Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/192 E. 2018/141 K. 08.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/192 Esas
KARAR NO : 2018/141

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 21/02/2018
KARAR TARİHİ : 08/03/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/03/2018

Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı dosyasının görevsizlik kararı ile mahkememize gönderildiği, mahkememizde esas kaydının yapıldığı anlaşıldı.
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesiyle; icra takibine konu edilen alacak, davacının malik olduğu taşınmazda, kiracıların bulunduğu bir döneme ilişkin olduğu, Öyle ki, takip konusu edilen alacağa ilişkin olarak, son ödeme tarihinin 09.05.2016 olduğunu, alacak döneminde, taşınmazı kullananın kiracı olduğunu, davacının bu takip konusu alacağa ilişkin bir mesuliyeti bulunmadığını, kiracının, söz konusu dönemde, davalı kuruma hiçbir borcu bulunmayıp, hali hazırda da hiçbir borcu haiz olmadığını, Kiracı, kira sözleşmesinin imzalanmasına müteakip davalı kuruma abonelik işlemleri için başvurusunu gerçekleştirdiğini, her bir kiracı da, kendi adına abonelik sözleşmesini düzenlediğini, kiracının bulunmadığı kısa süreli boşluklarda da taşınmazın hiçbir suretle kullanmadığı, bu durumda da, zaten dönem olarak davacının ilgisinde bulunmayan alacağın, 1.667,00-TL gibi bir tutar şeklinde tezahür etmesi akıl ve mantık dışı kaldığını, davacının, kiracısının kaçak olarak su, elektrik ve doğalgaz kullanımını da tespit ettiğini, geçmişte tahakkuk eden ve borçlusu başka olan bir alacak, haksız ve kötü niyetli olarak davacıdan tahsil edilmeye çalışıldığını ileri sürerek; davacının, davalı kuruma borçlu olmadığını tespit edilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesiyle; davacının, … numaralı abonesi olduğunu, 23.08.2007 tarihli Abonelik başlangıcı olup, 16.01.2009 tarihinde aboneliğinin sona erdiğini, dava konusu ödediğini beyan ettikleri faturalar itiraz etmeksizin kesinleşmiş olup zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacı kullandığı döneme ait sabit olan döneme ilişkin elektrik faturalarını ödemekle yükümlü olduğunu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun 622 sayılı kararı uyarınca tespit ve tayin edilmekte ve cezalı tarife uygulanmakta olduğunu, davalı kurumun kendisine verilen yasal yetki kapsamında ve yasal düzenlemeler ışığında kaçak elektrik tüketimini hesap ve tahakkuk ederek diğer tüketicilerin haklarını da korumakta ve kamu hizmeti ifa ettiğini, davacının iddia ettiği Kaçak Kullanım ve faturaları EPDK ve EPY göre düzenlenen bu faturaları ödemekle de yükümlü olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Dava; davacının maliki olduğu ve tapuda mesken olarak kayıtlı bulunan ve dava dışı kiracıya avukatlık bürosu olarak kiraya verilmek suretiyle kullanıldığı belirtilen taşınmaza ait davalı tarafça ödenmediği iddia olunan elektrik enerji bedelinden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine yönelik menfi tespit davasıdır.
TTK’nın 4. maddesinde her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olan davalar ticari dava olarak kabul edilmiş olup, ayrıca aynı maddenin devamında tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava olarak kabul edilen davalar maddeler halinde belirtilmiş olup, TTK 5. maddesi gereğince de aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesinin tüm ticari davalara bakmakla görevli olduğu belirtilmiştir.
Dava konusu somut olayda davacı tacir olmadığı gibi davacıya ait dava konusu taşınmaz tapuda mesken olarak gözükmektedir. Her ne kadar dava konusu taşınmaz dava dışı şahsa avukatlık ofisi olarak kullanılmak üzere kiraya verilmiş ise de davacı tarafça dava konusu taşınmazda kendi adına bir işletme sözkonusu olmadığından davacının tacir ve dava konusu ihtilafında davacının ve dolayısı ile TTK 4. Maddesi gereğince her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendiren bir uyuşmazlığın sözkonusu olmadığı kabul edilmiştir.
HMK.nun 114.maddesi gereğince mahkemenin görevli bulunması dava şartı olup, HMK.nun 115.maddesi gereğince de davanın her aşamasında re’sen gözetilebileceğinden, TTK 4. Maddesi gereğince tacirler arasında bir dava niteliğinde olmayan, münhasıran ticari davalardan da bulunmayan ve genel hükümlere dayalı olarak açılan işbu davanın ticari bir dava sayılamayacağı gözetilerek işbu İşbu davada mahkememizin görevsiz olması nedeniyle davanın usulden reddine, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli bulunduğuna, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verme gereği doğmuştur. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2014/12211 esas, 2014/4646 karar sayılı ve 2013/19743 esas, 2014/4345 karar ve yine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2015/10745 esas, 2016/7567 karar sayılı kararlarında da benzer ihtilaflarda genel mahkemeler olan Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu kabul edilmiştir.)
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
İş bu davada mahkememizin görevsiz olması nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
Görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi bulunduğuna,
Kararın İstinaf kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde dosyanın yargı yerinin belirlenmesi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili dairesine gönderilmisine,
Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip …

Hakim …