer alanlarda da dosyalar almaktaydılar, uzunca bir dönem de çalıştılar, kaza anında davacı staj dahil 4 yıllık avukattı, stajını deniz ticareti yapan büyük bir büroda yapmıştı, kaza anında tam ne kadar ücret aldığını bilmiyorum ancak altında en az 4 avukat çalışmaktaydı, stajerleri de vardı, asgari ücret almadığını bilmekteyim, kendisi o dönemde benden çok ücret almaktaydı, o dönemde benim kendi ofisim vardı, o dönemde ben 5.000 – 7.000 TL aylık ortalama gelir kazanmaktaydım, bu miktarın en az 4,500 TL’si elimde kalmaktaydı, davacı benden fazla ücret almaktaydı, ayrıca kendisi daha sonra bu büroda ortak gibi prim almaktaydı, davacının çalışmış olduğu büroda Aile hukuku dava olarak görülmekteydi, ben boşanma konusunda uzman olmam sebebiyle bu büroya gelen aile hukukundan kaynaklı davalarda ben destek vermekteydim, bu sebeple de davacı ile yakın ilişkide bulunduk ve çalıştık, ücretine bu sebeple de vakıfım, tanıklık ücret talebim yoktur, ben olay anında gittiğimde davacı arabanın arka camından çıktığını ve yerde yattığını gördüm davacının oturduğu koltuk geriye doğru kırılmıştı, kemerin takılıp takılmadığına ilişkin bilgiye sahip değilim, kemer olmasaydı davacı ön camdan fırlardı” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Adli Tıp Kurumu …. İhtisas Kurulu tarafından gelen … no’lu 20/06/2019 tarihli raporda;Mevcut tıbbi belgelere göre; …. kızı, …. doğumlu …..’ın 06.08.2010 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak;Gr1 XI (3…………15)A %19,E cetveline göre %16.2 (yüzdeonaltınoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağını, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 1.5 (birbuçuk) aya kadar uzayabileceğini bildirmiştir.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından gelen …. no’lu … tarihli raporda; Sürücü …..’in %20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğunu, Sürücü …..’ın %80 (yüzde seksen) oranında kusurlu olduğunu bildirmiştir.
Hesap bilirkişisi tarafından sunulan 04/11/2021 tarihli raporda; Davacının geçici iş göremezlik dönemi olan 05.05.2010-20.09.2010 arasındaki gelir kaybı zararı toplam 2.611,85 TL olarak hesaplandığını, davacının bakiye güç/efor (sürekli sakatlık) zararı toplam 649.481,58 TL olarak hesaplandığını, dosyadaki belgelerden ….. plakalı aracın poliçe limitinin sakatlanmada kişi başına 150.000 TL ve kaza başına 750.000 TL olduğu, davacıya 21.845,64 TL ödeme yapıldığını, dolayısıyla sakatlanma yönünden limitin tüketilmediğini (150.000 – 21.845,64 TL = 128.154,36 TL) tespit edildiğini, bildirmiştir.
Hesap bilirkişisi tarafından sunulan 10/11/2021 tarihli ek raporda; Davacının geçici iş göremezlik dönemi olan 05.05.2010-20.09.2010 arasındaki gelir kaybı zararı toplam 8.431,24 TL olarak hesaplandığını, davacının bakiye güç/efor (sürekli sakatlık) zararı toplam 1.428.710,39 TL olarak hesaplandığını bildirmiştir.
Davacı taraf, 15.03.2022 tarihli dilekçesi ile taleplerini arttırmıştır.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf beyanları. bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi – manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı, 05/08/2010 tarihli trafik kazasındaki yaralanmasından dolayı geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik (maddi tazminat) ve manevi tazminatlarının tazmini amacıyla kazaya karışan aracın maliki ve sigortalayan sigorta şirketi aleyhine bu dava açmıştır.
Davalı sigorta şirketi tarafından, ….. plakalı araca ilişkin başlangıç 20.02.2010, bitiş 20.02.2011 tarihli Motorlu Kara Taşıt Araçları Zorunlu Mali Sorumluluk Trafik Sigorta Poliçesinin celp edildiği görülmüştür.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan kusur, maluliyet ve hesap yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin … tarihli raporda; Sürücü …..’in %20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğunu, Sürücü …..’ın %80 (yüzde seksen) oranında kusurlu olduğunu bildirmiştir. Oluşa göre belirlenen bu kusur oranlarına mahkememizce de dosya kapsamına uygun olması sebebiyle itibar edilmiştir. Yine, dosya kapsamında davacının emniyet kemeri takmadığına dair hükme esas alınabilecek herhangi bir delil bulunmamaktadır.
Adli Tıp Kurumu …. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen raporda; Davacı …..’ın 06.08.2010 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak;Gr1 XI (3…………15)A %19,E cetveline göre %16.2 (yüzdeonaltınoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağını, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 1.5 (birbuçuk) aya kadar uzayabileceğini bildirmiştir. Teknik incelemeye göre belirlenen bu iş göremezlik raporuna mahkememizce de dosya kapsamına uygun olması sebebiyle itibar edilmiştir.
Bilirkişi ….’ dan alınan 10/11/2021 tarihli ek raporda; Davacının geçici iş göremezlik dönemi olan 05.05.2010-20.09.2010 arasındaki gelir kaybı zararı toplam 8.431,24 TL olarak hesaplandığı, davacının bakiye güç/efor (sürekli sakatlık) zararı toplam 1.428.710,39 TL olarak hesaplandığı görülmüştür. Davacının ücret iddiası; yaptığı iş, kıdemi, yaşı, dosya içerisine sunulan evraklar, maaş yazısı, tanık beyanları ve tüm kayıtlar birlikte dikkate alınarak kabul edilmiştir. Davacının hak edeceği maddi tazminat yönünden, dosya kapsamına ve delillere göre uygun olması sebebiyle ek rapordaki hesaplamaya itibar edilmiştir.
Davalı …..’ in, kazaya karışan aracın maliki olduğu; diğer davalı şirketin sigorta poliçesinin tarafı olduğu görülerek, davalıların kaza kapsamında meydana gelen maddi tazminat alacağından sorumlu oldukları sabit olmuştur.
** Hakimin manevi zarar adı ile kazaya uğrayana verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması da gözetilerek, gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar doğrultusunda, tarafların sosyal ve ekonomik durumları olaydaki kusur durumu ve olayın oluş şekli, olay tarihi, maluliyet oranı ve kaza olayı göz önüne alınmak sureti ile manevi zarar aşağıdaki şekilde belirlenmiş ve hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan tüm sebepler dolayısıyla dava dilekçesi ve talep arttırım dilekçesi doğrultusunda aşağıdaki şekilde karar verilmiş ve hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE,
-287.428,32-TL Maddi Tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden, davalı ….. yönünden kaza tarihi olan 05/08/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sorumlu olduğunun tespitine, )
-20.000,00-TL Manevi tazminatın kaza tarihi olan 05/08/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …..’den alınarak davacıya verilmesine,
2- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca maddi ve manevi tazminat talebi yönünden toplam alınması gereken toplam 21.000,42 TL karar harcından, dava açılırken alınan 71,73 TL peşin ve yargılama sırasında yatırılan 4.836,82 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 4.908,55 mahsubu ile bakiye 16.091,87 TL harcın (Davalı …..’ in miktarın tamamından, davalı sigorta şirketinin ise 14.965,43 TL’ sinden sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
– Davacı tarafından yatırılan toplam 4.949,65 TL harcın (Davalı …..’ in miktarın tamamından, davalı sigorta şirketinin ise 4.603,17 TL’sinden sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3- Davacı tarafından ATK rapor fatura ücreti, bilirkişi raporu, tebligat ve müzekker masrafı olmak üzere yargılama gideri olarak yapılan toplam 2.322,15 TL’ nin (Davalı …..’ in miktarın tamamından, davalı sigorta şirketinin ise 2.159,59 TL’sinden sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
– Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
4- Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
– Davalı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar yatıran tarafa İADESİNE,
5- Kabul edilen maddi tazminat yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince tayin ve takdir olunan 28.569,98 TL vekalet ücretinin davalıların tamamından müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6- Kabul edilen manevi tazminat yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince tayin ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı …..’ den alınarak davacıya verilmesine,

Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacının ve davalı … vekilinn yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/05/2022

KATİP … HAKİM …
¸e-imza ¸e-imza