Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/404 E. 2020/642 K. 30.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/404
KARAR NO : 2020/642

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 20/04/2018
KARAR TARİHİ : 30/09/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; sigortalı …… Beyaz Eşya San ve Tic. A.Ş.’ne ait muhtelif emtia müvekkil şirket nezdinde … numaralı Nakliyek Abonman Sigorta Poliçesi ile nakliyet muhataralarına karşı sigortalı olduğunu, davaya konu elektronik devre kartı emtiası davalı tarafından düzenlenen Navlun Faturasına istinaden …. aracılığıyla Çin’den İstanbul’a sevk edilmek üzere sağlam ve eksiksiz olarak yüklendiğini, … geçici depolama alanına aktarılmış ve ürünlerinden bir kısmında nem sebebiyle hasar gördüğünü, meydana gelen hasar tazminatı müvekkil şirket tarafından sigortalısına 25/09/2017 tarihinde ödendiğini, davalının taşıyıcı olarak nakliye işini üstlenmiş olduğu iş görülürken sürücünün kusuru ile meydana geldiğinden davalının sorumluluğu söz konusu olduğunu, davalının mal varlıkların tasfiye etme ve üçüncü şahıslara aktarması kuvvetle muhtemel olduğundan alacaklarının yüksekliği ve kusur durumu da göz önünde bulundurularak karar kesinleşinceye kadar davalının mal varlıklarına teminatsız olarak ihtiyati tedbir konularak üçüncü şahıslara devrinin önlenmesine karar verilmesini, müvekkil sigorta şirketinin Hazine Müsteşarlığı nezdinde teminatlar tesis etmiş olması sebebiyle sigorta şirketi borçları ayrıca kamu teminatı altında bulunduğundan HMK 392 maddesine göre ihtiyati tedbir talep eden müvekkil şirketten taminat alınmamasını talep ettiğini , yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının somut olayda sıfatının bulunmadığını, davacı yanca belirtildiği gibi hasardan dava dışı … firmasından sorumlu olduğunu, hasar ihbarının uluslararası konvansiyon hükümlerine göre süresinde yapılmadığnıı, ambalajların ıslanmadığını, sadece nemli olduğunu, ambalaj yetersizliğinden taşıyıcının sorumlu tutulamayacağını, davalının taşıyıcı değil, taşıma işleri komisyoncusu olduğunu, taşımada taşıyıcıyı dahi belirlemediğini, davanın asıl taşıyıcıya ikame edilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle davacı … şirketinin dava dışı sigortalısına sigorta poliçesi kapsamında ödediği hasarın halefiyet-rücuen davalı taşıyıcılardan tahsili istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
…… firmasının 15/06/2017 tarih ve …. no.lu fatura ile Çin’de yerleşik …. Ltd firmasından 215 adet elektronik devre kartı ve 2.000 adet sensör satın aldığı, toplam brüt ağırlığı 92,6 kg olan ürünlerin satıcı firmadan 7 karton içerisinde baloncuklu naylon filmlere sarılarak ambalajlandığını, ürünlerin Türkiyeye nakliye işini …. Uluslararası Nakliyat ve Dış Ticaret Ltd Şti firmasının üstlendiğini ve fiili taşımacılık işini … firmasının gerçekleştirdiğini, 19/06/2017 tarihinde düzenlenen … konşimento ile ürünler teslim alınıp ayın gün … havalimanından … firmasına ait uçağa yüklenerek Türkiye sevk edildiğini, 21/06/2017 tarihinde … Havalimanına ulaşan ürünlerin, gümrük işlemleri 22/06/2017 tarihinde tamamlanarak …. firmasının havalimanı içerisindeki geçici depolama alanına alındığı ve 23/06/2017 tarihinde …… Beyaz Eşya San ve Tic A.Ş’nin Manisa’da bulunan deposuna teslim edildiği, dava dışı firmanın çekincesiz teslim aldığı, …. no.lu Nakliyat Abonman Sigorta Poliçesi ile dava dışı sigortalı …… Beyaz Eşya Sanayi ve Ticaret A.Ş firmasının sigortalandığını, …… firmasının bu durumu 28/06/2017 tarihinde sigorta şirketine hasar ihbarı olarak bildirmesi üzerine …. Sigorta A.Ş’nin hasarla ilgili olarak … numaralı hasar dosyasını açarak konunun incelenmesi için …. Sigorta Ekspertiz Hizmetleri A.Ş firmasını görevlendirdiğini, ürünlerin fiziksel olarak bir hasara uğramadığın, karton ambalajların direkt olarak bir su sirayetine maruz kalmadığını ancak nemlenmiş olmaları sebebiyle kartın kolilerin formlarının bozulduğunun tespit edildiği, hasar tutarının 1.565.94 USD olduğunu bildirmiş, bunun üzerine …. Sigorta A.Ş 25/09/2017 tarihinde dava dışı sigortalısı …… Beyaz Eşya San ve Tic A.Ş firmasına 1.565,95 USD tazminat ödemesini yapmış ve davalı …. Uluslararası Nakliyat ve Dış Tic. Ltd Şti firmadan rücuen talep etmektedir.
Somut olayda davacının rücu talebini dayandırdığı tazminat ödemesine ilişkin hasarın uluslar arası taşıma işi sonucunda ortaya çıktığı iddia edilen, sigortacının taşıyana rücu edebileceği tazminat alacağının olup olmadığı, varsa miktarının ve işletilecek faizin hangi tarihte başlatılacağının, (Y.11.HD.09/06/2009 Tarih, E.2007/12130-K.2009/7091 sayılı kararında da vurgulandığı üzere) taşımanın tabi olduğu CMR Konvansiyonu hükümlerine göre belirlenmesi icap etmektedir.
Bu bağlamda davacının sigortalısının (yani …… Beyaz Eşya A.Ş’nin “eşyanın FOB-CİF-CFR gibi teslim şeklinden bağımsız olarak”) CMR Konvansiyonu hükümlerine göre somut olayda tartışılan hasar nedeniyle davalılara rücu hakkı yoksa selef sıfatıyla temlik edebileceği bir alacağı da olmayacağından (davacı sigortacı, geçerli bir poliçe kapsamından menfaati zarar gören sigortalısına ödediği hasar bedelinden sonra “halefiyet ve temlik yolu ile ” sigortalısının haklarını devralmış olsa bile) davacının da halef sıfatıyla ne de temlik alacaklısı olarak davalılara rücu hakkı olmayacaktır.
Olayımızda tartışılan taşıma işinin tabi olduğu CMR Konvansiyonunun uygulanması bakımından taşıyıcı çalıştırdığı kişilerin ve taşımanın yapılması için hizmetlerinden yararlandığı diğer kimselerin görevleri sırasında hareket ve ihmallerinden sanki bu hareket ve ihmalleri kendisi yapmış gibi sorumludur. (CMR md 3) Ayrıca taşıyıcı; Konvansiyonda öngörülen sorumluluk sistemine göre, taşıdığı eşyayı varma yerinde “teslim aldığı haliyle” alıcısı emrine veya onun temsilcisine teslim borcunu üstlendiği gibi yükün güzergâh üzerinde yaptığı aktarmalar dahil olmak üzere taşıma süresi içerisinde eşyayı gözetim sorumluluğunun da altındadır ve kural olarak yükleme yerinden varış mahalline kadar taşıdığı eşyaya gelecek zararlardan mesuldür (CMR md17/1)
Hal böyle olmakla birlikte, eğer kayıp veya hasar, hasara uğrayan malların ambalajlanması ya da hatalı ambalajlanmış olması, yükün gönderici, alıcı veya bunlar adına hareket eden kişiler tarafından alınması, yüklenmesi, yığılması veya boşaltılması yüzünden ya da “özellikle kırılma” suretiyle kısmen veya tamamen zarar görebilecek malların özelliğinin doğal sonucu olan özel risklerden doğmuş ise (CMR md 17/4,b-c-d) ve/veya kayıp, hasar ya da gecikme istek sahibinin hatası veya ihmalinden, taşımacının hatasından değil de, istek sahibinin verdiği talimattan, yüke has bir kusurdan yahut ta taşımacının önlenmesine olanak bulunmayan durumlardan ileri gelmiş ise, taşımacı sorumlu tutulamaz (CMR md 17/2)
CMR’deki sorumluluk sisteminde, yükün ambalajın kifayetsiz olmasından veya yükün gönderici, alıcı veya bunlar adına hareket eden kişiler tarafından araca yüklenip sabitlenmesine bağlı tertiplenme hatalarından kaynaklanan hasarlardan taşıyıcının sorumlu tutulamayacağı öngörülmüş olmakla birlikte, Yüce Yargıtay’ın ait olsa da taşıyıcının basiretli bir tacir gibi davranarak nezaret görevi (özen borcu) bulunduğu, “ilke olarak kabul” edilmektedir. Dolayısıyla taşıyıcının sorumlu tutulamayacağı hallerde dahi ayrıca araştırmaya gerek duyulmadan “açıkça görünen hatalarda” taşıyıcının yükü, göndereni uyarmadan ve CMR sözleşmesinin 8 ve 9 maddeleri kapsamında taşıma senedine çekince koymadan teslim alır ve eğer yükte bu yüzden bir hasar vuku bulursa, öncelikle zarara sebep olan hatayı taşıyıcının nezaret borcu esnasında kendi bilgisiyle fark edip edemeyeceğinin tespiti gerekecek, fark edebileceği durumlarda ise hasar”kifayetsiz ambalaj ve istif hatasından da kaynaklansa” zararın gönderen ile taşıyıcı arasında BK’nun 44 maddesi uyarınca paylaştırılması ve bunun için de taşıyıcının müterafik kusur oranının belirlenmesi icap edecektir. (Y.11HD30/01/2006 Tarih E.2005/785-K2006/622SK; Y.11 HD 24/05/2005 Tarih E.25005/5586-k.2005/5462SK;Y.11 HD20/10/2003 Tarih, E.2003/6234-K.2003/9575 SK)
Diğer taraftan taşıma sürecinde vuku bulunduğu sabit olan hasar dolayısıyla ikame edilecek davalar için CMR Sözleşmesinin İstem ve Davalar Başlığı altındaki 30 maddesinin 1 fıkrası “Alıcı taşımacı ile beraber durumlarını kontrol etmeden veya ziyan ve hasarın açıkça görüldüğü hallerde teslim anında veya açıkça görülmediği hallerde teslimden yedi gün içinde durumu kendisine bildirmeden malı tesellüm ederse, bu husus onun yükü sevk mektubunda belirtildiği şekilde aldığına kanıt oluşturur. Açıkça gözükmeyen ziyan veya hasarlarda bildirme yazılı olarak yapılacaktır” şeklinde düzenlenmiş ise de, Y.11 HD 21/05/2008 tarih, E.2007/4645-K2008/6644 sayılı Kararında Yargıtay 11 HD’nin 2013/6666 E, 2015/13519 sayılı kararlarında hükmolunduğu üzere” CMR Konvansiyonunun 30/1 Maddesinde düzenlemeye göre, taşıyıcıya kayıp veya hasar nedeniyle ihbarın hiç ya da zamanında ileri sürülmemiş olması, taşıyıcıya karşı dava açılmasını engelleyecektir. Taşıyıcıya çekince bildirilmesinin somut etkisi, malların teslim edildiği şekilde teslim alındığı yolundaki karinenin ortadan kaldırılması ve taşıyıcının sorumlu olduğunun beyan edilmesidir. Çekince gösterilmiş olsun veya olmasın, alıcı; malların kısmen veya tamamen kaybını ya da hasarın, taşıyıcının malları teslim aldığı an ile malların teslim edildiği an arasında meydana geldiğini ispat etmekle yükümlüdür.
Eldeki davada, ürünlerin İstanbul AHL Gümrük Müdürlüğünde işlemlerin tamamlanması sırasında hasar durumuna ilişkin herhangi bir rezerv zaptı düzenlenmemiştir. Ürünlerin …. firmasının geçici deposuna alındığında da (teslim alan-teslim eden imzalı) bir tutanak düzenlenmemiştir. Çin’den ithal edilen ürünler, dava dışı sigortalı …… firmasının tesisine vardığında da (teslim eden-teslim alan) imzalı tutanak düzenlenmemiştir. Ürünlerin karton koli ambalajlarında form bozukluğu/deformeolmasına ve bunun dışarıdan görülebilir/tespit edilebilir olmasına karşı dava dışı sigortalı ürünleri tutanak düzenlemeden teslim almıştır. Ürünlerin sigortalı firma tarafından teslim alınmasının ardından 23/06/2017 tarihinde düzenlenen ve sadece firma personeli tarafından imzalanan tutanakta”.. Sevk olan malzemelerde yapılan kontrollerde kolilerin nemden dolayı hasarlandığı” kaydedilerek durumun kalite kontrol departmanına bildirmekle CMR 30 kapsamında davalının hasarda sigorta bildirimi yoktur.
Dosyadaki mevcut bilgi ve belgelere göre, davacının derdest davaya konu ettiği tazminatı doğuran hasarın, malların taşınmak üzere teslim alındığı an ile alacısına teslim edildiği an arasında meydana geldiği hususunun sabit olmaması karşısında davacının davalıdan rucüen alacaklısı olarak talepte bulunamayacağı sonucuna ulaşılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 108,06 TL harçtan mahsubuna, artan 53,66 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
5-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 30/09/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza