Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/368 E. 2018/776 K. 05.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/368
KARAR NO : 2018/776

DAVA : TAZMİNAT (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/04/2018
KARAR TARİHİ : 05/12/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı şirket yetkilisi dava dilekçesinde özetle; davalı şirket çalışanları ile davacı şirket çalışanları arasında dış ticaret konularında her türlü yetkinin paylaşıldığı Gümrük Müşavirliği Vekalet Sözleşmesi Bakırköy …Noterliği aracılığıyla 17/02/2017 tarihinde dolaylı temsilci sıfatıyla süresiz bir şekilde imzalandığını, davalının imzaladığı ihracat beyannamesindeki …. numaralı konteynırı 26/05/2017 tarihinde İstanbul Gümrük Muhafaza kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü ve Ambarlı Gümrük Müdürlüğü personellerinden oluşturulan heyet marifetiyle içerisinde yapılan inceleme ve tespit sonucunda konteynır içerisinde 39 adet beyannameye uygun olmayan koli bulduklarını ve savcılık görüşü alınarak muhafaza ettiklerine dair tutanak altına aldıklarını, davalıların vekaleten görevli oldukları bu konuyu bilerek ve isteyerek ihmal ederek takip etmediklerini ileri sürerek, davalının yanlış ve eksik yönlendirmeleri ve gereken işlemleri yapmaması nedeniyle Büyükçekmece …Sulh Ceza Hakimliği tarafından …. nolu ve 23/06/2017 tarihili kararın hemen akabinde beyana uygun eşyanın ihracatının gerçekleştirilmesi hususunda gerekli işlemleri yapmadığını, bunun sonucunda eşyanın uzun süre gümrükte beklediğini, bu durumda davacı şirketin maddi zarara uğradığını ileri sürerek, maddi zarar olarak 26.693,00-TL faturalı ardiye masrafının şimdilik 1.000,00-TL’sini, 13.778,00-TL konteynır kirasının şimdilik 1.000,00-TL’sini, 23.488,00-TL danışmanlık ücretinin şimdilik 1.000,00-TL’sinin, 9.224,00-TL icra ve haciz ödemelerinin şimdilik 1.000,00-TL’sinin 34.000 $ ve 34.936$ …. firmasına kestiği iki adet fatura bedeli olan toplam 136.251,00-TL’nin ise şimdilik 2.000,00-TL’sinin … firması ile yaptığı sözleşme kapsamında yarı mamul fatura tutarı 20.617,00-TL olduğunu bununsa şimdilik 1.000,00-TL’sini, yine …. firması ile yaptığı sözleşme kapsamında kazanç kaybının 120.000$ olup 468.000,00-TL’nin şimdilik 2.000,00-TL , manevi zarar olarak da şimdilik 1.000,00-TL’nin, sarf olunmuş ve olunacak mahkeme ve icra masrafları ile avukatlık vekalet ücretinin davalı tarafından ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; usul açısından HMK 107 ve 114 maddeleri uyarınca, davayı kabul etmediği ve hukuki yarar yokluğundan red talep ettiği, benzer Yargıtay emsal kararlarının bu doğrultuda olduğu, esas yönünden ise iddiaların gerçek dışı olduğu, sözleşmenin halen yürürlükte bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava taraflar arasındaki vekaletli sözleşmenin, davalı tarafça gereklerine uygun yapılmaması nedeniyle uğranılan zararın tazminine yönelik sözleşmeden kaynaklanan tazminat davasıdır.
Davacı 26.693,00-TL faturalı ardiye masrafının şimdilik 1.000,00-TL’sini, 13.778,00-TL konteynır kirasının şimdilik 1.000,00-TL’sini, 23.488,00-TL danışmanlık ücretinin şimdilik 1.000,00-TL’sinin, 9.224,00-TL icra ve haciz ödemelerinin şimdilik 1.000,00-TL’sinin 34.000 $ ve 34.936$ …. firmasına kestiği iki adet fatura bedeli olan toplam 136.251,00-TL’nin ise şimdilik 2.000,00-TL’sinin …. firması ile yaptığı sözleşme kapsamında yarı mamul fatura tutarı 20.617,00-TL olduğunu bununsa şimdilik 1.000,00-TL’sini, yine …. firması ile yaptığı sözleşme kapsamında kazanç kaybının 120.000$ olup 468.000,00-TL’nin şimdilik 2.000,00-TL’sini ve ceza davası nedeniyle şimdilik 1.000,00-TL manevi zararını talep etmiş ise de davacının delilleri incelendiğinde tamamının davaya dayanak faturalara dayandığı faturadaki miktarların net ve belirli olduğu anlaşılmaktadır.
Tazminat davalarında ispat yüküne ilişkin genel hukuk kurallarının geçerli olduğunu, herkesin iddiasını ispatlamakla yükümlü olduğunu, huzurdaki davada davacı tarafından zararının ispat edilmesi gerekmekte olup davacının alacak kalemleri faturalara dayalıdır.
Mahkememizce her ne kadar 18.07.2018 tarihli ara kararla HMK 107 maddesine göre belirsiz alacak davası şeklinde açılmış kabul görmüşse de , belirsiz alacak davasının , davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını ya da değerini, tüm ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği, yada imkansız olduğu hallerde açılabileceği, aksi halde belirsiz alacak davası açılamayacağı, yani talep konusunun miktar olarak taraflar arasında açık ve belirli olması halinde belirsiz alacak davası açılamayacağı, belirsiz alacak davası açılmasında bu gibi hallerde hukuki yarar bulunmadığı ve hukuki yararın HMK 114 maddesinde dava şartı olarak düzenlendiği dava şartı noksanlığının giderilebilir bir noksanlık olmadığı düzenlenmiştir.
Yukarıda ayrıntılı izah edildiği üzere ve dosyamızda bir örneği de bulunan Yargıtay …Hukuk Dairesinin ….E. – …. K. sayılı ilamında belirtildiği gibi, davacının alacağını küçük parçalara bölerek her bir parça için ayrı kismi dava açmasında korunmaya değer hukuki yarar olmadığı gibi , böyle bir davranış hakkın kötüye kullanılması olarak nitelendirileceğinden , davanın esasa girilmeden mesmu olmadığı için reddi gerekmektedir.Öte yandan alacağın miktarı açıkça belli olup, bu hususta sunulan fatura içeriklerine göre, bunun belirlenebildiği ve davacı yanca belirlenir hale getirildiği açık olmakla, artık yukarıda emsal verilen Yargıtay …. HD nin kararına göre hukuki yarar dava açıldığı anda var olmadığından , sonradan harcın tamamlatılması ile giderilemeyeceği ve bu sebeple hukuki yarar dava şartı yokluğundan reddinin gerektiği anlaşılmıştır .
Tüm bu incelemeler ve dosya kapsamı uyarınca belirsiz alacak davası açmakta hukuki yarar bulunmadığı, davanın HMK 114/h 115/2 maddesi uyarınca hukuki yarar dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir .
HÜKÜM;Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Her ne kadar 18/07/2018 tarihli celsede davanın niteliği itibariyle kısmi ya da belirsiz alacak davasışeklinde açılabileceği yönünde mahkememizce karar verlimişse de kısmi davanın (HMK 109/2 ) un AYM tarafından iptal edilmiş olması nazara alınarak mahkememizce verilen 18/07/2018 tarihli duruşmanın (2) nolu ara kararından rücu olunmasına,
2-Asıl davaya ilişkin davanın HMK ‘nun 114/h 115/2 maddeleri gereğince hukuki yarar dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 35,90-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 170,78-TL harçtan mahsubuna, artan 134,88-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Davalıların kendisi bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi gereğince 2.180,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Avanslardan artan olur ise karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE dair;

5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ilekararın tebliğinden itibaren iki haftaiçerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeyevereceği cevap dilekçesi ileiki haftaiçerisindeİSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinini yüzlerine karşı davalı asil ve vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 05/12/2018

KATİP …
¸e-imza

HAKİM …
¸e-imza