Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/310 E. 2018/706 K. 07.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/310
KARAR NO : 2018/706

DAVA : MENFİ TESPİT (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/03/2018
KARAR TARİHİ : 07/11/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/11/2018

Bakırköy … ATM’nin …. Esas, 13/05/2015 tarih ve …. sayılı kararı Yargıtay, … Hukuk Dairesi’nin 27/02/2018 tarih ve …. Esas,… Karar sayılı ilamıyla BOZULMASINA karar verilerek mahkememizin …. Esasına kaydının yapıldığı anlaşılmış olup, mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin keşideci … ile gerçekleştirecekleri ticari ilişkiye istinaden, işbu davaya konu çeki aldığını,ancak taraflar arasındaki ticari ilişkinin başlamadan son bulması üzerine, müvekkilinin elinde bulundurduğu çeki üzerindeki ciroyu iptal etmeden sehven keşideci ….’e teslim ettiğini,bu işlemin akabinde, keşideci …’in çekin arka yüzünde bulunan müvekkilinin cirosunun altına tekrar kendi cirosunu koyarak, çeki ikinci kez tedavüle çıkarmak suretiyle davalı …. Tekstil’e teslim ettiğini,davalı hamil ise ciro silsilesinde tartışmasız şekilde ortaya çıkan “geriye ciro, ters ciro” durumunu incelemeksizin, müvekkilini de borçlu göstererek ihtiyati haciz yöntemiyle Bakırköy …’ncü İcra Müdürlüğü’nün …. Esas. Sayılı takip dosyası ile haciz işlemlerine giriştiğini ve müvekkilini zarara uğrattığını,bu bağlamda söz konusu borçtan sorumlu olmadıklarının tespiti adına işbu davayı açmak zorunluluğunun hâsıl olduğunu,müvekkilinin alacaklı konumda olduğu çekte, geriye ciro – ters ciro yoluyla borçlu haline getirilmesi yasa ve içtihatlara aykırı olduğunu,çek incelendiğinde,takip dayanağı bu çeki keşideciye iade ettiği ve keşidecinin de iade aldığı çeki tekrar ikinciz kez tedavüle çıkararak üçüncü kişilere ciro ettiğinin tartışmasız bir şekilde görüldüğünü,keşideci tarafından ikinciz kez tedavüle çıkarılan çekte, müvekkiline (lehtara) karşı icra takibi yürütülmesinin mevzuat ve yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu,bu nedenlerle müvekkilinin söz konusu çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti ile Bakırköy ….’ncü İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında yürütülen takibin öncelikle durdurularak akabinde müvekkili açısından iptaline,davalının kötüniyetli olmasından dolayı %20 kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine,ücreti vekâlet ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesi ile dava dışı keşideci arasında ticari ilişkinin var olduğunu ve bu ticari ilişkiye istinaden çeki teslim aldığını kabul ettiğini,fakat sonrasında ticari ilişkinin başlamadan son bulduğunu ve bu nedenle çeki iade ettiğini iddia ettiğini,öncelikle, davacı ile dava dışı keşideci arasında ticari ilişkin var olup olmadığı, ticari ilişkinin başlayıp başlamadığı ya da son bulup bulmadığı, yetkili hamil olan müvekkile karşı ileri sürülebilecek defilerden olmadığını,davacının iddiaları hayatın olağan akışına aykırı olduğunu,davacı, diğer yandan çeki kullanacağı varsayımıyla çeki ciroladığını ve fakat ticari ilişkinin son bulması üzerine sehven cirosunu iptal etmeden keşideciye iade ettiğini belirttiğini,bu hususun bile davacının basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini ve kötüniyetli olduğunu gösterdiğini,bu nedenlerle;haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine,davacının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine, yargılama gideri ile vekâlet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyanın Bakırköy …. ATM’nin…. Esas, 13/05/2015 tarih ve …. sayılı kararı Yargıtay, … Hukuk Dairesi’nin 27/02/2018 tarih ve … Esas, …. Karar sayılı ilamıyla BOZULMASINA karar verilerek mahkememizin …. Esasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Dava,İİK’nun 72’nci maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
ÖNCEKİ HÜKÜM:
Çek geriye ciro yolu ile yeniden keşidecinin eline geçtiğinde ilk hamil ve ciranta konumunda bulunan davacının sorumluluğu ortadan kalkacaktır.Çekin ikinci defa tedavülü hâlinde, sorumluluk ilk kez tedavüle çıktığında çekte imzası bulunan davacıda değil,çeki ikinci kez tedavüle çıkaran keşideci dava dışı ….’e ait olacaktır.Diğer deyişle önceki ciranta davacının sorumluluk zincirinde yer alması mümkün değildir.Davalı hamil sadece çeki kendisine ciro eden keşideci dava dışı kişiye yöneltebileceğinden (Yüksek Yargıtay 12’nci Hukuk Dairesi’nin 16/12/2013 gün ve 2013/33689 esas,2013/40221 karar sayılı ve yine Yüksek Yargıtay 19’ncu Hukuk Dairesi’nin 23/10/2008 gün ve 2008/1953 esas,2008/9974 karar sayılı ilamlarında da belirtildiği gibi) davanın kabulü ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davalının,davacının çek borçlusu olmadığını bilmesine rağmen hakkında kötüniyetli olarak icra takibi yaptığı anlaşıldığından alacağın %20’si üzerinden tazminata hükmedelmesi gerektiği sonucuna varılarak mahkememizce…. Esas…. Karar sayılı 13/05/2015 tarihli karar ile, toplanan delillere göre davacının alacaklı göründüğü, davalının davacıya olan borcuna davacının talimatı doğrultusunda savunmasını kanıtlayamadığından davanın kabulüne, %20 oranında tazminata hükmedilmiştir.
YARGITAY BOZMA İLAMI:
Önceki hükmün davalı vekilince temyizi üzerine Yargıtay …Hukuk Dairesinin 18/02/2016 tarih, …. Esas, ….Karar sayılı ilamı ile;
“Davacı, davalıya satılan mallara ilişkin faturalara dayalı alacak ve faiz isteminde bulunmuştur. Davalı ödeme savunmasında bulunarak faturaların kapalı fatura olduğunu ileri sürmüştür. Dosyanın yapılan incelemesinde davacı tarafından davalı adına düzenlenen faturaların kapalı fatura olduğu görülmüştür. Kapalı fatura, fatura bedellerinin ödenmiş olduğuna karine teşkil eder. Bu karinenin aksini yani fatura bedellerinin ödenmediğini davacının ispatlaması gerekir. Mahkemece, bu hususlar dikkate alınarak inceleme yapılması gerekirken sadece davacı defterlerine göre karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir”gerekçesiyle önceki hükmün davalı lehine BOZULMASINA karar verilmiştir.
Dava konusu çekin incelenmesinde; çekin keşideci … tarafından davacı…. emrine düzenlendiği, davacı….’ın keşideci …’e (geriye ciro şeklinde) ciro edildiği, …. tarafından davalı…. Ltd. Şti.’ye ciro edildiği, hamil davalı . … Ltd. Şti.’nin çeki bankaya ibraz ettiği, çekin karşılıksız çıktığı banka ibraz şerhinden anlaşılmaktadır. Ciro, düzenleyen veya çekten dolayı borçlu olanlardan herhangi biri lehine de yapılabilir. Bu kişiler de çeki yeniden ciro edebilirler. Keşidecinin çeki geriye ciro yolu ile alması başkalarına ciro etmesi mümkündür. (6102 sayılı TTK md. 788). Ciro silsilesi içinde yer alan kişiler hamile karşı müteselsil borçlu sıfatıyla mesul olup, hamil bunların sıraları ile bağlı olmaksızın her birine yahut bunlardan bazılarına yahut hepsine birden müracaat edebilir. (6102 sayılı TTK md. 818/ı-k atfıyla 724. madde). Ciro silsilesinde yer alanlardan hiçbirinin davalı hamile karşı müracaat hakkı bulunmadığı da görülmektedir. Bu durumda mahkemece, keşidecinin çekte davacıdan sonra ara ciranta olmasının hamil davalının haklarını etkilemeyeceği dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
BOZMA SONRASI YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, İİK’nun 72.maddesinde düzenlenen menfi tespit davasıdır.
Davacı taraf, çekten kaynaklanan alacağını çek keşidecisinden tahsil edip çeki keşidecisine iade ettiğini, bu çek nedeni ile borçlu olmadığını, çekin yeniden ciro edilerek piyasaya sürülmesinin kendisini borçlu hale getirmeyeceğini ileri sürmektedir.
Bakırköy ….’ncü İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davalının,davacı ile dava dışı …. aleyhine, 31/07/2014 keşide tarihli, …. seri numaralı 35.000,00-TL bedelli çekten dolayı kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibine geçildiği,itiraza uğramayan icra takibinin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmıştır.
Yukarıda da özetlendiği gibi; davacı … çekten kaynaklanan alacağını keşideciden tahsil ettiğini, bu nedenle çeki keşidecisine iade ettiği halde çekin yeniden ciro edilerek piyasaya verildiğini, çekten dolayı alacağını tahsil edip çeki keşideciye geri vermesi nedeni ile çekten kaynaklanan sorumluluğunun olmadığını davacıya ihtarname ile bildirdiği halde hakkında kötüniyetli olarak takip yapıldığını ileri sürmektedir.
Bir örneği dava dosyasında yer alan çek incelendiğinde; … tarafından keşide edilip lehtar olan davalı keşideci ….’e teslim edildiği, …. tarafından çekin keşidecisine iade edilmesi sırasında davacının cirosunun iptal edilmediği, çekin yeniden ciro edilerek kullanıldığı görülmüştür.
Davalının yaptığı işlem çekin “geriye cirosu” olup, davacının keşideci dışındaki yeni hamillere karşı sorumluluktan kurtulabilmesi için ya cirosunu iptal etmiş olması ya da kendisinden sonraki hamillerin kötüniyetli olduklarını kanıtlaması gerekmektedir.
Somut olayda olduğu gibi çek keşidecisine geriye ciro ile teslim edildikten sonra aynı çek yeniden ciro edilerek kullanılır ise, keşideci ikinci cirosundan önceki hale döndüğü için ilk ciroda yer alan lehtara karşı borçlu olma konumunu sürdürdüğü için keşidecinin lehtar olan davacıdan talepte bulunması mümkün değildir. Keşideci bu konumda olmakla birlikte, çekin geriye ciro ile keşideciye verilmesinden sonra yeniden ciro edilip piyasaya verilmesi sonrasında lehtar ve ciranta konumuna gelen davalı lehtarın konumu keşideciden tamamen bağımsızdır.
Çeki alacağını tahsil ederek keşideciye iade edilen lehtar kendi cirosunu iptal etmez ise çekin yeniden ciro edilerek piyasada kullanılması halinde keşideci dışındaki hak sahiplerine yeniden ödeme yapmaktan kurtulamaz. Yani davacı yeni cirantalara karşı da borçlu olmaya devam eder. Davacının yeni cirantalara karşı ödeme yapmaktan kurtulabilmesi için davalı-alacaklı konumunda olan cirantaların “kendisi ile keşideci arasındaki hukuki ilişkiyi bilerek, yani çekin temlik cirosuna konu olmaksızın keşideciye iade edildiğini bilerek çeki kabul ettiklerini yani kötüniyetli hamil olduklarını” kanıtlaması gerekmektedir.
Davacı sehven ciroyu iptal etmediğini söylemişse de davalının kötüniyetli tazminat talebinin reddine , davalının kötüniyetli hamil olduğunun kabul edilemeyeceği, bu nedenle davalının kötüniyetli hamil olduğunda kanıtlanamadığı, davacının iade sırasında cirosunu iptal etmeyerek çekin piyasaya yeniden sürülmesi halinde keşideci dışındaki kişilere karşı sorumlu olmaya devam edeceği, bu nedenle menfi tespit davasının reddi gerektiği, Yargıtay ….Hukuk Dairesinin …. Esas sayılı bozma ilamının da bu doğrultuda olduğu gözetilerek davanın reddi ile davalı tarafın kötüniyetli olduğuna dair kanunun aradığı manada somut ve yeterli delil olmamakla kötü niyet tazminatının reddine karar verilerek yargılamaya son verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 35,90-TL maktu ilam ve karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 27,70TL harcın mahsubuna, bakiye 8,20-TL harcın davacıdan alınarak hazineye GELİR KAYDINA,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin ve takdir olunan 4.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine BIRAKILMASINA,
6-Davalı tarafından yapılan 23,10-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Avanslardan artan olur ise karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzene karşı kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtaydan temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
07/11/2018

KATİP …
¸e-imza

HAKİM …
¸e-imza