Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/395 E. 2018/695 K. 05.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/395
KARAR NO : 2018/695

DAVA : Tanıma Ve Tenfiz
DAVA TARİHİ : 18/04/2018
İŞLEMDEN KALDIRILMA TARİHİ : 29/11/2017
KARAR TARİHİ : 05/11/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/11/2018

Noksan peşin nispi harç yatırılmadığından 05/07/2018 tarihinde işlemden kaldırılan dava dosyası incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde;Romanya menşeili müvekkili şirket ile davalı şirket arasında doğan uyuşmazlıkta Bükreş Mahkemesi Hukuk Mahkemeleri …Hukuk Dairesi …. nolu dosyadan verilen ….sayılı 05/10/2011 tarihli kararında, davalı şirketin sözleşmesel yükümlülüklerini ihlal ettiğini, işlerini geciktirdiğini, müvekkili şirketi zarara uğrattığını tespit ettiğini, müvekkili şirkete (Eski ünvanı: …. Limited) tazminat olarak 7.762.189,00-Avro, yargılama masrafı olarak ise 283.309,78 Euro ödemesine hükmettiğini, bu kararın Bükreş Temyiz Mahkemesi ….Hukuk Dairesince istinaf incelemesinden geçtiğini, 18/10/2012 tarihli …sayılı karar ile …. A.Ş.’nin istinaf başvurusunun reddedildiğini, bunun üzerine davalının bu karara karşı Romanya Yüksek Temyiz ve Adalet Mahkemesi nezdinde temyiz başvurusunda bulunduğunu, temyiz incelemesini yapan Romanya Yüksek Temyiz ve Adalet Mahkemesi …Hukuk Dairesinin 10/04/2014 tarihli …. sayılı kararı ile tüm temyiz taleplerini reddettiğini ve işbu kararın kesinleştiğini, Romanyadaki esasa dair yargılamaya ek olarak davalı …. A.Ş.tarafından müvekkili şirket ve …. Bankası A.Ş.aleyhine İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde (….Esas, eski esası…., ilk eski esası İstanbul …. ATM ….) 18/09/2007 tarihli Performans Garanti Sözleşmesi uyarınca verilen Romanya’da üstlenilen işleri teminen …. tarafından verilen avans ve teminat mektuplarının hükümsüzlüğünün tespiti ve muarazanın giderilmesi davası açıldığını, ilk aşamada davanın reddedildiğini, Yargıtay ….Hukuk Dairesinin 21/06/2012 tarihli … Esas, …. Karar sayılı kararı ile Romanya’daki davanın bekletici mesele yapılması gerekçesiyle yerel mahkeme kararını bozduğunu, yerel mahkemenin bozmaya uyarak Romanya’da görülmekte olan davayı bekletici mesele yaptığını, sonrasında huzurdaki davaya konu edilen Romanya’daki dava dosyasının kesinleşmiş kararının İstanbul …. ATM ….Esas sayılı dosyasına sunulduğunu, yerel mahkemece 14/05/2015 tarihinde davanın reddine karar verildiğini, bu karara karşı o dosyanın davacısı …. A.Ş.tarafından yeniden temyiz yoluna başvurulduğunu, Yargıtay ….Hukuk Dairesinin 02/11/2017 tarihli …. Esas…. Karar sayılı kararı ile yerel mahkeme kararının bozulduğunu, bozma gerekçesi olarak Romanya’daki kararın tanınmasının sağlanması için dava açmak üzere uygun süre ve imkan verilmesi gösterildiğini, bozmadan sonra dosyanın İstanbul …. ATM’nin…. Esas numarasına kaydedildiğini, yargılamada bozma kararına uyularak taraflarına kararın tanınmasına ilişkin dava açmak üzere süre verildiğini, Yargıtay ….Hukuk Dairesinin ve bozma kararına uyan İstanbul …. ATM’nin kararları ışığında Bükreş Mahkemesi Hukuk Mahkemeleri …Hukuk Dairesi …. nolu dosyadan verilen …. sayılı 05/10/2011 tarihli kararı ve bu karara karşı son aşamada temyiz incelemesini yapan Romanya Yüksek Temyiz ve Adalet Mahkemesi …Hukuk Dairesince verilen 10/04/2014 tarihli …. karar sayılı kararın tanınması ve tenfizi için huzurda görülen davanın açılması gereği doğduğunu, tanıma ve tenfiz için aranan şartların sağlandığını, 5718 sayılı Kanun uyarınca yabancı mahkeme kararının kesinleştiğini, iki ülke arasında karşılıklılık mevcut olduğunu, kararın Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmediğini, Türk kamu düzenine aykırı olmadığını, yabancı mahkemedeki yargılamada davalının savunma haklarına riayet edildiği, müvekkili şirketin teminattan muaf olduğunu belirterek Bükreş Hukuk Mahkemesi Hukuk Mahkemeleri …Hukuk Dairesi’nin …. nolu dosyasından verilen … sayılı 05/10/2011 tarihli karar ve bu kararın temyiz incelemesinin yapıldığı Romanya Yüksek Temyiz ve Adalet Mahkemesi …Hukuk Dairesinin…. dosya, …. karar sayılı, 10/04/2014 tarihli kesin kararının tanınmasına ve tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 03/05/2018 tarihli dilekçesi ile; tenfiz davalarında esastan bir inceleme yapılmadığından nispi harç kararından rücu edilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise işbu dilekçe ile tanıma ve tenfiz talebinin yalnızca tanıma talebi olarak ıslah edildiğini, kaldı ki Yargıtay bozma ilamında da davalı tarafa kararın tanınmasının sağlanması için dava açmak üzere uygun süre ve imkan verilmesi gerektiğinden bahsedildiğini, Romanya Yüksek Temyiz ve Adalet Mahkemesi kararı her ne kadar icrai nitelik taşısa da bu kararın kesin delil niteliğinden yararlanmak amacıyla tanınmasının müvekkili şirket açısından yeterli olduğunu, müvekkili yönünden kararın yalnızca tanınmasının istenilmesinde hukuki menfaatin bulunduğunu, kesinleşmiş yabancı mahkeme kararında davalı şirketin sözleşmesel yükümlülüklerini ihlal ettiği, işlerini geciktirdiği, müvekkilini zarara uğrattığının tespit edildiğini, bu tespit kararının İstanbul …. ATM’nin ….Esas sayılı dava dosyasında davanın esasına dair kesin delil niteliğinde olduğunu, öğretide de icrai nitelik taşıyan yabancı mahkeme kararının kesin delil gücünden yararlanılması amacıyla sadece tanıma talebinde bulunulması halinde tanımada hukuki menfaatin var olduğunun kabul edildiğini, tasfiye aşamasında olan müvekkili şirketin nispi harcı ödeme imkanının bulunmadığını, Romanya mahkemesince verilmiş kararın yalnızca tanınmasının kesin delil etkisinin sağlanması için yeterli olduğunu ileri sürerek kararın tanınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekilinin ıslah dilekçesi davalı yana tebliğ edilmiş davalı vekili 22/05/2018 tarihinde Uyap üzerinden gönderdiği ıslah dilekçesine karşı beyan ve itirazlarını içeren dilekçesinde ; ıslahın tamamen kötü niyetli olduğunu, davacının müvekkili şirket aleyhine tanıma ve tenfiz davası açtığını, mahkemenin harç ikmali kararı sonrasında davacı tarafından davanın kötü niyetli biçimde ıslah edildiğini, tenfiz davalarında nispi harç alınması gerektiğinin Yargıtay içtihatlarıyla ve Harçlar Kanunu hükümlerine göre açık olduğunu, HMK 182.maddesinin somut olaya uygulanması gerektiğini, MÖHUK’ta ıslah konusunda özel bir düzenleme bulunmadığından HMK’daki hükümlerin tanıma ve tenfiz davası açısından da dikkate alınacağını, yabancı kararın açıkça eda hükmünü içermesi nedeniyle davacının daha ağır nitelikteki tenfiz koşullarından kaçınmak amacıyla tanıma yolunda davasını ıslah ettiği gözönüne alındığında davacının ıslah beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini, Yargıtay ….Hukuk Dairesinin 02/11/2017 tarihli bozma ilamında da eda hükmü içeren yabancı mahkeme kararının ülkemizde hüküm ifade edebilmesinin ancak tenfizi ile mümkün olduğunun belirtildiğini, bu sebeplerle açıkça eda hükmü içeren yabancı mahkeme kararının daha ağır nitelikteki tenfiz koşullarından kaçınmak amacıyla tanıma yoluna müracaat eden davacının ıslah beyanlarına itibar edilmemesine, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; İstanbul …. ATM’nin …. Esas sayılı dosyasının davalısı….Ltd.olup tanınması istenen kararda dahi davası reddedilen huzurdaki davanın davacısının yabancı mahkeme kararlarının tanınmasında hiçbir hukuki menfaatinin bulunmadığını, davacı …Şubesinin yabancı mahkemedeki davasının dava açma ehliyeti yokluğundan dolayı reddedildiğini, dava konusu uyuşmazlıkla ilgili Prof. Dr. ….’dan uzman görüşü aldıklarını, uzman görüşünü dilekçe ekinde sunduklarını, uzman görüşünde ifade edildiği üzere Bükreş …Ticaret Mahkemesinin 05/10/2011 tarihli kararında yer alan gerekçeler veya vakıa tespitlerinin “…. Ltd…”lehine hükmolunan tazminatın gerekçeleri olduğunu, huzurdaki davanın davacısının bu gerekçe ve vakıa tespitlerinden yararlanmasının mümkün olmadığını, işbu kararın tanınmasında da hukuki menfaatinin bulunmadığını, tanımanın Türk Hukukunda yabancı mahkeme kararının hüküm fıkrasına münhasır olup Romanya Mahkemesi karar içeriğinde yer alan hususların tanınmasının söz konusu olamayacağını, doktrinde de aynı görüşlerin hakim olduğunu, tanıma ve tenfiz davalarında eda hükmü içeren ilamlar yönünden nispi harç alınması gerektiğini, davacı tarafından yapılan ıslahın mahkemece verilen nispi harç tamamlanmasına ilişkin karardan sonra kötü niyetli olarak yapıldığını, ıslah beyanına itibar edilmemesi gerektiğini, yabancı mahkeme kararı nitelik itibariyle bir eda kararı olduğundan bu kararın Türk mahkemelerinde etki doğurabilmesi için ancak tenfiz davası açılması gerektiğini, tenfiz kararını gerektiren yabancı bir mahkeme kararının Türk mahkemesinde görülen bir davada tanınması yoluyla kesin hüküm etkisinden istifade ile icrasının temin edilmesinin tenfiz hükümlerinin bertaraf edilmesi anlamına geldiğini, zaten Yargıtay …Hukuk Dairesi tarafından tesis edilen bozma kararında dava konusu kararın tanınması ve tenfizi yapılmadan kesin hüküm teşkil etmeyeceğinin vurgulandığını, davacı şirketin …. şirketinin iflas masasına süresinde herhangi bir başvuruda bulunmadığını, davacının Romanya’da iş üstlenen ….’nin garantörü olduğunu, davacının iddialarının aksine huzurdaki dava kapsamında tanıma şartlarının oluşmadığını, yabancı mahkeme kararı yeterli deliller toplanmaksızın eksik ve hatalı inceleme ile tesis edildiğinden müvekkilinin adil yargılanma ve savunma haklarının açıkça kısıtlandığını, adil yargılanma kapsamında değerlendirilen hukuki dinlenilme ve savunma hakkının aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6.maddesinde düzenlendiğini, dava konusu taşeronluk sözleşmesindeki edimin ifasında davacı …. şirketinin kusuru nedeniyle gecikme yaşandığının tanınması talep edilen dosya kapsamında alınan rapor ile de sabit olduğunu, işbu raporun Romanya Mahkemesi tarafından değerlendirilmeksizin savunma hakkının kısıtlanarak hüküm kurulduğunu, Romanya mahkemesinin müvekkilinin dava konusu inşaatta meydana gelen gecikmede tarafların ne ölçüde kusurlu olduğuna dair taleplerini herhangi bir gerekçe göstermeksizin reddettiğini, tanıma davasına konu karar hakkında müvekkili tarafından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuru yapıldığını, öte yandan kararın açıkça kamu düzeni ve münhasır yetki kurallarına aykırı olduğunu, kararın uluslararası alanda kesin mahiyette olduğunun söylenemeyeceğini, davacı hakkında iflas kararı bulunduğundan davacının teminat göstermesi gerektiğini, HMK 84, MÖHUK 48.maddeleri uyarınca mahkemece davacının teminat göstermesi için kesin süre verilmesini talep ettiklerini ileri sürerek davacının kötü niyetli ıslah beyanlarına itibar edilmemesini, hakkında iflas kararı bulunan davacıdan teminat alınmasına, teminatın yatırılmaması halinde davanın öncelikle usulden reddine karar verilmesini, esas yönünden ise haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir.
Mahkememizin 24/04/2018 tarihli tensip tutanağının (13) nolu ara kararı uyarınca tenfizi talep edilen yabancı mahkeme kararının eda hükmü içermiş olması nedeniyle nispi harç alınması gerektiğinden noksan 698.380,56-TL peşin harcın tamamlanması konusunda davacı vekiline ön inceleme duruşma gününe kadar kesin süre verilmiş, bu hususta ihtarlı tebligat yapılmıştır.
Dosyanın işlemden kaldırıldığı 05/07/2018 tarihinden itibaren yasal 3 aylık süre içerisinde noksan peşin nispi harç yatırılmak suretiyle yenilenmemesi nedeniyle 06/10/2018 tarihi itibariyle davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizde görülmekte olan, davacı tarafından davalı aleyhinde açılan tanıma ve tenfiz istemine ilişkin davada, tanıma ve tenfize yönelik talep yönünden davanın nispi harca tabi davalardan olduğu, davacı tarafça yapılan ihtarata, verilen kesin süreye rağmen noksan peşin harç tamamlanmadığından Harçlar Kanunu’nun 30,32 maddeleri atfıyla HMK 150/1 maddesi uyarınca 05/07/2018 tarihli duruşmada dosyanın işlemden kaldırıldığı, bu tarihten itibaren yasal 3 aylık süre içerisinde noksan harç yatırılmak suretiyle yenilenmediği anlaşıldığından, HMK’nun 150/5 maddesi uyarınca 06/10/2018 tarihi itibariyle DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2- Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 35,90-TL ilam ve karar harcınır davacı tarafından yatırılan 35,90 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 3,70 – TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3- Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.180,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan masrafların kendisi üzerinde bırakılmasına,

5- Davalı tarafından yapılan posta giderinden oluşan 20,00- TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Avanslardan artan olur ise karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
5235 Sayılı Kanunun geçici 2.maddesine göre Bölge Adliye Mahkemelerinin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 ve 29525 sayılı Resmi Gazetede ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.05/11/2018

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸