Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/171 E. 2018/366 K. 17.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/171
KARAR NO : 2018/366

DAVA : Özel Denetçi Atanması, Genel Kurula Çağrı İçin Kayyım Atanması
DAVA TARİHİ : 15/02/2018
KARAR TARİHİ : 17/05/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan özel denetçi atanması, genel kurula çağrı için kayyım atanması davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı … A.Ş.’nin %23 oranında hissesine sahip şirket ortağı olduğunu, bir süredir taraflar ve şirketin yönetimini elinde tutan diğer şirket ortakları arasında şirket idaresi ile ilgili husumet yaşandığını, diğer şirket ortaklarının idaresini ellerinde tuttukları şirketten müvekkilini dışladıklarını, aynı zamanda şirkette çalışan olarak da görev yapan müvekkilinin işini yapmasına engel olduklarını, şirket hesapları, işler, gelir, gider vb.hiçbir konuda bilgi vermediklerini, asılsız ve mesnetsiz iddialarla müvekkiline noterden ihtarlar çekildiğini, hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı şirketin idaresini elinde tutan diğer ortakların 2015-2016 yıllarına ait olağan genel kurul toplantısını usulsüz bir şekilde 24/08/2017’de yaparak müvekkilinin yokluğunda kendi kendilerini ibra ettiklerini, bu genel kurulda alınan kararların iptal edilmesi gerektiğini, usulsüz davetle genel kurulu müvekkiline haber vermeksizin topladıklarını, yine diğer ortakların davalı şirketle aynı iş kolunda şirket kurduklarını, davalı şirketin işlerini bu yeni şirketlere aktararak müvekkilinin de ortağı olduğu davalı şirketin içini boşaltmaya başladıklarını, … San….nin 31/07/2017 tarihinde … Sat.ve Dağ….nin 09/11/2017 tarihinde ticaret sicile tescil edildiğini ileri sürerek, şirket hesaplarının özel bir denetçi tarafından ayrıntılı bir şekilde incelenmesi ve rapor düzenlenmesine, şirketin düzenlenecek bu rapor ve mahkeme tarafından atanacak yeni bir kayyım eliyle genel kurula götürülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, aynı hususlarda ihtiyati tedbir talebinde de bulunmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının genel kurul kararının iptali talebiyle Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası üzerinden iptal davası açtığını, dosyanın halen derdest olduğunu, ancak genel kurul karar iptali davasının yasal hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığını, esasa ilişkin olarak ise davacının taleplerine dayanak olarak ortaklar arasındaki uyuşmazlıkların gösterildiğini, TMK.nun 426 ve 427 maddelerindeki koşulların oluşmadığını, ortaklar arasındaki uyuşmazlığın kayyım tayinine sebebiyet vermeyeceğini, bu durumda yapılabilecek olan tek şeyin usulsüz olduğu düşünülen işlemler hakkında yetkili organların veya ortakların sorumluluğuna gitmek olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava;özel denetçi atanması ile şirket genel kurulunun toplantıya çağrısı için kayyım atanması istemlerine ilişkindir.
Huzurdaki davada iki ayrı müstakil dava konusunu oluşturacak objektif dava yığılması söz konusu olduğundan 35,90 TL daha peşin harcın ikmali sağlanmıştır. Kaldı ki davacı vekili de istinaf başvuru dilekçesinde davanın konusuna özel denetçi atanması ve genel kurula çağrı için kayyum atanması olarak açıklamıştır.
Taraf vekilleri yazılı delillerini ibraz etmişler, diğer taraf delilleri mahkememizce toplanmıştır.
Davalı şirketin ticaret sicil kayıtları celp edilmiş, şirket merkez adresi itibariyle mahkememizin kesin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Büyükçekmece C.Başsavcılığının … sayılı soruşturma dosyasının Uyap üzerinden gönderilen örneği incelendiğinde; davalı şirket yetkilileri tarafından davacı hakkında yapılan hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma eylemine yönelik şikayet nedeniyle yapılan soruşturma sonucunda eylemin hukuki sorun mahiyetinde olduğu, atılı suçun oluşmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı verildiği görülmüştür.
Davacı yanın ihtiyati tedbir istemi 16/02/2018 tarihli ara karar ile reddedilmiş, ara kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul BAM … Hukuk Dairesi’nin … Esas, … Karar sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasının Uyap üzerinden örneği getirtilmiş, incelenmesinde; davacı tarafından açılan davalı şirketin 24/08/2017 tarihli genel kurulunda alınan kararların iptali davası olduğu, dosyanın derdest olup duruşmasının 12/07/2018 tarihine bırakıldığı anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, sicil kayıtları ile tüm dosya içeri birlikte değerlendirildiğinde;
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı şirkete özel denetçi atanması ile şirket genel kurulunun toplantıya çağrısı için kayyım atanması şartlarının oluşup oluşmadığından kaynaklanmaktadır.
Özel denetçi atanması kurumu, yeni TTK sisteminde pay sahiplerinin ve azınlığın kontrol haklarına ilişkin üzerinde önemle durulan bir müessesedir. Kanunda bir taraftan pay sahibinin bilgi alma ve inceleme hakkı, diğer taraftan ise özel denetim isteme hakkı genişletilmiş ve güçlendirilmiştir. Bu sayede pay sahibine ve özellikle azınlığa, şirketin işleyişi ile ilgili daha şeffaf ve güvenilir bilgi elde etme imkânı sağlanmıştır. Özel denetim isteme hakkı, pay sahiplerinin, şirketle ilgili belirli konularda bilgi sahibi olarak pay sahipliği haklarını genel kurulda daha etkin ve bilinçli bir şekilde kullanabilmelerine hizmet eder. Böylece bilhassa çoğunlukta bulunmayan, yönetim kuruluna üye belirleme imtiyazına sahip olmayan pay sahiplerinin, şirketle ilgili belirli olayları açıklığa kavuşturmaları sağlanabilmektedir.Özel denetim müessesi 6102 sayılı TTK’nun 438-444 maddeleri arasında düzenlenmiştir. Özel denetimde, özel denetçi tarafından belirli olayların aydınlatılması amacıyla denetim yapılmakta ve sonuç rapor ile açıklanmaktadır. TTK md.438 ile pay sahibinin özel denetçi talebinde bulunması için, pay sahipliği haklarının kullanılması için gereklilik ve bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılmış olması şartları aranmaktadır.Uygulamada özel denetiminin yönetici ve denetçilerin sorumluluğuna hazırlık amacı taşıdığı, şirketin sevk ve idaresi konusunda amaca uygunluk ve yerindelik incelemesi niteliğinde olmadığı, organların takdir yetkilerinin incelenmesini içermediği, kuralsızlıkların açıklanması gerektiği, olayların açıklığa kavuşturulmasının amaçlandığı kabul edilmektedir. Bu doğrultuda, 6102 s. TTK hükümleri çerçevesinde her bir pay sahibi gündemde herhangi bir madde bulunmasına gerek olmaksızın özel denetçi atanmasını genel kuruldan isteyebilir. Pay sahibinin bu talepte bulunabilmesi için kanunun aradığı koşullar TTK. 438/1 ‘e göre;bilgi alma ve inceleme haklarının kullanılmış olması,özel denetimin pay sahipliği haklarını kullanmak için gerekli bulunması,açıklığa kavuşturulması istenen olayların belirli olmasıdır.Genel kurul bu talebi reddettiği takdirde azınlık (sermayenin en az yüzde onunu temsil eden payların sahipleri) veya payların itibari değeri toplamı en az 1 milyon TL olan pay sahipleri şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden üç ay içerisinde şirkete özel denetçi atanmasını talep edebilirler. ( TTK 439/1 md.)
Bilgi alma şartı bakımından; özel denetçinin atanması, pay sahibinin bilgi alma hakkı ile doğrudan ilişkili olduğundan, kanun koyucu, birinci olarak pay sahibinin öncelikle kendisine sunulan ve kapsamı genişletilen bilgi alma ve inceleme hakkını kullanmış olmasını aramaktadır (TTK m. 438/1). Öte yandan, kanun koyucu verilecek bilgilerin niteliğine ilişkin de ayrı bir belirleme yapmıştır. Bu bağlamda, verilecek bilgilerin hesap verme ve dürüstlük ilkeleri bakımından özenli ve gerçeğe uygun olması gerekmektedir (TTK m. 437/1). Kanun koyucu, pay sahiplerine verilecek olan bilgilerin amaca hizmet etmesini, şirketle ilgili konuların şeffaf bir şekilde açıklanmasını, gerçek durum ile verilen bilgilerin örtüşmesini aramaktadır.
Gereklilik koşulu bakımından; ikinci olarak kanun koyucu özel denetim yolunun pay sahipliği haklarından yararlanılabilmesi için gerekli olmasını aramıştır. Bu bağlamda, pay sahibinin oy hakkını kullanarak yönetim kurulunu ibra etmeden veya ilgililer hakkında sorumluluk davası açmadan önce gerekliliğini ispatlayarak özel denetim hakkını kullanması mümkündür.
Belirlilik koşulu bakımından; özel denetim, şirketin genel gidişi hakkında, kâr-zarar durumunun tespiti ile ilgili olarak genel bir biçimde bilgi alma amacıyla kullanılamaz. Şirket ile ilgili belli olayların, örneğin ihalelerin, projelerin, inşaatların yapımı ve akıbeti hakkında pay sahiplerinin bilgi sahibi olabilmeleri için söz konusu müessese düzenlenmiştir.Bundan dolayı, pay sahibinin özel denetime başvurabilmesi, şirketi ilgilendiren belirli olayları zikretmesi ve bunları ortaya koymasına bağlıdır. Pay sahibinin bilgi almak istediği meseleleri somut ve anlaşılabilir şekilde belirtmesi gerekir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olayda özel denetçi atanması şartlarının oluşup oluşmadığı değerlendirildiğinde; davacının davalı anonim şirkette pay sahibi olduğu görülmekle birlikte; davacı pay sahibinin bilgi alma ve inceleme hakkını daha önce kullanmadığı gibi belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturmasını genel kuruldan istediğine dair herhangi bir ihtarname ya da yazılı delil ibraz etmediği, bu sebeple TTK’nun 438/1 maddesinde öngörülen özel denetçi atanmasına ilişkin özel denetim istenen konuda bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılmış olması gerektiğine yönelik ön şartın gerçekleşmediği anlaşılmakla koşulları oluşmayan özel denetçi talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının bir diğer talebi ise; genel kurulun toplantıya çağrılması için kayyım atanmasıdır. Bu talep TTK’nun 410,411 ve 412.maddelerinde düzenlenmiştir. Davacı, davalı şirkette usulsüz işlemler yapıldığını, ortaklar arasında husumet bulunduğunu, davalı şirketin idaresini elinde tutan diğer ortakların 24/08/2017 tarihinde usulsüz olağan genel kurul toplantısı yaparak kendi kendilerini ibra ettiklerini, kendisine toplantıdan haber verilmediğini ileri sürerek genel kurulun toplantıya çağrılması için mahkemece kayyım atanmasını istemiştir. Davalı şirketin yönetim kurulunun görev süresinin dolmadığı, devamlı olarak toplanamaması ya da toplantı nisabının oluşmasına imkan bulunmaması gibi bir durumun da söz konusu olmadığı anlaşılmıştır. İleri sürülen sebeplere göre olayda TTK 410.maddesinin uygulanma yeri yoktur. TTK 411.maddesinde ise, sermayenin en az onda birini, halka açık şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahiplerinin, yönetim kurulundan, yazılı olarak gerektirici sebepleri ve gündemi belirterek, genel kurulu toplantıya çağırmasını veya genel kurul zaten toplanacak ise karara bağlanmasını istedikleri konuların gündeme konulmasını isteyebilecekleri, 412.maddesinde pay sahiplerinin çağrı veya gündeme madde konulmasına ilişkin istemlerinin yönetim kurulu tarafından reddedilmesi veya isteme 7 iş günü içinde olumlu cevap verilmemesi halinde aynı pay sahiplerinin başvurusu üzerine genel kurulun toplantıya çağrılmasına şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinin karar verebileceği, mahkeme toplantıya gerek görür ise gündemi düzenlemek ve kanun hükümleri uyarınca çağrıyı yapmak üzere bir kayyım atayacağı düzenlenmiştir. Anılan maddeler çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde, davacı pay sahibinin %23 oranındaki payı nedeniyle azlık olarak iş bu davayı açmakta aktif husumeti bulunmakta ise de, davacının davadan önce yönetim kuruluna başvurarak genel kurulun toplantıya çağrılmasına ilişkin yazılı bir talebinin olmadığı, dosya kapsamında böyle bir başvurunun yapıldığına dair herhangi bir delil sunulmadığı, böylece TTK’nun 411 ve 412.maddelerinde belirtilen dava ön şartının gerçekleşmediği kanaatine varılmakla bu talebin de reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Gerek genel kurulun toplantıya çağrılması için kayyım atanması gerekse özel denetçi atanması talepleri yönünden yasal koşullar oluşmadığından davacının davasının reddine,
2-Her iki dava yönünden alınması gereken 35,90 TL’den toplam 71,80 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan harçlardan mahsubuna, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.180,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Gider avansından artan kısmın gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden sonra davacı tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı, yasa hükmü gereğince her iki talep yönünden KESİN olarak oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/05/2018

Başkan …

Üye …
Üye …

Kâtip …