Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/392 E. 2019/1287 K. 10.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/392
KARAR NO : 2019/1287

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 18/04/2018
KARŞI DAVA TARİHİ : 25/05/2018
KARAR TARİHİ : 10/12/2019
KARARINYAZILDIĞI TARİH : 13/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı -karşı davalı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin lojistik faaliyetinde bulunmakta olup, akaryakıt tedariki, gümrükleme, otoban hizmetleri ve tır karnesi hazırlama faaliyeti ile yurt dışına çıkan araçların maddi ihtiyaçlarını gidermek için komisyon karşılığı ödünç para verme işi ve KDV iade hizmetlerinde bulunduğunu, davalının ise uluslararası taşımacılık alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkili tarafından oluşturulan akaryakıt sisteminin; akaryakıt sisteminde akaryakıt kartı verilen müşterinin akaryakıt kartını ibraz ettiğinde nakit ödeme yapmadan müvekkili firmaya ait benzin istasyonlarında akaryakıt alımı hizmetinden yararlanması, kart ile alınan akaryakıta ilişin faturanın müşteriye kesilerek vadesinde müşteri tarafından ödenmesi şeklinde işlediğini, ayrıca KDV konusunda akaryakıt alımı yapan müşteriye bedelin KDV dahil olarak fatura edildiğini, ancak müşterinin müvekkiline vermiş olduğu KDV iadesini alma yetkisinden dolayı KDV dahil kesilen tutarın sadece net tutarını müvekkiline ödediğini, müvekkilinin davacı gibi müşterilerinden aldığı yabancı vergi dairelerinden KDV iadesi alma yetkisine dayanarak bu KDV tutarlarını aldığını, bu şekilde KDV iadesini alan müvekkilinin tüm fatura borcunu tahsil etmiş olduğunu, KDV iade tutarları tahsil edilmediği durumda ise başlangıçta KDV tutarını tahsil etmeyen müvekkilinin müşteriye kesmiş olduğu faturanın KDV kısmı açık kaldığından bu tutarın müşteri tarafından ödenmesi gerektiğini, müvekkili ile davalı firmaya tahsis ettiği akaryakıt kartlarıyla yurtdışındaki akaryakıt istasyonlarından akaryakıt temin eden davalı şirket ile müvekkili arasında 2015 yılı Nisan ayına kadar doğmuş faturalar için herhangi bir pürüz bulunmadığını, ancak Nisan 2015 tarihinden itibaren kullanılan akaryakıta ilişkin faturaların KDV tutarlarının ödenmediğini, dava dilekçesinde belirtilen faturaların davalı tarafından müvekkili şirketin akaryakıt kartı kullanılarak Belçika ve Romanyada alınan akaryakıt bedellerine karşılık kesilen faturalar olduğunu, müvekkilinin bu faturalardan doğan KDV tutarlarını ilgili ülke vergi dairelerine fatura tarihinden itibaren 7 gün içerisinde ödediğini, müvekkilinin KDV iadelerine başvuru için davalıdan başvuru evraklarını talep ettiğini, ancak davalının müvekkili ile olan ticari ilişkisini bitirdiğinden istenilen evrakları müvekkiline vermediğini, KDV iade işlemlerinin kendisi tarafından yapılacağını beyan ederek faturaları istediğini, bunun üzerine müvekkili tarafından faturaların davalıya teslim edildiğini, ancak davalının söz konusu akaryakıt bedellerine ilişkin faturaların KDV tutarlarını bugüne kadar müvekkiline ödemediğini, bu nedenle davalı hakkında Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını belirterek davalının itirazının iptali ile %20oranında tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; müvekkili ile davacının KDV iade hizmeti konusunda birlikte çalıştıklarını, müvekkilinin davacıdan aldığı akaryakıt kartı ile çeşitli ülkelerden akaryakıt alımı sağladığını, bedelin davacı tarafından müvekkiline KDV dahil şekilde fatura edildiğini, müvekkili tarafından davacıya verilen yetki neticesinde davacının kesilen faturaların KDV bedellerini ilgili ülkelerden alarak müvekkiline ödediğini, birlikte çalıştıkları süre boyunca müvekkili tarafından faturaların KDV dahil ödendiğini, ancak davacı tarafından bugüne kadar müvekkiline KDV iadesi yapılmadığını, bu nedenle davanın haksız olduğunu, müvekkilinin tüm fatura tutarlarını ödemiş olup, davacıya borcu olmadığı gibi alacaklı durumda olduğunu, müvekkili tarafından yapılan 3 adet ödemenin davacının kayıtlarına işlenmediğini, bu nedenle davacının ticari defterlerine itibar edilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, karşı dava açısından ise, müvekkilinin davacıdan KDV alacağı olduğunu, toplam KDV iadesi alacaklarının 27.271,77 Euro olduğunu belirterek davacı tarafından açılan davanın reddine, karşı dava bakımından ise şimdilik 1.000,00 Euro alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Büyükçekmece ….İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı …. tarafından borçlu … hakkında 33.159,23 Euro asıl alacak ile 3.368,61 Euro işlemiş faizin tahsili istemiyle ilamsız takip başlatıldığını, borçlunun itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış, deliller toplandıktan sonra dosya ve tarafların ticari defter kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi tarafından düzenlenen 17/04/2019 tarihli raporda; davacı tarafından davalı tarafa yapmış olduğu ödemelerin toplam 307.015,37 Euro karşılığı 899.137,01TLolduğu, ödemelere ilişkin dekontların dosyaya sunulduğu, davacı tarafça sunulan ödeme listesi toplamının 294.885,22 Euro olup, her iki ödeme listesi arasında 12.130,15 Euro fark bulunduğu, bu farkın davalı tarafça dekontları sunulan 07/04/2016 ve 23/02/2015 tarihli ödemelerin davacının listelerinde yer almamasından kaynaklandığı, ayrıca davacı hesaplarında davalının 10.735,22 Euro ödemesinin 8.078,74 Euro fazla olarak18.813,96 Euro olarak kaydedilmiş olduğu, davacı tarafça davalı adına 468.084,81 Euro tutarında fatura kesilmiş olduğu, bu faturalara ilişkin olarak davacı tarafından düzeltme kayıtlarının yapıldığı, taraflar arasındaki mutabakatsızlığın davacı tarafça tanzim edilen faturaların KDV bedellerine ilişkin olduğu, davacının fatura tanziminde öncelikli olarak KDV kısmını davalı lehine olacak şekilde kaydettiği, bu KDV bedellerinin davacı tarafça tahsil edildiğine dair dosyada delil bulunmadığı, yine sunulan kayıtlara göre davalının KDV iadesi ile ilgili dava dışı firmaya yetkilendirme verdiği, bu bedellerin tahsili sonrasında KDV iade bedellerinin davacı tarafa ödemesinin yapılacağının yazılı olduğu, ancak davacının davalının hesabına alacak olarak kaydettiği tutarların dava dışı firma tarafından davacı hesabına gönderildiğini kanıtlar nitelikte madde bulunmadığı, bu nedenle davacının faturalar üzerinde açıkça yazılı olan tutarları Euro üzerinden talep etme hakkının bulunduğu, davacının davalı tarafa verdiği hizmetlere dair ödemelerinden dolayı 31.398,18 Euro alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Davalı-karşı davacı vekilinin itirazları doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınmış, bilirkişi tarafından düzenlenen 01/11/2019 tarihli ek raporda; kök raporda belirtilen değerlendirmelerin aynen geçerli olduğu bildirilmiştir.
Dava, itirazın iptali, karşı dava ise alacak istemine ilişkindir.
Öncelikle asıl dava bakımından yapılan değerlendirmede; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı tarafından davalıya akaryakıt kartı verilmek sureti ile ödeme yapılmadan taşımacılık esnasında yurtdışında akaryakıt tedariki sağlandığı, davacı tarafından akaryakıt bedelinin KDV dahil olarak davalıya fatura edildiği, ancak davalı tarafından sadece KDV hariç tutarın davacıya ödendiği, KDV’nin tahsili hususunda davalı tarafından davacıya verilen yetki çerçevesinde davacı tarafından ilgili ülke makamlarına başvuru yapılmak sureti ile KDV tutarlarının iadesinin alındığı, bu suretle davacının fatura bedeli ve KDV tutarını tahsil etmiş olduğu, sürecin bu şekilde yürütülmesi hususunda davalının vekaletname ve temlik sözleşmesinin bulunduğu, ancak davacı tarafından davalıya verilen akaryakıt kartları ile Belçika ve Romanya ülkelerinde alınan akaryakıt bedellerine ilişkin KDV iadelerinin davacı tarafça alınamadığı, zira davalının ticari ilişkiyi bitirmesi nedeniyle gerekli belgeleri davacıya vermemesi nedeni ile davacının KDV iadesini almasının mümkün olmadığı, davalı tarafından dava dışı şirkete KDV iadelerini tahsil ederek davacıya ödemesi hususunda yetki belgesi düzenlendiği, ancak dava dışı şirket tarafından KDV iadelerinin davacıya ödendiğine dair herhangi bir delil de bulunmadığı, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda oluşa uygun ve tutarlı bilirkişi raporu ile bu işleyiş doğrultusunda davacının davalıdan 31.398,18 Euro KDV iadesi alacağının bulunduğunun tespit edildiği, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının KDV tutarlarını davalıdan talep hakkının bulunduğu sonucuna varılarak ve taleple bağlılık ilkesi gözetilerek davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Davacı tarafça icra takibinde işlemiş faiz talep edilmiş ise de, davalının takip öncesinde temerrüde düşürülmemiş olduğu anlaşılmakla kabul edilen alacak tutarına takip tarihinden itibaren faiz işletilebileceği, işlemiş faiz talep edilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmıştır. Yine alacak likit olup, davalının itirazında haksız olması nedeni ile davacı yararına icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
Karşı dava bakımından yapılan değerlendirmede ise; yukarıda belirtilen işleyişe göre davacı tarafından davalı tarafa kesilen faturaların KDV hariç kısmının davalı tarafça davacıya ödendiği, KDV tutarının davalı tarafından verilen yetki çerçevesinde davacı tarafından ilgili ülke kurumlarından tahsil edildiği, dolayısıyla davalı tarafından ödemelerin KDV hariç tutarlar üzerinden yapıldığı, bu nedenle davalının, KDV iadeleri bakımından davacıya borçlu iken bu tutarlar bakımından alacak talep etmesinin mümkün olmadığı, kaldı ki davalının davacı ile ticari ilişkisini sonlandırdıktan sonraki dönemde farklı tarihlerde davacıya yapmış olduğu kısmi ödemeler bulunduğu, alacaklı olduğunu düşünen bir tacirin buna rağmen borçlu olduğunu düşündüğü kişiye ödeme yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu nedenle kanıtlanamayan karşı davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
ASIL DAVA YÖNÜNDEN :
1-a) ASIL DAVANIN KISMEN KABULÜNE;
b)Davalının Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibine yönelik itirazının kısmen iptaline,
c)Takibin 30.077,20 Euro asıl alacak üzerinden ve bu tutara takip tarihinden itibaren davacının takipteki talebi aşılmamak üzere kamu bankalarınca 1 yıllık Euro tevdiat hesaplarına uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanmak sureti ile devamına,
d)Kabul edilen asıl alacak tutarı olan 30.077,20 Euro üzerinden hesaplanacak %20 oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e)Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-KARŞI DAVANIN REDDİNE,
3-Asıl dava bakımından harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 8.942,73TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 1.440,88 TL harç ile icrada yatırılıp mahsup edilen 794,81 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.707,04 TL harcın davalı- karşı davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Asıl dava bakımından davacı-karşı davalı tarafça sarf edilen 1.440,88 TL peşin harç, 600,00 TL bilirkişi ücreti, 116,00 TL tebligat ve posta masrafı, icrada yatırılıp mahsup edilen 794,81 TL harç olmak üzere toplam 2.951,69 TL yargılama giderinin davalı- karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
5-Asıl dava bakımından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret tarifesi uyarınca 13.223,12 TL vekalet ücretinin davalı- karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
6-Asıl dava bakımında davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
7-Asıl dava bakımından asıl alacak tutarının tam kabulüne karar verildiği, davanın asıl alacak tutarı üzerinden açılmış olduğu, reddedilen kısmın ise işlemiş faize ilişkin olduğu anlaşılmakla davalı-karşı davacı yararına Avukatlık ücretine ve yargılama giderine hükmedilmesine yer olmadığına,
8- Karşı dava bakımından harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40 TL harçtan davalı-karşı davacı tarafından yatırılan 94,90 TL harçtan mahsubu ile 50,50 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı – karşı davacı tarafa iadesine,
9-Karşı dava bakımından davalı-karşı davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin davalı- karşı davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Karşı dava bakımından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret tarifesi gereğince 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
11-Karşı dava bakımından davalı-karşı davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davalı-karşı davacıya iadesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı karar verildi. 10/12/2019 KATİP …
¸e-imza

HAKİM …
¸e-imza