Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/201 E. 2020/1118 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/201 Esas
KARAR NO : 2020/1118

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/12/2016
KARAR TARİHİ : 30/12/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08.01.2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında, Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı dosyasıyla başlatılan takipte, müvekkilinin alacaklıya böyle bir borcunun olmadığını, bu senetleri imzalamadığı halde kesinleşmiş olan borcun müvekkilinden istenmesinin kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin borçlu tarafı dahi tanımadığını, davalı ile herhangi bir ilişkisi olmadığını, müvekkiline gelen tebligat zarfının ve ödeme emrinin üzerinde kendi ismi ve düzeltilmiş halde T.C kimlik numarasının bulunduğunu, takip konusu senetlerin üzerindeki imza ile T.C kimlik bilgisinin müvekkiline ait olmadığını, bilirkişi incelemesi yapıldığı takdirde senetler altındaki imzanın müvekkile ait olmadığının ortaya çıkacağını, ne olduğu bile belli olmayan bir takibe maruz kalan müvekkilinin bu şekilde zarara uğradığını, tebligattan geç haberi olan müvekkilinin bu haksız takibe itiraz edemediğini ve takibin kesinleştiğini, davalı tarafın hiçbir şekilde borcun muhatabı olmayan müvekkilinden borcun tahsil edilmesinin kötü niyetli ve haksız olduğunu, dava konusu haksız durum sebebiyle, müvekkilinin telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağını, davaya konu kambiyo senetlerinin ödenmesini engeller mahiyette ve müvekkilinin uğrayacağı muhtemel zararların engellenmesi için ihtiyat-i tedbir kararı verilmesini ve dava konusu senetlerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalının cevap dilekçesi sunmadığı ve duruşmalara katılmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, icra takibine konu çekteki imzanın davacıya ait olmaması nedenine dayanan ve İİK. 72. maddesinde düzenlenen menfi tespit davasıdır.
Küçükçekmece ……. Asliye hukuk mahkemesinin ….. esas ve …… karar sayılı görevsizlik kararı ile dosya mahkememize tevzi olmuştur.
Taraflar arasında tartışmalı olan husus ise davaya ve takibe esas çekteki imzanın davacıya ait olup olmadığı, keşide tarihi öncesi itibari ile davacıya atfedilebilecek herhangi bir mukayese imzanın bulunup bulunmadığı, davacının çekten dolayı borçlu bulunup bulunmadığı, taraflar lehine tazminata hükmedilmesinin gerekip gerekmediği notkasında toplanmaktadır.
Dava dilekçesinde belirtilen Büyükçekmece ……. İcra Müdürlüğünün ……. E. sayılı dosyası kapsamına göre alacaklının dosyamız davacısı, borçlunun dosyamız davalısı, takibe esas olan çekin keşide tarihinin 5/01/2015, bedelinin 40.000,00-TL, muhatap bankasının ……. bank …… Şubesi olduğu tartışmasızdır.
Dayanak çek aslı, dayanak icra dosyasında ve tüm belgelerde davacıya atfedilen imzalı belgeler var ise bunların asılları ve tüm dosya kapsamı gözetildiğinde, dava konusu çekteki imzanın diğer mukayese konusu belgelerdeki imzalar ile kıyaslandığında, aynı el ürünü olduğuna dair teknik bir veri olup olmadığı, çekteki imzanın davalı şirket temsilcisinin yokluğunda atıldığının, davalı tarafından savunulması da gözetildiğinde, çekteki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığı, bu konuda davacıyı bağlayan teknik veri olup olmadığı hususlarında bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Sahtecilik ve grafoloji uzmanı üçlü bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 15/08/2020 tarihli raporunda mevcut inceleme şartları, belirlenen ve mukayese tablosunda gösterilen bulgular ışığında inceleme konusu çekin arka yüzünde atılı bulunan ciranta imzasının, mukayeseye esas imzalarına kıyasla …… ‘ın elinden çıktığını gösterir bulguların bulunmadığı teknik görüş olarak açıklamıştır.
Esasen bilirkişi raporu gerekçeli, ayrıntılı hükme elverişli olup teknik olarak yeterli niteliktedir. Zaten çıplak gözle yapılan incelemede dahi imzalar arasındaki farklılık hayatın olağan akışı içinde normal bir kişi tarafından dahi tespit edilebilecek niteliktedir.
T.T.K. ‘nun 818/1-c maddesi yollamasıyla ve TTK’ nun 677. maddesi uyarınca bir çek üzerinde bulunan imzanın sahte olması halinde imza sahibinin bu çek ile bağlı olamayacağı sonucuna varmak gerekir. Elbette bu durum diğer imzaların sıhhatini etkilemediği halde kendisine imza atfedilen şahsen sorumlu olmasını ise engeller.
Esasen çekteki imzanın sahte olduğunun açıklanmış olması imza atfedilen kişi tarafından ileri sürülen bir def’i niteliğindedir. Bu def’inin niteliği ve imzanın sahte olmasına dayanılmış olması, bu def’in herkese karşı ileri sürülmesinin mümkün kılan bir def’idir. Nitekim doktrinde dahi kambiyo evrakı niteliğindeki belgede yer alan imzanın sahte olması halinde ileri sürülen definin herkese karşı ileri sürülebilen bir defi olduğu kabul edilmektedir.(Prof Dr. Oğuz İmregün, Kara Ticaret Hukuku Ders kitabı )
Açıklanan durum karşında davalı şahsın iyi niyetli olması dahi herhangi bir önem arzetmeyecek olup bu def’inin adı geçen davalıya karşı ileri sürülmesi de yasal olarak mümkün olacaktır.
“Çek, davalının huzurunda düzenlenip imzalanmamış olmakla imzası sahte çekin icra takibine konulmasında davalıyı kötü niyetli kabul etmek olanaksızdır (Yargıtay 19. H.D. 19/11/1993 T. ve 1768/7698 sayılı kararı)” O halde davalının kötü niyetli olduğu anlaşılamadığından davacı lehine tazminata hükmedilmesi mümkün değildir. Öte yandan davanın kabulü nedeniyle davalı lehine tazminata da hükmedilmemiştir.
Toplanan deliller ve yapılan açıklamalar gözetilerek Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğünün …… E. sayılı icra dosyasına konu çek sebebi ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine tarafların tazminat taleplerinin şartlarının oluşmaması nedeni ile ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
Davacı borçlunun Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğünün ……. Esas sayılı dosyasına borcu olmadığının tespitine,
2.774,47 TLnin istirdaten yargılama esnasında(mahkememize 27/03/2019 tarihli duruşmada beyan edildiğinden) ödendiğinden anlaşılmakla davalıdan 27/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte alınarak davacıya ödenmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 189,52 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 47,39 Tl harcın mahsubu ile bakiye 142,13TL harcın davalıdan alınarak hazineye GELİR KAYDINA,
3-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.774,47 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından ödenen 29,20 -TL başvurma harcı, 47,39TL peşin harç, 550,00 TL bilirkişi ücreti, 353,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 979,59 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda usulen okunup anlatıldı. 30/12/2020

Katip … Hakim …
¸e-imza ¸e-imza