Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/23 E. 2020/736 K. 14.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/23 Esas
KARAR NO : 2020/736

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 08/12/2017
KARAR TARİHİ : 14/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Banka’nın …. şubesince davalı borçlu … arasında imzalanan 02/12/2013 tarihli kredi sözleşmesi ve 30/05/2012 tarihli genel kredi sözleşmesi bulunduğunu, borcun ihtara rağmen ödenmediğini ve borçlunun temerrüde düştüğünü, borçlunun kredi borcunu zamanında ödememesi nedeni ile ihtarname çekildiğini, ancak söz konusu ihtarlara rağmen borcun ödenmediğini, davalının haksız ve yersiz itirazları olduğunu, bu nedenle banka lehine itiraz olunan alacağın %20 sinden az olmamak üzere hesap ve taktir edilecek icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, bu nedenlerle icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, %20 den aşağı olmamak şartıyla icra inkar tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ile yasal vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine ve davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Tarafının takip tarihi itibariyle çek tazmininden doğan nakdi alacaklardan toplamda 31.051,77 TL den sorumlu olacağının belirtildiğini, ancak raporda müvekkilin icra dosyasına yaptığı itirazlar değerlendirilmemiş kredi sözleşmesindeki imzanın müvekkile ait olup olmadığının değerlendirilmediği, müvekkili bankaya verilmiş herhangi bir kefaletinin bulunmadığını, kredi sözleşmelerindeki imzanın tarafına ait olmadığını ve bu kredi sözleşmelerinden sorumlu tutulamayacağını, bu hususta grafolog bilirkişiden rapor alınması zarureti olduğunu, kaldı ki böyle bir kefaletin geçerli olması açısından eş muvaffakati bulunmasının da zorunlu olduğunu ve böyle bir kred iiçin eşinin muvaffakatinin olmadığını, takip konusu borcun diğer borçlu tarafından ödenmiş olduğunu, bilirkişi tarafından davacı hesap ve belgeleri üzerinde takip dava ve rapor tarihi itibariyle bir borç bulunup bulunmadığının araştırılmadığını, dolayısıyla borç ödenmiş olduğundan düzenlenen bilirkişi raporunun gerçeği yansıtmadığını, öncelikle rapor tarihi itibariyle alacaklı banka kayıtlarında bu borcun varlığının tespitinin gerektiğini,bu sebeplerle kredi sözelşmesi üzerindeki imzalar için imza incelemesi yaptırılmasına, dava ve rapor tarihi itibariyle takip konusu alacağın mevcut olup oolmadığının tespiti için bilirkişiden ek rapor alınmasına, haksız davanın reddi ile %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve vekalet ve yargılama ücreti giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı vekilinin 14/10/2020 tarihli dilekçesi ile feragat ettiği görülmüş, vekaletnamesinin incelenmesinde feragat yetkisinin bulunduğu anlaşılmış, davalının da feragat dilekçesine cevap vererek davacıdan herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığını bildirmiştir.
Davadan feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Davadan feragat, davacının mahkemeye karşı yapacağı tek taraflı bir irade beyanı olup feragatın geçerliliği için bunun davalı ve mahkeme tarafından kabul edilmesine veya davalının muvafakat etmesine gerek yoktur. Somut olayda, davacı vekilinin feragat beyanı nedeniyle 6100 Sayılı HMK’nun 307-312. maddeleri gereğince, davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın feragat sebebiyle REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 54,40 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Tarafların beyanları gereğince davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda karar verildi. 14/10/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza