Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/210 E. 2019/191 K. 19.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ
ESAS NO : 2018/210
KARAR NO : 2019/191

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 27/02/2018
KARAR TARİHİ : 19/02/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21.03.2019

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkili tarafından İstanbul Esenler ilçesi, … bünyesinde işletilmekte olan kantinde 18/04/2017 tarihinde satışa sunulan ürünlerin muhafazası için davalı şirket tarafından tahsis edilmiş dolaptan kaynaklanan yangın meydana geldiğini, yangının …. giydirmeli dondurma dolabının kablo bağlantı yerlerinde ark oluşması sonucu oluştuğunu, durumun gerek itfaiye yetkilileri tarafından düzenlenen rapor, gerekse Bakırköy … Sulh Hukuk Mahkemesinin…. D.İş sayılı dosyası ile davacı şirketin vekilleri aracılığı ile yapılan incelemeler ile de tespit ve teyit edildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi 10.000,00 TL manevi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren uygulanacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesiyle; dava dilekçesinde yangının ….. Dondurma markası ile faaliyet gösteren müvekkil şirketin giydirmeli dondurma dolabından kaynaklandığın iddia edildiğini, bu hususu kabul etmediklerini, buzdolabından kaynaklanan bir yanma durumu söz konusu olacaksa bile gözle görülmeyen yerlerde zamanla olabilecek hadisenin mevcut olduğunu, buna göre müvekkili şirketin kontrolünde olmayan, olağan hayatın akışı içerisinde mümkün bulunan bir durumdan söz edildiğini, müvekkili şirket yönünden kaçınılmazlık ifade eden bir durumun söz konusu olduğunu, yangının oluşumunda davacının ağır kusurunun bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yaptırılan araştırmalara göre davacının okul kantini işlettiği ve tacir olmadığı tespit edilmiştir.
Dava, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar ise, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacının işlettiği işyerinde çıkan yangın sonucunda oluşan hasar nedeniyle davacının maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, davanın TTK.’nın 4. maddesinde sayılan ve atıf yapılan hususlardan kaynaklanmayıp haksız fiile ilişkin olduğu, davacının tacir olmadığı gibi tacir olarak kabulünün de mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle ticari olmayan işbu davada görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup, asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK.nn 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları ise dava şartıdır. Bu itibarla davanın dava şartı yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle REDDİNE,
2-Kararın kesinleşme tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı karar verildi.19/02/2019

Katip …

Hakim …