Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/170 E. 2018/254 K. 11.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BAKIRKÖY
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : ….
KARAR NO : 2018/25

DAVA : Tazminat (Yönetici Sorumluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/02/2018
KARAR TARİHİ : 11/04/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan tazminat (yönetici sorumluğundan kaynaklanan) davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün ….sicil nosunda kayıtlı tarafların ortağı bulundukları ….Limited Şirketinin temsil ve ilzama yetkili tek müdürünün davalı … olduğunu, tarafların kardeş olduklarını, davalının aynı zamanda karar alma çoğunluğuna sahip büyük ortak konumunda bulunduğunu, şirketin yurtdışından satın aldığı kimyevi maddeleri taahhüt ettiği ülke ve firmalara sattığını, davalı şirket müdürünün kanunda ve ana sözleşmede yer alan yükümlülüklere kasten aykırı davranarak ve usulsüz işlemler gerçekleştirirek şirketi zarara uğrattığını, genel kurul yapılmasına ve müvekkilinin ortaklık hakkını kullanmasına engel olduğunu, bu hususta davalıya ihtarname gönderilmiş ise de, kanuni yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davalının müvekkiline şirketin faaliyetleri ve mali durumu hakkında bilgi vermediği gibi ana sözleşmenin 10.maddesine aykırı olarak kâr payı da dağıtmadığını, kimyasal silah imalatında kullanılan tehlikeli maddelerin ithalatını yapan şirketin müdürü olan davalının usulsüz belge düzenlemek suretiyle şirkete zarar verecek faaliyetlerde bulunduğunu, tehlikeli maddelerin ithalatı yapılır iken son kullanıcı beyannamesi verilmesi zorunluluğu bulunduğunu, taraflarınca yapılan araştırma neticesinde davalı şirket müdürünün anılan maddeleri ithal eder iken üretici yurt dışı firmalarına vermiş olduğu son kullanıcı beyannamesinde belirttiği nihai kullanıcılara anılan maddeleri satmadığı, aksine transit ticaret yoluyla üçüncü ülkelerde (Hindistan ve İran’da) bulunan firmalara ihraç ettiği bilgisine ulaşıldığını, usulsüz işlemlerden dolayı İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği’nin konuyla ilgili olarak …. İlçe Emniyet Müdürlüğüne suç duyurusunda bulunduğunu, davalının eylemlerinin aynı zamanda suç teşkil ettiğini, diğer yandan davalının kendi ürettiği ürüne Amerikalı şirketin ünvan ve kodunu kullanarak bu ürünü sattığını, üçüncü kişileri yanılttığını, yine davalının şirket ticari defter ve kayıtları üzerinde tahrifat yapmak suretiyle olmayan malları üçüncü kişilere sattığını, şirketi gerçek olmayan fiktif işlemlerle zarara uğrattığını, faturasız ürün satıp bundan şahsi menfaat temin ettiğini, kayıt dışı işlemlerde bulunarak şirketin alacaklarını defter ve kayıtlara işlemediğini, şahsi hesaplarına aktardığını, ayrıca şirket kasasında olması gereken paraların kendi hesabına ve sahibi olduğu ….. Kuaför ve Güzellik Merkezi’ne aktardığını, davalının oğlu ….’ın ….Limited Şirketinde yıllardan beri çalışan gibi gösterildiğini, oysa davalının oğlunun ….Kulübünde lisanslı su topu oyuncusu olduğunu ve anılan yerden maaş aldığını, bu kişinin şirkette hiç çalışmadığını, taraflar arasında ihtilaf çıktıktan sonra davalının müvekkilinin banka işlemleri için boş olarak imzaladığı kağıtlardan birini kötü niyetli olarak 1 milyon TL bedelli bonoya çevirdiğini, bu bonoya dayalı ihtiyati haciz kararı alıp İstanbul …İcra Müdürlüğünün ….Esas sayılı dosyası ile uyguladığını, davalı hakkında İstanbul C.Başsavcılığının ……. sayılı soruşturma dosyasıyla suç duyurusunda bulunduklarını, ayrıca İstanbul …. ATM’nin …. Esas sayılı dosyası ile icranın durdurulması talepli menfi tespit davası açıldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile HMK 107 maddesi uyarınca belirsiz alacak ve tespit davası kapsamında davalının şirketi uğrattığı zararın tespiti ile şimdilik 10.000,00-TL tazminatın davalıdan tahsiline, davalının şahsi mal varlığı üzerine tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; 1995 yılında kurulan ….Ltd. Şti’ nin 6.400.000,00-TL sermayeye ve 14.000.000,00-TL bilanço değerine ulaştığını, bu büyümenin şirket müdürü …’ın eseri olduğunu, aile şirketi olarak devam ederken ortak yeğen …. ‘ın davranışları ve zimmetine para geçirmesi nedeniyle ilişkilerin gerildiğini, … tarafından hisselerin devralındığını, şirketin bu şekilde devamının sağlanmak istendiğini, ancak oğlunun şirkette çalışması yönünde ısrarlı talepleri kabul edilmeyince şirkete ait yaklaşık 1.000.000,00-TL nakit parayı alarak davacının şirketten ayrıldığını, huzurdaki davaları açarak halen ortağı olduğu şirketi zor durumda bıraktığını, şirket adına alınan çek ve senet bedellerinin davacı ve önceki tarihlerde davacının oğlu….’nın hesabında toplanıp daha sonra resmi borçlu hesaplarına yansıtılarak fatura bedellerinin kapanışı yapıldığını, aslında bu işlemlerin şirket hesapları üzerinden yapılması gerektiğini, idari işleri üstlenen davacı ve satış servisinde çalışan….’nın bunu planlı olarak gerçekleştirdiklerini, davacının oğlu …’ın şirketin hesaplarından nakit çekme, eşinin hesabına eft yapmak, depodan hammadde almak suretiyle güveni kötüye kullanarak haksız kazanç elde ettiğini, ortağı olduğu şirketi büyük zarara uğrattığını, eşi adına otomobil ve ….’te daire satın aldığını ve bu alımları amcasından ve babasından gizlediğini, davacının bu zararları üstlendiğini ve müvekkiline hisse oranında borçlandığını, bu şekilde mahsuplaşma yapıldığını, taraflar arasındaki sözleşmeye göre davacının ortaklığa kabul edildiğini, müvekkilinin imza tarihine kadar yapılan iş ve işlemlerden dolayı ibra edildiğini, dava tarihine kadar ….’ın halen beraber çalıştıkları… ile şirket muhasebe programlarına uzaktan erişim ve değişiklik yapma yetkisi bulunduğunu, Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesinde …. Esas sayılı dosyası ile davacı … tarafından müvekkili ile şirket aleyhinde şirketin fesih ve tasfiyesi davası açıldığını, derdest davada davacının ortaklıktan çıkma talebinin müvekkili tarafından da kabul edildiğini, davacının dava ehliyeti yönünden Bakırköy …. .Asliye Ticaret Mahkemesindeki dosyanın sonucunun beklenmesi gerektiğini, davacının kötü niyetli olduğunu, emekli bankacı eşi adına aynı sektörde faaliyet gösteren firma kurduğunu, davacının şirket sırlarını koruma yükümlülüğünü ihlal ettiğini, şirketin çıkarlarını zedeleyici davranışta bulunduğunu, müvekkilinin ticari becerisi sayesinde davacının sekiz adet taşınmaza sahip olduğunu, açmış olduğu bu davalar neticesinde kendisine karşı güven kalmadığını, ortaklığın davacı ile devamında ihtimal bulunmadığını ileri sürerek davacının ibra verdiği halde açtığı kötü niyetli ve haksız davasının reddine, şirket düzgün yönetildiğinden ve iddialar gerçek dışı olduğundan tedbir taleplerinin de reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava; limited şirket müdürünün sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememiz dosyasında taraf teşkili ve dilekçe teatisi aşaması tamamlanmış, tarafların bir kısım delilleri toplanmıştır.
HMK 389/1 maddesi şartlarına uygun olmayan davacı yanın ihtiyati tedbir isteminin reddine dair ara karar tesis edilmiştir.
Davalı yanın cevap dilekçesinde belirtilen Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dava dosyasının Uyap üzerinden örneği celp edilmiş, incelenmesinde; davacı … tarafından davalılar … ve …Tic.Ltd.Şti.aleyhinde açılan şirketin fesih ve tasfiyesi davası olduğu, cevap ve karşı dava dilekçesinin ibraz edildiği, karşı davada ise davacı-karşı davalı …’tan şirkete ödenmek üzere alacak talep edildiği, davacı yanın tedbir talebinin henüz değerlendirilmediği, ön inceleme duruşmasının 09/05/2018 tarihine bırakılmış olduğu, davanın 15/02/2018 tarihinde saat:14:22 itibariyle açıldığı, mahkememizdeki yönetici sorumluluğundan kaynaklanan tazminat davasının ise aynı gün saat:14:23 itibariyle açılmış olduğu görülmüştür.
HMK.nun 166/1-4 maddesinde “aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar…. Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır. ” düzenlenmiştir.
Somut olayda; Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dava dosyası ile mahkememize açılan dava dosyası arasında taraf birliği, delillerin müşterekliği, aynı şirket ortakları arasında oluşu, dosyalardan biri hakkındaki verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte olduğu anlaşılmakla usul ekonomisi ilkesi de gözetilerek, davalar arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğundan HMK.nun 166/1, 4 madde ve bendleri uyarınca mahkememiz dosyasının, daha öne açıldığı anlaşılan Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin …. Esas sayılı işbu dosyası ile Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyası arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğundan mahkememiz dosyasının daha önce açıldığı anlaşılan Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyası ile HMK.nun 166/1, 4 madde ve bendleri uyarınca BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2- Mahkememiz esasının birleştirme nedeniyle kapatılmasına,
3-Yargılamanın Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dava dosyası üzerinden yürütülmesine,
4-Birleştirme kararı verildiğinin HMK.nun 166/3 maddesi uyarınca derhal ilk davanın açıldığı mahkemeye bildirilmesine,
Esas hükümle birlikte istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 11/04/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …